Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/579 E. 2023/711 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/579
KARAR NO : 2023/711

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/08/2019
KARAR TARİHİ : 19/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait —–plakalı aracı 310.447 kilometrede iken —- komple şanzıman revizyonu için teslim etttiğini, müvekkilinin —– yetkililerinin tavsiyesi üzerine—– marka Yağ soğutucusunu aldığını ve araca takılmak üzere ——-yetkililerine teslim ettiğini, müvekkilinin 24.02.2018 tarihinde aracını teslim aldığını ancak bir sure sonra arızalandığını, aracı tekrar —– götürdüğünü araçta su tespit edildiğinin belirtildiğini, ——. Asliye Hukuk Mahkemesinin —– sayılı dosyasından araçtaki arızanın sebebi ve kimlerin kusurlu olduğu hususları hakkında hasar tespit raporu alındığını, raporda araçtaki hasarın araca takılan——marka yağ soğutucu parçanın su kanalından kırılıp şanzuman içerisine su göndermesinden kaynaklandığı ve bu hasardan dolayı toplam tamir işçilik ve parça giderlerinin 12.000,00 TL bedel ile yapılmasının mümkün olduğunun belirtildiğini, alacağın tahsili amacıyla —– İcra Müdürlüğü’nün —–.sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı—–.vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinden satın alınan ürünün üretici firması ile iletişime geçildiğini, üretimden kaynaklı bir hata olup olmadığının tespitinin yapılabilmesi için ürünü göndermeleri gerektiğini bildirdiğini ve konu yağ soğutucusu teknik inceleme yapılmak üzere —– gönderildiğini, yağ soğutucusu üzerinde yapılan teknik inceleme sonucunda arızanın yağ soğutucusundan kaynaklı olmadığının tespit edildiğini, parça üzerinde üretimden kaynaklı hatanın söz konusu olmadığını, tarafça talep edilen 12.000,00 TL miktar da haksız ve fahiş olduğunu, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine, haksız ve mesnetsiz olarak müvekkili aleyhine açılan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı —– Şirketi’ne usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zabtı tebliğine rağmen anılan davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle; satış sözleşmesine konu ayıplı mal sebebiyle davacı uhdesinde oluşan doğrudan zararın tazmini için başlatılan icra takibine itirazın İİK m.67 hükmü kapsamında iptali davasıdır.
Dava basit yargılama usulüne tabi olup, HMK m.138 hükmü gereğince dava ilk olarak dava şartları ve ilk itirazlar kapsamında incelenmiş, teati aşaması tamamlandıktan sonra yöntemine uygun olarak yapılan ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık noktası ve diğer hususlar tespit edilmiş, tahkikat ile birlikte deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınarak yargılama sonuçlandırılmıştır.
—–. İcra Müdürlüğü’nün —–sayılı dosyası ve —-. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —— sayılı dosyası celp edilmiş, yine davanın mutlak ticari dava olmaması sebebiyle davalının gerçek kişi olmasına istinaden vergi dairesi kayıtları celp edilmiş, taraflarca sunulan fiyat teklif fişi, 27/02/2018 tarihli fiyat teklif fişi, davalı —– tarafından düzenlenen 14/08/2018 tarihli rapor sureti ve ruhsat fotokopisi diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.