Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/270 E. 2021/1036 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/270 Esas
KARAR NO: 2021/1036
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/06/2020
KARAR TARİHİ: 21/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacıdan veya davacının tedarikçisi olan —–mal alımı yaptığını ve davalı ile davacı arasındaki bu alım satım ilişkisi nedeniyle açık hesap ilişkisi bulunduğunu. Davalı tarafından, davacıdan veya davacının tedarikçisi olan —–ürün alınması halinde, ürünlere ilişkin faturaların, davacı tarafından kesilerek davalıya tebliğ edildiğini Taraflar arasında yıllardır süren bu açık hesap ilişkisine rağmen, davalı tarafından — tarihinde davacıya— yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek, —- gereğince davacı tarafından kesilen faturaların karşılığı olan malların davacıya iade edileceğinin bildirildiğini. İşbu ihtarnamenin ardından –tarihinde ise davalı tarafından, — yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek, davacı tarafından kesilen —– bedelli faturalara itiraz edildiğini. Davalı tarafından gönderilen ilk ihtarnamede —- dayanılmış olsa da davalının bu iddiasının herhangi bir hukuki temeli olmadığı, davalının tacir olduğu —- malumu olduğunu. Davalı tarafından gönderilen işbu ihtarnameler üzerine davacı tarafından, davalıya —-yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini ve davalının tacir olması nedeniyle —– tabi olduğu ifade edildiğini. Ayrıca davalının tacir olması nedeniyle basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğü bulunduğu, basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği için mallarda herhangi bir ayıp olmadan ürünleri iade edemeyeceği, ürünlerde ayıp olup olmadığını kontrol etmesi gereken iki günlük ve her halde sekiz günlük süreyi geçirdiği (TTK md. 23), ürünlerin iadesinin ve faturalara itirazların tarafımızca kabul edilmediği, ayrıca sekiz günlük faturaya itiraz süresinin de geçirildiğinin ifade edildiğini. Davacı tarafından gönderilen işbu ihtarnamenin aynı zamanda davacının tedarikçisi olan — ihbar edildiğini——-ihtarnamenin kendisine tebliğ edilmesi üzerine ——numaralı ihtarnameyi davacı şirkete göndererek, davalı tarafından satın alınan ürünlerin kendisine teslim edildiğinin beyan edildiğini, davalı tarafından davacıdan ve davacını tedarikçisinden ürün satın alınmasına ve ürünlerin davalıya teslim edilmesine rağmen açık cari hesap ilişkisinden kaynaklı borcun ödenmediğin, beyan ederek, davamızın kabulü ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla takibin devamına, haksız ve kötü niyetli borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile tacirler arası açık hesap ilişkisine dayalı başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
—–dosyası getirtilerek dosyamız içersine alınmıştır. Ödeme emrinin —- tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği davalı borçlunun — tarihli itirazı ile takibi durdurduğu duran takip üzerine —– tarihinde davanın açıldığı bu haliyle itirazın ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında satım sözleşmesinin kurulduğu noktasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, davalının —– uyarınca satın aldığı malları iade edip edemeyeceği ile süresi içinde itiraz edilen faturaların teslim edilmiş sayılıp sayılmayacağına ilişkindir.
—- ayıba karşı tekeffül hükümleri düzenlenmiş olup; şartları bulunması halinde sözleşmeden dönmek mümkündür. Bu hak haricinde, —- peşin satışlar hariç, mesafeli ve taksitli satışlarda cayma hakkı da düzenlenmiş olup; süresi içinde kullanılması halinde, sebep göstermeden, tüketicinin sözleşmeden dönmesine de imkan verilmektedir.
Bununla beraber, bir kişinin kanunda düzenlenen cayma hakkını kullanması için öncelikle tüketici sıfatına haiz olması gerekir. Bu bakımdan tacirler de aldığı her malla ilgili tacir sayılmayıp, özellikle işletmenin tüketim ihtiyacı ile ilgili mallar bakımından, tüketici olarak kabul edilebilmektedir.
Dava konusu olayda, taraflar arasında cari bir ilişki olduğu, satışa konu malların çeşitli niteliklerde züccaciye malları olduğu görülmektedir. Dosyaya sunulan ———olduğu görülmektedir.
