Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/130 E. 2022/833 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/130 Esas
KARAR NO:2022/833

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:06/03/2020
KARAR TARİHİ:27/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —–24.09.2019 günü saat 19.00 sıralarında evinden markete ekmek almak üzere—ile giderken —sevk ve idaresinde bulunan — plakalı aracın çarpması sonucunda kazanın meydana gelmesinde sürücü — meskün mahalde hızla ve dikkatsizce araba kullanmasından dolayı kusurlu olduğunu, müvekkili fazlaya ilişkin —kaza nedeniyle ağır yaralandığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, manevi tazminat yönünden müvekkili — yönünden 100.000,00 TL ve müvekkilinin annesi ve babası için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplamda 200.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı — alınarak taraflarına ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı —- ağır kusurlu olduğunun kaza tespit tutanağı ile sabit olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun söz konusu olmadığını, kaza sırasında —sürücüsü olan davacı—kask, koruyucu ekipman vs. kullanmaması göz önünde bulundurulduğunda davacı —-kusurlu olduğu, kazanın vuku bulduğu kavşakta araçların yoğun bir şekilde seyir ettiğini, trafik yoğunluğunun bu denli yoğun olduğu bir istikamette, hiç bir önlem almadan davacı — bu şekilde — kullanmasında davacı küçüğün yanı sıra kendisine bakmakla yükümlü davacı ebeveynlerinin de kusuru bulunduğunu, kazanın nasıl vuku bulduğu hususunda ise tutanağa yansıtılanların gerçeği yansıtmadığını, davacı — müvekkilinin kullandığı aracın karşısından değil, —ile aracın solundan araca paralel olarak hızla gelmesi sonucunda kazanın vuku bulduğunu, kazada müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kaza akabinde müvekkilinin yaşadığı şok ile kaza tespit tutanağını inceleyip, kaza tespit tutanağına müdahale edemediğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı—vekili cevap dilekçesinde özetle; —plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde —poliçesi ile teminat altına alındığını, davacının başvuru şartlarını yerine getirmediğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere kusur durumunun ve maluliyet oranının tespitinin gerektiğini, kaza nedeniyle davacının elde ettiği gelirin tespitinin gerektiğini, tedavi giderleri yönünden de müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, kaza sırasında — sürücüsü olan davacının kask, koruyucu ekipman vs. kullanıp kullanmadığının tespitinin gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesinde delil olarak; kaza tespit tutanağı ve kaza yeri krokisi, tedavi belgeleri, sigorta şirketi cevabi yazısı, hasar dosyası, sosyal-mali durum araştırmaları, tanık ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.Davalı —-vekili cevap dilekçesinde delil olarak; — poliçesi, ifade tutanakları, trafik kayıtları, tanık, keşifve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.Davalı —vekili cevap dilekçesinde delil olarak;trafik kazasına ilişkin — tarafından tutulan tüm tespit tutanakları, olay mahallindeki kamera kayıtları, müvekkili tarafından kazaya karışan araçta yapılmış bakım ve kontrollere ilişkin belgeler, yemin, tanık, keşif ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.6098 Sayılı TBK’nın 49. maddesine göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlâka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”KTK’nın 85/I. maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesine özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir.
