Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/268 E. 2022/475 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/268 Esas
KARAR NO: 2022/475
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 30/06/2020
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili sigorta şirketine—-sigortalı olan dava dışı sigortalının aracına — Davalı yan sigortalı aracın — çarpması neticesinde —- tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası tutanağına göre, —– yönünden —–yönüne sola dönen —- plakalı çekici ile—- istikametinden —– istikametine seyir halinde olan —- İdaresindeki —- plakalı çekici —–kavşağında çarpışmaları sonucunda,— plakalı çekici —–gereği tali kural ihlali sonucuna varıldığını, çarpışma neticesinde müvekkili sigorta şirketinin sigortalısı araç için hasar ödemesi yapmış ve müvekkili sigorta şirketi —- halefiyet kazandığını, müvekkili sigorta şirketi için davalı(borçlu) aleyhinde—— icra takibi başlatıldığını, davalı(Borçlu) yanın —–icra dosyasına vaki itirazı nedeni ile icra takibinin durduğunu beyan ile, açmış oldukları davanın kabulünü, davalının (Borçlunun) haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın İptalini ve takibin devamını, davalının (borçlunun) %20 tan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini, arz ve talep etmiştir.
Davalı —-vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesine göre; — tarihinde sürücü —- sevk ve idaresindeki —- plakalı araç ile seyir halinde iken — plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, kazanın meydana gelmesinde müvekkili şirket nezdinde sigortalı —- plakalı aracın herhangi bir kusuru bulunmadığını, dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen — plakalı aracın müvekkili şirket tarafından——sigortalı olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte; mahkemece müvekkili şirketin sorumluluğu bulunduğuna kanaat getirilmesi halinde teminat limiti ile sorumlu olduklarını, müvekkili sigorta şirketi nezdinde bulunan — poliçesi teminatı kapsamında —tarihinde davacı —— ödeme yapıldığını, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacının talep etmiş olduğu maddi hasar tutarının uzman bilirkişi tarafından hesap edilmesi gerektiğini beyan ile, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini, müvekkili adına arz ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava kasko sigortasına binaen rücu talebine ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
——- sayılı icra dosyası ——- üzerinden dosyamız içerisine alınmış olup yapılan incelemesinde ödeme emrinin davalı borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği davalı borçlunun — tarihli dilekçe ile borca itiraz ederek takibin durmasını sağladığı, duran takip üzerine ——- tarihinde davanın açıldığı, itirazın ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Zarar ve mal sigortalarında, teminat altına alınan rizikonun gerçekleşmesiyle uğranılan zararın tazmin edildiği ölçüde, sigortalının zarar sorumlusuna karşı sahip olduğu tazminat isteme hakları sigortacıya geçmektedir. Kanuni halefiyete binaen de sigortacı rücu talebinde bulunabilmektedir.
Sigortacının rücu hakkından bahsedilebilmesi için edilebilmesi için, geçerli bir sigorta sözleşmesi olması, sigorta tazminatı ödemesi yapılması ve sigortalının zarar verene karşı bir talep ve dava hakkının bulunması gerekir.
Taraflar arasında, sigorta sözleşmesinin geçerliliği, sigorta tazminatı ödemesi yapılması ile ilgi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf talep ve dava hakkı bakımından davacının kusurlu olup olmadığı, kusurlu ise sorumlu olduğu zararın ödenip ödenmediği noktalarında toplanmaktadır.
Kusur yönünden işleten sayılan araç maliki, tehlike sorumluluğu kapsamında, kusursuz sorumlu olup; bu sorumluluktan kurtulabilmesi için, kazanın gerçekleşmesinde, kendisinin ya da eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurunun bulunmaması gerekir. Bu bakımdan işletenin veya sorumluluğu altındaki kişilerin, kazanın meydana gelmesinde, hafif kusuru olsa dahi, işletenin kurtuluş kanıtından faydalanma imkanı yoktur.
Dosyadan alınan bilirkişi raporunda, mevcut “Dur trafik işaret levhasını dikkate almadan, kontrolsüz şekilde —-çıkarak sola dönüş yapmaya çalışan ve düz seyir halinde olan çekicinin seyir durumunu dikkate almayan (davacını sigortaladığı) — plaka sayılı çekici sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu, (davalının sigortaladığı) —— plaka sayılı çekici sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Zarar bakımından da sigortacının zarar sorumlusuna karşı rücu kapsamında talep edebileceği tazminat talebinin miktarı, sigortalının uğradığı gerçek zarar nedeniyle zarar sorumlusundan isteyebileceği tazminat tutarı ile sınırlıdır.
