Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/570 E. 2020/672 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/447 Esas
KARAR NO : 2020/536

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 23/12/2019
KARAR TARİHİ : 16/10/2020

Mahkememizin—– Esas sayılı dosyasından verilen 09/09/2020 tarihli karar ile yukarıda açık unvanı yazılı davacı şirket hakkındaki dosya tefrik edilerek mahkememizin—- Esasına kaydı yapılan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin —-alım satım ithalat ve ihracatını yaptığı, şirketin her türlü yuvarlak, nervürlü,—— mamullerinin işlenmesi suretiyle ve —- —haddeleme ——-kurarak işletebileceği, kurulmuş yada kurulacak olan kamu, gerçek ve tüzel kişiler ile ortaklıklar kurabileceği, her nevi—– imali alım satım montajı kaynak montajı izolasyonu torna tecrit ve tesviye ilerini yapmak üzere —- sayılı — sayfasında tescil ve ilan ile kurulduğunu, 2019 Eylül ayı sonu itibariyle yurt içinde toplam çalışan sayısının 9 kişi olduğunu,
Ülke’de döviz artışından sebep kullanmış oldukları mamul, yarı mamul ve diğer giderlerin fiyatlarının neredeyse 2 katıdan fazla artması, buna karşın içinde bulundukları projelerde uygulanan fiyat farkı katsayılarının, gerçekleşen reel enflasyon yükünü karşılayamaması, aynı yaklaşım ile banka kredi kullanımı olan bir firma olmaları sebebi ile kredi faizlerinde son 1 yıl içinde gerçekleşen %100 ün üzerinde artışın firmaya ciddi anlamda yük getirdiğini, —-şantiyelerinde—— ile olan anlaşmalarında 1 aylık vade olmasına karşılık bu süreye uyulmaması ve uzun vadelerde çek ile ödeme yapılması, alınan çeklere karşılık ödenen ciddi kredi kullanım bedelleri, bu proje kapsamında, —- olmasına rağmen ülke ekonomik şartlarından dolayı İşveren firmanın kredisini yeteri düzeyde çıkartamaması ve kaynak yetersizliğinden dolayı hak ediş onayları ve miktar tespitlerinde olumsuz tavır sergilemesi,—kapsamında —– yükümlülüklerimizi normal sürecinde yerine getirmelerine rağmen yine vadesinden çok sonra ödeme yapılması bu sebepten finansman ödeme zorluğu yaşamaları,— yapılan ilk yerel seçim ve devamında yenilenmesi süreci ile birlikte — kapsamında devam eden — ve yeni sözleşmesi imzalanan — —– başlangıcının, seçim sonucu değişen yönetim süreci nedeni ile beklemeye geçmesinin firmanın nakit akışında ciddi sıkıntı yarattığını, kullanılan kredilerin finansman yükleri, bankaların olumsuz tutum takınmaları ve yeni kredi ihtiyacına cevap vermemeleri, bazı alacaklar ile borçların vadelerindeki uyuşmazlık, bazı alacakların tahsilatında sorun ve gecikmelerin yaşanması, borçlanma faizlerindeki artış ve uzun vadeli borçlanma koşullarının zorlaşması ve diğer nedenlerle konkordatoya başvurduklarını, konkordato ön projesinde vade konkordatosu ile borçların tamamının ödeyeceği, konkordato projesinde yer alan teklifle alacaklıların alacağını tahsil etmiş olacağı, ödemelerin yapılması için gerekli konkordato kaynakları, şirketin faaliyetine devam edebilmesi için gerekli kaynağın nasıl sağlanacağı, faaliyet karından elde edilecek nakit, şirkete ait gayrimenkul satışından elde edilecek nakit, yangın sigorta hasar tazminatı, sermaye artışı, tahsilat-ödemeler dengesinin iyileştirilmesi, diğer kaynaklardan sağlanabilecek —- yer alması gereken tüm hususların konkordato projesinde yer aldığını ve dava dilekçesi ekinde ibraz ettiklerini, projelerinin içeriğinde de görüleceği üzere, şirketlerinin aktifleri pasiflerini karşılayacak düzeyde olduğunu, inşaat taahhüt ve finansal piyasalardaki daralma olmasaydı, şirket konkordato sürecine gitmeyerek mevcut pazar ve müşteri portföyü ile ticari faaliyeti devam edecekken, içinde bulunan nakit — ve bankaların kredi konusundaki katı tutumlarından kaynaklanmadığını, konkordatonun tasdiki halinde rahat bir nefes alabilecek olan şirketlerinin icra ve haciz baskısı altında kalmadan alacaklarını tahsil edip, vadelere yayılmış olan borçlarını çok rahat bir şekilde ödeyeceklerini beyan ederek, öncelikle müvekkillerinin faaliyetine devam edebilmesi ve malvarlığının korunabilmesi için 287, 288, 294 ve 295. Maddeleri gereğince, İİK.’nun 206/1 maddesindeki haklar hariç olmak üzere, 6183 sayılı Kanundan doğan vergi, ve