Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/277 E. 2023/673 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/277
KARAR NO : 2023/673

DAVA : MENFİ TESPİT (DAVA SIRASINDA YAPILAN ÖDEME SEBEBİYLE İİK m.72/VI HÜKMÜ KAPSAMINDA İSTİRDAT DAVASI)
DAVA TARİHİ : 03/12/2019
KARAR TARİHİ : 07/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (dava sırasında yapılan ödeme sebebiyle İİK m.72/VI hükmü kapsamında istirdat davası) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11.07.2013 tarihinde hakkında iflas kararı verilen davalının tasfiye işlemlerinin—–.İflas Müdürlüğünün —– İflas sayılı dosyası ile yürütülmeye başlandığını, iflas müdürlüğünün 15.07.2013 tarihinde—- Birliği’ne göndermiş olduğu iflas bildirim yazısı üzerine müflis şirketin müvekkili bankaya kredi sözleşmelerine istinaden kullandırılan krediler nedeniyle borçlu olduğu, müflis şirketin hesaplarındaki tutarlar üzerinde banka kredi alacaklarına ilişkin hapis, rehin, takas ve mahsup haklarından sonra gelmek üzere iflas şerhi konulduğu hususlarının 26.07.2013 tarihli yazıları ile iflas müdürlüğüne bildirildiğini, müflis şirket hesaplarında iflas tarihinden önce mevcut olan ve müvekkili bankanın müflis şirket ile imzalanan kredi sözleşmelerin istinaden kullandırılan krediler nedeniyle üzerinde rehin, hapis, takas, mahsup hakları bulunan 31.263,39-TL müflis şirketin kredi borçlarına mahsup edildiğini, müflis şirket hesaplarında kalan 629,16-TL ve 16.050-USD’nin Türk Lirası karşılığı olan 46.886.,00-TL ile birlikte toplam 47.495,16-TL’lik bakiye 07.03.2016 tarihinde iflas müdürlüğü hesaplarına gönderildiğini, iflas müdürlüğünün somut olayı yasa ve usule aykırı bir şekilde yorumlamak suretiyle takas ve mahsup işlemi yapılan 31.263,39-TL’nin yedi gün içinde birikmiş faizi ile birlikte dosyaya yatırılması, aksi halde cebri icra yoluna başvurulacağına iliskin karar verdiğini, söz konusu kararın iptali için taraflarınca—– İflas Müdürlüğü’nün —–sayılı dosyası ile şikayet yoluna başvurulduğunu, davanın çözümü için banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasının zorunlu olduğu yönündeki ısrarlı beyan ve taleplerini reddeden—–İcra Hukuk Mahkemesi gerekçeli kararında davanın reddine karar verdiğini, kararın taraflarınca istinaf edildiğini, —- Bölge Adliyesi —– Hukuk Dairesinin ——-. 17.01.2019 tarihli ilamı ile istinaf taleplerinin reddedildiğini, iflas müdürlüğünün söz konusu talebinin müvekkili bankaya ait olan bir hakkın kullanılmasının engellenmesi niteliğinde olduğunu, iflas müdürlüğünün müvekkili bankaya ait birhakkın özüne ilişkin karar ve müdahale yetkisinin bulunmadığını, öncelikle iflas masasını temsilen iflas müdürlüğünün müvekkili banka hakkında gerçekleştireceğini belirtiği icra ve haciz işlemlerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, iflas müdürlüğünce 06.08.2019 tarihli kararında yer alan 31.263,39-TL’nin ödenmemesi, iflas müdürlüğünce 06.08.2019 tarihli kararına konu cebri icra işlemleri yapılmaması yönünde tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile müvekkili bankanın, müflis davalı şirkete ve dolayısıyla —- İflas Müdürlüğünün —– iflas sayılı dosyası iflas masasına 31.263,39-TL borçlu olmadığının tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: İflas masasını temsilen idare memurluğuna usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği, davaya cevap dilekçesi verilmediği, iflas idaresi tarafından 11/04/2022 tarihli yazı cevabında tasfiyenin resen—–.İflas Müdürlüğünün—— İflas sayılı dosyası ile yürütüldüğünün beyan edildiği anlaşılmıştır.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK m.72 madde hükmü kapsamında açılmış menfi tespit davası iken yargılama sırasında yapılan ödeme sebebiyle İİK m.72/VI hükmü gereğince istirdat davasıdır.
