Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/519 E. 2021/656 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/519 Esas
KARAR NO: 2021/656
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 11/11/2014
KARAR TARİHİ: 14/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacının davalı —-sevk ve idaresindeki, davalı——– plakalı araç ile ——meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde yaralandığını ve gözlerinin kör oldğunu kazanın meydana gelmesinde davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığını bu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla —- maddi tazminatın bütün davalılardan ve —- manevi tazminatın davalı —– tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ——– dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle kusur durumunun hesaplanması gerektiğini, davacının maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğini, —– tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı hususlarının belirlenmesi gerektiğini bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ——- sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının beyan ettiği şekilde kazanın meydana geldiğini, kendisinin de kaza nedeniyle mağdur olduğunu, duruşmadaki sözlü beyanında da patronunun haberi olmadan davacının araca bindiğini beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile trafik kazası sonucunda meydana gelen cismani zarar nedeniyle uğranılan maddi ve manevi tazminat talebinin sürücü, işleten ve sigorta şirketinden istemine ilişkindir.
Mahkememizce —– tarihli karar ile —– kaza neticesinde araçta yolcu olarak bulunan davacının iki gözünün de kör olması nedeniyle talep edilen maddi ve manevi tazminat davası olarak ikame edilmiştir.
Uzun yargılama boyunca —– önce davacı tanıkları dinlenmiş, davalı şirket tarafından hakimin reddi istenmiş, hakimce resen çekilme kararı verilmiş, başka hakim görevlendirilmiş, akabinde davalı tarafın tanıkları talimat ile dinlenmiş ve dosya müstemir yetikli hakimine kavuşmuştur.
Olayın tek taraflı kaza olduğu, yolcu olarak bulunan davacının sürücüye müdahalesinin bulunmaması, diğer bir ifadeyle müterafik kusurun olmadığı, kazanın meydana gelmesinde sürücü—- tek başına asli ve tam kusurlu (%100 kusurlu) olduğu anlaşılmıştır. Bu bakımdan bir kusur raporu alınmasına ihtiyaç görülmemiştir.
Maddi tazminat bakımından davacı, yargılama sırasında —- sulh olmuş, kendisine ———- ödeme yapılmış, davacı maddi tazminat taleplerinden feragat etmiştir.
Geriye kalan uyuşmazlık manevi tazminat yönündendir.
Sürücü— aracın üstüne kayıtlı olan —yetiklisi olan — yanında şöfor olarak çalıştığı,——- — aracı alıp — gelmesini ve kendisini almasını istediği, —— talimatla şirkete gidip aracı aldığı hususlarında uyuşmazlık konusu dışındadır.
Somut olayda, asıl maddi uyuşmazlık vakıası, davacının araca ne sebeple bindiğidir. Dinlenen tanık beyanları ve hayatın olağan akışı, olayların cereyanına göre mahkememizce davacının, şirketin aracına kendi isteği ile bindiği, zaten —- gidecek olan araca binerek akrabalarını ziyaret etmeyi amaçladığı kabul edilmiştir. Aksine bir durumun, örneğin bir görevlendirme ile veya işveren talimatı ile veya vekalet hükümleri çerçevesinde kendisine tevdi edilen bir iş dolayısıyla araca bindiğinin davacı tarafça ispat edilmesi gerektiği, ancak kuşkuya yer vermeyecek şekilde ispat edilemediği görülmüştür. Bununla birlikte yine de davalı şirket, gerek aracın işleteni olması dolayısıyla, gerekse adam çalıştıranın kusursuz sorumluluğu ilkeleri gereğince sürücü —— kusurundan sorumludur.
Bir diğer uyuşmazlık hususu takdir edilecek manevi tazminatın miktarıdır.
——- göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ——– gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Olayların oluş sırası, oluş şekli, tarafların ekonomik durumları, kusur durumu dikkate alınarak takdiren—- manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
Davacı, davalı sigortanın ayrıca —- dolayısıyla —– manevi tazminat klozu nedeniyle sorumluluğunun olduğunu, hatta limitsiz sorumlu olduğunu ileri sürmüşse de, dava dilekçesinde davacı açıkça — dayanarak dava açtığını belirtmiş, —— tazminat talebinin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte — talep etmiştir. —– nolu davalı olup, dava dilekçesinde sigorta şirketinden sadece maddi tazminat talep edilmiştir. Dava dilekçesinin veya talebin ıslah edilmesi söz konusu olmamıştır. Bu bakımdan yargılama sırasında davacı tarafın, duruşmalarda, sigorta şirketinden manevi tazminat talep ettiklerine dair beyanları varsa da, bu beyanlar tek başına anlam ifade edemeyeceğinden, hüküm kurulurken sigortadan talep edilen manevi tazminat bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalı şirket tarafından yapılan dava tarihinden sonraki geçici ödemenin de maddi mi manevi tazminat mı için olduğu konusunda bir açıklık yoktur. Ancak ibranamede, maddi tazminat bakımından sulh olunurken bu ödeme nazara alınmamış, bu ödemeden bahsedilmemiştir. Geçici ödemenin düzenlendiği —– maddesinde, geçici ödemenin sadece maddi tazminat için yapılacağına dair bir düzenleme yoktur. Diğer bir deyişle yapılan geçici ödemenin davalıya iadesine karar verilmesi gerektiği sonucu çıkmamaktadır. Davacı maddi tazminat talep bakımından üç davalıdan da feragat ettiğine göre yapılan geçici ödemenin manevi tazminat için olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Manevi tazminat talebi yönünden davalı şirket —– kısmen kabul kararı verildiğinden araç üzerinde mevcut olan tedbirin kararın kesinleşmesine kadar devamına karar verilmiştir. ‘ Şeklinde karar verilmiş olup kararın istinaf edilmesi üzerine ———- Davanın müteselsil sorumluluk hükümlerine dayalı olarak açıldığı bu nedenle davalıların zararın tümünden sorumlu olması gerektiğinden manevi tazminata ilişkin hüküm kurulurken müteselsil sorumluluk hükümlerine göre karar verilmemiş olması doğru olmamıştır. Buna ilişkin davacı vekilinin istinafı yerindedir.
Davalı—– vekilinin cevap dilekçesi ile —- taşıması indirimi yapılmasına ilişkin savunması bulunmasına ve bu konuda tanık dinlenmesine, davacı tarafın da —- taşıması bulunmadığı yönündeki itirazlarına rağmen mahkemenin gerekçesinde —- taşıması şartlarının oluşup oluşmadığının tartışılmaması doğru olmamıştır. Bu yönde ki davacı vekili istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilinin manevi tazminatın miktarına ilişkin istinaf itirazına gelince:
Dairemizin ilk kararında açıklandığı üzere, Mahkemece davacı—– yaralanması nedeniyle yaralanmanın mahiyeti, yaralanmanın geçici ya da kalıcı mı olduğu, maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, iyileşme süresi konularında hiçbir inceleme yaptırılmadan ve rapor alınmadan karar verilmiştir.
O halde Mahkemece; meydana gelen trafik kazası sonucu yaralandığı iddia edilen davacı — yaralanmasının mahiyeti, maluliyet oluşmuş ise geçici ya da kalıcı mı olduğu, kalıcı maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı ve iyileşme süresi konusunda —– —– ——- tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre bilirkişi rapor alınması ile tarafların mali ve sosyal durumları ile yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirilerek somut olaya uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru olmamıştır. ‘ gerekçeleri ile kararın kaldırılmasına karar vermiştir.
—– bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle,———uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse —- benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. —— taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda—— gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan —– değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, —- değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde —- taşımasından söz edilemeyecektir.