İtirazın iptali istenen—– İcra Müdürlüğü’nün —– esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının davacı, borçlusunun davalılar olduğu, takibin —– Asliye Hukuk Mahkemesinin— sayılı dosyasından alınan 08/10/2018 tarihli tespit rapor dayanak edilmek suretiyle 12.000,00-TL alacağın ferileriyle birlikte borçludan tahsiline yönelik ilamsız icra takibi olduğu, 23/10/2018 tarihinde düzenlenen ödeme emrinin davalılara tebliğinden sonra süresi içerisinde icra müdürlüğünün yetkisine, borca ve ferilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğü tarafından 25/10/2018 ve 07/11/2018 tarihlerinde davalı borçlular yönünden ayrı ayrı takibin durdurulmasına karar verildiği ve davanın 28/08/2019 tarihinde 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı ——tarafından icra dosyasına yapılan yetki itirazına ilişkin ön inceleme aşamasında herhangi bir karar verilmediği görülmüş, bu hususun resen dikkate alınması gereken hususlardan olduğu ve itirazın mahkemece karşılanması gerektiği ancak yargılama sırasında bu hususta herhangi bir karar verilmediği gerekçe yazım aşamasında farkedilmiş buna ilişkin olarak yapılan incelemede davanın TBK m.219 ve devamı maddelerinde düzenlenen satış sözleşmesinden doğan ayıptan sorumluluk hükümlerine dayalı olarak açılan itirazın iptali davası olduğu, davalıların sorumluluklarının satıcı ve distribütör ilişkisine dayandığı, HMK m.7 hükmü uyarınca birden fazla davalının bulunması halinde, kötüniyetli olarak birini diğerinin yerine getirmek amacıyla açılmadığı müddetçe bunlardan birinin yerleşim/şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin diğeri içinde yetkili olacağı, İİK m.50 hükmü gereğince HMK’ nın yetkiye ilişkin hükümlerinin icra müdürlüğünün yetkisinin belirlenmesi halinde de uygulanacağı dolayısıyla icra müdürlüğünün yetkisine yapılan itirazın yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
—–Asliye Hukuk Mahkemesi’nin—– sayılı dosyasından alınan bilirkişi —– ait 08/10/2018 tarihli tespit raporunda özetle, “Tespiti istenilen hususlar kapsamında aracın uğramış olduğu şanzuman hasarlarından dolayı toplam tamir, işçilik, ve parça giderlerinin 12.000.00 TL bedel ile yapılmasının mümkün olacağı. şanzuman hasarının araca takılan —– marka yağ soğutucu parçasının su kalından kırılıp şanzuman içerisine su göndermesinden kaynaklandığı, aracın uğramış olduğu şanzuman hasarlarından dolayı değer kaybı oluşmadığı, 4 günlük tamir gideri olduğu ve buna karşılık 600,00 TL mahrumiyet gideri oluştuğu” yönünde kanaatin bildirildiği görülmüştür.
Davacının gerçek kişi olması sebebiyle bağlı bulunduğu—- Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye kaydı olmadığı,—- Servis aracı işletmeleri esnaf odası tarafından esnaf odası kaydı olduğu yönünde yanıt verilmiş ise de—- Vergi Dairesine yazılan yazıya verilen yanıtta davacının bilanço esasına göre defter tuttuğu belirtilmesi sebebiyle davanın nispi ticari dava olduğu ve mahkememizin görevli olduğu kabul edilerek yargılama devam edilmiştir.
Belirlenen uyuşmazlık noktalarının incelenmesi teknik bilgi ve değerlendirme gerektirdiğinden dosya makine mühendisi—-ve Ticaret Hukuku Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı bilirkişi —-tevdi edilmiş, anılan bilirkişilerden oluşan heyet tarafından sunulan 04/01/2021 tarihli raporda özetle, “..ayıp bakımından, söz konusu araca takılan —– marka yağ soğutucunun kırılması/çatlaması ve yağa su karışması arızasında yukarıda sıralanan sebeplerle kırılma/çatlamanın ürünün imalat kusurundan mı işçilik hatasından mı kaynaklandığının kati tespit edilemediği, yağ soğutucusunun zaman içinde delinmesinin imalat hatasından meydana gelmesi halinde, ortaya çıkan ayıbın, gizli bir ayıp olduğu bu ayıptan davalının sorumlu olacağı, 24.02.2018 tarihinde davacıya teslim edilen maldaki gizli ayıbın, 11.05.2018 tarihinde ortaya çıktığı, bu bakımdan dava konusu olaydaki gizli ayıbın bildirim süresi içerisinde ortaya çıktığı, ihbar bakımından, dosya içerisinde ihbarın, noter aracılığıyla, iadeli