Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/240 E. 2020/596 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/240 Esas
KARAR NO : 2020/596

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2020
KARAR TARİHİ : 05/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı şirket yetkilisi sevk ve idaresindeki araç ——–istikametine giderken aracın arıza lambası ve yağ lambasının sinyal vermesi üzerine aracı emniyet şeridine park ettiğini , aracın tamiri için ustayı aradığını usta aracı çekici ile alıp Isparta’da tamir edeceğini söylediğini, davacının olay yerinden ayrıldıktan kısa bir süre sonra orada bulunan —- davacı şirket yetkilisini arayarak aracının yandığını söylediğini, davacının aracın yandığı bilgisini aldığında hemen olay yerine geçmiş ve yangının itfaiye ekiplerince söndürüldüğünü ve aracın tamamen yandığını, aracı yanan davacı uğradığı zararın tazmini için davalı … şirketine başvurduğunu ancak başvurusu reddedildiğini, ihtara rağmen davalı … şirketi herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenlerle araç sigortası kapsamında davacının aracının zayi olması nedeniyle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava olayın meydana gelmesinin üzerinden 2 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra açıldığı için davacının talepleri zamanaşımına uğradığını, 09.08.2017 tarihinde hasara uğrayan ——– plakalı araç, müvekkil şirket nezdinde ———- vade tarihli Genişletilmiş Kasko Poliçesi ile sigortalı olduğunu, Zararın teminat dışında kalmasına yol açan bir sebebin bulunduğunu ispat yükü her ne kadar müvekkil sigorta şirketi üzerinde ise de; eldeki somut araştırma raporunda davacının doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği, TTK’ dan ve poliçe genel şartlarından kaynaklanan yükümlülüklerine uygun davranmadığı anlaşılmakla somut olayda ispat yükünün yer değiştirdiği ve rizikonun teminat içinde kaldığının ispat yükünün davacı sigortalıda olduğu kabul edilerek yargılama yapılması gerektiğini bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı tarafın davaya konu ——- plakalı aracın yanması sebebiyle oluşan tazminatın sigorta poliçesi kapsamından davalı … şirketinden tahsili talebine yönelik tazminat davasına ilişkindir.
Davalı … şirketine müzekkere yazılarak hasar dosyası ve poliçe suretleri dosyamız arasına alınmıştır.
Davaya konu aracın trafik tescil kayıtları UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmıştır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve tüm dosya kapsamı ile birlikte yapılan değerlendirmede; Davacının ——– istikametine giderken aracın arza lambası ve yağ lambasının sinyal vermesi üzerine, aracın emniyet şeridine park ettiği, daha sonra aracın yanması üzerine ekiplerce söndürüldüğü, uğradığı zararın tazmini amacı ile davalı şirkete başvurduğu, fakat talebin reddedildiği, bunun üzerine davacı vekilinin 17/06/2020 tarihinde mahkememizde dava açtığı, ancak bilindiği üzere Türk Ticaret Kanunu’nun 1420. Maddesinde sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemleri alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak 2 yıl ve 1482. Madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemlerin herhalde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren 6 yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağı hususunun düzenlendiği görülmüştür. TTK’da zamanaşımı süresi bakımından ikili bir süre öngörülmüştür. Buna göre, sigorta sözleşmesinden doğan tüm talep hakları alacağın muaccel olmasından itibaren iki yıl içinde, sigorta tazminatı ve bedeline ilişkin talepler ise her halde rizikonun gerçekleşmesinden itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğramaktadır. TTK 1420. maddesi Türk Ticaret Kanununun zamanaşımına ilişkin genel düzenlemesi niteliğindedir. TTK m. 1420 hükmü uyarınca, 2 yıllık zamanaşımı süresi tüm sigorta branşlarına uygulanacaktır. 2 yıllık zamanaşımı süresi, “alacağın muaccel olduğu“ tarihten başlamaktadır. Buna göre, sigortacı ve sigorta ettirenin talebe konu olan alacağının hangi tarihte muaccel olduğunun belirlenmesi gerekir. Bu husustaki düzenleme TTK’nın 1427. maddesinin 2. ve 3. fıkrasında yer almakta olup maddenin 2. fıkrası “Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur. ———— için bu süre onbeş gündür. Sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise süre işlemez” hükmünü, 3. fıkrası ise “Araştırmalar, 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan başlayarak üç ay içinde tamamlanamamışsa; sigortacı, tazminattan veya bedelden mahsup edilmek üzere, tarafların mutabakatı veya anlaşmazlık hâlinde mahkemece yaptırılacak ön ekspertiz sonucuna göre süratle tespit edilecek hasar miktarının veya bedelin en az yüzde ellisini avans olarak öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Dava dosyasının incelenmesinden davacının sigorta şirketine başvurduğu, 29/11/2017 tarihinde davaya konu hasarın poliçe teminatı kapsamında olmamasından dolayı reddedildiği, dolayısıyla bu tarihte alacağın muaccel hale geldiği, söz konusu tarihin üzerinden 2 yıl süre geçtikten sonra mahkememizde dava açıldığı, davanın zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından, davacının davasının zamanaşımının reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının davasının zamanaşımı sebebiyle REDDİNE,
2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan başka harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan ———- uyarınca hesaplanan 1000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.