Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/536 E. 2020/3 K. 08.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/536 Esas
KARAR NO: 2020/3
DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ: 05/08/2019
KARAR TARİHİ: 08/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla
308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; — yılına kadar gerek sektörün gerekse müvekkili şirketlerin mali durumlarının iyi denecek durumda iken, dünya genelinde nakit bolluğunun azalması buna bağlı olarak döviz kurlarında başlayan artışın, artan jeopolitik riskler ve son noktada ülkede yaşanan darbe girişiminin etkileri piyasalarda ekonomik sıkıntının baş göstermesine sebep olduğunu, — yılının Aralık ayına kadar hiçbir ödeme sıkıntısı yaşamazken, bu tarihten sonra piyasalardaki dengenin bozulması ile gerek müvekkili şirketin yeni şubeler açması ve mevcutta olan — şubelerinin yenilenme ihtiyacının hasıl olmasından dolayı, müvekkili şirketin yapacağı ödemelerde gecikmelerin meydana gelmeye başladığını, gecikmelerin mutab hale gelmesiyle tüm sektörde olduğu gibi müvekkili şirketlerde de nakit ve finansman sıkıntısı baş gösterdiğini, müvekkili şirketlerde zincirleme baş gösteren nakit ve finansman sıkıntısından dolayı yaşanan gecikmenin, piyasa kurlarında meydana gelen değişikliklerin müvekkili şirketlerin grup olarak nakit akışının ciddi şekilde bozulmasına sebebiyet verdiğini, müvekkili şirketin işletme yatırımlarını tamamladığını, alacaklıların bir anda cebri icra ile haciz ve muhafazaya başlamadı halinde müvekkilinin projesinde somut verileri ile izah edilen borçların ödenmesi imkanı kalmayacağını, bu durumun yapımı devam eden işlerin, sözleşmelerin feshine yol açacağını, olası bir iflas durumunda şirket borçlarının artacağını, bu durumun hem davacı müvekkilleri hem alacaklılar hem de ülke için olumsuz sonuçlar doğuracağını, davacı müvekkillerinin faaliyet ile ilgili ekipmanları, stoklarına ve diğer hak ve alacaklarına yönelik her an haciz ve ihtiyati haciz kararlarının alınıp faaliyetlerine son verilebileceğini beyan ederek öncelikle davacı müvekkillerinin faaliyetine devam edebilmesi ve mal varlığının korunabilmesi için tensip kararıyla birlikte İcra ve İflas Kanunu’nun 287,288 ve 295 maddeleri gereğince derhal davacı müvekkilleri bakımından 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesine,davacı şirketin malvarlıklarının korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasına, geçici mühlet içinde yapılacak inceleme sonucu 1 yıllık kesin mühlet verilmesine, yapılacak yargılama sonucunda konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı tarafından mahkememizce verilen kesin süre içerisinde iflas avansı, konkordato gider avansı yatırılmış olup, sicil kayıtları celbedilerek ve gerekli ilanlar yaptırılarak —– tarihinde geçici mühlet tedbirlerinin verildiği anlaşılmıştır.
Şirketlerin ticari defter ve mali tablolarının incelenmesi, hali hazırdaki durumları, sunulan ön projelerin ticari kayıtlarla uyumlu olup olmadığı, eksiklik bulunup bulunmadığı, şirketlerin borca batık olup olmadığı ve konkordato şartlarını taşıyıp taşımadığı hususunda değerlendirme yapılabilmesi için şirketlere geçici komiser heyeti atanmıştır.
3 aylık geçici mühlet sonrasında komiser heyeti tarafından teknik bilirkişilerden alınan rayiç raporları ile birlikte yapılan değerlendirme sonrasında; şirketin sunmuş olduğu, belgelerin içerisinde resmi kayıtların, ara bilançonun, ticari defter bilgilerinin, borçlunun mali durumunu açıklayıcı bilgi ve belgelerin, madde ve madde olmayan varlıklara ait listelerin, alacak ve borçları gösteren listelerin, karşılaştırmalı tablonun, konkordato ön projesinin, finansal analiz raporunun, dava açılması konusunda alınan yönetim kurulu kararının dosyada mevcut olduğu anlaşılmıştır.
