Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/423 E. 2019/1215 K. 20.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/743 Esas
KARAR NO: 2019/1118 Karar
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/07/2015
KARAR TARİHİ: 05/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı arasında ———- adresinde bulunan otogaz istasyonunun —- kimliği altında işletilmesi amacıyla ön protokol düzenlendiğini, — tarihli — çalışan ——imzalandığını, davalıya – yıl süreli bayilik hakkı tesis edildiğini, sözleşme süresi boyunca istasyonda müvekkili şirketin markası ve amblemi altında satış yapmayı ve —– münhasıran satın almaya kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkili şirketten sözleşme süresince her yıl için – olmak üzere – yıl için —-otogaz almayı ve satın alınmayan her ton —-cezai şyart her yılın sonunda ödemeye kabul ve taahhüt ettiğini, ancak davalının taahhütlerini yerine getirmediği, müvekkilini zarara uğrattığını, davalının — kg ürün alımı yaptığını, eksik kalan — ton sebebiyle—- ceza şart borcu tahakkuk ettiğini ve —. Noterliği’nin — yevmiye nolu ve — tarihli ihtarnamesiyle davalıya keşide edildiğini, bunun üzerine davalının herhangi bir bildirimdi bulunmayarak tek taraflı — başvurarak –tarihinde bayilik lisansını sonlandırdığını, akabinde ise —- dağıtım şirketi adına bayilik lisansı tesis ettiğini, bayilik sözleşmesi kapsamında ariyet senedinde yazılı olan ariyet ve demirbaşların davalıya teslim edildiğini, bayilik sözleşmesinin feshedildiğinden müvekkiline aşt olan ekipmanlarının iadesinin gerektiği, söküm nakliye ve diğer giderler için — karşılığında TL tutarında ödeme yapılması gerektiği, kararlaştırılan bu demontaj bedelinin — TL kısmının davvalı yandan tahsiline, karar mahrumiyeti ve cezai şarttan doğacak tutarın şimdilik—– TL’lik kısmının davalıdan tahsiline talep ettiğini belirterek, ihtarnamenin keşide edildiği tarihten itibaren temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. HMK’nun 128. Maddesi uyarınca; Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinde ve ön protokolde öngörülen asgari ürün alım taahhüdüne aykırı davranılması ile talep edilen cezai şart ile, erken ve haksız fesih sonucu kalan dönem için talep edilen kar mahrumiyeti ile demontaj bedelinin tahsilidir.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından, defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişi heyetine tevdii edilmiş olup , bilirkişiler mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: Dava tarafın davalıdan her bir ton otogaz için —olmak üzere toplamda —- cezai şart talebinde bulunulabileceği, davacının sözleşmenin feshedildiği —- tarihinden sözleşmede öngörülen – yıllık sürenin dolduğu —- tarihine kadar geçen süre için — TL tutarında kar kaybı hesaplandığı, ancak davacının ilgili dönem için — TL tutarında kar kaybı talebinin bulunduğunu, davacı yan dosyaya sunulu ariyet senedi gereği davalının demontaj bedeli olarak — ödeme yapmayı kabul ettiğini belirterek, — TL ödenmesine karar verilmesini talep ettiği ancak davacının bu tutarı talep edebilmesi için söküm işleminin yapıldığını gösteren somut bir delilin dosya kapsamında yer almadığı yönünde mütalaa etmişlerdir.
Tarafların beyan ve itirazları doğrultusunda dosya bilirkişi heyetine ek rapor hazırlanmak üzere verilmiş olup, bilirkişiler ek raporunda özetle: Dosyaya sunulan —— tarafından tanzim edilen — tarihli fatura, aynı tarihli servis raporu ile —– tarafından tanzim edilen —– tarihli fatura çerçevesinde, davacı şirketin davalıdan, —-TL tutarında demontaj (söküm+nakliye) bedeli talep etmesinin maddi hukuk açısından uygun olduğu, sözleşme süresi sonuna kadar kar mahrumiyeti talebinde bulunulmasının hakkaniyetle aykırılık teşkiş edip, etmeyeceği ile sözleşme konusu ceza koşulunun davalının mahvına sebep olarak derecede ağır ve yüksek olup olmadığının ve bu nedenle indirilmesi gerekip gerekmediğinin takdirin mahkemeye ait oludğu yönünde mütalaa etmişlerdir.