taahhütlü mektupla ya da telgrafla yapıldığına dair bir evrak bulunmamakla birlikte, 11.05.2018 tarihinde gidilen servis kanalıyla, yağ soğutucusundaki problemin satıcıya bildirildiği, davalı tarafından da, ürünün incelenmek üzere —– üretildiği fabrikaya gönderildiği, fakat fabrikada yapılan teknik incelemede arızanın yağ soğutucudan kaynaklı olmadığının belirtildiği, mevcut durumda, ayıbın imalat hatasından kaynaklanması halinde, ortaya çıkan gizli ayıbın süresi içerisinde, satıcıya ihbar edildiği, zarar bakımından, itirazın iptaline konu icra dosyasında davacının, davalıdan d.iş dosyası yargılama giderlerini ve doğrudan zararlarını talep ettiği, icra dosyasında talep edilen, 12.000 TL’lik doğrudan zararların ise, hasarın mahiyetinin, araç üzerinde fiilen inceleme yapılamadığı ve dosyadaki mevcut bilgi/belgelerle de saptanamadığından, tespit edilemediği” yönünde bildirilen kanaatin uyuşmazlığı aydınlatmaya yeterli olmadığı düşünülerek dosya aynı heyete yeniden tevdi edilmiş ve sunulan 08/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda makine mühendisi bilirkişi tarafından açıklanan teknik kısımda “..araca takılan —- marka yağ soğutucunun kırılması/çatlaması ve yağa su karışması arızasında yukarıda sıralanan sebeplerle kırılma/çatlamanın ürünün imalat kusurundan kaynaklandığı” tespitinin yapıldığı görülmüş ve iş bu rapor içeriği bu yönüyle HMK m.282 hükmüne uygun ve denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında yağ soğutucu alımına ilişkin kurulan ticari ilişki kapsamında davacı aracında oluşan şansuzma arızasının söz konusu soğutucunun üretiminden mi yoksa uygulamasına dayalı işçilik hatasından mı kaynaklandığı, bu kapsamda gizli ayıp olup olmadığı, davacının uğramış olduğu zararın miktarı ile söz konusu zararı davalılardan talep edip edemeyeceği edebilir ise miktarı hususları kapsamında itirazın iptali ve icra inkar tazminatı hüküm ve koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait —–plakalı aracın şanzıman revizyonu için dava dışı —– isimli firmaya teslim edildiği, anılan firma yetkilileri tarafından şanzuman değişimi sırasında kullanılmak üzere —- soğutucusunun önerildiği, bunun üzerine davacı ile açık hesap ilişkisi olduğu davalı—–14/08/2018 tarihli yazı içeriğinden de anılan ürünün söz konusu davalıdan alınarak tamir firmasına verildiği ve onarımın yapılarak aracın 24/02/2018 tarihinde davacıya teslim edildiği, söz konusu aracın arızalanması üzerine 11/05/2018 tarihinde dava dışı tamir firmasına götürüldüğü ve burada yapılan incelemede şanzumana su karıştığını ve bunun sebebinin —-marka soğutucudan kaynaklandığının belirtildiği, söz konusu ürünün davalı —- götürülmesi üzerine gerekli tetkikler yapılmak üzere diğer davalı —– Yetkilisine teslim edildiği ve yapılan incelemeler neticesinde üründeki hatanın imalattan değil usta hatasından kaynaklandığı belirtilmek suretiyle davacının zararının karşılanmadığı, davacının tespit istemi ile açtığı —- Asliye Hukuk Mahkemesi’nin—– sayılı dosyasından alınan bilirkişi tespit raporunda ve mahkememizce oluşturulan bilirkişi heyetinin sunmuş olduğu ek rapor içeriğinde davacı aracında oluşan şanzuman hasarının araca takılan —– marka yağ soğutucu parçasının su kalından kırılıp şanzuman içerisine su göndermesinden kaynaklandığı, söz konusu ayıbın gizli ayıp olduğu yönünde kanaatin bildirildiği, dosya içerisinde TTK m.18/3 hükmü kapsamında yapılmış bir noter ihtarı vs. bulunmuyor ise de söz konusu madde gerekçesinde yazılı olduğu üzere yapılacak bildirimin geçerlik şartı değil ispatına ilişkin olduğu, davacının davalı —– servise başvuru yapmak suretiyle makul