–aylık geçici mühletin sonunda düzenlenen komiser heyeti raporunda; davacılardan —- iki ortaklı olduğu, — yılı başından itibaren faaliyetini ağırlıklı olarak diğer grup şirketi olan anonim şirket üzerine kaydırdığı, tek personelinin bulunduğu, şirketin e-defter kullanmadığı, şirkerin ön projesi gelir tablosunda — tarihli dönem karının -TL. gösterildiği, buna rağmen – tarihli vergi öncesi dönem karı olarak —TL. raporlandığı, bu kar rakamının taşınmaz satışından kaynaklandığı, – tarihi itibariyle şirket kasasında — TL. göründüğü, şirketin varlıklarının rayiç tespiti için atanan bilirkişi tarafından maddi olmayan duran varlıkların – tarihi itibariyle rayiç değerlerinin —TL. olarak tespit edildiği, davacılardan şirket ortağı — ait muhtelif üç adet taşınmaz bulunduğu, – tarihi itibariyle rayiç bedellerinin — TL. olarak belirlendiği, ancak komiser heyeti tarafından şirketin bilançolarda yer alan stoklar ve malzemeler hesaplarındaki mal varlığının rayiç değerlemesinin yaptırılmadığı, bu şirketin taşınmaz satışı olmaksızın başarıya ulaşma şansının bulunmadığı, rayiç değerlemesi tamamlanamadığından net bir kanaata varılamadığı belirtilmiştir. Bu nedenle geçici mühletin- ay süreyle uzatılması talep edilmiştir.
Aynı komiser raporunda; diğer şirke— iki ortaklı olduğu, Haziran ayı itibariyle— personeli bulunduğu, şirketin e-defter kullanmadığı, şirketin bilançosunda yer alan arazi ve arsaların rayiç bedellerinin — TL. olarak tespit edildği, kaydi değerlere göre komsier heyeti tarafından şirketin öz varlığının (-)- TL. olduğunun belirlendiği, oysa şirketin sunduğu projede öz kaynakların (-)–TL. olarak gösterildiği, ikisi arasında çelişki olduğu rapor edilmiş, yine aynı raporda şirketin bilançolarında yer alan stoklar ve malzemeler hesabındaki mal varlığının rayiç değerlemesinin henüz yapılamamış olması sebebiyle borca batıklık hesabı yapılabileceğini belirterek bu şirket yönünden de net görüş belirtilmemiş, ancak konkordato projesiinn taşınmaz satışı olmaksızın başarıya ulaşma şansı bulunmadığı yönünde bir görüş belirttiği anlaşılmıştır.Davacı şahıslar yönünden somut bir konkordato ön projesi olmadığı belirlenmiştir.
3 aylık geçici mühlet sonrasında yapılan duruşmada;
“Komiser heyeti raporunda stoklarla ilgili değerlendirme yapılmadığı görülmekle bu hususun şirketlerin özvarlık tespiti için zorunlu belirlenmesi gereken hususlardan olması nedeniyle stoklarla ilgili dökümün güncel olarak davacı vekilince 1 haftalık kesin süre içerisinde dava dosyasına ve komiser heyetine sunulmasını, bu hususta komiser heyeti tarafından sektörde uzman bir bilirkişi atanmak suretiyle derhal stokların değerlemesinin yapılmasına, aksi halde aradan geçen süreçte özvarlık doğru şekilde tespit edilmiş olmayacağından mevcut duruma göre karar verileceğinin ihtarına, bu ara kararın komiser heyetine derhal tebliğine”
“Davacı şahıslar yönünden dosyada proje olmadığı gibi komiser heyeti tarafından davacı şahısların gelirleri, borçları ve malvarlığı durumuna hiç bir tespit bulunmadığı da anlaşıldığından davacı vekili bu hususu derhal revize ederek sunması için 1 hafta kesin süre verilmesine, ve komiser heyeti tarafından şahıslar yönünden konkordato şartlarının kanundaki aranan hususlar nazara alınarak titizlikle değerlendirilmesine, aksi halde dosya ele alınarak şahıslar yönünden geçici mühletin kaldırılacağının ihtarına” şeklinde ara karar kurulmak suretiyle geçici mühlet – ay süre ile uzatılmıştır.
