Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/20 E. 2020/224 K. 24.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/20 Esas
KARAR NO: 2020/224
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2012
KARAR TARİHİ: 24/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait arsaya davalı tarafından dökülen haftiyat nedeni ile müdahalenin men’i ve davanın belirsiz alacak davası hükümleri çerçevesinde görülerek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere hafriyatın müvekkil arsasından kaldırma bedeli olarak ——— işgal tarihinden kaldırma tarihine kadar tespit edilecek şimdilik ———ecrimisil bedelinin haksız fiil tarihinden itibaren, yargılama ücreti ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, kanuna aykırı olarak hafriyat dökümünü davacının yaptığını, bahsi geçen bölgede davacının grup şirketlerinden ———— nolu arsanın bulunduğunu, müvekkil şirkete ait —— nolu arsada bu arsaya komşu parselde olduğunu, ———nolu parselin müteahhidinin ————Tarafından bir inşaat yapılmakta olduğunu bu inşaatın hafriyatının dava dışı———– ait parsele, davacının parseline ve müvekkil şirketin parseline dölküldüğünü, müvekkil şirketin arsasına dökülen hafriyat sebebiyle inşaatını tamamlayamadığını, tamamen uydurma ve gerçeğe taban tabana zıt iddialarla açılmış olan davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava mülkiyet hakkına dayalı men’i müdahale, ecrimisil ve eski hale getirme bedelinin isteğine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların bildirmiş oldukları delil ve belgeler toplandıktan sonra, davacının yargılama sırasında davaya konu taşınmazı devrettiğini bildirmesi üzerine davacının müdahalenin meni ve hafriyatın kaldırılması isteminin bu nedenle reddine, malik olduğu döneme ilişkin ecrimisil isteminin ise kabulüne karar verilmiştir. Mahkememizce verilen bu karar ——– Mahkemesi — Hukuk Dairesi’nin ———-K.sayılı kararı ile “Davaya asliye hukuk mahkemesi tarafından bakılması gerektiği” gerekçesiyle kaldırılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2. maddesine göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
Somut olaya gelince; eldeki davanın 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun (TMK) Eşya Hukuku başlıklı 4. kitabında düzenlenmiş 993 ve 995. maddesine dayalı meni müdahale ve ecrimisil davası olduğu, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesiyle ilgisinin olmadığı, davanın bu özelliği itibariyle mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, Asliye Ticaret Mahkemelerinin uzmanlık gerektiren ticari davalara bakmakla görevli özel nitelikli mahkemeler olduğu, eldeki davada ise uyuşmazlığın TMK’nun 995. ve devamı maddeleri uygulanmak suretiyle çözüme kavuşturulacağı, taraflar arasında Türk Ticaret Kanunu hükümleri veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlık bulunmadığı hususları bir bütün halinde değerlendirildiğinde davada genel mahkemelerin görevli olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Aksi düşünce, Asliye Ticaret Mahkemelerinin kuruluş amacına ve niteliğine aykırı olacaktır.
Hâl böyle olunca; davanın bu niteliğine göre davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine ait bulunduğundan, mahkemece, görevsizlik kararı Asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi yerine işin esasına girilerek bu konuda karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı bulunduğundan esasa ilişkin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK 353/(1).a.3 bendi uyarınca dosyanın mahkemesine iadesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile karar kesinleştiğinde DOSYANIN GÖREVLİ ————–NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli————— Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.24/03/2020