Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/440 E. 2021/959 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/440 Esas
KARAR NO: 2021/959
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 05/07/2019
KARAR TARİHİ: 01/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı —-tarafından bütün maliyetleri karşılanacağı hususunda adi yazılı bir sözleşme akdedildiğini, sözleşmede —- eşit şekilde paylaşılacağının karalaştırıldığını, müvekkili ile dava dışı arsa sahipleri arasında — adet—– kararlaştırıldığını, bu dairelerin—–olduğunu, anlaşma ve ortaklık ilişkisinin devamı olarak davalılardan — annesi diğer davalı —- yevmiye numaralı—— yevmiye numaralı —-sözleşmesi kapsamında devralarak davacı müvekkil şirketle birlikte —– karşı sözleşmede resmi ortak olduğunu, söz konusu ortaklık evrakında —- edilmiş bulunan sözleşmeyi aynı şartlar dahilinde yeni müteahhit sıfatı ile kabul ettiğini, taşınmaz üzerine bir binayı plan ve projesine uygun olarak yapmayı vaat ve taahhüt ettiğini, arsa sahiplerinin de iş bu — devrini aynen kabul ettiğini, —– tarihli sözleşmeye göre davacı tarafından inşaata başlandığını, o tarihte inşaatın 3. katın betonunun atıldığını ve inşaatın kaba inşaat sürecinde olduğunu, inşaatın her türlü ödemesinin davacı şirket tarafından yapıldığını, kat irtifakı kurulma aşamasında —-olarak yarı yarıya çıkartıldığını, — tapusunun davacı adına, —- dairenin tapusununda davalı—- çıkartıldığını, iş bu tapulardan —-satış bedellerini aldıklarını, geriye—-dairelerin kaldığını, müvekkilinin davlılardan ortaklık tarihinden itibaren kendisi tarafından yapılan ödemelerin yarı bedeli olan bedelleri talep etmesine rağmen davalıların söz konusu ödemeleri yapmadıklarını, buna karşın —-sayılı dosyası ile davacının ödediği inşaat harcamaları toplamı —talep ettiği ve davalıların borçlarının olmadığını ileri sürerek ilamsız icra takibinin durduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmesinde anlaşma sağlanamadığını, icra dosyası kapsamında alacağın tekrar değerlendirilmesi üzerine cari hesaba dayanak ödemelerden ——-ortaklık olarak davalılar tarafından müvekkile ödenmesi gerektiğini ve tüm bu nedenlerle alacak haklarının garanti altına alınması amacıyla davalı adına kayıtlı hisseli—– bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasını, davanın kabulünü, ———– üzerinden tümden iptalini, davalının vaki itirazından haksız ve kötü niyetli olduğu, alacağın likit bir alacak olması sebebi ile davalı aleyhine %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı aleyhine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili dava dilekçesinde özetle;—– etmediklerini, davanın görev yönünden Asliye Hukuk Mahkemeleri yetki alanında olduğunu ve yetki itirazında bulunduğunu, davalı —– davacı arasında imzalanan sözleşmenin adi ortaklık kurulmasına haiz nitelik ve geçerlilik şartlarında olmadığını, tarafların ileride kat karşılığı inşaat yapmayı hedeflediklerini gösterir niyetlerini ortaya koymak için adi yazılı belge niteliğinde olduğunu, davacı şirket tarafından ortaklık payı talep edilen davaya konu inşaata ilişkin arsa sahipleri ile sadece davacı arasında tanzim edilmiş ——şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesindeki —- iddia edildiği gibi adi ortaklık sözleşmesi yada ilişkisine dayalı olarak değil, ——– yevmiye numaralı —— dayalı olarak davalı —- kendisi tarafından ödenmiş olan bir bedel karşılığı devir ve temlik işlemi olduğunu, davacı ile davalı—– devir ve temlik ilişkisinin diğer davalı —-ilgisi olmadığını, davalı——- yargılama konusu ortaklık ilişkisine dayalı bir devir ve temlik ilişkisi söz konusu olmayıp kendisi tarafından ödenmiş bir bedel karşılığı alacağın temliki hükmünde satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesindeki müteahhide düşen alacak hak ve hissesinin %50 bedel karşılığı devir ve temliki söz konusu olduğunu, — yevmiye numaralı —- arsa sahiplerinin davacı müteahhit şirketin kendi hak ve hisselerinin—- —devrine arsa sahipleri olarak rıza ve muvafakat ettiklerini beyanla düzeltme yapıldığını ve davalı —- taahhüt altına sokabilecek olan müteahhitlik yapacağına yönelik ibarenin sözleşmeden kaldırıldığını, davacı şirketin davalı —- yapılmış olan sözleşmeden dolayı kendisine herhangi bir müteahhitlik yükümlülüğünün yüklenemeyeceğini, davacının dosyaya sunmuş olduğu giderlerin önemli bir bölümünün devir sözleşmesinden önce alınmış belgeler olduğunu ve dava konusu inşaat için kullanılıp kullanılmadığının belli olmadığını, davacı tarafın inkar tazminatı talebinin de haklı ve hukuki olmadığını, zira talep edilen alacak iddiasının yargılamaya muhtaç olup muayyen likit bir alacak olmadığını, davacının sunmuş olduğu belge ve taleplerin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, iddia etmiş olduğu hususların iddiasını ispatlar mahiyette olmadığını ve davanın usulden reddine karar verilmesini, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini, davacı tarafın kötü niyetli davası nedeniyle dava konusu bedelin %20 ‘si oranında icra inkar tazminatı ödemesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesi talep etmiştir.
Dava; davacı şirketin dava dışı arsa sahipleri ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle inşaat işlerinin davalılarla birlikte yapılması hususunda, masrafın ve gelirin yarı yarıya paylaşılması hususunda anlaştıkları, arsa sahiplerinden sözleşmeye göre daireleri yarı yarıya aldıkları ancak davacının yaptığını iddia ettiği bir kısım masrafın yarısının davalılar tarafından karşılanmadığı iddiasıyla başlatılan takibe itirazın iptali davası olup, Uyuşmazlık; mahkememizin görevli olup olmadığı, davalının zamanaşımı def’i, davalılardan —– husumeti olup olmadığı, taraflar arasında adi ortaklık bulunup bulunmadığı, davacının bu şekilde ortaklık payı adı altında talep edebileceği bir alacağı olup olmadığı, varsa miktarı noktalarında toplanmaktadır.
Davalıların kayıtlı bulunduğu —– müzekkere yazılarak bu kişileri defter tutmalarını gerektirir vergi mükellefiyetlerinin bulunup bulunmadığı, defter tutuyorlar ise bilanço esasına göre mi işletme esasına göre mi defter tutularının bildirilmesi, işletme hesabına göre defter tutuyorlar ise —–devamı maddeleri uyarınca faaliyetlerinin —– altında kalıp kalmadığının bildirilmesi, işletme hesabına göre defter tutuyorlar ise ——– yıllarına ilişkin vergi beyannameleri suretlerinin gönderilmesi istenmiştir.
Gelen yazı cevabına göre her iki davalının da tacir sıfatında olmadıkları tespit edilmiştir. Buna göre; davada nispi ticari dava şartları olmadığı gibi davanın konusuna göre mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı kanaatine varılmakla, davanın görev nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK’nun 114 ve 115. maddelerine göre davanın USULDEN REDDİNE, ——– Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-HMK’nun 20.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde talep halinde dosyanın görevli —Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
Dair,davacı vekili ile davalıların yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/12/2021