Komsier heyeti tarafından — aylık geçici mühletin sonunda verilen raporda ve ek raporda; davacılardan — rayiç değerlere göre, öz varlığının (+) -TL. olduğu ve borca batık olmadığı, – öz varlığının (+) — TL. olduğu ve borca batık olmadığı tespit edilmiş, sonuç olarak davacılar yönünden mali durumun iyileşmesi ve konkordato teklifinin tasdiki bakımından konkordatonun başarıya ulaşma ümidinin bulunduğu yönünde rapor düzenlenmiştir.
Davacılardan — sunmuş olduğu projesiyle davacı şirketlerin borçlarına müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu — TL. borçtan dolayı kesin mühlet akabinde — yılının ilk çeyreği sonunda şirket faaliyetlerine özgülenen taşınmazlarını satışa çıkarmak suretiyle borç tasfiyesinde kullanacağı şeklinde proje sunduğu anlaşılmıştır.
Davacılardan — şirket borçlarından dolayı kefaleti nedeniyle — TL. borçtan dolayı herhangi bir ödeme planı olmadığı, asıl borçlu tarafından ödeme yapıldığında bu davacının da borç tutarında eksilme olacağı yönünde proje sunduğu, bu davacı adına herhangi bir kayıtlı taşınmaz bulunmadığı anlaşılmıştır.
Komiser heyetinin son raporlarında; davacılardan — yüksek oranda vergi ve – borçları bulunduğu, vergi dairesine olan borçlarının – tarihi itibariyle – TL. olduğu, şirketin ticari borçlarının – TL. olduğu, diğer borçlarının — TL., – borçlarının – TL. Olduğu,yüksek oranda işçi borçları bulunduğu, şirketin — kaynakların bulunmadığı, şirket borçlarının tamamının kısa vadeli borçlardan teşekkül ettiği, şirketin kısa vadeli yükümlülükleri toplamı ile dönen varlıkları stokların rayiç değerleri dikkate alındığında, dönen varlıkların kısa vadeli yükümlüklüklere oranı %18,89 seviyesinde olduğu ve şirketin kısa vadeli yükümlülüklerini karşılama imkanına sahip olmadığı, ancak şirketin aktifinde bulunan — taşınmazın satışıyla sağlanacak kaynakların borç tasfiyesinde kullanılması halinde ve ticari faaliyet karı elde etmesi halinde konkordato projesinin başarı ümidinin bulunduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Aynı raporlarda davacılardan —.nin ön projesi gelir tablosunda — tarihli dönem karının- TL. göründüğü, – tarihli gelir tablosunda görünen dönem karının — TL. olduğu,veri öncesi dönem karının taşınmaz satışından sağlandığı, şirketin kısa vadeli borç tutarlarının – tarihi itibariyle – TL. olduğu, bu borç tutarları içerisinde önemli oranda banka kredileri bulunduğu, şirketi üzerine kayıtlı – adet otomobil, – adet motosiklet için yapılan rayiç değerleme sonrasında, değerin- TL. olarak tespit edildiği, taşınmazların rayiç değerlerinin — TL. olarak tespit edildiği, maddi olmayan duran varlıklar olarak rayiç değerlerin – TL. olarak tespit edildiği, şirketin dönen varlıkları ve kısa vadeli yabancı kaynakları karşılaştırıldığında dönen varlıkları ile kısa vadeli yabancı kaynaklarını karşılama imkanı bulunmadığı, finansal krizden çıkabilmesi için ancak taşınmazların satılması ve sürdürebilir faaliyet karı elde etmesiyle mümkün olabileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı şahıslar yönünden ise somut bir konkordato projesi sunulamadığı anlaşılmıştır.
