Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/22 E. 2021/1020 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/22 Esas
KARAR NO : 2021/1020

DAVA : Menfi Tespit (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/08/2015
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde——ile aleyhine bonoya dayalı olarak takip başlatıldığını, oysa takibe konu bonoların bedellerinin tamamının alacaklıya ödendiğini beyanla menfi tespit isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket ——– kiralanması amacıyla —- sözleşme yapıldığını,—-ödendiğini, kalan 40.000 TL için 4 adet senet verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmadığını, davacının, —- sayılı dosyası ile borca itiraz davası açtığını, ancak davanın reddedildiğini, tazmin edilen ilk senedin ödendiği ve karşılığında senedin iade edildiğini, takibe konulan senetler ile ilgili hiçbir ödemenin yapılmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava,—–sayılı takip dayanağı senet bedellerinin ödendiği iddiasıyla İİK 72.maddesi uyarınca takipten sonra açılmış menfi tespit davasıdır.
İİK.nın 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.
Yargılama sırasında davaya konu icra dosyası borcu ödendiğinden, davaya İİK 72/6.maddesi uyarınca istirdat davası olarak devam edilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda Mahkememizin davanın reddine dair ————.sayılı ilamı ile, “… mahkemece, davacı iddiaları kapsamında, taraflar arasında makbuza konu ödemeler dışında başkaca hukuki ilişki olup olmadığı araştırılmadan ve bu konuda taraflara delillerini ibraz için süre verilmeden yukarıda değinilen gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası taraf vekillerine, dosyaya sunulan makbuza konu ödemelere dışında başka hukuki ilişki olup olmadığı konusunda beyanda bulunmak ve delillerini üzere süre verilmiş, davalı vekili UYAP sistemi üzerinden –beyan dilekçesinde taraflar arasında —- bulunan taşınmazın ——- bulunduğunu, sözleşme tarihi göz önünde bulundurulduğunda , müvekkilin alacağının zamanaşımına uğramaması için —-sözleşme—– tarihli sözleşmenin suretini dilekçe ekinde ibraz etmiştir.
İbraz edilen sözleşme sonrası bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş,———– makbuzu ile ödendiği, davalının üst katın kiralanmasına ilişkin ibraz ettiği sözleşmenin — tarihli olduğu belirtilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda davaya —— takibe konulan 3 adet senet bedeliyle ilgili, davacı tarafın ibraz ettiği makbuz tarihlerinde taraflar arasında başka bir hukuki ilişki olmadığı, davalı vekilinin ödemelerin yapılmasına dayanak olarak kaldırma kararı sonrası ibraz ettiği — dair sözleşmenin ödeme makbuzlarından sonra düzenlendiği, bu nedenle davalının ödemeleri henüz ortada olmayan bir sözleşmeye dayanarak almasının mümkün olmadığı, ödemelerin davaya konu takip dayanağı senetlere ilişkin yapıldığının anlaşıldığı, davacının bedellerini tahsil ettiği senetleri mükerrer tahsilata yönelik olarak takibe koyarak tahsil ettiği anlaşılmakla, yargılama sırasında istirdata dönen davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde kötü niyet tazminatı talep etmiştir. İİK’nın 72/5 maddesi; “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” şekildedir. Davalının bedellerini tahsil ettiği senetleri takibe koyarak mükerrer olarak tahsil ettiği, bu nedenle davacının takibi yapmakta kötü niyetli olduğu dosya kapsamına göre sabittir. Bu nedenle takip miktarının %20’si oranında davacı lehine tazminata karar vermek gerekmiştir.
. Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
1-38.163,71-TL’nin 12.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-İİK’nın 72/5.maddesi uyarınca takip konusu alacağın yüzde yirmisi oranında (6.100,00- TL) kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 2.606,96 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 520,88 TL peşin harç, 130,86 TL tamamlama harcı toplamı 651,74 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.955,22 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 1.397,25 TL yargılama gideri ile 520,88 TL peşin harç, 130,86 TL tamamlama harcı toplamı 2.048,99 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan —– takdir olunan 5.724,56 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.