24/09/2019 tarihinde, davalı — sevk ve idaresindeki —plakalı aracın — davacıya çarpması sonucu, davacı küçük —yaralanmıştır.Davacı vekili dava dilekçesinde davaya konu kaza nedeniyle belirsiz alacak olarak 1000-TL maddi tazminat ile davacı küçük için 100.000-TL, davacı küçüğün anne ve babası olan diğer davacılar için 50.000’er TL olmak üzere toplam 200.000-TL manevi tazminat talep etmiştir.Davaya Konu Trafik Kazası Kusur Durumu Yönünden Değerlendirildiğinde:
Trafik kaza tutanağı ile Mahkememizce alınan bilirkişi raporundaki kusur durumu arasında çelişki bulunduğundan, çelişkinin giderilmesi için—rapor alınmasına karar verilmiş, 19/09/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda; — plakalı otomobil sürücüsü davalı —meydana gelen kazada %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, bisiklet sürücüsü — meydana gelen kazada kusursuz olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır. Bilirkişi heyet raporu; fennî sıhhati haiz, dosya kapsamı ile uyumlu, denetime elverişli bulunduğundan hükme esas alınarak davaya konu trafik kazasında, davalı sürücü —-%100 oranında kusurlu kabul edilmiştir.Davacının Maluliyet Durumu Değerlendirildiğinde;
Mahkememizce —– 21/11/2021 tarihli raporunda, sürekli maluliyet oranının yüzde 3, geçici iş görmezlik süresi 4 ay olarak tespit edilmiştir. Mahkememizce söz konusu heyet raporu bilimsel ve denetime elverişli nitelikte bulunmakla hükme esas alınmıştır.Davacının Maddi Tazminat Talebi Değerlendirildiğinde;Davacı vekili, 24/12/2021 tarihli dilekçesi ile, davalı sigorta şirketi ile imzaladığı sulh protokolü doğrultusunda maddi tazminat yönünden davadan feragat ettiğini bildirmişitir. Bu nedenle maddi tazminat yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.Davacı, davalı sigorta şirketinin ödeme yapması nedeniyle davadan feragat etmesi, maddi tazminat davası yönünden dava açmakta haklı bulunması nedeniyle, feragat nedeniyle davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili tarafından davalı sigorta şirketine verilen 17/12/2021 tarihli ibranamede, arabuluculuk ücretinin davalı sigorta şirketi tarafından ödeneceği beyan edilmiş olup, dava şartı arabuluculuk ücretinin davalı sigorta şirketinden tahsil edilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacıların Manevi Tazminat Talebi Değerlendirildiğinde;
6098 Sayılı TBK’nun 56. maddesine göre; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”6098 Sayılı TBK’nun 61. maddesine göre; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.”Manevi tazminat, zarara uğrayanda huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekir. Takdir edilecek miktarın mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Olay sebebiyle duyulan acı ve elem kısmen de olsa giderilmelidir. Olay tarihindeki paranın alım gücü de gözetilerek hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar manevi tazminat olarak belirlenmelidir. 22/06/1976 tarihli ve 7/7 sayılı İBK’na göre de; manevi tazminat tutarını etkileyebilecek özel hâl ve şartları da gözetilmelidir. Hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken etkili olan nedenleri kararında açıkça göstermelidir.15/04/2020 tarihli sosyal ekonomik durum araştırmasına göre;
-Davacı —- öğrenci olup herhangi bir işte çalışmamakta, ailesiyle birlikte yaşamaktadır.
-Davacı —- inşaat işçisi olup adına kayıtlı taşınır taşınmaz mal bulunmayıp, kirada oturmaktadır.
-Davacı —işçi olup adına kayıtlı taşınır taşınmaz mal bulunmayıp, kirada oturmaktadır.
-Davalı — ev hanımı olup, adına kayıtlı —plakalı araç mevcut olup, eşine ait evde oturmaktadır.
Ancak Uyap sistemi üzerinden yapılan sorgulamada davalı —adına— adet taşınmaz mevcuttur.
Dosya kapsamı ve tüm deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davaya konu trafik kazasında davalı sürücünün tam kusuru ile % 3 sürekli, 4 ay geçici sakat kalan davacı küçük — ağır bedensel zarar nedeniyle manevi zarara uğradığı, manevi zararın niteliği, kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumları, paranın alış gücü göz önüne alındığında davacı lehine uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, 30.000-TL manevi zarar miktarlarının hak ve nesafete ve dosyadaki delil durumuyla uyumlu olduğu anlaşılmakla manevi tazminat yönünden davacı küçük— açtığı davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davaya konu trafik kazası nedeniyle davacının anne ve babası olan—-kendi adlarına ayrı ayrı 50.000-TL manevi tazminat talep etmiştir.Doktrinde ve yerleşik içtihatlarda da belirtildiği gibi cismani zarar kavramına ruhi bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin de girdiği, bir kimsenin cismani zarara maruz kalması sonucunda onun eşi, ana-babası veya çocukları gibi çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle hukuken korunan ruhi ve asabi sağlık bütünlüğü ağır bir şekilde haleldar olmuşsa bu durumda yansıma yolu ile değil doğrudan doğruya zarara maruz kalmasının söz konusu olduğu ve manevi tazminat isteyebileceği kabul edilmiştir—-
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi ile bu konu yeniden düzenlenmiş olunup özetle “ağır bedensel zarar yada ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar para ödenmesine karar verilebilineceği”hükmü getirilmiştir. Bu yeni düzenlenme ile 818 sayılı Borçlar Kanununun yürürlük zamanında içtihatlarla düzenlenen husus yasa koyucu tarafından açıklığa kavuşturulmuş ve yaralanan sigortalının yakınlarının manevi tazminat davası bakımından hak sahipliği durumu ön şartı olarak “ağır bedensel” zarar koşulunu getirmiştir. —-
Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, yukarıda açıklanan ilkeler ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları ışığında, olayın özelliğine, davalı sürücünün tam kusuru ile meydana gelen kaza nedeniyle çocuklarının sürekli sakat kalmış olması ve yaralanmanın niteliğine göre kazada yaralanan davacı küçüğün anne ve babası lehine 5.000’er TL manevi tazminata karar vermek gerekmiştir.
