Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/280 E. 2022/101 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/280 Esas
KARAR NO: 2022/101
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/05/2016
KARAR TARİHİ: 15/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkil —— yürüttüğünü, müvekkil şirketin —– marka olarak tescilli olduğunu ve koruma altında olduğunu, müvekkil şirketin kurulduğu günden bu yana toplumsal sorumluluk bilinci ile—- alanlarda bir çok projeye destek verdiğini, çocuklarının eğitimini desteklemek amacıyla da bugüne değin birden çok projenin önemli destekçilerinden biri olduğunu, ne varki müvekkilinin gençlere ve eğitime verdiği desteğin son zamanlarda gündemde yer alan —-ait olduğu söylenen yurtlarda vukuu bulan tecavüz skandalı nedeniyle ciddi biçimde çarpıtılarak —- bir karalama kampanyasına dönüştürüldüğünü, davalının — olarak müvekkilin kişilik haklarından ağır bir biçimde saldıran ve müvekkiline çok ciddi ve haksız somut olgu isnadında bulunan——iletiyi paylaştığını, görüldüğü üzere davalının paylaşmış olduğu iletilerde müvekkilinin açıkça tecavüzcülere destek verdiği yönünde haksız, ağır ve hukuka aykırı hitamlarda bulunduğunu, bu itibarla TMK.nun 25. maddesi ve TBK.nun 49. ve 58. maddeleri uyarınca müvekkil şirkete haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olgu isnat eden ve bu şekilde müvekkil şirketin kişilik haklarına açıkça ihlal eden davalıdan manevi tazminat talep etme zorunluluğu doğduğunu, davalının gerçekleştirilen haksız fiil nedeniyle müvekkilinin kişilik haklarının zedelendiğini, davalının yaptığı açıklamanın gerçekliğinin ispatla mükellef olduğunu bildirerek sözkonusu hukuka aykırı açıklamaların müvekkil şirketin kişilik haklarının ve ticari itibarının ağır bir biçimde ihlal etmesi nedeniyle —— manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, ———–şeklinde yazdığı cümlenin davacı yanı yönelik herhangi bir hakaret içermediği gibi gerçeğe aykırı bir yargı da barındırmadığını, basının ifade özgürlüğü ile eleştiri ve yorum hakkı kapsamında — açıklamasının değerlendirildiğini,—- yaşanan gelişmelerin toplumda—- yarattığını, müvekkilinin paylaşımının ifade ve kanaat açıklama özgürlüğü kapsamında kaldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini bildirmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile haksız rekabet dolayısıyla manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı dava dilekçesinde davalının —- tarihli —— haksız rekabet teşkil ettiğini bu sebeple manevi tazminat talep ettiğini belirtmiştir.
1-)Haksız rekabete ilişkin hükümler 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 54 vd. maddelerinde hüküm altına alınmıştır. TTK m.54’te haksız rekabet hükümlerinin getiriliş amacı ve haksız rekabete ilişkin temel ilke düzenlenmiştir.
a. TTK m.54/1’e göre, haksız rekabet hükümlerinin amacı; bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış bir rekabet ortamının sağlanması, yani iktisadi rekabetin korunmasıdır. —– Bütün katılanlar ifadesi ile, haksız rekabet hukukunun ünlü üçlüsü olarak adlandırılan: ekonomi, müşteri ve kamu bir diğer deyişle, piyasanın tüm paydaşları ve toplum kastedilmiştir. —— Katılan gibi çok geniş bir kavramın kullanılması ile de rekabet kurallarının yalnızca rakipler arasındaki ilişkilere uygulanmasının önüne geçilmiştir. Korunan menfaatler, piyasanın tüm paydaşlarının ve toplumun, işleyen rekabet sistemi dolayısıyla sağlamış olduğu menfaatlerdir. —– uygun olan rekabetin, bozulmamış rekabet ifadesinden ise hilesiz ve güven tesis eden rekabet ortamının anlaşılması gerektiği söylenebilecektir. ——
b. TTK m.54/2, haksız rekabete ilişkin ilkeyi ortaya koymaktadır. İlkenin temelini dürüstlük kuralı oluşturmaktadır. Dürüstlük kuralına aykırılık ise iki durumda şekilde ortaya çıkmaktadır: davranışlar veya ticari uygulamalar aracılığıyla. —– Rekabet kuralına aykırı davranışların veya ticari uygulamaların, rekabetin temel dinamiklerini zedeleyeceği ve rekabetin korunmasından beklenen sonucun alınmasına zarar vereceği yahut bu sonuçlarını engelleyeceği açıktır.