Dosyanın safahatı incelendiğinde davanın ilk olarak açıldığı ——Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——. Sayılı ilamı ile davanın “olumsuz kayıt kabul” davası niteliğinde olması sebebiyle HSK —– Dairesi’nin 03/04/2018 tarihli — kararı uyarınca tevzi bürosuna iade edildiği ve akabinde mahkememize tevzi edildiği, mahkememizce dosyanın esas aldığı —- sayılı ilamı ile davanın kayıt kabul davası niteliğinde olmadığı, menfi tespit davası niteliğinde olduğu dolayısıyla dosyanın ——. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne iadesine karar verilmiş; sonrasında ise—–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —— sayılı ilamı ile aynı gerekçeler ile bu kez görevsizlik kararı verilmiş ve aynı kararda mahkememizin görevli olduğu belirtilmesi sebebiyle dosya doğrudan mahkememize gönderilmiş ve iş bu karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiş, süresi içerisinde yapılan gönderme istemi sebebiyle de mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Dosyanın incelenmesinde mahkememizce oluşturulan tensip zabtında davanın İİK m.235 hükmü gereğince kayıt kabul ve terkin istemine ilişkin olduğu kabul edilerek buna dair tutanak düzenlenmiş ise de dava konusu alacağın iflas kararı ile muaccel olduğu ve hatta iflas dairesi tarafından da bu sebeple davacı isteminin reddine karar verildiği anlaşılmakla dava menfi tespit davası ve dava sırasında yapılan ödeme sebebiyle İİK m.72/VI hükmü kapsamında istirdat davası olarak görülmüştür.
Dava basit yargılama usulüne tabi olup HMK m.138 hükmü gereğince öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, eksiklik olmadığı kanaatine varılarak ilk olarak davacının ihtiyati tedbir istemi hakkında karar verildikten sonra yöntemine uygun duruşma açılıp hukuki ihtilaf noktaları belirlenmiş, tarafların tüm delilleri toplanılmış, bilirkişi raporları alınmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce davacının tedbir istemi dosya kapsamı ve mevcut delil durumu gözetilerek tensiben verilen karar ile reddedilmiştir.
Davacı tarafça dosyaya sunulan deliller arasında yer alan,—– İcra Müdürlüğü’nün —— İflas sayılı dosyasına müzekkere yazılarak iflas dosyasına ilişkin bilgiler celp edilmiş anılan dosyadan davacı ile yapılan yazışma suretleri, davacı tarafından yapılan ödemeleri gösterir dekontlar, —–. Noterliği’nin 12/08/2013 keşide tarihli—– yevmiye numaralı ihtarnamesi, hesap özetleri—-. İcra Hukuk Mahkemesi’nin —–sayılı dosyası, davacının müflis şirket ile yapmış olduğu genel kredi sözleşmesi sureti ile ayrıca müflis şirket hakkında verilen iflas kararının kesinleşme şerhini havi sureti de—– (Kapatılan )—- Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —– Sayılı ilamı celp edilerek diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
—– (Kapatılan )—–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —–. Sayılı ilamının incelenmesinde müflis —— hakkında 11/07/2013 tarihinde iflas kararı verildiği, ilamın 27/01/2014 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
—– İcra Müdürlüğü’nün —— İflas sayılı dosyasına yazılan yazıya verilen yanıtta ise tasfiyenin basit tasfiye usulüne göre yapıldığı, tasfiyenin müdürlük tarafından yürütüldüğü bilgisinin verildiği görülmüştür.
Davacı tarafça sunulan ve—-. İcra Müdürlüğü’nün —–İflas sayılı dosyasında davacının başvurusu ile ilgili verilen 28/11/2017 tarihli yazı cevabında, “..alacağın iflas kararı ile birlikte muaccel hale geldiği, iflastan önce doğmuş, kesinleşmiş bir alacağın olmadığı, banka iflas tarihinden sonra müflisten alacaklı konuma geçtiğinden banka tarafından İİK m.200 hükmüne atıf yapılarak yapılan takasın hukuki bir geçerliliği bulunmamaktadır” gerekçesi ile 31.263,39 TL’nin birikmiş faizi ile birlikte dosyaya yatırılmasına aksi halde cebri icra yoluna gidileceği hususunda davacı bankaya muhtıra çıkarılmasına karar verildiği görülmüştür.
Davacı ile müflis —–arasında imza edilen 06/07/2011 ve 26/04/2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmelerinin (GKS) 18. maddesinde müşterinin bankadaki her türlü alacakları mevduatları üzerinde bankanın hapis rehin ve mahsup hakları bulunduğunun belirtildiği görülmüştür.
Davacı banka tarafından müflis şirket ile müteselsil kefiller aleyhine —–Noterliği’nin 12/08/2013 keşide tarihli —— yevmiye numaralı ihtarnamesinde imza edilen kredi sözleşmeleri kapsamında 31.212,81 TL alacağın bulunduğu ve söz konusu borcun tebliğden itibaren 1 gün içerisinde ödenmesinin ihtar edildiği görülmüştür.