süre içerisinde ayıbı ihbar ettiği, bu kapsamda satıcıya karşı TBK m.219 vd. hükümlerinde düzenlenen ayıptan sorumluluk (ayıba karşı tekeffül) kapsamındaki haklarını kullanabileceği, davacı tarafından yapılan başvuru üzerine satışa konu ürünün anılan davalı tarafından alınarak gerekli tetkikler yapılmak üzere diğer davalıya teslim edildiği, dava öncesinde davacının TBK m.227 hükümlerinde yer alan seçimlik haklarını kullandığına dair bir beyanının olmadığı, yerleşik içtihatlar uyarınca davacının işbu davaya konu talepleri kapsamında davanın açılması ile birlikte malı da davalıya teslim ettiği dosya kapsamı ile sabit olduğundan teslim yönündeki “maddi fiili ile” böylece TBK m.227/I, b.1 hükmünce sözleşmeden döndüğünün anlaşıldığı, davacı alıcının sözleşmeden dönmesi ile birlikte TBK m.229 hükmünde yazılı seçimlik haklarını kullanabileceği, (TMK m.1/III fıkra hükmünce yararlanılan bilimsel görüşler uyarınca) sözleşmeden dönme halinde giderilecek zararın klasik borçlar hukuku teorisine göre menfi(olumsuz) zarar olduğu ve satıcının gidermesi gereken zararın menfi zararın “fiili zarar” olduğu, satıcının kusursuz dahi olsa bu zararı gidermek zorunda olduğu, bu kapsamda araçta meydana gelen zararın TBK m.229/I, b.3 hükmünde yer alan “doğrudan zarar” kapsamında davalı satıcıdan talep edebileceği, (—–) diğer davalı yönünden ise davacı ile davalı —— arasında doğrudan bir satış ilişkisi bulunmamakla birlikte üretici olan —–üreticinin sorumluluğu ilkesi çerçevesinde, üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğu belirtilen ürünün ayıplarından sorumlu olduğu ve davacının oluşan bu zararını tazminle yükümlü olduğu (—- BAM—- HD. 06.02.2023 —–.), alınan bilirkişi raporunda her ne kadar şansuzmanın sökülmüş olması sebebiyle araç üzerinde inceleme yapılamadığı ve araçta oluşan zarar miktarı konusunda bir kanaat bildirilmemiş ise de —–. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne parçaların incelenmesi ile sunulan rapor içeriğinde yapılan hesaplamanın da tespit ve takip tarihi itibariyle uygun olduğu ve davacının zararının başka şekilde hesaplanmasının mümkün olmaması sebebiyle (davacı satıcının gerekli külfeti yerine getirdiği bozulan parçaları daha uzun süreli saklamasının beklenemeyeceği kanaatiyle) bu raporun denetime elverişli görülerek hükme esas alınması suretiyle davacının isteminin yerinde olduğu kanaatine varılarak davanın kabulü ile,—- İcra müdürlüğünün —–.sayılı dosyasına davalılarca yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın likit itirazın haksız olduğu değerlendirilerek, takdiren alacağın %20’si oranında hesaplanan 2.400,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, —-. İcra müdürlüğünün —–.sayılı dosyasına davalılarca yapılan itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Alacağın likit itirazın haksız olduğu değerlendirilerek, takdiren alacağın %20’si oranında hesaplanan 2.400,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 819,72 TL karar harcının davacı tarafından yatırılan 144,93 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 674,79 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 1.668,60 TL yargılama gideri ile 144,93 TL peşin harç, 44,40 TL başvuru harcı toplamı 1.857,93 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 12.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurdukları —-Arabuluculuk Bürosu —- dosya no.lu görüşmeler neticesinde belirlenen 1.320,00 TL’nin davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davalı —- yokluğunda, davacı vekili ile davalı —– vekilinin yüzlerine karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.