Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/575 E. 2020/325 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/575 Esas
KARAR NO: 2020/325 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2019
KARAR TARİHİ: 14/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Taraflarınca TTK 5A/1. maddesi uyarınca dava şartı olarak arabuluculuk yoluna başvurulmuşsa da muhatapla anlaşmaya varılamaması nedeniyle işbu davanın ikame edilmesi zorunluluğunun hasıl olduğunu, müvekkili şirkete olan borcu nedeni ile davalı/borçlu aleyhinde ——– İcra Müdürlüğümün ——– sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiğim, müvekkili şirketin faaliyeti gereği davalı yan ile hazır beton satımı için anlaştığım, satımı yapılan ürünlerin detaylarım, adedini ve fiyat bilgisini içeren cari hesap ekstresinin ve faturaların ekte mevcut olduğunu, davalının müvekkiline borçlu olduğunun sabit olduğunu, davalı tarafa müvekkili şirket tarafından anlaşma gereği gönderilen malların teslimatının yapılmış olduğunu, davalı şirket tarafından bu malların bedelinin ödenmediğini, müvekkili şirketin yapmış olduğu teslimatın davalı adına kesilmiş faturalar ve sevk irsaliyeleri ile sabit olduğunu, ticari defterler üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağım, davalı taraf ile müvekkili şirket arasında anlaşma gereği teslimi gerçekleşen malların bedellerini ödemeyen davalının iş bu borç nedeni ile aleyhine——— İcra Müdtirlüğü’nün ———- sayılı dosyası ile yapılan icra takibine hiçbir gerekçe göstermeksizin yapmış olduğu itirazın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, takibi sürüncemede bırakmak amacıyla yapıldığının aşikar olduğunu, bu nedenle davalının haksız ve kötü niyetli işbu itirazının iptali ile alacaklarının tahsilini talep etme zorunluluklarının hasıl olduğunu belirterek, —— İcra Müdürlüğü’nün ———– sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı/borçlu hakkında başlatılmış olan dava konusu icra takip alacağına temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, davalı aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili ——- tarihli, yasal süresinden sonra ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile inşaat ve nalburiye işi ile iştigal eden bir firma olduğu, davacı tarafla uzun süreden itibaren beton alışı ile ilgili eden bir ticari ilişkisi bulunduğu, ticari ilişkiden kaynaklı ödemeler muhtelif tarihlerde çek veya nakit olarak ödendiğini, bu konuda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığını, müvekkili şirket yetkilisinin sağlık sorunları ile ilgili tedavi gördüğü bir dönemde davacı şirket tarafından haksız bir şekilde vade farkı ve fiyat farkı şeklinde fatura keşide edildiği, kayıtların düzeltileceği sözü verildiği halde uzun bir süre bekledikten sonra haksız icra takibi başlatıldığı, icra takibine itiraz edildiği, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, kötü niyetli olan davacı tarafın %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı tarafça alacaklı sıfatı ile cari hesap ilişkisinden kaynaklı icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasından ibarettir.