Mevcut durumda, takip konusu cari hesabı oluşturan, faturalara konu malların, tarafların ticari işletmesi ile ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşme ile bağlılık ilkesi gereği, ticari satım sözleşmelerinde, cayma hakkı ancak sözleşmede bu hak tanınmış ya da satıcı tarafından malların iadesi kabul edilmesi halinde mümkün olduğu kabul edilmektedir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin ticari satış sözleşmesi olması, sözleşmenin yazılı bir şekilde kurulmaması sebebiyle iade koşulunu içermemesi, yine davalı tarafından satışa konu malların iade edildiği dava dışı —–, davacının temsilcisi, yetkilisi vb. davacı adına hareket eden bir kişi olmaması veya ilgili malları bizzat davacıya iade ettiğine dair bir belge olmaması, davada ayıba karşı tekeffüle ilişkin bir ihtilaf da bulunmaması sebebiyle, davalı alıcının, aralarındaki ticari satım sözleşmesi sebebiyle, sebep göstermeden sözleşmeden dönme hakkını kullanamayacağı, anlaşılmaktadır.
Verme borclarında borçlu alacaklısına, bir bedel karşılığında, bir şeyin mülkiyetini geçirmeyi ya da zilyetliğinin devrini taahhüt etmektedir. Menkul satım sözleşmelerinde de asli edimi bir şeyin mülkiyetini geçirme borcu oluşturduğundan, taşınır eşyanın değeri kanunda gösterilen parasal sınırı aşması halinde sözleşmenin varlığının, senetle veya diğer kesin delillerle ortaya konması gerekmektedir.—— satıcının verme borcuna karşılık gelen alıcının bedeli ödeme borcunun ifa edilip edilmediğinin tespiti de aynı kaideye tabidir.
Bununla beraber süresi içinde itiraz edilmeyen faturanın, konusu olan malın teslim edilmiş, iş veya hizmetin yapılmış olduğunun kabulü anlamına gelmeyeceği kabul edilmekle birlikte, gönderilen faturaya süresi içinde itiraz edilmemesi ya da reddedilmeyerek, ticari defterlere işlenilmesi de sözleşmenin kurulduğuna ve malın teslim edildiğine karine sayılmaktadır.
Dosya içerisinde cari hesaba konu faturaların irsaliyeli olmadıkları ve dosya içerisinde sevk irsaliyesi olmadığı görülmekle beraber, ilgili faturaların tanzim tarihinden sonra — tarihinde, davalı tarafından,——yevmiye numaralı ihtarname ile, gönderilen faturalar ile ilgili iade faturası düzenleneceği ve mal iadesi yapılacağı bildirilmiştir.
Ayrıca davalı tarafından sunulan nakliye faturasında — parça ürünün——– edildiği belirtilmiştir.
İlgili belgelerin davalı ve davalı adına hareket eden kişilerin elinden çıkması ve teslim ile ilgili davalının ikrarını içermesi sebebiyle, faturaya konu malların davalıya teslim edildiği anlaşılmaktadır.
Hukukumuzda satıcının toptancıdan aldığı malları alıcıya satması halinde, alıcı ile toptancı arasında, satıcıyı bağlayacak doğrudan bir hukuki ilişki kurulmamaktadır. Davalının, kendisine fatura edilen malları teslim aldıktan sonra, iade ettiği dava dışı —– Kişinin de, bu sıfat haricinde, davacının temsilcisi, yetkilisi vb. davacı adına hareket eden bir kişi olduğunu ortaya koyan bir belge veya bilgi ortaya konulmamış olup; dava dışı —-Kişi de gönderilen müzekkereye binaen, dava taraflarıyla bu ilişkisi olmadığını beyan ettiğinden, ilgili mallar bu kişiye davalı alıcı tarafından teslim edilse dahi, bu iade akit tarafı olan satıcıyı bağlamayacaktır. Bu sebeple davalı alıcıya teslim edilen malların davacı satıcıya geri teslim edilmediği de anlaşılmaktadır.
Dosyamızdan yaptırılan bilirkişi incelemesinde tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olan alacaklara, ihtilafa konu faturalar da eklendiğinde davacının davalıdan takip tarihi itibarıyla —- alacaklı olduğu da tespit edildiğinden, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin —- üzerinden devamına,
Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki 6.059,94 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine dair,
3-Alınması gereken 2.069,77-TL karar harcına karşılık peşin alınan 502,35-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.567,42-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarfolunan 1.619,00-TL yargılama giderinin davanın kabul kısmına isabet eden 1.179,39-TL’si ile, 54,40-TL başvurma harcı ve 502,35-TL peşin harç toplamı 2.175,75-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Tarafların başvurdukları —– neticesinde taktir olunan 1.320,00-TL ücretin davanın kabul kısmına isabet eden 358,42-TL’sinin davacıdan, 961,58-TL’sinin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/12/2021