Dolayısıyla sigortacı sigortalısına gerçek zararın üzerinde bir ödeme yapmış olsa dahi sigortacıya geçecek olan dava hakkı sigortalının sigorta teminatı altına alınan rizikonun meydana gelmesi nedeniyle uğramış olduğu gerçek zarar miktarı kadardır.
Dosya içindeki dava dışı —- araç sürücüsü — sadece davacıya karşı açtığı —– tarihli kararda zararın — olduğuna hükmedilmiştir.
Gerçek zarar haricinde, rücu talebinde zarara sebep olanın sorumluluğu da, kusuru oranındadır. Bilirkişi raporundaki kusur oranı dikkate alındığında, davacının sorumlu olduğu zarar miktarının, —– olduğu anlaşılmaktadır.
Yerel Mahkeme kararında, asıl alacağa bağlı feriler ile ilgili olarak da, asıl alacağa — tarihinden itibaren yasal faiz işleyeceği, ayrıca dava dışı sigorta ettiren lehine —- yargılama gideri ve—– dava vekalet ücretine hükmedilmiştir.
İlgili ilam asıl alacak, faiz, yargılama gider ve vekalet ücreti ile birlikte —- sayılı dosyası ile takibe konulmuş, davacının—- tarihinde toplam ——-ödemesiyle infaz edilmiştir.
İnfaz edilen takibe esas davada, davalıya yöneltilen bir husumet olmadığından ve taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı da bulunmadığından, asıl alacağa bağlı olsalar da hükmedilen yargılama giderleri ile dava vekalet ücretinden davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulamayacaktır.
İşleyen faiz bakımından TTK’nın 1427. maddesinin 2. fıkrası uyarınca sigorta tazminatı veya bedeli rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edime ilişkin araştırmaları bitince ve herhalde TTK’nın 1446. maddesinde göre yapılacak ihbardan kırk beş gün sonra muaccel olmaktadır. Aynı maddenin 4. fıkrası uyarınca borç muaccel olduğunda sigortacı ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşmektedir.
Bu düzenlemeye göre özel Kanun niteliğindeki Karayolları Trafik Kanununda ise bu süre 8 gün olarak belirlenmiş, yine ödemeyi yapan sigortacının diğer sigortacılardan yazılı talebini takip eden —gün içinde ödenmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Bu yüzden rücu davalarında, başvuru tarihinden itibaren —- gün içerisinde ödemede bulunulmazsa bu tarih itibarıyla temerrüdün gerçekleşeceği, başvuruya ilişkin bir belge bulunamaması halinde ise, sigorta şirketinin takip tarihi itibarıyla temerrüde düştüğü kabul edilmektedir.
Sigorta şirketleri arasındaki rücu davalarında, bu şekilde tespit edilen temerrüt tarihinin de rücuya konu ödeme tarihinden önce olması durumunda, sebepsiz zenginleşmeye sebep verilmemesi için, ödeme tarihinden önceki başvuru tarihi esas alınmakta faiz hesabı bu tarihten itibaren başlatılmaktadır.
Dosya içindeki belgelere bakıldığında, —- tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığı görülmekle beraber, celbedilen hasar dosyasında davacı sigorta şirketi adına ile olarak davalı sigorta şirketine —– tarihinde mail atıldığı görülmektedir. Bu tarihten önce davalıya başvuru yapıldığına dair bir evraka da rastlanılmamıştır.
Davalıya düşen —— ödeme de tespit edilen bildirim tarihinden önce yapıldığından, asıl alacağa faiz işletilemediğinden, yapılan ödeme sebebiyle davalı sigorta şirketinin bir borcu kalmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar harcına karşılık peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30-TL terkin sınırı altında kalması sebebiyle tahsiline yer olmadığına,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 3.404,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Dava şartı olması nedeniyle başvurulan ———- neticesinde taktir olunan 1.320,00-TL ücretin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, kesin olarak davacının yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/05/2022