Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/242 E. 2021/364 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/242 Esas
KARAR NO : 2021/364

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2017
KARAR TARİHİ : 27/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; keşidecisi davalı ….————-bedelli çeklere dayalı İstanbul Anadolu ———–. İcra Müdürlüğünün —– sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine başlandığını, davalı borçlu tarafından ———- dosyasına ödendiğini, kalan kısma yapılan itiraz sonucu icra takibinin durdurulduğunu, yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı borçlunun kalan miktardan sorumluluğu olmadığından bahisle ödemediğini ve itiraz ettiğini, borçlu davalının iddiasının aksine borçlunun ödemeyi icra takibi açıldıktan sonra yaptığı için sorumluluğunu bulunduğunu, ayrıca taraflarına açılan icra takibine yapılan kısmi ödemelerin ancak faiz ve masraflara mahsup edileceğini, davalının kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, belirtilen çeklerden sorumlu olup icra takibine karşın icra takibi konusu olan borcunun kalan kısmını müvekkiline halen ödemediğini, davalı borçlunun dava konusu çeklerin bedellerini eksik ödemek suretiyle sebepsiz zenginleştiğini ve müvekkilinin alacağını tam olarak alamadığını, bu nedenlerle davalı borçlunun borca yapılan itirazının iptali ile takibin devamına, borçlunun icra takibine haksız ve kötü niyetli itiraz etmiş olması sebebiyle %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacıların açmış olduğu davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, görevli ve yetkili mahkemenin — Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, öncelikle görev ve yetki yönünden davanın reddi gerektiğini, davaya konu çeklerin ibraz edildiğinde ödenen kıymetli evraklar olduğunu, çeklerin incelendiğinde bankaya ibraz edilmediğinin açık olduğunu, bu durumda müvekkilinin ibraz edilmeyen, kimde olduğunu bilmediği bir çeki zamanında ödemesi gibi bir ihtimalin olmadığını, davacının çekleri elinde bulundurduğunu müvekkiline bildirmediği gibi bankaya da ibraz etmediğini, müvekkilinin iyi niyetli olarak çek bedellerinin tümünü yatırdığını, ancak davacının kötü niyetli olarak icra takibine koyduğunu, mTTK hükümlerince her iki tarafında basiretli tüccar gibi davranması gerektiğinin açık olduğunu, alacaklı gözüken şirketin çekleri zamanında ibraz etmemesi ve müvekkiline ödeme imkan ve şansı vermemesinden dolayı kaynaklanan gecikmeden müvekkilinin sorumlu tutulmasının hukuken imkansız olduğunu, davacının basiretli tüccar gibi davranmadığını, icra takibi de yetkili ve görevli icra dairelerinde yapılmadığını, tüm bu nedenlerden dolayı davacının açmış olduğu davanın öncelikle görev ve yetki yönünden reddine, esasa girilmesi halinde haksız usul ve yasaya aykırı olan davanın reddine, yargı giderleri ve vekillik ücretinin davacılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile davacının ——— kalmayan çeklere ilişkin olarak başlatılan icra takibinde çek bedellerini ödeyen ancak faiz icra masraflarını ödemeyen ve itiraz eden davalı aleyhine bu bedeller yönünden takibin devamına karar verilmesi talepli olarak açılan itirazın iptali davasıdır. ————–sayılı dosyası getirtilmiş olup dosyamız içine alınmıştır. Davalı borçlu …—- tarihli muhabere dilekçesi ile borca itiraz ettiği ve takibin durduğu davacının 04.10.2017 tarihinde dava açtığı davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Usulüne uygun taraf teşkili sağlanmış taraf delilleri toplanmıştır.
Taraflar arasında, davalının asıl borçtan sorumlu olduğu noktasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf asıl alacağa bağlı faiz ve takip ferilerinden, davalının sorumlu olup olmayacağından kaynaklanmaktadır.
Ticaret Kanunumuzun 732. maddesine göre, —— yitirmiş poliçelerden doğan hakların, sebepsiz zenginleşme kuralları ile keşideciden talebi mümkün olup; bu hüküm, 818. Maddenin “m” bendi uyarınca çekler için de tatbik olunur. Bununla beraber, takibe konu çek, süresinde muhatap bankaya ibraz edilmediğinden, keşide tarihinden itibaren faiz yürütülemez. Takip tarihi itibarıyla temerrüdün oluştuğu kabul edilir. ‘ …TTK.nun 692.maddesi uyarınca keşide tarihi, çekin zorunlu unsurlarındandır. Çekin ibraz süresi çekteki keşide tarihinden itibaren işlemeye başlar (TTK.707.md). Kanuni süresi zarfından muhatap bankaya ibraz edilmeyen çek kambiyo senedi vasfını yitirir. Takibe konu çek, süresinde muhatap bankaya ibraz edilmediğinden, keşide tarihinden itibaren faiz yürütülemez.Yargıtay ——————Bununla beraber, takibe konu çek, süresinde muhatap bankaya ibraz edilmediğinden, keşide tarihinden itibaren faiz yürütülemez. Takip tarihi itibarıyla temerrüdün oluştuğu kabul edilir.
Kanun hükmü çerçevesinde davacının kambiyo vasfını yitirmiş çeklerden dolayı davalı keşideciden sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde alacağını tahsil edebileceği ancak davacıyı daha önce temerrüte düşürmediğinden takip tarihinden itibaren faiz işletebileceği sonucuna varılmış ve bu kapsamda hesap uzmanı bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Bilirkişi yukarıdaki bende belirtilen ilkeler çerçevesinde hazırlamış olduğu raporda ‘ …Dava konusu olayda, takibe konu çeklerin bankaya ibraz edildiğine dair, kambiyo evrakı üzerinde bir kayıt olmayıp, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair de dosya içerisinde bir evraka rastlanılmadığından, davalının takip öncesi faizden sorumlu olmadığı anlaşılmaktadır.
Takibe bağlı, masraf, harç ve vekalet ücretleri ise, takip hukukundan, Harçlar Kanunu ve Avukatlık Kanunu’ndan kaynaklandığından, davalının bu alacak ferilerinden sorumlu olduğu düşünülmektedir.
Bu veriler nazara alındığında, davalının takip tarihi itibarıyla borcunun 144.400 TL, olduğu, ödeme tarihi itibarıyla takip borcunun 165.794,28 TL’ ye tekabül ettiği, davalı icra dosyasına 144.400 TL ödediğinden, yapılan ödemeler öncelikle alacak ferilerinden düşüldüğünde, ödeme tarihi itibarıyla 21.394,28 TL asıl alacak bakiyesinin kaldığı, hesaplanmaktadır.’ şeklinde hesaplama yapmış olup yapılan hesap ve rapor denetlenebilir ve meri mevzuat kapsamında uygun olduğundan takibin 21.394,28 TL üzerinden devamına karar verilmiş davalı itirazında haksız olmadığından icra inkara tazminatı red edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davalının İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün ——- Sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 21.394,28-TL üzerinden devamına,
Alacak likit ve itiraz haksız olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Alınması gereken 1.461,44-TL karar harcına karşılık peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.430,04-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından sarfolunan 750,00-TL bilirkişi gideri, 174,50-TL tebligat-müzekkere gideri toplamının davanın kabul kısmına isabet eden 713,71-TL’si ile peşin alınan 31,40-TL harç gideri toplamı 745,11-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından sarfolunan 14,00-TL yargılama giderinin davanın reddedilen kısmına isabet eden 3,19-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı lehine — uyarınca taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı lehine — uyarınca taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.