Mahkemece konunun uzmanlık gerektiren yanları olduğu da gözetilerek, dosya Ticaret Hukukundan Kaynaklanan Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı bilirkişi Av—– isimli bilirkişiye tevdi edilmiş, anılan bilirkişi tarafından sunulan 07/03/2021 tarihli raporda davanın esası çözer mahiyette bir nitelikli hesap içeren bir kanaatin bildirilmediği görülmüş, davacı vekilinin rapora karşı beyanları ve celse arasında 12/02/2020 tarihinde 31.263,39 TL’nin iflas dosyasına ödendiği beyanı kapsamında dosya aynı bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınmış, bilirkişi tarafından sunulan 24/11/2021 tarihli ek raporda ise kök raporda yazılı hususlar tekrar edilmek ve davacı tarafından yapılan ödeme hususundaki tespite ilişkin rapor sunulduğu görülmüştür. Dosyada alınan denetime elverişli görülmediğinden dosya bu kez bankacı bilirkişi—– eklenmesiyle oluşturulan heyete tevdi edilmiş, bankacı bilirkişinin yapmış olduğu inceleme ve sunmuş olduğu kanaatte özetle, müflisin davacı banakdan kullanmış olduğu krediler kapsamında 11/07/2013 iflas tarihi itibari ile davacı bankaya 30.912,11 TL borçlu olduğu, GKS’nin 18. Maddesi kapsamında (sözleşmede 21. Maddede bu hükmün yazılı olduğu dolayısıyla bilirkişinin yazı hatası yaptığı değerlendirilmiştir.) davacı bankanın müflisin banka hesaplarında bulunan mevduat üzerinde rehin ve alacağı kapsamında takas hakkını kullanabileceği hukuki takdirin mahkemeye ait olduğu belirtildiği görülmüş, bankacı bilirkişi tarafından sunulan rapor içeriği denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, davanın hukuki niteliği gereği istirdat davasına dönüşen dava konusu alacak üzerinde davacı bankanın rehin hakkının bulunup bulunmadığı, alacağının miktarı ile alacağı kapsamında takas hakkını kullanıp kullanamayacağı, alacağın iflas tarihinde muaccel olup olmadığı, cebri icra tehdidi altında yapılan ödemeyi davalıdan talep edip edemeyeceği, davalının cebri icra kapsamında işlem yapılacağı yönündeki muhtırası kapsamında kötüniyet tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.Tüm dosya kapsamı, iflas dosyası içeriği ve denetime elverişli görülerek hükme esas alınan bankacı bilirkişiden alınan rapor içeriği doğrultusunda; davacı ile —— arasında 06/07/2011 ve 26/04/2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri imza edildiği ve açılan limit kapsamında krediler kullandırıldığı, aynı zamanda anılan şirkete davacı nezdinde mevduat hesabı açıldığı, —– (Kapatılan )—– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin——Sayılı ilamı ile 11/07/2013 tarihinde iflasına karar verildiği, kararın kesinleştiği, müflis şirketin tasfiyesinin —–. İcra Müdürlüğü’nün —— İflas sayılı dosyası üzerinden basit tasfiye usulüne göre yapıldığı, iflas müdürlüğü tarafından iflas işlemlerinin bildirimine ilişkin yazıya cevaben davacı tarafından müflis şirketin davacı nezdindeki hesabındaki paradan müflisin kredi borcuna istinaden 31.263,39 TL’sine GKS’nin ilgili maddeleri kapsamında mahsup işlemi yapıldığı ve bakiye paranın iflas dosyasından bildirilen hesaba yatırıldığı, iflas müdürlüğü tarafından söz konusu mahsup işleminin İİK m.200 hükmü kapsamında iflas ile doğan alacak kapsamında olduğu ve iflas tarihi itibari ile muaccel olduğu dolayısıyla masa alacağına dahil edilemeyeceği ve 31.263,39 TL’nin iflas masasına ödenmesi aksi halde cebri icra işlemlerinin yapılacağının davacı bankaya bildirilmesi sebebiyle davacı tarafından menfi tespit istemi ile iş bu davanın açıldığı, yargılama sırasında davacı banka tarafından söz konusu bedelin 12/02/2020 tarihinde cebri icra tehdidi altında iflas müdürlüğüne ödendiği dolayısıyla borçlu olunmadığı yönündeki istemin sebepsiz zenginleşmeye dayalı İİK m.72/6 hükmü kapsamında istirdata istemine dönüştüğü, her ne kadar —-Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen gönderme ve görevsizlik kararlarında söz konusu davanın olumsuz kayıt kabul davası niteliğinde olduğu ve mahkememizce hazırlanan tensip tutanağında iş bu davanın sıra cetveline itiraz davası olduğu belirtilmiş ise de toplanan deliler kapsamında dava konusu alacağın müflisin iflas etmesi sebebiyle davacı bankanın imza edilen GKS kapsamında mahsupa konu yapılması üzerine muaccel hale geldiği, davalı iflas müdürlüğünün 28/11/2017 tarihli yazı cevabında da bu durumun aynen belirtildiği, bu kapsamda alacağın iflas tarihi itibariyle muaccel hale