Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/475 E. 2019/1369 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/475 Esas
KARAR NO: 2019/1369
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/07/2019
KARAR TARİHİ: 18/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dileklçesinde özetle; tarafların —ortakları olduklarını, şirket müdürü …’ün kendisi adına tapuya tescilli olan — Köyündeki taşınmazları koruyup gözetmesi ve gerekirse tarımsal üretimde değerlendirmesi için aynı köyde ikamet eden davalı …’e %30 şirket ortaklık payı verildiğini, davalı …’in o tarihte ortaklık hise değeri olan —TL’yi ödemediği gibi araziyi koruyup gözetme ve değerlendirme sorumluluğuna da uymadığını, hatta bilakis —- adlı kardeşleri ile işbirliği yaparak şirketin aleyhine iş ve işlemlere katıldığını, şirket müdürü— şirketin – işletmelerini idare ederken – taşınmaz ve arazilerin atıl kalmaması için emlak işleri yapan kardeşi – vekalet verdiğini, daha sonra vekaletnamenin kötüye kullanıldığını farkedip – azlettiğini, taşınmazları kendisinin müdürü olduğu şirkete kiraladığını ancak ileriye dönük – yıllık kira kontratları tanzim edilmek sureti ile kiracılar — tarafından taşınmazlar işgal edilmeye devam edildiğini, açılan ceza ve hukuk davalarında sahte belgelerle adli makamların yanıltıldığını ve bu davaların sonuçsuz bıraktırıldığını, davalı …’in şirket aleyhine ve kardeşleri lehine hareket ederek şirketin zararına sebep olduğunu, davalı … ile diğer davalı kurucu ortak olan — birlikte hareket ederek veya birbirleri ile ters düşerek şirketin sürekli artan bir zarar girdabına düşmesine sebep olduklarını, Beykoz –.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin— Esas sayılı dosyasında haksız işgal davası görüldüğünü belirterek davalı ortak …’in taahhüt ettiği (– TL şirket sermayesinin) —TL hisse bedeli borcunun — ana sözleşme tarihinden beri yasal faiziyle birlikte tahsili veya ortaklıktan bila bedel çıkarılması suretiyle sermaye kaybının giderilmesi ve bu alacağı teminat altına almak üzere tensiben bu davalının hissesi üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmasını, davalı …’in şirket ortağı olarak şirketin kiracı olduğu taşınmazları konusunda şirketi uğrattığı tam zararın tespitii le davacının payına düşen zararın hesaplanması ve ticari faizleriyle birlikte tahsiline, davalı … ve kardeşleri arasındaki adi kira sözleşmesi ile şirketin taraf olduğu ticari kira sözleşmeleri arasındaki çelişkileri giderecek şekilde hangisinin geçerli olduğuna dair delillerin ticaret hukuku kurallarına göre toplanmasına ve şirketin ve davacının uğradığı zararlardan her iki davalının farklılaştırılmış teselsül ilkesine göre sorumluluklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın limitet şirket ortağının taahhüt ettiği sermayeyi ödemesi talepli açıldiğini, müvekkilinin – ortağı olduğunu, TTK’nun 128/1 maddesi gereğince davanın şirket namına açılması gerekirken … tarafından açılmasının yasaya açıkça aykırılık teşkil ettiğini, davanın husumet yönünden davacının taraf eyliyeti ve hukuki yararı bulunmaması nedeni ile reddi gerektiğini, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, müvekkilinin taahhüt ettiği sermayeyi ödediğini, – tarihli devir sözleşmesi ile — adet büyük baş hayvanı bila bedel şirkete devrettiğini, bila bedel devrin gayesinin sirkete taahhüt ettiği sermaye karşılığı olduğunu, üvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını, bilakis alacağı bulunduğunu, –yılından buyana şirketin kar paylaşımı olmadığını, şirket genel kurullarından dahi müvekkilinin haberdar edilmediğini, davacı ile diğer davalı …’ün evli olduğunu ve muvazaalı iş ve işlemlerle müvekkili mağdur ettiklerini belirterek öncelikle zamanaşımı ve husumeten davanın reddine, müvekkilinin sermayeyi ödemiş bulunmasından ötürü esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından dosyaya vekaletname sunulduğu ve cevap verme süresinin uzatılmasının talep edildiği, mahkememizin — tarihli ara kararı ile bu davalıya cevap dilekçesi sunmak üzere iki hafta ek süre verildiği, davalı vekili tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
Dava; yöneticinin sorumluluğu davası ve diğer ortağın hisse değeri karşılığı parayı ödemediği ve ortaklık sorumluluğunu yerine getirmediği iddiasına dayalı tazminat davası olup, şirket zararının ve davacının zararının tespiti ve tahsili, ortaklık payının ödenmesi ya da ortaklıktan çıkarılması, davalının dava dışı kardeşleri arasındaki adi kira sözleşmesi ile şirketin taraf olduğu kira sözleşmeleri arasındaki çelişkinin giderilip hangisinin geçerli olduğunun tespiti, her iki davalının şirket zararlarından sorumluluklarının tespiti taleplerini içermektedir.
Her ne kadar davacı davalıların yönetici sıfatıyla şirkete verdikleri zararın tahsilini talep etmiş ise de, bu talebini eğer davalıların sorumlu tutulması gereken bir tazminat varsa, davalılardan tahsil edilerek şirkete ödenmesi şeklinde talep etmesi gerekmektedir.Bu nedenle bu talebinin usulden reddi gerekmiştir.
Davalı şirket ortağının taahhüt ettiği sermaye borcunun tahsili için Ticaret Kanunu’ ndaki prosedür uygulanmaksızın yöneticinin sorumluluğu davası ile birlikte talep edilmesinin usule aykırı olduğu, yine ortaklıktan bila bedel çıkarılması suretiyle sermaye kaybının giderilmesi suretiyle sermayenin korunması gibi bir usul olmadığından bu talebin de yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Yine davalı tarafından yapılan kira sözleşmelerinin arasındaki çelişkinin giderilmesi ve aynı sözleşmenin geçerli olduğunun tespiti yönündeki talebin de bu davanın konusu olamayacağı ve usulden reddi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın usulden reddine,
2-Harç peşin alındığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
5-Davalılar yararına AAÜT uyarınca taktir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekili ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/12/2019