Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/449 E. 2021/999 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/449 Esas
KARAR NO: 2021/999
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/07/2019
KARAR TARİHİ: 14/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle, taraflar arasında imzalanan —— rekabet yasağının düzenlendiğini, rekabet yasağının süre ile sınırlandırıldığı ve davalının serbest iradesi ile sözleşmenin ihlali durumunda son —- yıl içindeki ücret alacağını cezai şart olarak ödenmeyi kabul ettiğini, Davalının üretim sistemleri müdürü olarak üst düzey yönetici konumunda olup hizmet sektöründeki şirketin müşteri çevresi ve müşteri portföyünü, şirketin temel kazancını oluşturan proje ve araştırmalarını, şirket için ticari sır olan —- mahiyetinde tüm bilgilere sahip olduğunu, Davalının, davacının en önemli rakibi olan firmada işe başladığını, davalı tarafından edinilen bilgilerin kullanılmasının, davacı işveren için ciddi zararlara sebebiyet verdiğini beyan ederek davanın kabulüne, Son — yıla ilişkin ücret alacağı olan—- cezai şartın fazlaya dair yasal hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik — kısmının ihlal tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline, Davalı tarafın, haksız rekabet içerir davranışlarının tespiti ve haksız rekabetin tespiti ve men’ine; bu durumun ortadan kaldırılmasına, karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, rekabet anlaşmasının kanunda yer verilen şartları taşımaması nedeniyle geçersiz olduğunu, rekabet anlaşmasının işverenin önemli bir zarara uğramaması ve uğrama ihtimalinin dahi olmaması nedeniyle geçersiz olduğunu, Davalının iş tanımının davacı şirket ve dava dışı yeni çalıştığı şirket bakımından tamamen farklı olup, davacının iddiası aksine bilgi paylaşımı ve ticari sırlar kapsamında ortak paydaları bulunmadığını, zira davalının davacı şirkette iş kodunun eğitim yöneticisi olduğunu, yeni işvereninde bilgi işlem destek sorumlusu olduğunu, Davalının eski firmasında ekipman sağlanması konusunda yardımcı bir rolü olduğunu, yeni iş yerindeki görevinin tamamen yazılımsal olduğu, davalının davacı firmada bir sözleşme imzalamadığını, bir ürün satmadığı yahut bir anlaşma içerisinde dahi bulunmadığını, sadece teknik işlerle ilgilenen bir personel olduğunu, Davalının hiçbir şekilde gizli bilgilere erişme, müşteri, sipariş yahut pazarlama bilgilerini edinme ile ilgili bir pozisyonda yer almadığını, davacı şirketi önemli bir zarara uğratma ihtimalinin bulunmadığını, bu nedenle rekabet anlaşmasının da geçersiz olduğunu, Rekabet anlaşmasının aşırı nitelikte olduğunu, davacı şirketin işbu davayı kötü niyetli olarak ikame ettiğini, davalının iradesinin sakatlanarak rekabet hükümlerini imzaladığını, Davacı şirketin işyerinin kapatılacağı, kendisine yeni bir pozisyon ayarlanamayacağı belirtilerek, baskılanmak suretiyle davalıyı istifaya zorladığını, ancak daha sonra davalıya yeni bir iş teklifi getirilmediğini, Davalının bakmakla yükümlü ailesinin olması nedeniyle farklı bir pozisyon ile yeni işine başladığını, yeni işinde davacı şirkette edindiği bilgileri kullandığı bir görev yapmadığını, beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile işverenin ile işçi arasında imzalanan —–tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin 16. Maddesi uyarınca düzenlenen rekabet yasağına aykırılık dolayısıyla açılan tazminat davasıdır.
Usulüne uygun taraf teşkili sağlanarak taraf delilleri toplanmıştır.
