Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/598 E. 2021/1014 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/598 Esas
KARAR NO: 2021/1014
DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ: 23/09/2019
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —-tutarında nakit ödeme yapıldığını, müvekkili ile davalı şirket arasında —- imzalandığını, bu sözleşme uyarınca müvekkilinin davalı şirkete — ödeme yaptığını, toplamda — tutarında ödeme yaptığını, ilgili sözleşmeye göre davalı şirketin——— içerisinde müvekkiline teslim etmesi gerekirken davalı şirket tarafından söz konusu taahhüdün yerine getirilmediğini. davalı şirket aleyhine ikame edilen çok sayıda dava ve icra dosyası bulunduğunu, davalı şirketin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmesinin mümkün gözükmediğini, müvekkili tarafından davalı ile akdedilen sözleşmenin ——- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedilerek müvekkili tarafından davalıya yapılan toplam —– tutarındaki ödemenin ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren —– içerisine ödenmesinin talep edildiğini, davalı şirketin ihtarnamenin tebliğinden sonra müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını, ayrıca davalı şirketin faaliyetini uzun süredir durdurduğunu ve taşınmazlarını hileli yollarla ——-devrettiğini, davalı şirketin ödemelerini tatil ettiğini, davalı şirketin —– yapacağı inşaatları yapamadığını bu sebeple bir çok kişinin mağduriyetine sebep olduğunu belirterek davalı şirketin iflasına, avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında tanzim edilen —– tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğunu, sözleşmenin tek taraflı irade beyanı ile feshinin mümkün olmadığını, sözleşmenin feshi için ya iki tarafın bu hususta anlaşması ya da dava yoluyla ileri sürülmesi gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşme usulüne uygun dava yoluyla feshedilmeden ve dava yoluyla davacının müvekkilinden alacaklı olduğu tespit edilmeden müvekkiline karşı iflas davası açmasının mümkün olmadığını, sözleşme kapsamında başlanan inşaatın —- kadar getirildiğini, —— tamamlandığını, inşaata başlama süresinin ruhsat tarihinden itibaren—- yıl olduğunu, inşaata başlanması akabinde de imar kanuna göre normal şartlarda inşaatın yasal bitiş tarihinin —- olduğunu, inşaata başlanması ve normal şartlarda bitirilmesi için yasal sürenin henüz dolmadığını, her ne kadar müvekkili şirket hakkında gerçeği yansıtmayan ve asılsız iddialar ile alıcıların mağdur edildiği izlenimi oluşturulmuş ise de müvekkili şirket aleyhine gerçekleştirilen dolandırıcılık, sahtecilik, şirket yöneticilerinin örgüt faaliyeti çerçevesinde kasten şirketin zararına eylemler yapması ve bir çok suç nedeniyle müvekkilinin mağduriyetinin söz konusu olduğunu, ancak bu hususun inşaatın tamamlanmayacağı anlamına gelmediğini, satış vaadi sözleşmesi akabinde —— çapında OHAL ilan edildiğini, ekonomik kriz nedeniyle özellikle inşaat sektöründe ciddi bir zarar meydana geldiğini, davacının iddia ettiği ödemelere ilişkin sadece —– İçin dosyaya dekont sunulduğunu, diğer ödeme için herhangi belge ibraz edilmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava;davalı şirketten —– ödediğini iddia eden davacının gayrimenkulün teslim edilmemiş olması sebebiyle sözleşmeden dönerek ödediği paranın kendisine iadesi için İİK. nun 177.maddesine göre faaliyetini durdurduğu ve taşınmazları hileli yollarla devrettiği iddiasıyla davalının iflasına karar verilmesi istemine ilişkin olup,aralarında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olduğu ve davacının satış bedelini ödemiş olduğu hususunda uyuşmazlık olmayıp, Uyuşmazlığın, sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığı, iade isteminin yerinde olup olmadığı ayrıca iflas şartlarının mevcut olup olmadığı noktalarında olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı/alacaklı tarafından, davalı/borçlu aleyhine, —- yevmiye numaralı ihtarnamesinde talep edilen alacaktan kaynaklanan ——– tarihinde iflas yoluyla takip başlatıldığı, takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin tensip ara kararı uyarınca verilen kesin süre içerisinde iflas avansının yatırıldığı anlaşılmıştır.
Verilen süre içerisinde davacı tarafından usulüne uygun şekilde ilanların yaptırıldığı, ilan gazetelerinin dosya içerisine alındığı anlaşılmıştır.
