Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/106 E. 2020/179 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/106 Esas
KARAR NO : 2020/179

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/02/2020
KARAR TARİHİ : 03/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı şirketin imzalamadığı ve düzenlemediği—- bedelli, —- tarafından tahsil edilmek üzre ——- ibraz edilmiş, banka tarafından müvekkilime bilgi verildiğini, davacının ——- senedi bankada incelemiş ve incelemesi neticesinde senet altındaki kaşe ve imzanın kendisine ait olmadığını tespit edildiğini imzanın davacıya ait olmadığı çıplak gözle bakıldığında dahi farkedildiğini, davalı yan tarafından sahte olarak düzenlenen senedin ödenmesi veya senet için takip işlemlerine başlanması davacının ticari itibarını zedeleyeceği gibi, davacı bakımından telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracağını senedi sahte olarak düzenleyen davalı aleyhinde trafımızca suç duyurusunda bulunulduğunu, senet dolayısıyla davacının davalı yana herhangi bir borcu bulunmadığını, senet üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı, kriminolojik bir incelemeye dahi gerek kalmaksızın çıplak gözle dahi farkedildiğini bu nedenle davacı tarafın davalıya bu senetten dolayı borçlu olmadığına dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile menfi tespit davasına ilişkindir.
7155 sayılı Abonelik Sözleşmelerinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanunun 20 inci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi uyarınca 1.1.2019 tarihi itibarıyla Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın ve dosya üzerinden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. (HUAK m. 18A/2, c. 4; HUAK Yönetmeliği m. 22/3). Burada dava şartı arabuluculuk sürecinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115 inci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde, gider avansı yatırılmasında veya gerekli hâllerde teminat gösterilmesinde olduğu gibi tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği görülmektedir. Bir başka ifadeyle, dava şartı noksanlığının giderilmesi ve arabulucuya başvurulması için mahkemece davacıya süre verilmeyecektir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —–. Hukuk Dairesi——-Sayılı kararı; ” TTK 4/1 Maddesi ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu 4/1 Maddesi birlikte değerlendirildiğinde tüketici kredilerinden kaynaklanan davaların ticari dava mahiyetinde olduğu ancak bu tür uyuşmazlıklarda özel düzenleme ile tüketici mahkemelerinin görevli kılınmasının bu davaların ticari dava olma vasıflarını ortadan kaldırmayacağı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre dava tarihinin 09/07/2019 olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta arabuluculuk yoluna başvurmanın dava şartı olduğu, tüm dosya kapsamına ve davanın niteliğine göre mahkeme tarafından duruşma günü belirlenmesinin taktir edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılarak istinaf talebinin reddi gerekmiştir.” şeklinde olup menfi tespit davasında arabulucululuk dava şartının arandığını belirtmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —. Hukuk Dairesi — —. Sayılı Kararında; ” Elbetteki “menfi tespit” talebi ile “alacak” talebi hukuken anı kavramlar değildir ve bu davalar sonucunda netice-i talepler ile kurulacak hükümler de farklıdır. Ancak burada dava konusu bir miktar para alacağı ise, açılacak davanın yada talebin ne olduğunun bir önemi yoktur. İster alacak, ister menfi tespit, ister istirdat, ister itirazın iptali, ister tazminat talebi olsun bu davaların ortak noktası “dava konusunun bir miktar para alacağı” olduğudur. Sadece netice-i talepler ve mahkemelerce kurulacak hükümler birbirinden farklıdır. Sınırlayıcı bir yorum yaparak maddenin sadece “—– davalarıyla sınırlı bir uygulama yapmanın kanun koyucunun iradesine aykırı olacağı muhakkaktır. Bu nedenle 6102 Sayılı TTK’nın 5/A maddesi gereğince menfi tespit talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabül edilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ” menfi tespit davasında arabuluculuk dava şartı aranmıştır. Aynı yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ——– Hukuk Dairesi’nin —— Sayılı ilamı ve—– Sayılı kararlarında da menfi tespit davalarında arabuluculuk dava şartı olarak kabul edilmiştir.
Yukarıda değinilen emsal içtihatlarda da belirtildiği üzere; somut olayda dava konusu 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesinin aradığı ”konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak” şartını içerdiği anlaşılmakla; menfi tespit davasında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlendiğinden ve arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı davacı vekili tarafından ibraz olunan dilekçeler ile sabit olduğundan, HUAK m. 18A/2, c. 4; HUAK Yönetmeliği m. 22/3 gereğince; davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-7155 sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurmadan dava açılmış olması nedeniyle HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harcın davacı tarafça yatırılan 683,10 TL peşin harçtan mahsubu ile 628,70 TL bakiye harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.