geldiği kabul edilerek dava türünün ve görevli mahkemenin belirlenmesi gerektiği, zira İİK m.235 hükmü kapsamında sıra cetveline itiraz davalarında iflas tarihinden önce doğmuş, muaccel olmuş alacakların masaya kayıt ve kabulü isteminin uyuşmazlık konusu olduğu oysa somut olayda müflisin masaya geçen mal ve alacakları kapsamında müflisin tasarruf hakkı olmadığı için iflas öncesinde doğmuş bir alacağın bulunmadığı veya kayıt ve kabulünün talep edilemeyeceği, dava konusu alacağın masanın idaresi söz konusu iken oluştuğu dolayısı ile muhatabın iflas müdürlüğü olduğu ve davanın bu yönden incelenip karara bağlanması gerektiği, denetime elverişli görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise iflas ile takas hakkının kullanılması sonucunda muaccel olan davacı alacağının müflisin ödenmeyen kredi borcundan kaynaklandığı ve iflas tarihi olan 11/07/2013 tarihi itibari ile davacı alacağının 30.912,11 TL olduğu, davacı talebinin de bu yönde olması sebebiyle incelemenin bu kapsamda kaldığı, davacının tespit edilen bu bedeli taraflar arasında imza edilen sözleşmenin 21. Maddesi kapsamında TBK m.142 ve İİK m.185, 186/2, 195 ve 200 hükümleri kapsamında kredi alacağına istinaden mahsup hakkını kullanabileceği bu nedenle davanın kısmen kabulü ile 30.912,11 TL’nin ödeme tarihi olan 12.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte anılan davalı iflas masasından alınarak davacıya verilmesine, her ne kadar istem bulunmuyor olsa da yerleşik içtihatlar gereğince alacaklı lehine tazminat değerlendirmesi yapılması gerektiği ancak davalı iflas müdürlüğünün söz konusu cebri icra işlemlerini yapmakta kötüniyetli olduğuna dair dosyaya yansıyan bir delil olmaması sebebiyle kötü niyet tazminatın hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Bununla birlikte dava konusu istirdat istemine ilişkin alacağın İflas Müdürlüğü’nün 28/11/2017 tarihli yazısında müflisin iflas masasına—–sıra numarası altına kayıt edildiğinin belirtildiği, her ne kadar kayıt kabul istemine konu edilmeyecek ise de söz konusu alacağın iflas müdürlüğünce yürütülecek tasfiye işlemlerinde davacı alacağı olarak göründüğü dolayısıyla iş bu davada hüküm altına alınan masa borcu ile aynı nitelikte olduğu anlaşıldığından verilen kısa kararda belirtilmediği anlaşılan “tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile” ibaresinin 1 nolu hükme eklenmesine, hükmün 1 nolu maddesinin “Davanın kısmen kabulüne, davacının davalı müflis ——- iflas masasına 30.912,11 TL borçlu olmadığının tespiti ile dava aşamasında söz konusu tutarın alacaklıya ödenmiş olması ve davanın İİK. 72/6 maddesi uyarınca istirdat davasına dönüşmesi sebebiyle 30.912,11 TL’nin; söz konusu alacağın aynı zamanda iflas masasının——sıra numarasına kayıt edilmiş olması sebebiyle tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ödeme tarihi olan 12.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte anılan davalı iflas masasından alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine”, şeklinde düzeltilmesine, ancak kısa karar ile kurulan hükme ekleme vs. yapılamayacağından bu husus gerekçede belirtilmek suretiyle yetinilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne, davacının davalı müflis—— Şirketi iflas masasına 30.912,11 TL borçlu olmadığının tespiti ile dava aşamasında söz konusu tutarın alacaklıya ödenmiş olması ve davanın İİK. 72/6 maddesi uyarınca istirdat davasına dönüşmesi sebebiyle 30.912,11 TL’nin ödeme tarihi olan 12.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte anılan davalı iflas masasından alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı alacaklı iflas masasının isteminde kötü niyetli olduğuna yönelik bir tespitin yapılamaması sebebiyle kötü niyet tazminatın hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 2.111,61 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 533,91 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.577,70 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bilirkişi, tebligat ücreti ve yazışma gideri olarak yapılan 2.923,25 TL yargılama gideri ile 533,91 TL peşin harç, 44,40 TL başvuru harcı toplamı 3.501,56 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında 3.462,22 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, davalının yokluğundan davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde —– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.