Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/618 E. 2020/340 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/618 Esas
KARAR NO : 2020/340

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 09/10/2018
KARAR TARİHİ : 14/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin —————— süredir yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda projeyi hayata geçirdiğini, ancak son zamanlarda piyasalarda meydana gelen daralma ve dalgalanmalar, yapılan işlerin karşılıklarının zamanında alınamaması, dövizdeki artışa paralel olarak —– artış ve bunların pek çoğunun fiyatlara yansıtılamaması nedenleri ile ödeme göçlüğü içine düşüldüğünü, müvekkili şirketin iflas etmesi halinde alacaklılarının da mağdur olacağını, müvekkili şirketin borçlarını öderken hiç bir tenzilat talep etmediğini, sadece süreye ihtiyacı olduğunu, zira yurt dışında ifa edilmek üzere yeni sözleşmeler yapıldığını,——–alacaklarının yanı sıra alacakları ihtilafsız çok sayıda alacakları ve devam eden taşeronluk sözleşmeleri ile muhtelif inşaatları üstlendiğini, önerilerinin—— borçların tamamının ödenmesi, alacakların borçları karşılamaması halinde banka kredisi kullanılması olduğunu belirterek müvekkili şirketin tüm borçlarını eksiksiz ödemek üzere konkordato mehili verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce verilen davacı şirket hakkında——; “davacı şirketin bilançosu ile rayiç değerleri üzerinden yapılan incelemeler sonrasında öz varlığının (-) 5.893.489,18 TL. olduğu, bu haliyle borca batık olduğu, borçlarının 2.730.898,04 TL. lik kısmının ortakların borçlarından kaynaklandığı, dolayısıyla şirketin ortaklarının kendi lehlerine olacak şekilde şirketi borçlandırdıkları, davacı şirketin konkordato ön projesinde herhangi bir mal satışı yada sermaye artışı ön görmediği, projede sadece inşaatlardan gelecek olan kaynağa dayandığı, şirketin ön gördüğü süre zarfında borçları kadar karlılık potansiyelinin olmadığı hususunun tespit edildiği, şirketin geçmiş yıllardan birikmiş zararları bulunduğu, yani şirketin daha önce de kar edemediği, bu nedenle geçmiş yıllara karşılık için referans gösteremeyeceği, ileri dönük olarak kar elde edebileceği bir işinin olmadığı, davacı şirketin somut projesi ve ödeme planı bulunmadığı tespit edilerek, davacının konkordato talebinin reddine, —— İİK’nun 287/5 maddesi göndermesi ile İİK’nun 292.maddesi uyarınca İflasına ” şeklinde verilen karara karşı davacı vekili tarafından İstinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
—– Karar sayılı ilamı ile; ” davacı vekilinin 3 aylık geçici mühletin dolduğu—- tarihli celse de konkordato komiserlerinin sunmuş oldukları rapora beyanda bulunduğu, revize projesi hazırlayarak sunmak için süre talep ettiği, mahkemede bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, bu durumda mahkemece revize projeyi ibraz konusunda davacıya kesin süre verilmesi, projenin ibraz edilmesi halinde gerekirse sektör bilirkişisinin de içinde bulunduğu konusunda uzman heyetten borca batıklık ve konkordato revize ön projesinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı konusunda rapor alınması gerekirken, kararda yazılı gerekçeler ile davanın esası hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesi ile mahkememizin —-Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiş ve mahkememizin——Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Tensiben; davacı şirkete —- tarihinden başlamak üzere 2 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesine, davacı tarafa İstinaf kararında belirtildiği gibi revize projesini sunmasına, proje sunulduğu takdirde geçici komiser heyetinin rapor hazırlamasına karar verilmiştir. Davacı şirketin — tarihli revize projesi sunduğu daha sonra 16/12/2019 tarihinde bir kısım mahkeme D.İş raporları sunduğu, sonrasında şirketin yeni oluşan alacaklarına ilişkin 16/01/2020 tarihinde bir başka dilekçe ve eklerini sunduğu, bunların komiser heyetine tevdi edildiği anlaşıldı.