Dosyadaki delil ve beyanlardan davacının ——, işverene ait işyerinde —- çalışacaktır. Ancak İşçi, tecrübe ve mesleki birikimine uygun olarak, şirketin vereceği bütün işleri ve görevleri yapmayı kabul ve taahhüt eder. İşçi işverenin vereceği tüm işleri yapmayı kabul etmiş olup, işverenin verdiği işin çalışma koşullarını değiştirdiğini iddia ederek yapmaktan kaçınamaz. Bu hizmetleri karşılığında belirtilen aylık ücret dışında herhangi bir ücret ve hak talep edemez. —-
“İşçi işinin niteliği gereği işverenin sırlarına vakıf olacak ve müşterilerini tanıyacak ise;
a)Hizmet sözleşmesinin devamı süresince kendi namına iş sahibi ile rekabet edeceği bir iş yapamaz, rakip bir müessese de çalışamaz ve böyle bir işletmede ortak, müdür veya herhangi bir sıfatla alakadar olamaz. Bu hal işveren için iş akdini haklı nedenle fesih sebebi teşkil edecektir.
b)Hizmet sözleşmesinin hitamından sonrasında işçi —— boyunca işverenin faaliyet gösterdiği bölgelerde işveren ile aynı iştigal konusuna sahip kendi namına işveren ile rekabet edeceği iş yapamaz, rakip bir müessesede çalışamaz ve böyle bir işletmede ortak, müdür veya herhangi bir sıfatla alakadar olamaz.
c)İşçi yukarıda a ve b maddelerine aykırı davrandığı takdirde işverene—- şirketten elde ettiği / edeceği kazancı cezai şart olarak ödeyecektir. Cezai şart haricinde işverenin işçinin yasağa uymamasından dolayı uğramış olduğu tüm maddi ve manevi zararları karşılamakla mükelleftir. İşveren ayrıca rekabet yasağına aykırı davranan işçinin faaliyetinin önlenmesini talep edebilecektir. İşçinin rekabet yasağından kurtulmak amacı ile muvazaalı bir şekilde işletme açma, ortak vb. olma hallerinde de işveren aynı hakları kullanacaktır.” şeklinde olduğu görülmüştür.
—-Davanın yasal dayanağı——-hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır.
7036 sayılı kanun, yeni ve özel kanun olarak 6102 sayılı TTK’ dan sonra yürürlüğe girmiş ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemenin uygulanma imkanını ortadan kaldırmıştır.
Dolayısıyla, davacı vekilinin istinafına dayanak teşkil ettirdiği iş akdi kapsamında işçinin rekabet yasağına aykırılık iddiasına dayalı davalarda, Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki önceki tarihli Yargıtay kararlarının da 7036 sayılı kanundaki belirtilen düzenlemeye göre—–somut olaya uygulanma imkanı bulunmadığından, uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan, Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevli olup mahkemece iş mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yukarıdaki şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiştir. ——
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup ilk derece mahkemesince resen gözetilmesi gerektiği gibi, istinaf aşamasında da HMK 355. Maddesi gereğince resen gözetilecektir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK. 355. Maddesi gereğince resen gözetilen sebeple usulen kabulü ile HMK’nın 353/1-a3 maddesi gereğince ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, görevli mahkeme ——–ş Mahmemeleri olduğundan gerekli işlemlerin yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ‘ şeklindedir.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun ——-tarihinde yayımlandığı ve yayımlandığı tarihte yürürlüğe girdiği Kanunun Görev başlıklı 5. Maddesininin ‘ (1) İş mahkemeleri;
a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,
b) İdari para cezalarına itirazlar ile —– uyuşmazlıklar hariç olmak üzere ——taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,
c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar’ şeklinde olduğu ve davanın açıldığı—— tarihi itibari ile kanunun yürürlükte olduğu nazara alınarak mahkememizin görevsiz olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, İş Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli ——- İş Mahkemelerine tevzii edilmesi için —– gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine görevli Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ——-Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.14/12/2021