Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/124 E. 2020/284 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/124 Esas
KARAR NO: 2020/284 Karar
DAVA: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/03/2020
KARAR TARİHİ: 02/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasında ————- parsel de bulunan binanın dış cephe ve iç konsept mimari projelerinin ve tasarımlarının yapılması ve bu yapılacak proje ve tasarımların işçilik maliyetleri davacıya ait olmakla birlikte davalı tarafın kontrol ve gözetiminde tamamlanması hususunda———- tarihinde sözlü eser sözleşmesi akdetildiği, ser sözleşmesinin feshi sebebiyle TBK 125/3 maddesi gereğince davalıya yapılan ödemelerin ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsili ve davalı tarafın sözleşme konusu işi ayıpsız ve süresinde ifa edememesinden kaynaklı sözleşme konusu işyerinin kullanılamaması sebebiyle meydana gelen davacı şirket zararları olmak üzere fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik toplam ———– davalı taraftan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafça ibraz edilen cevap dilekçesinde görev itirazında bulunulduğu anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Davacının kayıtlı olduğu ————-ayrı ayrı müzekkere yazılarak tacir olup olmadığının ve faaliyetinin esnaf faaliyeti sınırlarını aşıp aşmadığının tespiti amacıyla; —————yazılan müzekkerelere ikmalen cevap verildiği görülmüş, ————- yazı cevabında davalının vergi mükellef kaydının bulunmadığı, bildirilmiştir. ————- kayıtlarında davalının tacir kaydına rastlanılmadığı bildirilmiştir. Davalı vekiline tacir olup olmadıkları hususunda beyanda bulunmak üzere süre verilmiş olup; davalının tacir kaydının olmadığı bildirilmiştir.
HMK 138. maddesinde; “Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir.” hükmü yer almaktadır ve konu ile ilgili Yargıtay ——- ——————- kararında; “6100 sayılı HMK.nun 114/c maddesi gereğince dava şartı olan “mahkemenin görevli olması” şartı hakkında taraf teşkili sağlanmadan karar verilip verilemeyeceği ön sorun olarak tartışılmış şu sonuca varılmıştır; Görüşmeler sırasında bazı üyeler; taraf teşkili sağlanmadan görevsizlik kararı verilmesinin 6100 sayılı HMK 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına aykırı olduğunu, bazı üyeler de, HMK’ nun 137. maddesindeki “dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır, mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler” düzenlemesi ve HMK’ nun 141. maddesindeki; iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının ikinci cevap dilekçesi ile başlaması hükümleri gözetildiğinde, dilekçeler aşaması tamamlanmadan görevsizlik kararı verilmemesi gerektiği hükmün bu gerekçeyle bozulması gerektiğini savunmuş iseler de, bu görüşler kurul çoğunluğu tarafından yerinde görülmemiş, davanın tensip ile birlikte dava şartı noksanlığından usulden reddedilmesinde HMK 30. maddesi de gözetildiğinde bir isabetsizlik olmadığı kabul edilmiştir.” yönünde karar vermiştir.
Yukarıda değinilen —– ————–Sayılı kararı doğrultusunda dava şartı olan görev hususunda mahkememizce HMK 30. Maddesi uyarınca yargılamanın sürüncemede kalmaması amacıyla re’sen inceleme yapılmıştır.
Bilindiği üzere, ———tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanun’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur. Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır. ——– Adliye Mahkemesi ——– Hukuk Dairesi ——– kararında belirtildiği üzere; ” Eser sözleşmesinden doğan davalar için, tarafların sıfatından veya işlemin mahiyetinden doğan bir nedenle tüketici mahkemesi veye ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirir bir neden yok ise, özel bir görev kuralı bulunmadığından genel mahkeme olarak asliye hukuk mahkemesi görevlidir.”.
Görev hususu HMK’nun 114/1-c’ye göre dava şartlarındandır. Dava şartları HMK 115/1 ve 2.maddelerine göre davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır. Davanın; davacı ile gerçek kişi davalı arasında eser sözleşmesinden doğan ihtilaf olması nedeniyle mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davalının gerçek kişi tacir olmadığının———————— gelen yazı cevabı ile anlaşılması nedeniyle nispi ticari dava niteliği de taşımadığı sabit olup; uyuşmazlığın genel mahkeme sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK 20 ve 114 ve 115 maddeleri gereğince MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulduğu takdirde dosyanın görevli ———— ADLİYESİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE HMK 20. maddesi gereğince GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmemesi halinde HMK 20 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
4-Yargılama harç ve masraflarının gönderilen mahkemede dikkate alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde ———– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.02/07/2020