Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/613 E. 2022/737 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/613 Esas
KARAR NO:2022/737

DAVA:Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/09/2014
KARAR TARİHİ:05/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, — tarihinde davalı ve dava dışı — tarafından eşit hisse ile — sermaye ile kurulduğunu, müvekkili—, davalının ortak çalışma yönündeki ısrarlı teklifi üzerine — aldığı hisseler ile — tarihinde şirkete ortak olduğunu, davalı ve müvekkili — şirketin ortakları olarak, — yıl için değeri bir veya birden fazla birbiri ile bağlantılı olmayan işlemler ile—kadar her türlü muamele, fiil ve işlerin ifasında şirketi temsil ve ilzama münferiden ve —üzerindeki işlemler için müştereken yetkili kılındığını, müvekkili— şirket ortağı olduktan sonra, bilfiil çalışmaya başladığını, bir takım ödemelerin yapılabilmesi için — hesabına — borç olarak yatırdığını, müvekkili şirketin hesabına yatan paraya karşın bir süre sonra hesapta para kalmadığını, şirket adına tahsil olunan işlerden şirket kasasına giriş yapılmadığı ve şirketin borçlarının arttığının görüldüğünü, yapılan araştırmada davalı tarafından müvekkili şirket muhasebesinde belgelendirilmeden para çekildiği ve davalının şahsı ile yakınları hesabına havale yapıldığının görüldüğünü, davalı ile iletişim kurularak harcamaların sebebi sorulduğunda ise kaçamak cevaplar alındığı ve zamanla davalının müvekkili şirket ile ilgi ve alakasını kestiğini, müvekkili şirket ortağı—-telefonlarına da çıkmayan davalının, —yevmiye numaralı—- tarihli iki ayrı ihtarnameyi keşide ettiğini, bu ihtarnamelerde davalının hisselerini devretmek istediğini belirttiği ancak müvekkili —buna mani olduğunu, davalının, hissesinin müvekkili tarafından alınması ya da —. kişilere aldırması gerektiğini, aksi halde ortaklığın feshi davası açılacağını ve şahsı aleyhinde karalayıcı beyanlarda bulunulmamasını bildirdiğini, müvekkilinin verdiği cevapta, hisse devrini engelleyen bir davranış içine girilmediğini, davalının aynı faaliyet alanında başka bir şirkete ortak gireceğinin öğrenildiğini, müdür sıfatı ile şirket hesabından yaptığı harcamaların belgelendirilmediğini ve bu davranışlarının müdürlük sıfatı ile bağdaşmayacağından derhal son verilmesi gerektiği hususlarını — yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirildiğini, müvekkili şirket kesin mizanında, davalının — şirket hesaplarından şahsi harcama yaptığının kesin olarak anlaşıldığını, davalının aynı alanda başka bir şirkete ortak olduğunun kesin şekilde öğrenildiğini, daha önce sektörel bir dedikodu ve yanlış anlaşılma olduğu zannedilen haksız eylemlerin gerçek olduğunun anlaşılması ile müvekkili şirket adına— tarihli ihtarnamesi ile davalının —-Şirketinde ortak olduğunu, şirketin keyfi işlemler ve harcanan paralar ile zarara uğratıldığının bildirildiğini, borcun ödenmesi ve haksiz rekabet teşkil eden eylemlere son verilmesi gerektiğinin ihtar olunduğunu, söz konusu ihtarnamenin davalıya tebliğ edilmiş olmasına karşın davalının ne anılan — müvekkili şirketteki ortaklığında ayrılmadığını, şirkete verdiği zararı telafi yoluna dahi gitmediğini, davalının — en yüksek paya sahip ortağı haline geldiği ve müvekkili şirketin — yılında görüşmelerini sürdürdüğü —değerleme işlerini de ortağı olduğu şirkete yönlendirdiğini, böylece davalının, müvekkili —- kandırarak müvekkili şirkete ortak yaptığı ve müvekkili şirketin maddi imkanlarını sömürüp idareci sorumluluklarını ise müvekkili —- yıkarak kendi ticari kariyerini geliştirdiğini, davalının haksız eylemlerinden dolayı müvekkili— haklı olarak davalının temsil yetkisine sahip olmasından endişe ettiğini, bu nedenle öncelikle davalının temsil yetkisinin tedbiren sınırlandırılması ve dava sonunda müdürlükten çıkarılmasını talep