c. İlgili eylemin haksız rekabet teşkil edebilmesi için bazı şartların var olması gerekmektedir. Öncelikle, ticari bir davranış veya uygulama mevcut olmalıdır. Buradaki ticari kavramı TTK m.3 ve m.19 anlamında kullanılmamıştır. Ticari davranış veya uygulamalar ifadesi ile anlatılmak istenen ticari – iktisadi hayatı etkileyen veya etkileme olasılığı bulunan davranış ve uygulamalardır. ——-Söz konusu bu davranış veya uygulamalar, aldatıcı olmalı yahut dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmelidir. Davranış veya uygulama, rakipler arasında bulunan ilişkiyi ya da tedarik edenler ile müşteriler arasındaki ilişkileri etkilemelidir.
d. Son olarak ifade etmek gerekir ki, haksız rekabetin varlığının kabul edilebilmesi için failin yarar sağlaması veya kusurlu olması ya da haksız rekabete uğrayan kişinin zarar görmüş olması gerekli değildir. Zararın varlığı sadece tazminat davaları bakımından önem taşır. ——-
2.-) TTK m. 55’te ise “dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar” başlığı ile, başlıca haksız rekabet halleri sayılmıştır. Öncelikle ifade etmek gerekir ki, haksız rekabet halleri TTK m.55’te sayılanlar ile sınırlı (tahdidi) değildir.——- Madde metninde sayılanlar örnek kabilindedir. Dolayısıyla, ilgili davranış veya uygulama TTK m.55 kapsamında sayılanlar arasında olmasa dahi m.54/2’deki şartları haiz ise haksız rekabet oluşturacaktır. TTK m.55’te sayılan başlıca haksız rekabet halleri; dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlarda bulunmak, sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek, başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak, üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek, iş şartlarına uymamak, dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmaktır.
TTK m. 56/1-e uyarınca, “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, mesleki itibari, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse, Türk Borçlar Kanunu’nun 58’inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebilir.” TBK m. 58/1’e göre, “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.
Haksız rekabete maruz kalan mağdurun manevi tazminat isteyebilmesi için, haksız rekabet eylemin kişilik haklarına bir tecavüz teşkil etmesi, bu tecavüz nedeniyle manevi bir zarar doğmuş olmalıdır. Bir başka deyişle onun ekonomik açısından kişilik varlığında tecavüz nedeniyle acı, elem ve ıstırap duymasına neden olmalı ayrıca duyulan manevi zarar ile haksız rekabet fiili arasında uygun bir illiyet bağı olmalı ve failin kusurlu olması gerekmektedir, fail kusurlu değilse manevi tazminat istenemeyecektir. Bununla birlikte, aranılan kusurun herhangi bir ağırlıkta olması gerekmez. Haksız rekabet fiili ister kasten yapılsın isterse ihmal sonucunda gerçekleşsin, manevi bir zarar doğmuşsa haksız rekabet nedeniyle manevi tazminat talep edilebilecektir.
‘ Haksız rekabet sonucu davacının ekonomik yararı yönünden, zarar veya tehlike ile davalının kusurlu olması yeterli olup, bu halde, manevi tazminat istenebilir. Yararın ihlalinin bir elem veya acıya sebebiyet vermiş olması gerekli olmayıp, tüzel kişiler için iyi ve haklı şöhretin korunması gerekmektedir.” ——
Davalının —- ——ifade özgürlüğü kapsamında olup hukuka aykırılık teşkil etmediğinden haksız rekabet niteliği yoktur. Haksız rekabet niteliği olmayan bu davranış nedeniyle davalının manevi tazminat talep etme hakkı olmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar harcının peşin alınan 170,78-TL’den mahsubu ile bakiye 90,08-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarfolunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarfolunan 72,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 5.100-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2022