Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/565 E. 2020/26 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/565 Esas
KARAR NO : 2020/26 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/08/2019
KARAR TARİHİ : 21/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin dava dışı ——— —— devremülk satış sözleşmesi kapsamında vermiş olduğu—- bononun iptal edilmesine rağmen davalı yan tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak işleme konulması sebebiyle müvekkilinin borçlu olmadığı, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespit edilmesini, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile takip tutarının — üzerinden kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama neticelenene kadar İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün —-esas sayılı icra takibinin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili banka, takibe konu senetler dahil olmak üzere birçok senedi dava dışı —– ciro yoluyla devralmıştır ve alacağının tahsili amacıyla senet borçlularına karşı takibe geçmiştir. Senetler; ilgili dava dışı firmanın Müvekkil bankaya olan borcundan dolayı banka alacağına ve şirket borcuna mahsuben devralınmıştır. Davacı taraf da bahsedilen senet borçlularından biridir. Senet bedellerinin öngörülen vadelerde ödenmemesi nedeniyle açılan takipte Müvekkil Banka iyi niyetli olup, ilgili senetler üzerinde —– kaydı bulunmamaktadır. Türk Ticaret kanunun 654.maddesinde — yazılı senetler düzenlenmiş olup bononun —- yazılı olduğunun kabul edilebilmesi için sadece —- yazılı olduğunun belirtilmesi yeterli olmayıp ayrıca —- içermemesi de gerekmektedir. Söz konusu senet metinlerinde —- kelimesi yazılı olup ——- kelimesi tek başına ——- olarak değerlendirilemeyeceği için kanunen emre yazılı senetlerden olan bonolar TTK.m.654 hükmü gereğince kanunen emre yazılıdır. Yargıtay içtihatları ve doktrin görüşleri de bu yönde olup, bonoların —– yazılı olmaması nedeni ile şahsi defiler alacaklı bankaya karşı ileri sürülemeyeceğini beyan ederek, davacının taleplerinin reddi ile, yargılama giderleri ve vekalet ücretinim davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ilğ menfi tespite ilişkindir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —-. Hukuk Dairesi —— Sayılı davacının dosyamız davalısı ile aynı, davacının gerçek kişi olduğu mahkememizdeki uyuşmazlık ile birebir örtüşen, dava dışı—- — devremülk satış sözleşmesi kapsamında verilen senetlerle ilgili emsal dosyada; ” Somut olayda, davalı tarafça sunulan delillere göre dava konusu bonoların davalının tarafı olduğu Devremülk Satış Vaadi Sözleşmesi uyarınca düzenlenen sıralı — yazılı bonolar olduğu tespit edilmiş olup, bu durumda davalı tüketici sıfatını haiz ve söz konusu işlem tüketici işlemi olduğundan, iş bu davada görevli mahkemenin —-Mahkemeleri olduğunun kabulü gerekmiştir. ” şeklinde karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi —-Hukuk Dairesi —- K. Sayılı davacısının ile dosyamız davalısı ile aynı, davacının gerçek kişi olduğu dava dışı —– devremülk satış sözleşmesi kapsamında verilen senetlerle ilgili emsal dosyada; ”…Davalı vekili cevap dilekçesinde dava konusu senetlerin müvekkili ile dava dışı —— arasında imzalanan sözleşme gereğince düzenlendiğini ve tüketici senedi olduğunu, bu sebeple ——– verilen bonoların ödemesinin yapılamayacağını belirtmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece, davalı tarafın iddiası gereğince dava dışı şirket ile davalı arasındaki ilişkinin tüketici işlemi, davalının ise ticari ve meslek amaçlı hareket etmediğinden tüketici konumda olduğu, dava tarihi itibariyle bu tür davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek verilen görevsizlik kararı usul ve yasaya uygundur.. ” şeklinde karar verilmiştir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir. —- tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun Tanımlar başlıklı 3/k.maddesine göre; Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği, Kanunun m. 3/l.bendine göre Tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan —– de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı, Aynı kanunun temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı, Kanunun 83/2.maddesine göre; taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği, Kanunun 73/1.maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir. 6102 Sayılı TTK’nın Ticari Davaların Görüleceği Mahkemeler başlıklı 5/1 maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu düzenlemesi yer almaktadır.
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nın 4 ve 5.madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Somut uyuşmazlıkta dava konusu bonoların davacının tarafı olduğu ——uyarınca düzenlenen sıralı nama yazılı bonolar olduğu tespit edilmiş olup, bu durumda davacı tüketici sıfatını haiz ve söz konusu işlem tüketici işlemi olduğundan, aynı uyuşmazlık hakkında sunulan emsal istinaf mahkemesi kararları da göz önünde bulunduğunda iş bu davada görevli mahkemenin ——Mahkemeleri olduğunun kabulü gerekmekle; görevsizlik kararı verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK 20 ve 114 ve 115 maddeleri gereğince MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulduğu takdirde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU ADLİYESİ NÖBETÇİ —–MAHKEMESİNE HMK 20. maddesi gereğince GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmemesi halinde HMK 20 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
4-Yargılama harç ve masraflarının gönderilen mahkemede dikkate alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.