Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/610 E. 2020/349 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/610 Esas
KARAR NO : 2020/349
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 11/03/2015
KARAR TARİHİ: 16/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı—- eşi, diğer davacıların babası muris—- — tarihinde, sevk ve idaresindeki ——– plakalı ——– mevkinde devrilmesi sonucunda vefat ettiğini, aracın kaza tarihinde davalı ——- sigortalı olduğunu, davacıların üçüncü kişi konumunda olup murisin desteğinden yoksun kaldıklarını, bu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş —- için — çocuklar için ayrı ayrı ————desktekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; trafik sigortasının kazadan zarar gören üçüncü kişileri koruma altına almış olup, davacıların poliçe teminat kapsamında olmadıklarını, kazanın meydana gelmesinde araç işleteninin kusurunun bulunmadığını, müteveffanın tam kusurlu olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçe teminat limiti ile sınırlı bulunduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE;
SGK yazıları ile sigorta yazısı görülmüştür.
Bilirkişi heyeti — tarihli raporunda özetle; davacılar için hesaplanan toplam destekten yoksun kalma tazminatının — olduğunu poliçe azami limitinin ——-olduğunu, davacı eş için destekten yoksun kalma tazminatının —- davacı — destekten yoksun kalma tazminatının —-,davacı—- destekten yoksun kalma tazminatının — ve davacı —-destekten yoksun kalma tazminatının ——– olduğunu belirtmişlerdir.
Dava, tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun tazminatının tahsili talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; olay tarihinde murisin sürücüsü olduğu traktörle ot biçerken, traktörün devrilmesi sonucu meydana gelen kazada hayatını kaybettiği, aracın ——— davalı şirketin işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda sürücü tam kusurlu olsa bile destekten yoksun kalan davacıların zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunmasına göre davacıların destek tazminatı isteyebilecekleri, murisin kaza tarihi itibarıyla —- yaşında olup işçi olarak çalıştığı ve davacı eşine bakiye ömrü boyunca, davacılar —— yaşına kadar, davacı —– yaşına kadar destek olacağı, bilirkişice davacıların destekten yoksun kalma tazminat bedelinin —- olarak hesaplandığı, ancak poliçe limitinin — olduğu, bu nedenle davacı eş için destekten yoksun kalma tazminatının — davacı ——– destekten yoksun kalma tazminatının —-davacı — destekten yoksun kalma tazminatının — ve davacı — destekten yoksun kalma tazminatının —– olarak talep edebileceği, tazminata KTK 99 ve poliçe genel şartları B.2.b md. hükümleri ve davacı talebi dikkate alınarak dava tarihi olan — tarihinden itibaren faiz talep edebileceği belirlenerek mahkememizin —–sayılı dosyası üzerinden davanın kabulüne dair verilen karar ——————kararı ile bozulmuştur.
Yüksek Mahkeme bozma ilamında, “Somut olayda, mahkemece taraflara sözlü yargılamaya ilişkin duruşma günü tebliğ edilmemiş olup davalı vekilinin mazeret bildirmek suretiyle katılmadığı ———tarihli karar celsesinde, davalı vekilinin yokluğunda yapılan duruşmada karar verilmiştir. O halde, 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan,usulüne uygun sözlü yargılama yapılmadan, davalının savunma hakkını kısıtlayacak ve adil yargılanma hakkını etkileyecek şekilde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırı…” olduğu gerekçesine yer verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyularak, aradan geçen süre gözetilerek bilirkişiden yeniden rapor aldırılmış ve sözlü yargılama ihtarını içeren davetiye hazır olmayan davalı vekiline tebliğ edilerek yeniden sözlü yargılama yapılarak hüküm verilmiştir. Son olarak aldırılan ——- tarihli bilirkişi raporu ile yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacının talebi yerinde görüldüğünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ——- davasının kabulü ile, 153.163,69 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
2-Davacı —– davasının kabulü ile, 27.720,42 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
3-Davacı ——davasının kabulü ile, 24.631,80 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
4-Davacı——— davasının kabulü ile, 19.484,10 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
5-Alınması gereken 15.369,75-TL karar harcının davacı tarafından yatırılan 239,09-TL peşin harç, 529,00-TL ıslah harcı toplamı 768,19-TL’den mahsubu ile bakiye 14.601,66-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacılar tarafından yapılan 239,09-TL peşin harç, 529,00-TL ıslah harcı, 254,00-TL posta ve tebligat masrafı, 2.300,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.322,09-TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davacılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca takdir olunan 26.300,00-TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde yargıtay yolu açık olmak üzere davacılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/07/2020