Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/435 E. 2020/16 K. 14.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/435 Esas
KARAR NO : 2020/16

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/07/2019
KARAR TARİHİ : 14/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket yetkilisi ——— olduğunu, müvekkili şirkete ait olduğu iddia edilen ve şirket yetkilisi eli ürünü olduğu iddia edilen ——— seri numaralı —- tutarındaki çeke ait borcu ödemediği gerekçesiyle hakkında İstanbul Anadolu —-. İcra Dairesi —— numaralı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, bahse konu çekte yer alan imza ve yazıların müvekkiline ait olmadığını. bu nedenle bahse konu çeke itiraz edildiği ve İstanbul Anadolu —– İcra Hukuk Mahkemesinde —– Esas sayılı dosya ile itiraz başvurusunda bulunulduğunu, söz konusu dilekçede hem yetki sorunu dile getirildiği, hem de şayet yetki hususunda ki taleplerim mahkemece makul görülmeyecek olursa çekin müvekkil şirketin iradesi ürünü olmadığı, şirket yetkilisi eli ürünü olmadığı için imza yazı itirazları da dile getirildiğini, bu anlamada müvekkili şirkete ait olan şirket yetkilisi ——–eli ürünü olmayan iki adet çek aynı anda takibe konu edilmiş ve İstanbul Anadolu —–. İcra Dairesi ——- Esas sayılı dosyalar ile taraflarına yöneltildiğini, karara çıkan İstanbul Anadolu ——. İcra Hukuk Mahkemesi ——–Esas sayılı dosyası ile hem İstanbul Anadolu——-. İcra Dairesi ——- hem de —– Esas sayılı dosyaları itiraza konu edildiğini, sehven tarafımızca dava dilekçesinde davalılar bölümünde sadece İstanbul Anadolu ——-. İcra Dairesi —– Esas sayılı dosya alacaklısı olan ———- davalı olarak gösterilmiştir. iş bu dava öncesinde————– Esas sayılı dosya ile müracaat edilmiş lakin uzlaşılamamıştır. İzah edilen gerekçelerle takibe konu borç müvekkil şirkete ait değildir. İmzaya ve yazılara yaptığımız itiraz borcu hukuki dayanaktan yoksun kılmaktadır. İzah edilen gerekçelerle iş bu davayı açmak zorunluluğu tarafımızca hâsıl olduğunu, müvekkilimizin davalıya İstanbul Anadolu —–. İcra Dairesi —- Esas sayılı dosya nedeniyle borcu olmadığının tespit edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu itibariyle dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu olan bir dava olduğunu. davacı tarafından arabuluculuk işlemleri davacının kendi ikametgah adresi olan —— adresinde başlatılmış, arabuluculuk görüşmesinde arabuluculuk tutanağında da görüleceği üzere arabulucunun yetkisiz olması sebebiyle itiraz edildiği, ancak davacı tarafından yetki hususu kesinleştirilmeden, yani arabuluculuk aşaması tamamlanmadan huzurdaki davanın açılmış olduğunu davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafından arabuluculuk aşaması tamamlanmadığı gibi, dava dilekçesinde müvekkilinin adresi, vekil olarak tarafının adresi gösterilmiş olduğu, vekaletnamede ve mahkeme tarafından yapılan tebligat adresinde görüleceği üzere müvekkilinin adresi—-.– olduğu, B.Çekmece yargı çevresinde ticaret mahkemesine bakmakla yükümlü olan adliye Bakırköy adliyesi olacağını huzurdaki davada yetkili mahkeme Bakırköy Ticaret Mahkemeleri olduğu davanın yetkisizlik yönünden reddi gerektiğini, davacı davaya konu icra takibinde mevcut olan kambiyo evrakında bulunan imza ve yazıların şirket yetkilisine ait olmadığından bahisle huzurdaki davayı açtığını, ancak, gelinen noktada çek üzerinde bulunan davacı borçlu ve diğer ilgililer hakkında kambiyo evrakına dayalı olarak İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü —–. Sayılı dosya ile yasal takip başlatıldığı, icra takibi kesinleşmiş ve haciz işlemleri yapıldığını, icra takibine konu edilen ve dava konusu olan kıymetli evrakın çek olduğunu, kıymetli evrak türlerinden olan çek illetten mücerret senetlerden olduğunu bir an için imza ve yazı itirazları kabul görse dahi; davacının iddia etmiş olduğu üzere imza ve yazı örneklerinin şirket yetkilisine ait olmadığını hususunu müvekkilinin bilmesinin imkanı bulunmadığını, bu durumda müvekkilinin kötü niyetinden bahsedilemeyeceğini davanın bu nedenlerle reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile menfi tespit davasına ilişkindir.
Dosyada mevcut arabuluculuk son tutanağı incelendiğinde; —–düzenlendiği, sürecin ——- tarihinde başladığı, arabuluculuk katılım sürecine dair davetiyelerin tebliğ edildiği ve toplantıya başlanıldığı, son tutanak metninden toplantının ilk toplantı olduğunun anlaşıldığı, son tutanağın — tarihinde düzenlendiği, arabuluculuk tutanağında … vekilinin yetki itirazlarının bulunduğu fakat değerlendirilmediği anlaşılmıştır.