İİK’nun 177 m. 1/2 ve 2.maddesi uyarınca borçlu şirketin münferiden temsile yetkilisi olduğu—– kayıtlarından anlaşılan ——– —- davetiye tebliğ edilmiş, davalı şirket yetkilisi — son celse hazır bulunarak duruşmada; “davalı şirketin benden önceki yetkilisi —– kişi şirketin kayıtlarını doğru şekilde tutmamıştır, şirket adına borçlanmalar yapmıştır, daha sonra benim yetkili olduğum dönemde çeşitli davalar açıldı çek ve senetler tahsile konuldu ancak şirketin geçmiş muhasebesi düzgün olmadığından ödeyebildiğimiz kadarıyla alacağını ispatlayan alacaklılara ödemeler yaptık, çekişmeli olan alacaklarla ilgili ise Yargı kararlarını bekliyoruz, şirketin borçlarını ödeme gücü mevcuttur” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen —-tarihli ——–dosyasından dava dilekçesi ve ekleri, davalı hakkında görülmekte olan mahkeme dava dosyaları ve icra takip dosyaları dökümü, şirketin —– kaydı celp ve ibraz edilmiş, davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
—- dosyasında dosyamız davacısı tarafından dosyamız davalısı aleyhine iflas yoluyla takip nedeniyle iflas davası açıldığı, daha sonra davanın —- tarihinde dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
—-dosyası incelendiğinde; davacı — tarafından davalı ——- alacak için takip başlatıldığı, daha sonra takibin iflas yoluyla takibe dönüştürüldüğü, itiraz olmadığından takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacının satın almış olduğu bağımsız bölümün bulunduğu inşaatla ilgili ruhsat işlem dosyası celp edilmiş, —– buna ilişkin belgeleri gönderdiği anlaşılmıştır.
Davalının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelerde, davacının — başlatıldığı, karşılık olarak—- alacak bakiyesi ile başlatıldığı,—- kadar alacak kaydı yapıldığı, aynı tarih ve tutarlarda davacının —- borç verilerek—-hesabından düşüldüğü görülmüştür. Söz konusu incelemeler sırasında, davacının —- tutarlı borç bakiyesi ile — kapanış yevmiye maddesi ile — devrettiği tespit edilmiştir.Bununla birlikte, davalının—-herhangi bir hesap hareketi olmadığı, davacının —— alacak bakiyesini bir sonraki yıla devrettiği saptanmıştır.
Taraflar arasında akdedilen —–inşaatı planlanan konut projesi ile ilgili olduğu. davacı ile davalının projeden —–olarak belirlendiği. alıcı tarafından ön talep ve ön ödeme belgesinin akdedildiği iarihte ödemenin —– yapılmasının kararlaştırıldığı görülmektedir. Taraflar arasında akdedilen —- incelendiğinde, sözleşmenin—- isimli proje hakkında olduğu, —— edilmiş haliyle toplam satış yapım bedeli olarak belirlendiği, ödeme şeklinin, sözleşme ekindeki ödeme planına göre yapılacağı konusunda anlaşmaya varıldığı, bu ödeme planına göre, ön kaporanın peşin ve nakit olarak belirtilen banka hesabına ödenmesi gerektiği, vadeli ödemelerin ise ödeme planındaki tarih ve vadeler kapsamında satıcıya ibraz edilen çek veya senet marifetiyle yapılmasının ön görüldüğü toplam satış değerinin —– olduğu anlaşılmıştır.
Alıcının satış bedelinin ödemesini satıcıya sözleşmenin eki olan ödeme planında belirtilen koşullara göre yapacağını kabul ve taahhüt ettiği, bağımsız bölümün tesliminin, satıcı tarafından inşaat ruhsatı alınmasından itibaren—— içerisinde alıcıya anahtar teslim olacak şekilde kararlaştırıldığı, bu sürelere iskan alma süresinin dahil olmadığı, taşınmazın devredilme şartının alıcının satıcıya verdiği senetlerin ödenmesi ve tüm yükümlülüklerin alıcı tarafından yerine getirilmesine bağlı olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkememizin ön inceleme duruşmasında, satış bedelinin davacı tarafından davalıya ödenmiş olduğu hususunda uyuşmazlık olmadığı ve bu durumun davacı ve davalı tarafın imzalarıyla kabul edildiği anlaşılmıştır.
Davalı taraftan projeye ilişkin tüm ticari kayıtlar ve mücbir sebeplere ilişkin resmi yazışmalar talep edilmiş, davacı tarafa davalı tarafın ödeme güçlüğü ve mal kaçırma iddiasına ilişkin somut delillerini bildirmesi için ön inceleme duruşmasında kesin süre verilmiştir.