Davacılardan – ön projesi incelendiğinde; şirketin (-) -TL. borca batık olduğunun bildirildiği, – aylık faaliyet karının – TL. olarak bildirildiği, yine şirketin – dönemine ait gelir tablosuna göre ise, öz kaynaklarının (-) – TL. olarak göründüğü, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara dönem bilançosuna göre şirketin öz varlığının (-) – TL. olarak belirtildiği, şirketin hem vade hem tenzilat konkordatosu teklif ettiği, ortakları adına kayıtlı taşınmazın satışı suretiyle başta ipotekli taşınmazlar paraya çevrilerek borç tasfiyesi yapılacağının planlandığı, şirketin — döneminde toplam -TL. sermaye artışı yapmayı planladığı, ancak ön projenin sonuç kısmında sermaye artışını çelişkili olarak – TL. olarak belirttiği anlaşılmaktadır.Ancak şirketin borç tasfiyesi yönünden ipotekli gayrimenkul satışı dışında bir finans kaynağı göstermediği gibi sermaye artışı yapacağı yönündeki beyanını destekleyen herhangi bir işlem yapmadığı, aradan geçen 5 aylık geçici mühlet içerisinde sermaye artışına yönelik şirkette alınan bir karar, sicile tescil vs. işlemlerinin yapılmadığı, yine aradan geçen 5 aylık süreçte gayrimenkul satışlarına ilişkin somut adımlar atılmadığı, işletmenin faaliyetine özgülendiği belirtilen gayrimenkullerin satışı halinde faaliyetin ne şekilde devam edeceği hususunun açık olmadığı, bu haliyle ön projenin konkordato kesin mühletin verilmesi için gerekli somut bilgi ve kaynaklara dayandırılmadığı, şirket borca batık olmadığı halde ön projede ve bağımsız denetim raporunda borca batıkmış gibi gösterilmek suretiyle gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğu, bu haliyle kesin mühlet şartları taşımadığı kanaatine varılarak talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacılardan— dosyaya sunulan ön projesinde; şirketin işletmenin devamlılığı esasına göre hazırlanan ara bilançosuna göre, öz kaynaklarının (+) — TL. olarak bildirildiği, şirketin aktiflerinin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara dönem bilançosuna göre öz varlığının (-) – TL. olarak bildirildiği, şirketin vade konkordatosu teklif ettiği, şirket adına kayıtlı ipotekli taşınmazların satışı suretiyle borç tasfiyesi planladığı, ayrıca – dönemi için – TL. sermaye artışı yapmayı planladığı, bunun dışında borç tasfiyesi yönünden başka bir finans kaynağı göstermediği, sermaye artışı yapacağı yönündeki beyanını destekleyen herhangi bir işlem yapmadığı, aradan geçen 5 aylık geçici mühlet içerisinde sermaye artışına yönelik şirkette alınan bir karar, sicile tescil vs. işlemlerinin yapılmadığı, yine aradan geçen süreçte gayrimenkul satışlarına ilişkin somut adımlar atılmadığı, şirket adına kayıtlı bir adet taşınmaz satışından – TL. nakit girdisi planlandığı, müteselsil borçlu ve kefil şirket ortağ— adına kayıtlı herhangi bir taşınmaz satışından – TL. nakit girdisi planlandığı, oysa ortaklardan – adına kayıtlı herhangi bir gayrimenkul bulunmadığı göz önüne alındığında bu hususun çelişki yarattığı, bu haliyle ön projenin konkordato kesin mühlet verilmesi için gerekli somut bilgi ve kaynaklara dayandırılmadığı, bu haliyle kesin mühlet şartları taşımadığı kanaatine varılarak bu şirket yönünden de talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı şahıslar yönünden mal varlıklarını gösterir somut alacak-borç bilgilerinin sunulmadığı,somut bir proje olmadığı gibi ortağı oldukları şirketlerin konkordato sürecine bağlı kılındığı, bu haliyle kesin mühlet şartları taşımadıkları anlaşılmakla, kesin mühlet taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı şirketler ve şahısların kesin mühlet taleplerinin reddine, davacılardan— ile — borca batık olmadığı anlaşıldığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına,
2-Tüm konkordato tedbirlerin kaldırılmasına, komiser heyetinin görevine son verilmesine,
3-İİK’nun 288/3 maddesi uyarınca bu kararın—– resmi ilan portalında ve —- ilanına,
4-Bu kararın İİK’nun 288/2 maddesi gereğince ilgili kurumlara bildirilmesine,
5-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL. harçtan peşin alınan 44,40 TL. harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL. harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansı ve iflas avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair,davacılar vekili ile bir kısım alacaklılar vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/01/2020