Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/273 E. 2022/272 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/273 Esas
KARAR NO : 2022/272

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2020
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, dava dışı — tarihli — imzalandığını, davacı müvekkili ile davalı —-herhangi bir ticari sözleşme olmadığından davacının bu kapsamda davalı tarafa karşı herhangi bir edim ifası yükümlülüğü altında da olmadığını, müvekkili — tarihli iki adet dekont ile davalı tarafa —şekilde, açıklama kısmında — faturasına istinaden olacak şekilde—gönderilmişse de herhangi bir ürün teslimi olmadığını, fatura da kesilmediğini, işbu husus davacı müvekkilinin davalının ve dava dışı şirketin tarafların ticari defterlerinin incelemesi gerektirmekte olduğunu, borçlu hakkında— dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının yetki itirazı sonrası —gönderilen ödeme emrine takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, müvekkili şirketin — türünden işleyecek ticari temerrüt faizi ve tüm fer’ileriyle birlikte tahsilini teminen — yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtildiği üzere müvekkili ile davacı arasında herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir mal teslimi veya nakit borcunun bulunmadığını, bu nedenle davanın ve icra takibinin müvekkili şirkete yöneltilmesinin usul ve yasaya aykırı olacağından davanın husumet nedeniyle reddedilmesinin gerektiğini, dava dışı—— mal teslimi yapılmadığı iddia edildiğini ancak dava dışı —- mallar davacı şirkete teslim edildiğini, davanın reddine, icra takibinin iptaline, alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde;——– sayılı takip dosyasını, takip dayanağı dekontları, tarafların— sözleşmesini, tanık, yemin ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; —-malları davacı şirkte teslim ettiğine dair evrakları,– yemin ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davaya konu icra takip dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine —– işlemiş faiz olmak üzere toplam — tahsili talebiyle —— dosyası ile ilamsız takip başlatıldığı, davalının yetki itirazının davacı tarafça kabulü üzerine dosyanın —- Esasına kaydedildiği, bu dosyadan çıkarılan ödeme emrinin —- tebliğ edildiği, davalı vekilinin —- tarihli borca itiraz dilekçesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Takip dayanağı dekontların incelenmesinde davacının davalıya;—– tarihinde “——-çıklamasıyla—- olmak üzere toplamda—— gönderdiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından ibraz edilen fatura ve sevk irsaliyesin incelenmesinde, dava dışı —- karşılığı) fatura düzenlediği, —- tarihinde davalı şirkete teslim edildiği görülmüştür.
Dava dilekçesi ekinde ibraz edilen —–incelendiğinde, sözleşmenin davacı ile dava dışı ——-arasında imzalandığı görülmüştür.
Tarafların ve dava dışı — ——–üzerinde yapılan inceleme sonucu mali müşavir bilirkişi —- bilirkişi raporunda, dava dışı şirketin düzenlediği faturanın davacı defterlerinde yer aldığı, davacının davalıy— dava dışı şirketin faturasına istinaden yapıldığı sonucuna varıldığı, davaya konu ödemelerin davalının ticari defterlerinde yer almadığı, davacının defterlerine göre, davacının davalı— dava dışı şirkete — borçlu olduğu, dava dışı şirketin ise davacıdan — alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Aynı bilirkişi tarafından hazırlanan —– tarihli ek raporda davacının davalıya — fazla ödeme yaptığı belirtilmiştir.
Aynı bilirkişi tarafından hazırlanan—, dava dışı şirket tarafından davacıya düzenlenen —- tarihinde ters kayıt ile—- devir ettiği belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafın süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır.
İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak,—alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
TBK’nın 77.maddesine göre, “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden——– geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.”
Davacı ile dava dışı—-sonrası, adı geçen dava dışı şirket tarafından davacıya ——–fatura düzenlenmiş, düzenlenen fatura davacı şirket defterlerine kaydedilmiştir.
Davacı, söz konusu fatura bedelini faturayı düzenleyen dava dışı şirkete değil, fatura bedellerine —- havaleyi, aralarında herhangi ticari bir ilişki bulunmayan davalıya göndermiştir. Yapılan ödemenin dava dışı şirketin düzenlediği faturaya istinaden yapıldığı ve ödeme miktarı hususlarında taraflar arasında herhangi bir ihtilaf yoktur.
Davacı, yapılan ödeme ile davalının sebepsiz zenginleştiğini, davalı ise dava dışı şirketin düzenlediği fatura konusu malların davacı tarafından teslim alınarak—- savunmaktadır.