ettiğini, davalının, müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili ortağı olarak Türk Ticaret Kanunu kapsamında özen, bağlılık, rekabet etmeme ve şirketi zarara uğratmama yükümlülüğü olduğunu, buna karşın davalı müvekkili şirketin tüm nakdi malvarlığını, müşteri portföyünü ve — sömürerek fiilen şirket ile tüm ilişkisini kopardığını, davalı, doğruluk ve dürüstlük ile bağdaşmayacak şekilde, hali hazırda ortağı olduğu müvekkili şirket ile aynı sektörde faaliyet gösteren bir şirkete diğer ortağın iznini dahi almaksızın ortak olduğunu, müvekkili şirketten çaldığı tüm iş bağlantısını ve bilgisini—- yönlendirdiğini, davalı müvekkili şirket kabasından sebepsiz harcadığı paraları açıklayamadığı, belgeleyemediği ve iade de etmediğin, davalının haksız davranışını açıkça kasıtlı şekilde gerçekleştirdiğini, müvekkili şirketin davalının idareci görevini suistimali neticesinde hem nakden hem de potansiyel müşterilerini kaybetmek suretiyle zarar gördüğünü, bu yönden müvekkili şirket zararının tazminini, tazminat bedelinin müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesi ve dava sonunda tazmin alacağın tahsilinin imkansız olmaması adına ihtiyati haciz konulmasının zaruri olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla; davalının müdürlük sıfatını suistimali ile müvekkili şirketin uğradığı iddia edilen zarara karşılık şimdilik — ve her bir borcu yönünden zararın doğduğu tarihten itibaren işleyecek ticari avans faiziyle davalıdan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine, müvekkili —-adına oluşan haklı sebepler nazara alınarak davalının idare hak ve yetkisini kötüye kullanması nedeniyle müvekkili şirketi idare ve temsil haklarının sınırlandırılması ve yargılama sonunda müdürlük yetkisinin kaldırılmasına, müvekkili şirket zararının tazmini tedbir maksadıyla davalının —-şirketindeki hisseleri üzerine tedbiren ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davaya cevap vermemiştir.Şirketin —- sicil dosyası celp edilmiş, ihtarnameler, ticari defter ve kayıtlar celp ve ibraz edilmiştir. Davalı—- davacı şirket ortaklığından ayrılma talebiyle —. Asliye Ticaret Mahkemesinde açmış olduğu— Esas sayılı dosyanın kararı ve Yargıtay İlamı celp edilmiş, bildirilen tanıklar dinlenmiş, ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.Dosya üzerinde yapılan incelemede; davacının müdürlük görevinin— tarihinde sona erdiği, bu tarihten sonra sadece ortak sıfatıyla şirkette bulunduğu anlaşılmaktadır. Şirket ana sözleşmesi incelendiğinde ortaklara rekabet yasağı düzenlemesi bulunmadığı anlaşılmaktadır. TTK’nun 626. maddesinde şirket müdürleri için geçerli olan özen ve sadakat yükümlülüğü ile rekabet yasağı düzenlenmiştir. Bu madde haksız rekabetin özel bir görünümü olarak düzenlenmiştir. Davacı — tarihinde ana sözleşmesinin tescil edildiği, müdürün rekabet etmeme yükümlülüğünü kaldıracak herhangi bir düzenleme bulunmadığı anlaşılmaktadır. Rekabet yasağının konu bakımından sınırını, şirketin faaliyet konusu oluşturmaktadır. Bu düzenlemeye göre şirketin faaliyet konusuna giren bir işlemi, müdür kendi adına veya başkası adına ve hesabına yapamayacaktır. Aynı şekilde müdür, aynı alanda faaliyet gösteren başka bir şirkette sorumluluğu sınırlandırılmamış ortak veya yönetici olarak görev alamaz. Davalı, dava dışı —-Şirketine kurucu ortak olup, aynı zamanda şirketin müdürü konumundadır. Dava dışı şirketin—- tarihinde sicile tescil edildiği anlaşılmaktadır. Dava dışı şirketin faaliyet konusunun davacı şirket ile benzer olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalının, davacı şirketin—tarihinde sicilde ilan edilen ana sözleşmesine göre müdür olarak belirlenmiş olmasına rağmen ve müdür olarak görev yapmakta iken aynı zamanda dava dışı —şirketinin kurucu ortağı ve müdürü olarak görev yapması rekabet yasağına aykırılık teşkil etmektedir.