Mahkememizin geçici mühletin sona erdiği 17/01/2020 tarihli duruşmasında; ” Davacı şirkete verilen ek 2 aylık geçici süre sonrasında —–kararına göre sunduğu revize projesinin ve mali tablolarının —- tarafından henüz incelenemediği ve şirketin kesin mühlet şartları taşıyıp taşımadığı konusunda rapor düzenlenemediği için bu aşamada bu eksikler tamamlanmak üzere ——–sicil sırasında —– İİK’nun 289/3 maddesi uyarınca 3 ay kesin mühlet verilmesine ” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin —- tarihli ara kararı ile; ” Mahkememizden verilen 3 aylık kesin —- tarihinde dolacak ise de; 7226 sayılı yasa uyarınca konkordato dosyalarında alacaklı ve borçlu yönünden kesin mühletin hüküm ve —- tarihine ve bu tarihe eklenecek 15 günlük süre sonuna kadar devam edeceği anlaşılmakla verilen kesin mühletin kanundan dolayı uzamış sayılmasına ” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin —-ara kararı ile; ” 7226 sayılı kanunda alınan tedbirlerin uzatılmasına dair Cumhurbaşkanlığı’nın —–sayılı kararının verildiği, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun——— sayılı Genel Kurul Kararı ile “HSK Genel Kurulunun —– sayılı kararı ile belirlenen tedbirlerin 15/06/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar aynen uygulanmasına devam olunmasına ” karar verildiği, kanundaki sürelerin 15/06/2020 tarihine kadar (bu tarih dahil) uzatılmış olduğu anlaşılmakla, davacı şirket yönünden verilen kesin mühletle ilgili 16/06/2020 tarihinde dosyanın ele alınmasına ” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 16/06/2020 tarihli ara kararı ile; ” Her ne kadar davacı şirket yönünden İstinaf Dairesi’nin kaldırma kararı sonrası revize projesi sunması ve malvarlığı ile proje kapsamında konkordato tasdik şartlarının mevcut olup olmadığının tespiti için, şartları taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın mecburen 3 aylık kesin mühlet verilmiş ve bu süre dolmuş ise de; —–sayılı yasa ve duran süreler ——–süreleri uzatma kararı nazara alındığında, davacıya verilen kesin mühletin —- tarihleri arasında durduğu, davacıya verilen kesin süre içinde ve öncesinde gayri faal durumda olduğu, mevcut bir projesi olmadığı, konkordato projesini daha önce yaptığı inşaat işlerinden varolduğunun iddia ettiği alacağına bağladığı, komiser heyeti tarafından bu hali ile projenin yasal şartları taşımadığı ve mali kaynakların net olmadığı anlaşılmakta ise de duran süreler ve komiser heyeti raporundaki bazı çelişkili noktalar nedeniyle “davacıya 17/04/2020 tarihine kadar verilen kesin mühletin 22/03/2020 tarihinde durmuş olması nedeniyle 3 aylık kesin mühletin 16 Haziran’dan itibaren 27 gün eklenmesi suretiyle 07/07/2020 tarihinde dolacağının tespitine,—- tarihli raporda şirketin özvarlığını (-) 5.893.489,18 TL. olarak tespit ettiği, arada şirket faaliyeti olmadığı ve halen gayri faal olduğu halde —————-. olarak tespit edildiği, şirketin borca batık olup olmadığı hususunda tereddüt oluştuğu görülmekle, komiser heyetinden bu konuda derhal denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınmasına ” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce—— heyeti son raporunda; revize projesinde gündeme getirilen alacakların borçları karşılamaya yeterli olduğunu ancak ortada henüz kesinleşmiş bir alacak olmadığını, açılacak davaların kazanılması varsayımına dayalı olduğunu, davacıya ek süre verilmesi konusunda olumlu bir görüş bildirmeleri için yeterli bir nedenin mevcut olmadığını, davacı şirketin rayiç değer tespiti gereken kayda değer bir mal varlığı bulunmadığını, kullanılmış bazı demirbaşları olduğunu, kullanılmış demirbaşlarının değeri açısından önceki rayiç değer rapor tarihine göre piyasa şartlarında önemli bir değişiklik bulunmadığını, buna göre şirketin rayiç değer bilançosuna göre yapılan değerlendirmesinde, aktifinin 12.796.933,36 TL. olduğu, pasifinin 12.406.094,16 TL. olduğu, şirketin öz varlığının (+) 390.839,20 TL. olduğu, borca batık olmadığı, şirketin iflas döneminde ortaklarının hem alacaklarından feragat ettiklerini hem de geçmiş yıllar zararlarını şahsi mal varlıkları ile kapattıklarını ve borçların bir kısmını ödediklerini, bu nedenle şirketin borca batıklıktan çıktıklarını tespit etmişlerdir.
Dosya kapsamına göre; şirketin konkordato kesin mühleti ve tasdik şartlarını taşımadığı, bu nedenle davanın reddi gerektiği, şirket ortaklarının şirketten olan alacaklarından vazgeçmesi ve şirketin bir kısım borçlarını ödemiş olmaları sebebine dayanarak düzenlenen komiser raporuna göre rayiç değerler üzerinden—– olduğu tespitleri nazara alınarak iflas kararı verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı şirketin kesin mühlet talebinin reddine, geçici mühletin kaldırılmasına, borca batık olmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına,
2-Tüm konkordato tedbirlerinin kaldırılmasına, komiserin görevine son verilmesine,
3-İİK’nun 288/3 maddesi uyarınca bu kararın—— ilanına,
4-Bu kararın İİK’nun 288/2 maddesi gereğince ilgili kurumlara bildirilmesine,
5-Alınması gereken 54,40 TL karar harcına karşılık peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Gider avansının, —— ödenmeyen ——- ilişkin komiser ücretleri ile ilan masraflarında kullanılmasına, karar kesinleştiğinde halen bakiye gider avansı kalması halinde davacı tarafa iadesine,
8—— aylarına ilişkin komiser ücretlerinin, Covid-19 ve Pandemi tedbirleri kapsamında herhangi bir çalışma olmadığından ödenmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekili ile bir kısım alacaklılar vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.