Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/172 E. 2021/655 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/172 Esas
KARAR NO: 2021/655
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 23/03/2020
KARAR TARİHİ: 14/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinn —- doğabilecek—— düzenlendiğini, dava dışı —-dava dışı —— davalı şirket tarafından taşınması sırasında meydana gelen yangın nedeniyle emtianın hasara uğradığını, ——- hasar bedelini ödeyen müvekkilinin kanuni halef sıfatını kazandığını, meydana gelen zarardan davalının hem taşıyıcı, hem de araç maliki olarak sorumlu olduğunu, davalı aleyhine ——– dosyasıyla başlattıkları takibin davalının haksız ve kötü niyetli itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, yetkili mahkemenin müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği yer mahkemesi olan —–olduğunu, icra takibinin yetkisine de itiraz ettiklerini, yetkisizlik kararı verilmesini, davaya dayanak edilen ekspertiz raporunun tebliğ edilmediğini, söz konusu iplik emtiasının yanması olayında rücunun şartları oluşmadığını, müvekkili şirketin kusurlu olduğunu gösteren varsayımlardan öteye geçen somut hiç bir delil bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde,—— takip dosyasını, taşıma sözleşmesini, sigorta poliçesini, faturayı, ruhsat ve ehliyeti, nakliye faturasını, taşıma irsaliyesini, sevk irsaliyesini, ekspertiz raporunu, olay yeri tespit tutanağını, yangın raporunu, hasar fotoğraflarını, ibra ve temlik belgesini, ticari defterleri, keşif, yemin tanık ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, ——- takip dosyasını, sigorta poliçesini, faturayı, taşıma irsaliyesini, kaza tespit tutanağını, trafik kayıtlarını, tanık ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı TTK’nun 1472.maddesi gereğince sigortalısına halef olan davacı tarafından rücuen tazminat talebiyle davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine, davalı tarafın süresinde yetki ve borca itirazı üzerine, İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır.
İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
Davalı vekili icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde hem yetkiye ve hem de borca itiraz etmiş, davalının adresinin — olduğunu belirterek ——–yetkili olduğunu ileri sürmüştür.
Ortada geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması itirazın iptali davası açılabilmesinin koşullarındandır. Geçerli bir icra takibinden söz edilebilmesi için takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olması gerekir. Borçlunun icra dairesinine yaptığı itirazda hem yetkiye hem de borca itirazda bulunması halinde, öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekmektedir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili olmayıp, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır ———-
İİK 50.maddesi uyarınca ilamsız takiplerde HMK.nın yetkiye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır. Buna göre HMK’nın 6. maddesi uyarınca ilâmsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda HMK’nın 10. maddesine göre sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi, HMK’nın 16. maddesine göre haksız fiilden kaynaklanan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği icra dairesi yetkilidir. Ayrıca HMK’nın 17. Maddesine göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler.
Davaya ve icra takibine konu uyuşmazlık, sözleşmenin tarafları arasında değil 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca davacı sigorta şirketi tarafından —- sigortalısına ödediği tazminatın hasara sebebiyet verdiği ileri sürülen davalı taşıyıcıdan rücuan tahsili isteminden kaynaklanmaktadır.
——- “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde hükme bağlanmıştır. Buna göre; davacı sigorta şirketi, sigortalısı hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açacak idi ise o mahkemede davasını açmalıdır.
Davacının sigortalısına ait tekstil emtiasının davalı tarafından taşınması sırasında—– meydana gelen yangın sonucu taşınan emtia zarar görmüş, davacı sigortacı da sigortalısına ödediği hasar bedelinin rücuen tazmini talebiyle —–davaya konu icra takibini başlatmıştır. Davacının sigortalısı ile davalı şirket arasında——– imzalanmış olup, sözleşmedeki her iki tarafın adresi —-ilinde göründüğü gibi, sözleşmedeki yetki şartı ile uyuşmazlığın çözümünde —– Mahkeme ve İcra dairelerini yetkili kılınmıştır. Yine davaya konu hasarın meydana geldiği yer ——- zararın meydana geldiği yer de sigortalının adresinin bulunduğu —– ilidir. Bu nedenlerle davaya konu icra takibine konu somut uyuşmazlıkta, sözleşmenin taraflarının adresinin bulunduğu, davalının ikametgahının bulunduğu, sözleşmenin ifa edileceği ve zararın meydana geldiği —veya haksız fiilin meydana geldiği— ilçesi icra daireleri yetkilidir. Yine dava dışı diğer takip borçlusu olan ve hasara konu emtiayı taşıyan araç sürücüsünün adresi de —— ilindedir. Davacı taraf yetkili icra dairelerinden birini seçmeyip kendi ikametgahının bulunduğu yetkisiz icra dairesinde takip yaptığından, seçimlik hak yetki itirazında bulunan davalıya geçmiş, davalı vekili icra dosyasında süresi içinde yetki itirazında bulunarak ——- İcra Dairelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüştür. Açıklanan nedenlerle davalının icra dairesine yaptığı yetki itirazı usule uygun ve yerindedir.
—————
“TTK’nun 1301. maddesi (6102 sayılı TTK m. 1472) hükmü gereğince kasko sigortacısı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve bu sebeple sigortalı mal sahibinin hak ve yetkilerine sahip olur. Bu halefiyet ilkesi gereğince, sigortalı zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesinde açması gerekiyor ise, kasko sigortacısının da rücu davasını aynı yer mahkemesinde açması gerekir” denilmiştir.
————— kararında;
“6012 sayılı TTK’nın 1472 maddesine göre sigortacı hasar bedelini ödedikten sonra sigorta ettiren yerine geçerek sigortalı mal sahibinin hak ve yetkilerine sahip olmaktadır. Bu halefiyet ilkesi gereğince sigortalının zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesinde açması gerekiyor ise sigortacı da rücu davasını o yer mahkemesinde açacaktır.” denilmiştir.
Her ne kadar, hakim değişikliği öncesi —celsede verilen ——– ara karar ile, davalı vekilinin icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın yerinde olmaması nedeniyle itirazın reddine karar verilmişse de, davaya konu takibin TTK 1472.maddesi gereği başlatılmış olması ve dava şartlarının değerlendirilmesine dair ara kararın davacı lehine usuli kazanılmış hak sağlamaması nedeniyle, karar duruşmasında söz konusu ara karardan dönülmesine karar verilmiştir.
Geçerli bir takibin bulunması itirazın iptali davalarına özgü dava şartlarındandır. Açıklanan nedenlerle, kanuni halefiyete dayalı olarak başlatılan icra takibinde, takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı, yetkili yerde yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadığından 6100 sayılı HMK’nın 114/2 ve İİK 67.maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Yetkili yerde yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadığından 6100 sayılı HMK’nın 114/2 ve İİK 67.maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 4.280,88 -TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.221,58‬ TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2.maddesine göre göre takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———- Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.14/09/2021