Davalının müdürlük görevi— tarihi itibariyle sona erdiği hususu sicilde tescil edilmiştir.Mahkememizin —- Karar sayılı kararı ile; ” davalının şirklet müdürü iken aynı faaliyet alanında başka bir şirketin kurucusu olduğu, müdürlükten daha sonra istifa etmesi nedeniyle müdürlükten azli talebinin konusunun kalmadığı, davalının eyleminin TTK.nun 626.maddesine aykırı olduğu kabul edilerek davalının haksız rekabette bulunduğunun tespitine ancak zarar iddialarının ispatlanamadığından reddine, dava dilekçesinde talep edilen davalının şirkete olan borcunun tahsiline ” karar verilmiş, karar davacı ve davalı tarafından İstinaf edilmiştir.
— Karar sayılı ilamı ile;
” — tarihli yazısına göre —müşterisi olup, mahkemenin müzekkerisinde soru öyle sorulduğundan —firması ile davacı — firması arasında yapılan sözleşme vb belgenin bulunmadığı bildirilmiştir.Davacı firmanın iş yaptığı ve— tarihli fatura sunulan — talimatla alınan ifadesinde davalının yaptığı işlerde sözleşmeyi kendi adına imzaladığını, paranın bir kısmını kendi, bir kısmının eşinin hesabına ödendiğini, faturanın ise davacı şirketten geldiğini, daha sonra — firması ile de iş yaptığını fakat — fatura vermediğini ifade etmiştir.
Tanığın belirttiği işlerin neler olduğu ve ne kadar ödeme yapıldığı belirlenmemiştir.—firmasının — firması ile yaptığı işlemlerin tespiti ve — ile davacı şirket arasındaki işlerden — firmasına aktarılan işlerin olup olmadığı, böylelikle davacı şirketin zararının olup olmadığı belirlenmesi gerekirken; yanlış müzekkere yazılmış olmasından dolayı esasa yönelik deliller toplanmadan karar verilmiş olması, HMK’nın 353/1-a-6.maddesine aykırı olduğundan hükmün kaldırılması gerekmiştir. Hüküm noksan tahkikat yönünden kaldırıldığı için davalının istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesi mümkün olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar nazara alınmak suretiyle inceleme yapıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu meyanda davanın esasına yönelik deliller toplanmadan eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verildiğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’ nın 353/1-a6 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine ” şeklinde karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
İstinaf kaldırma kararına istinaden davacı vekiline —-şirketinden celbini istediği belgelerin neler olduğunu ve tarih aralığını açıklaması için davacıya süre verilmiş—- Değerleme şirketine müzekkere yazılarak— firmasının dava dışı — firması ile yaptığı işlerin dökümü ve davacı ile —arasında yapılan işlerden —firmasına aktarılan işler olup olmadığı sorularak, bunlara ilişkin sözleşme, fatura ve tahsilat örnekleri istenmiştir.Davacı tanığı— talimat yazılmış ancak tanığın vefat etmiş olması sebebiyle talimat bila ikmal iade edilmiştir. İstinaf Dairesi kararında adı geçen tanığa davacı tarafından açıklattırılmak istenen — ile ilgili yapılan işlemlerin dava dilekçesinde tazminata konu edilmediği ve hiç bahsedilmediği, bu hususun davadan sonraki döneme ilişkin olduğu, haksız rekabetin tespiti noktasında davacı tarafça sonradan ileri sürüldüğü anlaşılmakla, dosyaya katkısı olmayacağı kanaatine varıldığından araştırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.Daha önce atanan bilirkişi heyetinden davacı firmanın ticari defter ve kayıtları ile davalının ortağı ve yöneticisi olduğu— yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunda;