Arabulucunun yetkisine dair HUAK m. 18A/8, c.1-4 maddesi gereğince; ” Arabulucu, uyuşmazlığın konusuna göre kesin yetkinin söz konusu olduğu durumlar da dâhil olmak üzere, görevlendirmeyi yapan büronun yetkili olup olmadığını kendiliğinden dikkate alamaz. Büronun yetkisizliğini ileri sürmek hak ve yetkisi karşı tarafa aittir. Karşı taraf en geç ilk toplantıda, uyuşmazlığın konusuna göre yetkiye ilişkin belgeleri sunmak suretiyle arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz edebilir. Bu durumda arabulucu, dosyayı derhâl ilgili sulh hukuk mahkemesine gönderilmek üzere büroya teslim eder. Mahkeme, harç alınmaksızın dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda en geç bir hafta içinde yetkili büroyu kesin olarak karara bağlar ve dosyayı büroya iade eder.” Yetki itirazına ilişkin inceleme yapılırken mahkemece atamayı yapan büro değil görevlendirilen arabulucunun listesinde kayıtlı bulunduğu komisyon dikkate alınır (HUAK Yönetmeliği m. 25/4, c. 5).Mahkeme kararı büro tarafından 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca masrafı suçüstü ödeneğinden karşılanmak üzere taraflara tebliğ edilir. Yetkisiz adliye arabuluculuk bürosu ayrıca kararı görevlendirdiği arabulucuya bildirir. Arabulucu görevlendirmeyi Arabulucu Bilgi Sistemi üzerinden sonlandırır. Arabulucu bundan önceki yaptığı hizmetler sebebiyle ücrete hak kazanır (HUAK Yönetmeliği m. 25/4, c. 7-9). Yetki itirazının reddi durumunda aynı arabulucu yeniden görevlendirilir ve görev süresi yeni görevlendirme tarihinden başlar. Bu ihtimalde arabulucu tarafından tarafların iletişim bilgilerine ulaşıldığı, tarafların davet edildiği ve ilk toplantının yapıldığı varsayılarak bu aşamaları gerçekleştiren arabulucunun görevine devam etmesinde fayda görülmektedir. Yetki itirazının kabulü durumunda ise kararın tebliğinden itibaren bir hafta içinde yetkili büroya başvurulabilir. Bu takdirde yetkisiz büroya başvurma tarihi yetkili büroya başvurma
tarihi olarak kabul edilir. Yetkili büro, listeden arabulucu görevlendirir (HUAK m. 18A/8, c. 5-9). Karşı taraf en geç ilk toplantıda, uyuşmazlığın konusuna göre yetkiye ilişkin belgeleri sunmak suretiyle; bir başka ifadeyle, usulüne uygun olarak arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz etmezse, arabulucu yetki itirazını dikkate almaz ve arabuluculuk görüşmelerine devam eder.
Somut olayda davalı tarafça arabuluculuk son tutanağında ileri sürülen yetki itirazının değerlendirilmesi amacıyla dosyanın arabulucu tarafından HUAK m. 18A/8, c.1-4 maddesi gereğince derhâl ilgili sulh hukuk mahkemesine gönderilmek üzere büroya teslim edilmediği, bu nedenle ilgili sulh hukuk mahkemesince dosya üzerinden inceleme sonunda yetkili arabuluculuk bürosunun kesin olarak karara bağlanmadığı tespit edilmiş olup; mahkememize sunulan arabuluculuk tutanağının yetki yönünden değerlendirilmeden usulüne uygun düzenlenmemiş olması nedeniyle; yetki itirazı değerlendirilmeden arabuluculuk sürecinin tamamlandığı anlaşılmakla; arabuluculuk dava şartının usulüne uygun yerine getirilmediği sabit olmakla; HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, davacının arabulucunun yerine geçerek yetki konusunda değerlendirme yapma imkanı olmadığından ve kanunun aradığı arabuluculuk son tutanağını şeklen ibraz etmekle dava açtığı sabit olmakla; davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmeyerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
HUAK m. 18A/8, c.1-4 maddesi uyarınca arabuluculuk sürecinde yapılan yetki itirazı arabulucu tarafından ilgili sulh hukuk mahkemesine gönderilmeden, yetki itirazı değerlendirilmeden arabuluculuk sürecinin tamamlandığı anlaşılmakla; HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
1-Alınması gerekli 54,40 TL harcın davacı tarafça yatırılan 594,85 TL peşin harçtan mahsubu ile 540,44 TL’nin davacıya iadesine,
2-Davacı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
4-Davacının arabulucunun yerine geçerek yetki konusunda değerlendirme yapma imkanı olmadığından ve kanunun aradığı arabuluculuk son tutanağını şeklen ibraz etmekle dava açtığı sabit olmakla; davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.