Davalı — tarihli cevap dilekçesinde —-beni çağırdı ve kendisinin uçakla —- plakalı aracının —davacı——— berabar bir bedel karşılığında—– beyanlarının duyuma ilişkin oluşu her ne kadar tanık — beyanında ——– vermesini ve—- yanına kimsenin binmesine izin vermememsini istediğini belirtmiş ise de davacının araca hangi sebeple bindiğini bilmemesi, —– taşıması iddiasında bulunan davacının bu iddiasını kanıtlamsı gerektiği nazara alınarak salt davacı yararına bir taşıma olmadığı da gözetilmek suretiyle ——- taşıması olmadığı kanaatine varılmış ve tazminattan indirim yapılmamış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İstinaf mahkemesinin kaldırma gerekçelerinde belirtildiği üzere davacının kazanın olduğu tarih itibari ile geçerli olan —- çerçevesinde maluliyet raporu aldırılmış olup —- raporunda davacının %100 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği tespit edilmiştir. Bu çerçevede davacı için —–manevi tazminat belirlenmiştir. Tazminat miktarı belirlenirken ülkenin ekonomik durumu, davacının %100 meslekte kazanma gücünü kaybetmesi, davacının ve davalıların ekonomik sosyal durumları, davacının araçta yolcu oluşu ve kusuru olmayışı, olayın gerçekleştiğ tarih, tazminatın zenginleştirme aracı olmaması ilkesi baz alınmıştır. Ancak manevi tazminattaki sorumlulukların belirlenmesi aşamasında davalılardan —– —— araştırması sonucunda asgari ücretli olduğu, kirada oturduğu ve — öğrenim gördüğü nazara alındığında —manevi tazminattan sorumlu tutulması halinde ekonomik olarak mahfına sebebiyet vereceği açık olduğundan — manevi tazminatın —–ısmından sorumlu olması gerektiği kanaatine varılmıştır. Aksi halde manevi tazminatın belirlenmesi ilkesine aykırı olacaktır. Eğer ki mahkememizce her iki davalı içinde —- manevi tazminata hükmedilmesi durumunda ise davacı tarafın acı, elem ve ızdırabını gideri bir tazminat olmayacak yukarıda belirtilen kıriterlere aykırı olacaktır. Davalı şirketin malvarlığı durumu itibari ile belirlenen —– tazminat mahfına sebep olmazken diğer davalı bakımından ekonomik olarak çöküntüye sebebiyet verebilecektir. Bu sebebple davacı için uygun olduğuna kanaat getirilen — manevi tazminatın — diğer davalı şirket müşterek ve müteselsil olarak sorumlu tutulmalarına tazminatın geri kalan —- davalı şirketin sorumlu tutulmasına karar vermenin hakkaniyete ve meri mevzuata uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A-)Maddi tazminat talepleri bakımından davanın feragat nedeniyle REDDİNE;
B-)Manevi tazminat talepleri yönünden davanın KISMEN KABULÜNE;
1- Takdiren — manevi tazminatın davalılar — kaza tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsil sorumluluk kapsamında—- — tahsili ile davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin kısmın reddine; davalılardan —- yönünden yargılama sırasında tensip ara kararı uyarınca — tarihinde yapılan —- ödemenin, infaz aşamasında dikkate alınmasına,
2-Davalı —– talep edilen manevi tazminat bakımından, dava dilekçesinde —–manevi tazminat talebinin bulunmaması nedeniyle, karar verilmesine yer olmadığına,
3- —– plakalı araç üzerindeki ihtiyati tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına,
4-Alınması gerekli — davacı tarafından yatırılan — tamamlama harcından mahsubu —bakiye harcın davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan — dosya gideri, —- yargılama giderinin davanın kabul red oranı gözönünde tutularak — yargılama giderinin davalılar—- müştereken ve müteselsilen —- tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı lehine kabul edilen manevi tazminat kısmı yönünden A.A.Ü.T uyarınca 4.500,00-TL vekalet ücretinin davalılar——– müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı ——Kendini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat kısmı yönünden A.A.Ü.T uyarınca 4.500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ———- verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
9-Maddi tazminat davası yönünden tarafların yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2021
TASHİH ŞERHİ
Mahkememize ait —– Karar sayılı ilamın hüküm kısmının—- manevi tazminatın davalılar — kaza tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsil sorumluluk kapsamında —— tahsili ile davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin kısmın reddine; davalılardan — yönünden yargılama sırasında tensip ara kararı uyarınca —- geçici ödemenin, infaz aşamasında dikkate alınmasına,” şeklindeki yazı dizisinin sehven yazıldığı anlaşılmakla
“Takdiren — manevi tazminatın davalılar —- kaza tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsil sorumluluk kapsamında —— tahsili ile davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin kısmın reddine; davalılardan —- yönünden yargılama sırasında tensip ara kararı uyarınca ——- geçici ödemenin, infaz aşamasında dikkate alınmasına,” şeklinde HMK.304 ve devamı maddeleri uyarınca TASHİHİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu esas kararla birlikte tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/07/2021