Dosyamız arasına alınan———- İcra Müdürlüğü’nün ——– Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin ——— tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya tebliğine dair tebligat parçasının dosya içerisinde bulunmadığı, davalının —— tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan ——- tarihli itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; davalı tarafça usulüne uygun biçimde defter inceleme gün ve saati tebliğ edilmesine rağmen defterlerin sunulmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: Davacı tarafın incelenen ——- yılına ait ticari defterlerinin kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye ve kebir defterlerinin açılış onaylarının ——- tarihinde yaptırılması gerekirken—–tarihinde yaptırıldığı, yani yasal süresinden ——— gün sonra yaptırılmış olduğu, envanter defterinin açılış onayının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacı tarafın incelenen ———– ait ticari defterlerinin açılış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, incelemenin yapıldığı tarihte elektronik olarak tutulan yevmiye ve kebir defterlerinin ———- döneminin kapanış onaylarının yaptırılmış olması gerektiği, bu defterlerin kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacı tarafın icra takibinde talep ettiği cari/açık hesap bakiyesinin dayanağı olan faturaların, en son düzenlenen faturadan geriye doğru, icra takibinde talep edilen cari/açık hesap bakiyesini karşılayacak tutan içeren faturalar olduğu, davacı taraf icra takibinde ——– cari/açık hesap bakiyesini talep ettiğinden bu tutan karşılayacak olan icra takibine konu alacağın dayanağı olan faturaların davacı ——– tarafından davab ———— adına —- tarih————-tutarlı, —— tarihli,——-numaralı, —– tutarlı,—– tarihli, —— numaralı,——- tutarlı, ——- tarihli, ——— numaralı, —— tutarlı, ———– tarihli, ——- numaralı, ——- tutarlı—— olduğu, icra takibine konu alacağın dayanağı olan —– ile ilgili davacı tarafından davalı adına —- tarihli,—- numaralı, —–tarihli, —– numaralı, —- tarihli, —- numaralı, —- tarihli, —- numaralı,—- tarihli, —- numaralı, —- tarihli, —- numaralı,— tarihli, —– numaralı, —- tarihli, —–numaralı, —- tarihli, —- numaralı, —- tarihli, —–numaralı, —– tarihli, —- numaralı, ——– tarihli, —— numaralı, —- tarihli, —- numaralı, ——– tarihli,———– numaralı, —– tarihli, ——- numaralı ——— adet sevk irsaliyesi düzenlenmiş olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan faturaların ve bu faturalara ilişkin sevk irsaliyelerinin fotokopilerinin dava dosyasında bulunduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan ——— yazılı olan malların davalı tarafa teslimine ilişkin —— adet sevk irsaliyesinin teslim alan kısmında imza bulunduğu, ayrca icra takibine konu alacağın dayanağı olan — adet faturadan, toplam ——– tutarlı — adet faturanın davalı tarafından ilgili ayda bağlı olduğu vergi dairesine BA formu ile bildirilmiş olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —- adet faturadan, toplam ——-tutarlı——-faturanın ise bildirim sının altında kaldığı için davalı tarafından ilgili ayda bağk olduğu vergi dairesine BA formu ile bildirilmedi, “Mahkemece yapılacak ——– dayanağı faturaların davalı tarafından bağlı olduğu vergi dairesine BA (büyük alış) formuyla bildirilmiş olup olmadığı ilgili vergi dairesinden sorularak bildirümişse bu faturanın kendi defterine kayıtlıyım? gibi kabul edilip fatura içeriği malın teslim alındığı karinesini kabul etmekten İbarettir.”———————-Bu konudaki hukuki değerlendirmenin Mahkemenizin takdirinde olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan — adet — davalı tarafa ——- Uygulaması Özerinden elektronik ortamda iletilmesine ilişkin sistem yanıtlarının dava dosyasında bulunmadığı, Ancak icra takibine konu alacağın dayanağı olan— adet faturadan, —— tarihli, —- numaralı, —- tutarlı, —– tarihli, —– numaralı, —- tutarlı olmak — toplam —- tutarlı —– adet faturanın davalı tarafından ilgili ayda bağlı olduğu vergi dairesine BA formu ile bildirilmiş olduğu, Bu durumun bildirimi yapılan —- adet dayanak faturanın davalı tarafından teslim alındığını gösterdiği, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan — adet faturadan,—– tarihli, ——numaralı, ———- tutarlı, —— tarihli, ——–numaralı, —– tutarlı, ——- tarihli, ——- numaralı, —–tutarlı olmak üzere toplam —— tutarlı —- adet faturanın ise bildirim sının altında kaldığı için davalı tarafından ilgili ayda bağlı olduğu vergi dairesine BA formu ile bildirilmemiş olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan ve bildirimi yapılan —- adet ——- davalı tarafından itiraz edildiğine dair dava dosyasında bir belge bulunmadığı, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —– yılına ait —– davacı tarafın ——- ait ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, Davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediğinden davalı tarafın ticari defterlerinin incelenemediği, davacı tarafın ticari defter kayıtlan ile davalı tarafın ticari defter kayıtlarının karşılaştınlamadığı, davalı tarafın ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılıp yaptırılmadığı, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığı, defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığt, davalının