her türlü harç, ceza ile —- alacakları (prim, idari para cezaları dahil) ile ilgili takipler dahil olmak üzere, hangi sebebe dayanırsa dayansın davacı şirket aleyhine yeni takip yapılmamasına, haciz, ihtiyati haciz, e-haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza işlemleri uygulanmamasına, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulmasına, muhafaza altındakilerin iadesine, davacı hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışların durdurulması, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulması, muhafaza altındakilerin iadesine, davacıların tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3.kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklar da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklar da dahi olmak üzere tüm hak ve alacaklarının davacılara ödenmesine,
davacıların muhafaza altına alınmış ve alınacak emtia, taşıt, cihaz, ——-kapsamındaki makine ve diğer hak ve alacakların davacılara iadesine, davacıların takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. şahıs konumunda oldukları takiplerde kendisine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesine, konkordato ön projelerinde belirttikleri gibi rehinle temin edilmiş alacakların da 309 madde gereğince yapılandırılmasına karar verilmesine,
davacının bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulmasına, İcra ve İflas Kanunun 287. Maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet verilmesine ve gerekli görülmesi halinde işbu mühletin 2 ay daha uzatılmasına, geçici İİK. 285. maddesi çerçevesinde geçici mühlet neticesinde İcra ve İflas kanununun 289. maddesi gereğince 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde bu mühlet kararının 6 ay daha uzatılmasına, kesin mühlet kararının ilanına, yargılama neticesinde iik. 305 ve diğer maddeleri gereğince konkordatonun tasdikine, tasdik kararının ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce 25/12/2019 tarihli ara karar ile davacı —- hakkında 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiş, komiser heyeti atanmış, gerekli ilanlar yaptırılmış ve komiser heyetinden bu davacının sunmuş olduğu proje ve belgeler incelenmek suretiyle rapor alınmıştır.
Komiser heyetinin 19/03/2020 tarihli ilk 3 aylık döneme ilişkin raporunda;
Davacı —-yönünden; şirketin sermayesinin 100.000,00 TL olduğu, bu sermayenin tamamının ödendiği, şirket hisselerinin tamamının ——— ait olduğu, şirket ortağının ödenmemiş sermaye borcunun bulunmadığı, şirketin çalışan sayılarının 2019 yılında aylar itibariyle sırasıyla —– kişi; 2020 yılında ise aylar itibariyle sırasıyla 9 ve 8 kişi olduğu, şirketin 31.12.2019 tarihi itibariyle——-olduğu, diğer bir anlatımla, şirketin kaydi değerlere göre borca batık olduğu, teknik bilirkişi raporları henüz sunulmadığından, gelinen aşamada şirketin konkordatoyu başarıya ulaştırmasının mümkün olup olmadığı hakkında da değerlendirme yapılamadığını, söz konusu değerlendirmenin yapılabilmesi için geçici mühletin -İİK m.287/IV uyarınca 2 ay süreyle uzatılabileceği yönünde rapor düzenlenmiştir.
Davacı şirkete 25/12/2019 tarihinde geçici mühlet verildiği ve duruşmanın 25/03/2020 tarihine bırakıldığı, aynı tarihlerde ülkemizdeki ve dünyadaki salgın hastalık nedeniyle alınan tedbirler kapsamında dosya ele alınarak taraflar hazır olmaksızın duruşma açılmak suretiyle 23/03/2020 tarihli duruşmada İİK’nun 287/4 maddesi uyarınca geçici mühletin 2 ay süre ile uzatılarak duruşmasının 20/05/2020 tarihine ertelendiği, daha sonra 26/03/2020 tarih ve 7226 sayılı yasanın geçici 1 maddesinin 1-b bendi ve 2-c bendine göre İİK’ndaki sürelerin 22/03/2020 tarihinden itibaren 30/04/2020 tarihine kadar durdurulduğu, daha sonra ———- tarihine kadar uzatılmasına ilişkin 29/04/2020 tarihli kararı ve—-tarihli tedbirlerin 15/06/2020 tarihine kadar aynen uygulanmasına ilişkin karar verdiği, mahkememizce 30/04/2020 tarihinde ele alınarak duruşmasının 17/06/2020 tarihine bırakılarak, mahkememizce 23/03/2020 tarihinde verilen 2 aylık geçici mühletin duran süreler eklenmek suretiyle 86 gün uzatılmış sayılmasına ve geçici mühletin 08/09/2020 tarihinde dolacağının tespitine karar verilmiştir.
