Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/566 E. 2020/27 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/566 Esas
KARAR NO : 2020/27 Karar

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 22/08/2019
KARAR TARİHİ : 21/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile davalı, ——— olacak şekilde ortak olup, davacı tarafından başlatılan ve gerek ——– gerekse müvekkil şirkete karşı sistematik bir şekilde yürütülen hukuki yollar kullanılmak suretiyle taciz, ——- faaliyetinin engellenmesi, ———- ticari sır niteliğindeki bilgi ve belgelerin üçüncü kişilerle paylaşılmaya çalışılması ve müvekkil şirkete ile iştirakleri hakkında asılsız iddialarda bulunulması gibi yollarla, davacının ——- %10 oranındaki hisseleri ederinin çok üzerinde bir bedel karşılığında müvekkili şirkete devredilme gayreti içerisine girildiğini, Şirketler tarafından keşide edilen Beyoğlu ——-. Noterliği’nin —- tarihli, —— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya ortaklıktan çıkma talebinin Şirketler’in esas sözleşmelerinde yer alan ön alım hakkına ilişkin düzenlemeler uyarınca diğer ortak müvekkil şirkete bildirileceği, fakat talep etmiş olduğu bilgi ve belgelerin ticari sır mahiyetinde olması nedeniyle kendisine verilemeyeceği bildirildiği, davalının vekâleten temsil edildiği Genel Kurul toplantısında, davalının bilgi ve belge talepleri değerlendirilmiş olup, geçmişe dönük beş (5) yıllık bilançoların hâlihazırda kendisinde mevcut olması, diğer bilgi ve belgelerin ise ticari sır ve paylaşılması şirkete zarar verecek mahiyette olması nedeniyle, taleplerinin reddine karar verildiği, davalı ile müvekkil şirketin birlikte ortak olarak bulundukları ——– ortaklıklarını devam ettirebilmeleri objektif olarak kendilerinden beklenemeyecek şekilde şirket barışı bozulduğunu, yapılan karşılıklı ihtarnameleşmelerin tetkiki ile de tespit edilebileceği üzere, davalının da talebi ————- dahil olmak üzere ——- ortaklıktan çıkmak olup, taraflarca davalının hisselerinin değeri üzerinde bir mutabakata varılamadığını, bu nedenle, 6102 sayılı Kanun’un 208. maddesi uyarınca, Sayın Mahkemeniz tarafından belirlenecek değer üzerinden, davalının —-hisselerinin müvekkil şirkete devredilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (“TTK”) 5/A maddesinin ilk fıkrasında, TTKnın 4. maddesinde yer alan ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvuruda bulunulması bir dava şartı olarak düzenlendiğini, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; TTKnın 4/1 maddesinin (a) fıkrası uyarınca TTKda öngörülen hususlardan doğan davaların ticari dava kabul edileceği hüküm altına alındığını, davacı’nın açmış olduğu dava, TTK’nın 208. maddesinin 202. maddesine yapmış olduğu atfa dayandığını, öte yandan davacının davası, Müvekkili ile ortak olduğu şirketteki paylarının kendisi tarafından satın alınması ve pay bedelinin Müvekkiline kendisi tarafından ödenmesine ilişkin olduğu, netice itibariyle konusu bir miktar paranın ödenmesi olan bir alacak davası olan bu dava, TTK’nın 4. maddesinde yer alan ticari davalardan olup dava açılmadan önce dava şartı zorunlu arabuluculuğa başvurulması gerektiği, dava şartını yerine getirmemiş olan Davacı’nın davasının usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davalı …’in dava dışı ——— %10 oranındaki hissesinin tespit edilerek, hisselerin tespit edilecek bedel karşılığında 6102 sayılı Kanun’un 208. maddesi uyarınca davacı şirkete devri ile davalının şirket ortaklığından çıkarılması istemi ile açılan davadır.
7155 sayılı Abonelik Sözleşmelerinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanunun 20 inci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi uyarınca 1.1.2019 tarihi itibarıyla Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın ve dosya üzerinden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. (HUAK m. 18A/2, c. 4; HUAK Yönetmeliği m. 22/3). Burada dava şartı arabuluculuk sürecinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115 inci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde, gider avansı yatırılmasında veya gerekli hâllerde teminat gösterilmesinde olduğu gibi tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği görülmektedir. Bir başka ifadeyle, dava şartı noksanlığının giderilmesi ve arabulucuya başvurulması için mahkemece davacıya süre verilmeyecektir.
Somut olayda dava tarihi 22/08/2019 olup, davanın konusu davalının ortaklığın çıkarılması talebinin yanında; davalı gerçek kişinin dava dışı ———- %10 oranındaki hissesinin tespit edilerek, hisselerin tespit edilecek bedel karşılığında 6102 sayılı Kanun’un 208. maddesi uyarınca davacı şirkete devri talebini de içerdiğinden; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesinin aradığı ”konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak” şartını içerdiği anlaşılmakla; işbu dava açısından dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlendiğinden ve arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı davacı vekili tarafından ibraz olunan dilekçeler ve davalının beyanı ile sabit olduğundan, HUAK m. 18A/2, c. 4; HUAK Yönetmeliği m. 22/3 gereğince; davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-7155 sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurmadan dava açılmış olması nedeniyle HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli —– harcın davacı tarafça yatırılan 44,40 TL peşin harçtan mahsubu ile 10,00 TL bakiye harç terkin sınırı altında kaldığından davacıdan alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine —– uyarınca — maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.