Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/175 E. 2021/929 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/175 Esas
KARAR NO : 2021/929 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/03/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı —- arasında belirli bir süredir tanışıklık bulunduğu, bu tanışıklık her iki tarafında aynı bölge ve aynı sektörde faaliyet gösteren tacirler olmalarına dayandığı, müvekkili —– tutarında olan —- tarihli çeke ilişkin aralarındaki anlaşmaya istinaden ——belirlenen işleri yapma konusu içeren taraflar arasındaki sözleşmedeki yükümlülükleri yerine getirmemiş ve acil ihtiyaçları nedeniyle ve müvekkili ile davalı şirket yetkilisi ve hissedarları arasındaki samimiyet çerçevesinde ödeme yapmış olmasına rağmen davalı şirket yetkilisince çekin müvekkile iade edilmesi gerekirken, kötü niyetli olarak— olduğunu, çeki elinde bulunduran davalı şirket yetkilisi veya kötü niyetli üçüncü kişi lehtarın, müvekkilde geri dönüşü mümkün olmayan zararlar açmaması nedeniyle öncelikle ve ivedilikle ihtiyaten tedbir kararı alabilmek adına ve çeke ilişkin ödemenin yapıldığını ispatlayarak çekin müvekkiline iadesini (iptalini) talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. HMK’nun 128. Maddesi uyarınca; Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Menfi Tespit davasına ilişkindir.
—– yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer ——–
18. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 201. maddesinde “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki —–bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz” hükmü düzenlenmiştir. Tüm bu bilgiler ışığında ,Dava dilekçesi, gelen yazı cevapları ve tüm dosya kapsamı ile birlikte yapılan değerlendirmede:davacının davaya konu çek sebebiyle borçlu olmadığının tespitini talep ettiği,esasen çekin bir ödeme vasıtası olduğu ve kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabul edildiği, bunun aksini iddia edenin iddiasını yazılı delillerle ispat etmesi gerekse de davacı ile davalı arasında davaya konu —— tarihli bir protokol imzalandığı, çeke ilişkin ödemenin davalıya elden yapıldığı ve çekin 5 gün içerisinde davacıya teslim edileceğinin hüküm altına alındığı,davacının senet karşısında borçlu olmadığının tespitine yönelik kesin delil niteliğinde yazılı bir delil sunduğu,dolayısıyla ispat yükünü yerine getirdiği kanaatine varılmakla,davacının davasının kabulüyle;davacının davaya konu — vade tarihli çek sebebiyle sadece taraflar arasında geçerli olmak üzere davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,kötüniyet tazminatının ise davalının kötüniyetinin ispatlanamaması sebebiyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının davasının KABULÜYLE;
DAVACININ DAVAYA KONU ——-tarihli çek sebebiyle SADECE TARAFLAR ARASINDA GEÇERLİ OLMAK ÜZERE DAVACININ DAVALIYA BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
Kötüniyet tazminatının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 2.937,33 TL harcın mahkememiz veznesine yatırılan 734,34 TL peşin harcından mahsubu ile 2.202,99 TL harcın davalıdan alınarak, hazineye gelir kaydına,
3-Tarafların dava şartı olması sebebiyle başvurmuş oldukları —- ücretin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL ilk masraf, 734,34 TL peşin harç, 90,40 TL posta-tebligat masrafı masrafı olmak üzere toplam 886,94 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.