Komiser heyetinin 28/08/2020 tarihli nihai raporunda; davacı —-. ile ilgili raporunda borca batıklığın tespiti ve konkordato projesinin yetersiz olduğunu belirtmiş, davacılar vekili bu firma ile ilgili revize projesi hazırladıklarını belirterek sermaye artışı kararı aldıklarını bildirmek suretiyle komiser heyeti raporuna itiraz etmişlerdir. Mahkememizce yapılan 09/09/2020 tarihli duruşmada; “Sermaye artışı yapıldığı bildirilen davacı —- yönünden dosyanın tefriki ile —- Esasa kaydedilmesine, müteakip işlemlerin —Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine, bu şirket yönünden konkordato komiser heyetinin görevlerinin devamına, ” karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 04/09/2020 tarihli dilekçesi ve ekinde sunduğu revize beyanı nazara alınarak davacı——– yönünden konkordato şartlarının oluşup oluşmadığı, bu şirketin borca batık olup olmadığı yönünde komiser heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Komiser heyetinin 07/10/2020 tarihli raporunda;
” Şirketin 30.09.2020 tarihli mali verileri esas alındığında, kaydi özvarlığının—– olduğu yani şirketin kaydi değerlere göre borca batık olmadığı, yine şirketin 30.09.2020 tarihli mali verileri esas alındığında, rayiç özvarlığmın [7.362.927,91 TL (Varlıklar) – 6.873.341,92 TL (Borçlar)=] (+) 489.585,99 TL olduğu, ancak borçlar arasında kıdem tazminatı yer almadığı, şirket yetkililerince hesaplanıp heyetlerine liste olarak sunulan kıdem tazminatı net tutarı 123.183,56 TL olduğu, kıdem tazminatının şirket için bir yükümlülük olduğu, bu nedenle borç olarak dikkate alınması gerektiği, şirket vekilinin 01.09.2020 tarihli revize projesini 04.09.2020 tarihinde mahkemeye sunduğu, mahkemenin 14.09.2020 tarihli kararında konkordato şartlarının oluşup oluşmadığı yönünden de rapor istendiği, bu karara istinaden yapılan tespit vc değerlendirmeler sonucunda revize projesinin veriliş gerekçesinde Covid-19 salgını nedeniyle oluşan ekonomik daralma ve bunun etkileri gösterildiği, ekonomide oluşan durgunluk nedeniyle ön projedeki hedeflerin revize edildiğinin belirtildiği, ayrıca 2 aylık geçici mühletin duran süreler dikkate alınarak 86 gün uzadığının vurgulandığı, ön projede proforma gelir tabloları ——— yıllarını kapsadığı, heyetlerince hazırlanan 27.08.2020 tarihli raporda, 01.10.2019-31.12.2019 dönemi öngörülerinin gerçekleşmediği, 2020 yılı öngörülerinin ise gerçekleşme ihtimali olmadığının mütalaa edildiği, şirket ön projede ön görülen süreye bir yıl ilave ederek projesini revize ettiği, buna rağmen hedeflerinde küçülmeye gittiği, net satış tahmini toplam % 38, faaliyet karı toplamı %34, dönem net karı toplamı ise %12 oranında azaldığı, şirketin net satışlarının %38 oranında azalacağı, buna rağmen dönem net karının %12 oranında azalacağı tahmini gerçekçi olmadığı, çünkü Covid-19 salgınının ne zaman sona ereceğinin belirsiz olduğu, bu husus dikkate alınarak net satış tutarları azaltıldığı, ancak karın neredeyse aynı kalacağı hususu tutarsız olduğu, şirketin normal ticari faaliyetlerini, mevcut alacakların tahsili ve sermaye artışını dikkate alarak nakit akış tablosunu revize ettiği, ön projede 2023 sonu itibariyle nakil mevcudunun 3.884.514.07 TL olacağı tahmini yapılırken, revizede 2024 sonu itibariyle nakit mevcudunun 4.273.537.08 TL olacağı tahmini yapıldığı, şirketin mevcut alacaklarının