Bu durumda davalının dava dışı şirketin fatura borcuna mahsuben gönderilen ödemenin davalı tarafından dava dışı şirkete aktarılıp aktarılmadığı hususu önem kazanmaktadır. Zira davalı şirketin aldığı ödemeyi dava dışı şirkete aktarması, dava dışı şirketin de söz konusu ödemeyi davacıdan olan alacağına mahsup etmesi durumunda sebepsiz zenginleşmeden bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Dava dışı——-yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda, davacının davalı —- ödemenin fatura bedelinden mahsup edildiği, kalan fatura bedeli alacağının devam ettiği belirtilmiştir. Oysa ticari defterler üzerinde yapılan inceleme sonucu, dava dışı — kayıtlarında davacının yaptığı ödeme görünmediği, —– olarak kendi defterlerine kaydeden dava dışı şirketin alacağı kapatmayıp —- Ayrıca, — düzenlenen faturaya karşılık olarak fatura tutarından— yapılan ödeme sonrası dava dışı şirketin davacıdan alacağının kalması mümkün değildir. Bu nedenle dava dışı şirketin Mahkememize verdiği cevabi yazı, kendi ticari defterleri ile bağdaşmamaktadır.
Davacı ile davalı şirket arasında herhangi bir ticari ilişki mevcut olmayıp, bu hususta taraflar arasında da ihtilaf yoktur. Davalı şirket, dava dışı——— mahsuben davacı tarafından gönderilen — davacıya iade etmediği gibi, dava dışı—– sebepsiz zenginleşmiştir. Davalının hesabına yatan bu miktarı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacıya iadesi gerekir. Bu nedenle asıl alacak tutarı — iptaline karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf icra takibinde takip öncesi faiz talebinde bulunmuştur. Haksız fiilde ve sebepsiz zenginleşmede temerrüt için ihtarın gerekmediği yolunda açık bir yasa hükmü yoktur. Ne var ki, günümüzde de uygulama alanı bulan, müşterek hukukun —— genel ilkesine göre, haksız fiilin faili ve sebepsiz zenginleşen daima temerrüt hâlinde bulunduğu için, zaten gerçekleşmiş olan temerrüdü sağlamak üzere alacaklının bunlara ayrıca bir ihtarda bulunması gerekmez.—-
İşlemiş faiz hesabı,—-hakim tarafından yapılabileceğinden, usul ekonomisi gereği ödeme tarihlerinden itibaren takip öncesi işlemiş faiz Mahkememizce hesaplanmıştır.—ödenen 30.000-USD’nin takip tarihi olan —- kadar 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince ——
——
—— arası 30 gün %3,25 üzerinden —
-01.10.2019 – 01.11.2019 arası 31 gün %3,10 üzerinden —
—–
olmak üzere —-olarak,
08/01/2018 tarihinde ödenen 5.000-USD’nin takip tarihi olan — tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işlemiş faizi;
—-arası 24 gün %5,50 üzerinden ——
—–arası 28 gün %4,50 üzerinden —-
-01.03.2019 – 01.05.2019 arası 61 gün %4,00 üzerinden 33,42-USD
—- olmak üzere genel toplamda 1.239,80-USD olarak hesaplanmış, işlemiş takip öncesi faiz yönünden hesaplanan bu miktar üzerinden itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı, davalı vekili cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talep etmiştir. İİK 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek için reddedilen kısım bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatı gerekir.
Davalının davacı tarafından hesabına yapılan ödemeden haberdar olduğu, davalı şirketin ödeme tarihinden sonra işleyecek faiz miktarını kolaylıkla hesaplayabileceği, yukarıda açıklanan nedenlerle itirazın iptaline karar verilen miktar yönünden alacağın likit olduğu anlaşılmakla, döviz alacaklarında döviz üzerinden icra inkar tazminatına karar verilemeyeceğinden, itirazın iptaline karar verilen —- dava tarihindeki TL karşılığı olan — yüzde yirmisi oranında (41.298,87-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacın reddine karar verilen kısmı işlemiş faiz hesabına ilişkin olup, reddedilen kısım yönünden davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığı, bu nedenle de şartları oluşmadığından, davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1——– Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte, davalı-borçlunun; — asıl alacak, 1.239,80-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 36.239,80-USD alacak miktarına yaptığı itirazın iptali ile, takip tarihinden itibaren asıl alacağa 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen alacak miktarı —-dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan– yirmisi oranında— tazminatının davalı-borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine,
3-Şartları oluşmadığından davalı vekilinin icra kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 14.105,63 TL karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 2.604,87 TL harçtan mahsubu ile bakiye 11.500,76 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 1.854,50 TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 1.810,18 TL’si ile 2.604,87 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı toplamı 4.469,45 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul oranı dikkate alındığında davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan—– takdir olunan 22.904,61 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davanın ret oranı dikkate alındığında davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan — takdir olunan 5.056,34 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, davanın kabulüne karar verilen kısmı yönünden gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere, davanın reddine karar verilen kısmı yönünden miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.