Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/512 E. 2022/467 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/512 Esas
KARAR NO : 2022/467
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 29/07/2019
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : Müvekkili———‘ın ——-tarihinde ———- plaka sayılı aracın çarpması sonucu meydana gelen kazada yaralandığını, kazada araç sürücüsü’ nün % 100 kusurlu olduğunu, davalılardan ——-‘nin aracın işleteni konumunda olduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın kaza geçerli ——– poliçesi olmadığından, müvekkilin maddi zararından 684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca davalılardan ——- sorumlu olduğunu, aracın sürücüsü ——– kazanın meydana geldiği tarihte —— yaşından küçük olduğunu, gözetim yükümlülüğünü yerine getirmeyen ebeveynleri davalılardan——– ve ———‘ın müvekkilin maddi ve manevi zararından sorumlu olduğunu, ileri sürerek——– maddi tazminatın tüm davalılardan, ———-manevi tazminatın ———- hesabı dışındaki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar ——— ve ———- cevap dilekçelerinde: Taraflar arasında ——— tarihli ibraname yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ——— vekili cevap dilekçesi ile : Kazaya karışan araç sürücüsü ile davacı——– ile uzlaşmış olduklarından imzalanan ibraname gereği davanın reddi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ——— vekili cevap dilekçesi ile; Davacı tarafın imzalanan ibraname gereğince davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın meydana gelen kazadan sonra ——— tarihinde ——- karşılığında——–’ı ibra etttiğini ve şikâyetçi olmadığını, ibranamede belirtilen tutar davalılardan ———-’ın beyanlarına göre davacıya ödendiğini, davacı tarafından imzalanmış olan ibraname gereğince kazaya ilişkin başkaca bir tazminat talep etmesi mümkün olmayacağını, taraflar arasında ibraname imzalandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesinde; ——‘nın —— Sor. sayılı dosyasını, ifade tutanaklarını, ——- Engelli Sağlık Kurulu Raporunu, müvekkiline ait ücret bordrolarını, müvekkiline ait ——–kayıtlarını, ——–‘na yapılan başvuru ve red yazısını, tanık, yemin ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı ——— vekili cevap dilekçesinde deliller bölümüne yer vermemiş, dilekçe ekinde ibraname, kusur raporu ve yargı kararları ibraz etmiştir.
Davalı——— vekili cevap dilekçesinde; bayilik sözleşmesi ve diğer sözleşmeleri, finansal kiralama sözleşmesini, araba kampanyası katılım sözleşmesini, araç teslim tutanağını, davacıya ait sigorta kayıtlarını, şirket ve işyeri kayıtlarını, keşif, tanık, yemin ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı ——— ve ———- cevap dilekçesinde deliller bölümüne yer vermemiş, dilekçede ——– tarihli ibranameden bahsetmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle açılmış maddi ve manevi tazminat davasıdır.
——– tarihinde ———-plakalı aracın yaya olan davacıya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacı yaralanmıştır.
Davacı, ———— tarihli ibraname ile, meydana gelen trafik kazasından dolayı araç sürücüsü———-‘dan maddi manevi zararlarına karşılık ——— tazminat alındığını, kendisinden başkaca maddi ve manevi herhangi bir hak ve alacak talebi olmadığını, bu kazadan dolayı kendisini ibra ettiğini beyan etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, ibranamenin makbuz hükmünde olduğunu, ibranamenin imzalanması sırasında davacının irade fesadına uğradığını ileri sürmüştür.
HMK’nın 194. maddesi uyarınca; taraflar dayandıkları vakıaları ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdır. Kanun, buna (vakıaları) somutlaştırma yükü demektedir. Bir davada, ispat faaliyetinin tam olarak yürütülebilmesi, mahkemenin uyuşmazlığı doğru tespit ederek yargılama yapabilmesi, karşı tarafın ileri sürülen vakıalara karşı kendini savunabilmesi için, iddia edilen vakıaların açık ve somut olarak ortaya konulması gerekir. Somut bir şekilde ortaya koymadan iddia veya savunma amacıyla vakıaların ileri sürülmesi durumunda, yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi mümkün olmayacağı gibi, vakıaların anlaşılması için ayrıca bir araştırma yapılması ve zaman kaybedilmesi söz konusu olacaktır. Taraflar, haklarını dayandırdıkları hukuk kuralının aradığı koşullara uygun, somut vakıaları açıkça ortaya koymalıdırlar. Bu vakıaların somut olarak ileri sürülmesi, ilgili taraf için bir yüktür; bu yükü yerine getirmeyen taraf sonuçlarına katlanmak durumundadır. (—— —) Bir yandan ibranamenin makbuz hükmünde olduğunu, diğer yandan ise irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğunu ileri süren davacı vekili, irade fesadı iddiasının ne şekilde gerçekleştiğine dair vakıa ileri sürmediği, iddiasını somutlaştırmadığı gibi, iddiasını hangi delil ile ispatlayacağını da bildirmemiştir. Dolayısıyla ibranamenin geçersizliği ispatlamamıştır.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar, yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece re’sen dikkate alınmalıdır.
Somut olayda; kazada cismani zarara uğrayan davacıya, davadan önce haksız fiil sorumlusu-sürücü adına ödeme yapılarak 28/03/2016 tarihli ibraname imzalandığı, davacının ibranamede kazaya neden olan sürücü ———‘tan maddi ve manevi herhangi bir alacak talebi olmadığının, kendisini ibra ettiğinin açık ve somut biçimde yazıldığı, eldeki davanın ise KTK’nın 111. maddesinde düzenlenen 2 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra——–tarihinde açıldığı anlaşılmakla, maddi tazminat davasının hak düşürücü nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı ——– tarihli ibraname ile, kazaya neden olan sürücüden hem maddi hem manevi zararlarına karşılık——- almıştır. Alınan miktarın ne kadarının maddi tazminat için, ne kadarının manevi tazminat için alındığına dair dosyada delil bulunmadığından, ———-‘nin yarısının maddi tazminat, yarısının manevi tazminat için alındığı kabul edilmiştir. Dolayısıyla yapılan ödeme manevi tazminatı da kapsadığından, manevi tazminatın bölünmezliği ilkesi gereği davacının manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- HMK’nın 114/2 ve KTK’nın 111/2.maddesindeki hak düşürücü süreye ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nın 115/2 maddesi gereğinc maddi tazminat davasının usûlden reddine,
2-Manevi tazminat davasının reddine,
3-Alınması gereken —— harçtan, tamamlama harcı olarak alınan —– harçdan mahsubu ile bakiye ——- harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Maddi tazminat davası yönünden kendisini davalılar lehine AAÜT 7/2.maddesine göre hesaplanıp takdir olunan ——- ücreti vekaletin davacı taraftan alınarak, davalılar Güvence hesabı, ——– ve ———- AŞ’ye verilmesine,
5-Manevi tazminat davası yönünden kendisini davalılar lehine AAÜT hükümlerine göre hesaplanıp takdir olunan ——-ücreti vekaletin davacı taraftan alınarak, davalılar —– ve ———‘ye verilmesine,
6-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurmuş oldukları ——– dosya no’lu görüşmeler neticesinde belirlenen ———‘nin davacı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı ——– vekili, davalı ———– vekilinin yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde——– yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.