tahsilinde bir sorun bulunmadığı, bu konuya daha önceki raporlarında değinildiği, revize projede ticari faaliyetlerin azalacağı ve az da olsa dönem net karının düşeceği öngörüldüğü, diğer yandan, ön projede 1.600.000,00 TL tutarında sermaye artışı ön görülürken bu lutar revize edilerek 400.000,00 TL’ye düşürüldüğü, projeye göre sermaye ödemesi 2020 yılında 100.000,00 TL. 2021 yılında 100.000,00 TL, 2022 yılında 100.000,00 TL, 2023 yılında ise 100.000,00 TL şeklinde olacağı, hem sermayenin düşürülmesi hem de dönem net karının azalması dikkate alındığında dönem sonu nakit mevcudunun artmaması gerektiği, bu nedenle revize nakit akım tablosu gerçekçi olmadığı, ön projede borç ödeme kaynağı olarak şirket sermayesinin 1.600.000,00 TL artırılacağı ifade edildiği, şirket ortaklarının bu sermaye taahhüdünü, kendilerine ait gayrimenkulleri satarak karşılayacakları, taahhüt ödemelerinin 2020 ila 2022 yıllarında 4 eşit taksitte gerçekleştirileceğinin belirtildiği, revize projesinde ise 1.600.000,00 TL sermaye artışının 400.000,00 TL’ye düşürüldüğü, ödeme süresi ise 2020, 2021, 2022 ve 2023 yıllarında 4 eşit taksit şekline dönüştürüldüğü, ön projede, alacak tahsilatları suretiyle 2.500.000,00 TL kaynak sağlanacağı belirtildiği, bu tutarın 6.000.000,00 TL olarak revize edildiği, sermaye artışının 1.600.000,00 TL dan 400.000,00 TL’ye düşürüldüğü, hedeflenen karın ise 2.246.895,00 TL’den 2.540.403,14 TL’ye çıktığı, şirketin ön projede 2019 yılı son üç ayı ile 2020 yılı ilk altı ayı için hedeflediği karı gerçekleştiremediği, şirketin 30.09.2020 tarihi itibariyle kaydi özvarlığının (+) 191.552,64 TL, rayiç özvarlığının ise (+) 366.402,43 TL olarak tespit edildiği, diğer bir anlatımla, borçlu — şirketinin hem kaydi hem de rayiç olarak borca batık olmadığı, şirketin revize projede yer verdiği faaliyet kârı rakamlarının ve bununla bağlantılı revize nakit akış tablolarının gerçekçi olmadığı, şirket sözleşme bedeli 9.250.000,00 TL olan —- aldığı beyan edilmekte ise de geçen uzun süreye rağmen bu işle ilgili herhangi bir sözleşmenin komiser heyetine sunulmadığı, tüm bu nedenlerle borçlu şirketin konkordatoyu başarıya ulaştırmasının mümkün gözükmediği ” yönünde rapor düzenlenmiştir.
Dosya kapsamına göre; davacı şirketin sunmuş olduğu proje ve revizeye göre konkordatonun tasdik şartlarını taşımadığı, yeterli kaynak gösteremediği, yeterli sermaye artışı yapmadığı, faaliyet karı rakamları ve revize nakit akış tablolarının gerçeği yansıtmadığı, bu haliyle konkordatonun tasdik şartlarını taşımadığı anlaşılmakla, davanın reddine, borca batık olmayan şirketle ilgili iflas kararı verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı —- konkordato talebinin reddine, şirket borca batık olmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına,
2-Tüm konkordato tedbirlerinin kaldırılmasına,
3-Konkordato komiserlerinin görevlerine son verilmesine,
4-Kararın ——— ilanına,
5-İİK 288/2.maddede adı geçen yerlere bu kararın bildirilmesine,
6-Alınması gereken 54,40 TL. karar harcının peşin alınan 44,40 TL. den mahsubu ile 10,00 TL. harcın davacı taraftan tahsiline, hazineye irad kaydına,
7-Bu davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde bu davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilleri ile bir kısım alacaklılar vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.