Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/309 E. 2021/850 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/309 Esas
KARAR NO : 2021/850

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/08/2014
KARAR TARİHİ : 02/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalının müvekkilinden—– borçluya teslim edildiğini, davalı borçlunun şifahi uyarılara rağmen müvekkil şirketten satın aldığı — olan 45.573,97 TL. yi ödemediğini,davalının kendisine teslim edilen faturalar ve içeriklerine herhangi bir itirazda bulunmadığını, davalının satın aldığı — davalıya teslim edildiğine dair sevk irsaliyeleri ve kantar fişlerinin olduğunu, dava konusu alacağa ilişkin düzenlenen faturaların müvekkili şirketin kayıtlarına işlendiğini, davalı aleyhin—- icra takibi başlatıldığını, yapılan icra takibine davalının haksız ve kötü niyetli olarak borca ve yetkiye itiraz ettiğinden bahisle, davalı-borçlunun haksız ve mesnetsiz yetki itirazının reddine—- vaki haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davalı hakkında 17/03/2014 tarihinde 45.573,97 TL. Bedelli alacağı olduğunu iddia ederek ——sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bu takibe müvekkili tarafından itiraz edilince bu sefer —– —sayılı dosyası ile 22.800,00 TL. Alacaklı olduğunu iddia ederek 02/07/2014 tarihinde icra takibi başlatıldığını, iki takip arasında alacak dengesizliği olduğunu, davalının yerleşim yerinin —olduğunu bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, davacının haksız ve kötü niyetli açtığı davasının reddine,%40 aşağı olmamak kaydıyla davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile tacirler arası mal alım satımından kaynaklı açık hesap ilişkisine dayalı başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce—– incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine cari hesap ilişkisi dayanak yapılarak—başlatıldığı, davalının borca ve yetkiye itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Para borçları götürülecek borçlardan olduğundan BK nun 89.maddesi gereğince alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden davacının adresinde başlatılan takipte yapılan yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Dava; davacının davalıya sattığı —- nedeniyle düzenlediğini iddia ettiği faturanın ödenmediği iddiasıyla başlatılan takibe itirazın iptali davası olup, davalı taraf icra dairesinin yetkisine itiraz etmekte ve takibe konu faturaları ödediğini iddia etmektedir, davacı taraf takipten sonra kısmi ödeme yapıldığını kabul etmektedir, taraflar arasında satım ilişkisinin bulunduğu konusunda ve fatura konusu malların davalıya teslim edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlık;Bu faturaların ödenip ödenmediği, takip tarihi itibariyle davacı alacağı olup olmadığı, varsa miktarı, davalının temerrüdü olup olmadığı, varsa takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarı noktalarında toplanmaktadır.
Davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde mahkememizce atanan bilirkişi vasıtasıyla yapılan incelemede; davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacı— davalıdan alacaklı olarak— başladığı, davacının kestiği faturalar ve karşılığında alınan havale, kredi kartı ve senet tahsilatları—— davalıdan alacaklı olarak yeni seneye başladığı,——- senetlerinin kaydı ile, davacının davalıdan alacağının 29.405,29 TL’ye yükseldiği—- itibariyle bu miktar davacı alacağı olduğu anlaşılmıştır.
Davalı taraf cevap dilekçesinde davacı tarafa 45.000 TL tutarında ödemeyi yaptıklarını iddia etmiştir. Ancak davalı taraf vekili— dilekçesinde davacıya senet vermediğini savunmuştur, ancak davalının davacıya verdiği ve davacı tarafından önce davalı alacağına kaydedilen, sonrasında ise ödenmediğinden—- bilirkişi raporu ekinde mahkememizce görülmüştür.
Davacının banka hesap kayıtlarına göre yapılan incelemede; Davacının —-davalının—yaptığı ödemelerin davalının borcundan düşüldüğü görülmektedir. Açıklanan nedenlerle; davalının cevap dilekçesinde davacıya ödeme olarak sunduğu ödemelerin tümünün davacının davalıyı takip ettiği açık hesap ekstresinde mevcut olduğu ve davalının borcundan düşüldüğü görülmüştür.
Davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için— Mahkemesine yazılan talimata bilirkişi raporu alınmış olup, bu raporda davalı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun kayıt altına alınmadığı,— göründüğü, bu tespit kendi ticari kayıtlarında olduğu için aleyhine delil teşkil edeceği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı dosyaya sunduğu 22/03/2016 tarihli dilekçesinde davacıya 3 adet senet vermiş olduğunu iddia etmiş ise de, davalı vekilinin düplik dilekçesinde davacıya hiç bir senet vermediklerini beyan etmek suretiyle kendi beyanları arasında çelişki yaratığı ve sonradan sunulan delile davacı tarafından muvafakat edilmediği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 29.405,29 TL alacaklı bulunduğu, temerrüdün ispatlanamadığı bu yüzden işlemiş faiz talep edemeyeceği kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Şeklinde karar verildiği iş bu kararımızın—-.Mahkemece, davacının ticari defterlerinde senet iadesi olarak görünen —- miktarındaki bonoların davalıya bedelsiz iade edildiği kabul olunarak davacının ticari defter ve kayıtlarına göre hüküm kurulmuş ise de, söz konusu senetlerin davalının elinde olması bu senetlerin ödendiğine karine teşkil eder. Senetlerin ödenmediği, bedelsiz olarak iade edildiğini ispat yükümlülüğü bunu iddia eden davacıya aittir. Davacı bedelsizlik iddiasını ancak yazılı delillerle ispat edebilir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.’şeklindeki gerekçesi ile bozulduğu ve davacı tarafından karar düzeltme talebinin —— tarihli karar kararı ile red edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin yukarıdaki dosya numarasına kayıtla yargılaması yapılan dosyada davacının —– miktarındaki bonoların borçtan mahsup edildiği iddiası kapsamında davacı defterleri yeniden inceletilmiş olup— alacaklı olduğu gözükmekte olup ancak bu borcun içerisinde 15.000,00 TL senet iadesinin de dahil olduğu yani borçtan düşülmediği tespitin yapıldığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda davacının iade senetlerin borçtan düşüldüğü iddiasının gerçek olmadığı sonucuna varılmıştır. Senetlerin ödenmediği, bedelsiz olarak iade edildiğini ispat etmek zorunda olan davacı bu hususta bir kesin delil sunamadığından davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 14.405,29 TL alacaklı olduğu sonucuna varılmış olup diğer hususlar yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğinden aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Davalı taraf her ne kadar kötü niyet tazminatı talep etmiş ise de İİK 67/2 maddesi takibin haksız ve kötü niyetli olması halinde alacaklı aleyhine tazminata hükmedileceğini hükme bağlamaktadır. Anılan kanun hükmü uyarınca alacaklı-davacı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için davacı alacaklı tarafından yapılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra takibin kötü niyetle yapılması da şarttır. Davacının kötü niyeti ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatına hükmedilmemiş olup davalı hükmedilen kısım yönünden haksız itiraz ettiğinden kabul edilen kısmın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile ; davalının——sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 14.405,29 TL üzerinden devamına,
Temerrüt ispat edilmediğinde işlemiş faiz talebinin reddine ,hükmedilen alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki 2.881 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine dair,
3-Alınması gereken 984,03-TL karar harcına karşılık peşin alınan 550,50-TL harçtan mahsubu ile bakiye 433,53-TL’nin terkin sınırının altında kaldığından alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından sarfolunan 2.190,75-TL yargılama giderinin davanın kabul kısmına isabet eden 692,47-TL’si ile, 25,20-TL başvurma harcı ve 550,50-TL peşin toplamı 1.268,17-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarfolunan 41,40-TLyargılama giderinin davanın kabul kısmına isabet eden 28,31-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı lehine —- uyarınca taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı lehine — uyarınca taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde yargıtay yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.