ticari defterlerindeki kayıtların davacının ticari defter kayıtlanna aykın olup olmadığı üe ilgili bir tespit yapılamadığı, aynca dayanak faturalann davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı ile ilgili de bir tespit yapılamadığı, Davalı tarafın ticari defterleri hakkında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219 ve 220. maddelerinin tatbik edilip edilmeyeceği ile ilgili hukuki değerlendirmenin Mahkemenizin takdirinde olduğu, Davacı tarafın ——yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesinde; davacının davalıdan ticari defter kayıtlama göre takip tarihi itibarıyla —- alacaklı olduğu, Davacı tarafın —— asıl alacak ve —- işlemiş faiz olmak üzere toplam ——– takip tutan üzerinden başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine açmış olduğu itirazın iptali davasında davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini istediği, harca esas değeri —————- olarak gösterdiği, Mahkemenizce davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olduğuna karar verilir ise; icra takibinden önce davacı tarafından davalı taraf temerrüde düşürülmediğinden, davalı taraf davacı tarafin başlatmış olduğu icra takibi ile temerrüde düştüğünden takip tarihi öncesi için işlemiş faiz oram belirlenemediği ve işlemiş faiz tutan hesaplanamadığı, Mahkemenizce davacı tarafin davalı taraftan alacaklı olduğuna karar verilir ise; davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık % 19,50 ve 3095 sayılı Kanun’un •Temerrüt faizi” başlıklı 2. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen, ———- kısa vadeli avanslar için uyguladığı avans faiz oranına göre belirlenen, ticari işlerde istenebilecek değişen faiz oranlan üzerinden ticari temerrüt faizi uygulanabileceği yönünde mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporlarının HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporu yeterli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek hükme esas alınmıştır.
—- Hukuk Dairesi ——- Sayılı emsal kararı ile;—– ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır.” şeklindedir.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğu davacının incelenen defterleri ile sabittir. Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilmesi için HMK’nun 222. Maddesi uyarınca kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. Bilirkişi raporunda davacı taraf defterlerinin defterlerinin HMK 222. Maddesinde belirtilen usulde olduğu tespit edilmiştir. Davacı delil listesi ile ticari kayıtlara dayanmış usulüne uygun ihtarata rağmen davalı taraf defterlerinin ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Davacı tarafça davalı adına icra takibine konu fatura kesilmiş olup; kesilen faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.Yukarıda değinilen emsal içtihatta da belirtildiği üzere; davalı ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmış ve davacının ticari defterlerinde faturanın kayıtlı olduğu, bildirim yükümlülüğüne konu ——– üstü faturaların davacı yanca —- davalı yanca —— bildirimlerinin yapıldığı ——- gelen yazı cevapları ile anlaşılmakla; faturaya konu malların teslimi davacı tarafça ispatlanmış olup, davalı tarafça fatura konusu bedelin ödediği ispat edilemediğinden ve davalı yanın süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde birim fiyata dair itirazı, davalının ibraz ettiği ——— yılındaki faturadaki birim fiyatın davamız konusu faturaların birim fiyatı yönünden kesin delil niteliğinde olmadığı anlaşıldığından,; davalının icra takip dosyasındaki itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşıldığından; bu bedel yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; işlemiş faiz yönünden faturanın düzenlenmiş olması davalının temerrüde düşürülmesi yönünden tek başına yeterli olmayıp; icra takibinden önce takibe konu faturaya dair davalı tarafın temerrüde düşmediği anlaşılmakla; —- İcra müdürlüğünün —– esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın ———- için İİK 67 maddesi gereğince iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş;
İcra inkar tazminatı açısından; İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
1) —— İcra müdürlüğünün —- esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın ———- için İİK 67 maddesi gereğince İPTALİNE, takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla; alacak miktarı ——– %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 1.245,92 TL nin davacı tarafından peşin yatırılan 244,47 TL den mahsubu ile 1.001,45 TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 750,00 TL bilirkişi gideri, 104,90 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 854,90 TL nin davanın kabul edilen kısmına isabet eden 770,32 TL si ile 295,27 TL harç gideri toplamı olan 1.065,59 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte A.A.Ü.T uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Red edilen kısım yönünden ; Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 2.002,45 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan kullanılmayan bakiye kısmının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ————- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/07/2020