Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/293 E. 2020/320 K. 10.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/293 Esas
KARAR NO : 2020/320

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/06/2019
KARAR TARİHİ : 10/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil —- markası altında araç kiralama işi yaptığını, şirkete ait —– —- katılmak üzere seyir halinde iken yol kenarında bulunan logar kapağına çarptığını ve kaza meydana geldiğini ve kaza bedelinin 1.755,00 TL olduğunu, kolluk tarafından tutulan kaza tespit tutanağına göre kazanın meydana gelmesinde idarenin sorumlu olduğunun tespit edildiğini, ihmalden dolayı da hasara sebebiyet verdiğini, araç onarılsa dahi değer kaybının meydana geldiğini, 500 TL değer kaybının da idarenin sorumluluğunda olduğunu beyanla, kaza nedeniyle meydana gelen toplam hasar bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.255,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren reeskont faiz oranı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …—- vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle Belediye aleyhinde açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve kabul etmediklerini, trafik kazası nedeniyle meydana gelen kazanç mahrumiyetinin oluşumunda davalı belediyeye kusur isnat edilemeyeceğini, belediyenin görevlerinin yasada belirlendiğini, belirtilen kazada sürücünün gerekli dikkat ve özeni gösterip göstermediğinin tespit edilmesi gerektiğini, dosyanın incelenmesi sonucu iş bu davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerekeceği, davacının davalı — aleyhine tazminat talepleri ile davalı — açısından temerrüt şartları oluşmadığından olay tarihinden itibaren faiz taleplerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ….—– vekili cevap dilekçesinde, görev, yetki ve husumet itirazlarının bulunduğunu, idare kendi işlem ve eylemi sonucu meydana gelen hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, söz konusu olayda hasara sebep olayın yolun bakım ve onarımının ihmal edilmesi sebebiyle gerçekleştiğinin belirtildiğini, yolların bakım ve kontrolünden ——— sorumlu olduğundan davada taraf olmalarının hiçbir hukuki gerekçesi bulunmadığını, husumet yokluğundan davanın müvekkil yönünden reddi gerekeceğini, ayrıca kaza tespit tutanağının yokluklarında tutulduğunu ve kabul etmediklerini, kazadan sonra olaydan haberdar edilmeleri gerektiğini beyanla, dosyanın esasına girilmeden husumet yönünden müvekkil kurum yönünden usulden reddine, aksi kanaat oluştuğu takdirde haksız ve hukuki dayanağı bulunmayan davanın esastan reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Dava, trafik kazası sonucunda oluşan zararın giderilmesi istemine yönelik tazminat davasıdır.
Davacı, 05/03/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle aracının uğradığı zararın giderilmesi için davalı … —— karşı İstanbul Anadolu —–. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde maddi tazminat davası açmış olup, anılan mahkemenin —- tarihli kararı ile “Davanın ticari nitelikte olduğundan bahisle” görevsizlik kararı vererek dosyayı mahkememize göndermiştir.
Bilindiği üzere, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanun’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur. Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Görev hususu HMK’nun 114/1-c’ye göre dava şartlarındandır. Dava şartları HMK 115/1 ve 2.maddelerine göre davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır. Davanın; davacıya ait aracın seyir halinde bulunduğu sırada yol kenarında bulunan rögar kapağına çarpması nedeniyle oluşan hasarın tazmini istemine ilişkin olduğu, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin istikrar kazanan kararları uyarınca bu şekilde oluşan zararların tazmini istemine yönelik davaların adli yargı mercilerinde bakılmasının gerektiği, ancak olayın haksız fiil kapsamında genel hükümler uyarınca değerlendirilmesinin gerektiği, davada yukarıda açıklanan şekilde mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinin bulunmadığı, buna göre davaya genel mahkeme sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşıldığından karşı görevsizlik kararı verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davada mahkememizin görevsiz olması nedeniyle davanın HMK’Nun 114 ve 115. Maddelerine göre USULDEN REDDİNE, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
2- Dosya mahkememize İstanbul Anadolu—–.Asliye Hukuk Mahkemesinin—-.sayılı görevsizlik kararı ile gelmiş olup, ilgili karar kanun yollarına gidilmeksizin kesinleştiğinden, mahkememiz dosyasının da istinaf edilmeden kesinleşmesi halinde yargı yeri belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili dairesine gönderilmesine,
3- Yargılama harcı ve yargılama giderlerinin görevli Mahkemece nazara alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.