Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/306 E. 2020/743 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/306 Esas
KARAR NO: 2020/743
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/08/2018
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin ——— sigortalı bulunan dava dışı ———plakalı araç—- tarihinde davalının işletmeciliği yaptığı otopark çalışan valenin yapmış olduğu kaza nedeniyle hasara uğradığını, davaya konu hasar miktarının — olduğu tespit edildiği, müvekkil——- Dava konusu olay nedeniyle sigortalısına ——- sigorta tazminatı ödendiğini, sigortalısının haklarına halef olduğundan ——- alacak için davalılara karşı rücu hakkı doğduğunu, davalı şirket çalışanın kusurlu eylemi sonucunda kazanın gerçekleştiğini, bu nedenle hasardan sorumlu ve zarardan tanziminden sorumlu olduğunu ve zararın tanzimi ile mükellef olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla — sigorta tazminatının sigortalıya ödeme tarihi olan ——– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan rücu edilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin mesleki amaç ile hareket eden tüzel kişi olması nedeniyle tüketici konumunda olmayacağı aşikar olduğundan tüketici mahkemelerinin görevsiz olduğunu, davacı şirketin yalnızca bir hasar olduğundan bahsetmiş ancak olayın nerede gerçekleştiğini, nasıl bir yerde olduğunu yahut olayın gelişimi ile ilgili her hangi bir bilgi vermediğini ve belgede sunmadığını, dolayısıyla araçta mevcut hasarların çalışan tarafından yapılıp yapılmadığı muallak olduğunu, müvekkil şirketine iş bu sebeple sorumluluğunun gidilmesi açıkca kötü niyet arz ettiğini, iş bu haksız davanın görevsiz mahkeme olan tüketici mahkemelerinde ikame edilmesi sebebiyle öncelikle usulden reddini, iş bu haksız davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı tarafından ödenen sigorta tazminatının davalıdan rücuna ilişkindir.
Mahkememiz dosyasının ilk yargılaması ———— sayılı dosyası üzerinden yapılmış işbu mahkemenin —– tarihli görevsizlik kararına istinaden mahkememize tevzi edilerek yukarıda belirtilen esasa kaydedildiği anlaşılmıştır.
HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Davacı sigortacı, sigorta bedelini sigortalısına ödedikten sonra TTK’nin 1301. ve 1472. maddesindeki yasal halefiyet hükümleri uyarınca, sigorta ettirenin yerine geçmek suretiyle eldeki davayı açmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3.maddesinin k bendinde tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, l bendinde de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Yine aynı Kanun’un 73. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için Kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımı verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davalarında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; ——————— kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta davacı—- dava dışı sigortacısı arasında hasara uğrayan ——–plakalı araç için —–poliçesi imzalanmıştır. Sigortalısına hasar bedelini ödeyen davacı ———– bulunduğunu iddia ettiği davalı aleyhine ödediği hasar bedelinin tahsili için mahkememizde dava açmıştır. Davacı ve davalı arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığından halefiyet kuralı gereğince dava dışı sigortalayan ile davalı arasında ki hukuki ilişkiye göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir.
Bu doğrultuda davalı şirket ile sigortalı araç sürücüsü arasında aracın park edilmesi amacı ile davalının valesi olduğu iddia edilen şahsa teslimi ile bir tüketici işlemi kurulduğu ve aracın teslimden sonra hasarlandığı anlaşıldığından uyuşmazlığın dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanun’un 2, 3 ve 73. maddeleri uyarınca tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Bu nedenlerle davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiği kanaatine varıldığından mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olması sebebiyle MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK madde 21 gereği kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde Mahkememiz ile ——- Mahkemesi arasında oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın ——- ADLİYE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde ——– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/12/2020