Feragat öncesi yargılama giderleri maddi ve manevi tazminat ayrımı yapılmaksızın birlikte yapılmış, feragat öncesi tüm yargılama giderleri davalı sigorta şirketi tarafından ödenmiştir. Bu nedenle maddi tazminat yönünden yapılan feragat sonrası yapılan tüm yargılama giderleri manevi tazminat için yapıldığından, sonraki yargılama giderleri haklılık durumuna göre takdir edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle maddi tazminat yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, manevi tazminat davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
A/MADDİ TAZMİNAT DAVASI YÖNÜNDEN;
1-Feragat nedeniyle davanın reddine,
A/MADDİ TAZMİNAT DAVASI YÖNÜNDEN;
1-Davacı—- açtığı manevi davasının kısmen kabulü ile, 30.000-TL manevi tazminatın 24/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —- tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacı —- açtığı manevi davasının kısmen kabulü ile, 5.000-TL manevi tazminatın 24/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı—-tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davacı—-açtığı manevi davasının kısmen kabulü ile, 5.000-TL manevi tazminatın 24/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı—-tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
HARÇ, MASRAF, YARGILAMA GİDERİ VE VEKALET ÜCRETLERİ;
1-Alınması gereken 2.732,40 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 686,52 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.045,88 TL’nin (davalı sigorta şirketi bu tutarın 24,95 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla,) davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Manevi tazminat yönünden davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 4.933,50TL yargılama gideri ile 686,52 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı toplamı 5.674,42 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 1.134,88 TL’sinin davalı —alınarak davacılara verilmesine, arta kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı —tarafından yapılan 150,00 TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 120,00 TL’sinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Maddi tazminatın davalı sigorta şirketi tarafından ödenmiş olması nedeniyle, maddi tazminat yönünden yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmesine yer olmadığına,
6- Davacı — lehine manevi tazminatın kabul edilen miktar yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan —göre takdir olunan— vekalet ücretinin davalı — alınarak davacı—verilmesine,
7-Manevi tazminatın davacı —yönünden ret olunan miktar üzerinden davalı—lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan — göre takdir olunan —vekalet ücretinin davacı— alınarak, davalı — verilmesine,
8-Davacı —- lehine manevi tazminatın kabul edilen miktar yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan —göre takdir olunan —-vekalet ücretinin davalı —- alınarak, davacı —-verilmesine,
9-Manevi tazminatın davacı —- yönünden ret olunan miktar üzerinden davalı —- lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan —göre takdir olunan—– vekalet ücretinin davacı — alınarak, davalı—verilmesine,
10-Davacı — lehine manevi tazminatın kabul edilen miktar yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan— göre takdir olunan —vekalet ücretinin davalı — alınarak, davacı —verilmesine,
11-Manevi tazminatın davacı — yönünden ret olunan miktar üzerinden davalı —lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan — göre takdir olunan — vekalet ücretinin davacı — alınarak, davalı —- verilmesine,
12-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurdukları —dosya nolu görüşmeler neticesinde takdir olunan — davacı ve davalı sigorta şirketi arasındaki protokol hükümleri uyarınca,—- alınarak hazineye irat kaydına,
13-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair davacı vekili ve davalı —vekilinin yüzüne karşı, davalı sigorta şirketinin yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde—Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.