Ayrıca sayışa konu gayrimenkulün bulunduğu inşaatta keşfen inceleme yapılmıştır.
Taraflar arasında—- tarihinde,—-olarak nitelendirildiği sözleşmenin —– numaralı maddesinde, —- içerisinde davacıya anahtar teslimi olarak teslim edileceği imza altına alınmıştır.
Ancak dosya kapsamında yaptlar incelemede—-yazıdan dava konusu inşaat projesine ——düzenlendiği, davalı şirketin dava konusu projeyi ekonomik sıkıntılar sebebiyle tamamlayamaması, —– ömrünü tamamlaması, inşaata devam edilememesi ve yarım kalması, bu durumun projenin çevresinde yaşayanlar açısından ve etrafta bulunan binalar için çökme, kayma, yıkım gibi önemli hayati riskler oluşturması sebepleriyle can ve mal güvenliğini tehdit eden—- Derecede Tehlike arz eden kazı çukurunun geri doldurulmasına esas olmak üzere —- sayılı yapı ruhsatının iptal edilmesi hususunda —- verildiği tespit edilmiştir.
Keşif esnasında proje alanında iksa sisteminin ve inşaat temelinin tamamlandığı, proje alanında yağış sebebiyle su birikintilerinin oluştuğu, şantiye alanında çalışmanın devam etmediği anlaşılmıştır.
Davacının iflas talebine dayanak yaptığı İİK m.177, fıkra 1, bent 1 hükmünde, “Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle vapılan takip sırasında mallarını saklarsa” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu hükme göre, borçlunun malum yerleşim yerinin bulunmaması, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçması, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunması veya bunlara teşebbüs etmesi veyahut haciz yoluyla yapılan takipte mallarını saklaması halinde borçlunun doğrudan doğruya iflasına karar verilebilecektir. Ancak dosya içeriğine göre davalının yerleşim yerinin belirli olduğu, taahhütlerinden kaçtığına veya alacaklılara karşı hileli muamelelerde bulunduğuna dair yeterli delil olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacının bu davayı açabilmek için alacaklı sıfatına sahip olduğu tartışmasızdır.
Davacının dayandığı —— hükmüne göre borçlunun doğrudan doğruya iflasına karar verilebilecektir. Ödemelerin tatil edildiğinin kabulü için borçlunun borca batık olmasına gerek yoktur.
Ödemelerin tatili kavramı incelendiğinde; borçlunun borçlarını ödeyecek nakit kaynaklardan yoksun olması, ödemelerini tatil etmesini alacaklılara açıkça bildirmiş olması veya borçluya karşı yapılan veya devam eden icra takipleri veya davaların çoğalması, borçlunun en küçük borçlarını bile ödemiyor olması gibi durumlar olarak değerlendirilebilecektir.
Dosya içerisinde mevcut —– yazısına ekli takyidatlı tapu kayıtlarından ise, davalı şirkete ait—– üzerinde—- tarihine dayandığı, bu hacizler arasında, —- gibi oldukça cüzi tutarlı bir alacak için konulmuş haciz dahi bulunduğu, bu duruma göre davalı şirketin—– likitide sıkıntısı yaşamaya başladığı ve halen devam ettiği, genellik ve süreklilik arz ettiği, dolayısıyla davalı şirketin ödemelerini tatil ettiği kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamına göre; davalı şirketin şantiyesinde herhangi bir çalışma bulunmaması, şantiye alanının atıl vaziyette bulunması, davalı şirketin inşaat ruhsatının iptal edilmiş olması. davalı şirkete ait taşınmaz üzerinde, ilki —- bulunması ve davalı şirketin ödemelerini tatil ettiği kanaatine varılması nedeniyle davalı şirketin İİK m.177, fıkra I, bent.2 hükmüne göre iflasına karar verilebileceği kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile,—– İtibariyle İFLASINA,
2——-derhal müzekkere yazılmasına,
3-İflas avansının—– aktarılmasına,
4-İlanların —– yapılmasına,
5-Alınması gereken 59,30 TL karar harcına kaşılık peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davalı taraftan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan; 17.000,00 TL iflas avansı, 1.514,06 TL Basın ilan gideri, 222,00 TL. posta gideri ve 88,80 TL harç gideri olmak üzere toplam 18.824,86 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
8-Bu dava zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığından ve davacı tarafça arabuluculuğa başvurulduğu anlaşılmakla, —– numaralı Arabuluculuk görüşmeleri neticesinde belirlenen 1.320,00-TL ücretin davacı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı vekili, davalı vekilleri ve davalı şirket yetkilisi ———- yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/12/2021