” Rekabet yasağı ihlali kapsamında doğan zarar nedeniyle talep edilebilecek tazminatın ise mali inceleme sonrasında tespit edilebileceği ancak mali açıdan gerekli incelemenin yapılması için gerekli olan ticari defter kaydı ile belge, beyanname ve raporlarının ibraz edilmediği ve bu nedenle dava dışı —bu şirket tarafından Mahkemeye gönderilmiş durumdaki fatura örnekleri ile sınırlı olmak üzere davalının şirketinin tespiti yapılabilen toplam— işlem tutarı kapsamında kaldığı “hizmet üretim maliyeti” ve “Faaliyet gideri” paylarının ne kadar olduğu, dolayısıyla da ne düzeyde “Faaliyet Karı” elde ettiği ile ilgili olarak, gerekli belgeler ibraz edilmediğinden. herhangi bir tespitin yapılamayacağı ” yönünde görüş bildirilmiştir.Davalıya ortağı ve yetkilisi olduğu —- firmasının ticari defter ve kayıtlarını sunması konusunda ihtarat yapıldığı ve sunmuş olduğu kayıtların dava konusu haksız rekabet eylemlerinden dolayı elde ettiği net karı belirlemeye yeterli olmadığı, bu durumda haksız rekabetten dolayı davacının uğramış olduğu zarar tutarının davalının eksik belge sunması nedeniyle hesaplanamadığı, dava dilekçesinde haksız rekabetten dolayı —talep edildiği, TBK’nın 50 ve 51. maddelerinin verdiği yetkiyle somut olayın özellikleri dikkate alınarak, davacının— maddi tazminat talebinin mahkememizce uygun bulunrak, bu miktar üzerinden davacının tazminat talebinin kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır. Davalının müdür olarak çalıştığı dönemde davacı şirkete dava tarihi itibariyle —- borcu bulunduğunun bilirkişi tarafından tespit edildiği, davacı tarafından bu miktar zarar nedeniyle belirsiz alacak olarak açılan dava değerinin yükseltilerek harcının yatırıldığı anlaşılmakla bu miktar alacak talebinin de kabulüne, davalının müdürlük yetkisinin kaldırılmasına ilişkin talebin konusu kalmadığından karar vermeye yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının müdürlük yetkisinin kaldırılmasına ilişkin talebin konusu kalmadığından karar vermeye yer olmadığına,
2-Davalının davacı şirkette müdür iken benzer alanda çalışan dava dışı şirkette de müdür sıfatıyla çalışmasının haksız rekabet olduğunun tespitine, haksız rekabet nedeniyle tazminat isteminin kabulü ile — tazminatın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesine,
3-Davalının davacı şirket hesabına — borcu olduğu anlaşılmakla bu tutarın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesine,
4-Alınması gereken— harcın, davacı tarafından yatırılan — peşin harç,—ıslah harcı toplamı —mahsubu ile bakiye —davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan — bilirkişi ücreti ve — tebligat ücreti toplamı — yargılama gideri ile — peşin harç, — başvuru harcı, —- ıslah harcı toplamı — davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren— hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.