Tarafların bilirkişi ek raporuna itirazları ile ek rapor hazırlanmak üzere bilirkişi heyetine tevdi ile ek raporda cezai şartın davalının ekonomik mahvına sebep olup olmadığı hususu davalının bilonça incelemeleri neticesinde tespit edilecek olup bu husus uzmanlık gerektirdiğinden bu yönden araştırma yapmak ve kar mahrumiyeti ve cezai şart istenen dönemin şüpheye yer vermeyecek şekilde belirtilerek bu dönemlere dair kesin hesap sunmak hususlarının düzenlenmesinin istenerek dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup bilirkişiler 2. Ek raporunda özetle: Davacının kar kaybı talep edebileceği makul sürenin 3 ay olarak belirlendiği, talep edilebilir kaybı tutarının ise —- TL olarak hesaplandığı, cezai şart ve demontaj bedeli açısından kök ve ek rapordaki görüşünün korunduğu, davalı tarafından ibraz olunun — yılı bilançosuna göre davalının özvarlığı —itibari ile —- TL’dir. Bu Özvarlık Değeri karşısında kök raporda belirlenen – USD cezai şart, —TL Demontaj Bedeli ve —TL’lik kar kaybı tutarının davalının mahvına sebep vermeyeceği yönünde mütalaa etmişlerdir.
Bilirkişi raporlarının HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı taraf — tarihli celsede —TL cezai şart, —TL kar mahrumiyeti ile —- TL demontaj ücreti talep etmiştir. —- tarihli celse de harcın tamamlattırılması yönünde ihtaratlı ara karar kurulmuş ise de —- tarihli talep sonucunun açıklanması ve harçların talep sonucu ile örtüşür biçimde yatırıldığının anlaşılması nedeniyle eksik harç olmadığı anlaşılmakla; bu ara karar uygulanmadan yargılamaya devam edilmiştir.
Ceza şart yönünden değerlendirme; Yargıtay HGK’nun — T. – E. —- K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, sözleşme süresi içinde çekince konmadan uzun süre ifaya devam edilmesi üzerine borçluda, “ceza koşulu istenmeyeceği” ne dair haklı bir güven oluşmuş ise oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekir.
Yargıtay – Hukuk Dairesi’nin – E. — K. Sayılı emsal ilamı; ” TTK’nun 22. Maddesine göre tacir sıfatına haiz bir borçlu fahiş olduğu iddiasıyla cezai şarttan indirim yapılmasını mahkemeden isteyemez. Ancak kararlaştırılan cezai şart miktarının borçlunun ekonomik yönden mahvına sebebiyet verecek derecede yüksek olduğunun belirlenmesi halinde hakimin uygun bir miktarda indirimde bulunabileceği yargıtay kararları ile kabul edilmektedir. Ancak davalıların somut olayda böyle bir savunmaları olmadığı gibi davalıların mali durumlarının tespiti yönünde de bir inceleme yapılmadan cezai şartın indirilmesi doğru değildir. Ayrıca davalıların asgari alım taahhüdünü ihlal ettiği çekişmesizdir. Asgari alım taahhüdü ihlal edilen dönem sonrası mal verilmeye devam olunmuş ise önceki dönem yönünden asgari alım taahhüdünün ihlaline ilişkin cezai şart istenemez ise de akdin haksız olarak davalılar tarafından feshedildiği dikkate alındığında fesih dönemine ilişkin asgari alım taahhüdünün yerine getirilmemiş olması halinde bu dönem için cezai şart istenebileceğinin gözden kaçırılması da isabetsizdir. ” şeklindedir.
Yargıtay –. Hukuk Dairesi’nin – E. —K. Sayılı emsal ilamı; ”Uzun süreli akaryakıt sözleşmelerinde taahhüde aykırı davranış nedeniyle her yıl sonunda bir önceki yıla dair ceza koşulunun istenebilmesi için takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan önce çekince(ihtirazi kayıt) bildirilmesi veya ihtar çekilmesine bağlı olup bunlar yapılmaksızın müteakip yılın ifası gerçekleşmişse bir önceki yıla ilişkin cezai şart talep edilemez.” şeklindedir.
Somut olayda davalı tarafından asgari alım taahhüdüne uyulmaması nedeniyle sonraki yıllarda mal tedarikine devam edilmiş olmasından dolayı sözleşme hükmüne dayanılarak önceki yıllara ait cezai şart isteminde bulunulamaz. Ancak son yıla ilişkin cezai şart isteminde bulunulabilir. Sözleşmenin başlamasından itibaren dönem dönem davalının belli bir ton mal alımı yapmak zorunda olduğu, bunun her dönem/yıl için — ton olmak üzere , beş yılda toplam — ton — alımı yapmak zorunda olduğu kesindir.(Sözleşmenin 8. maddesi)— döneminden — tarihleri arasında davalının —ton — alımı yaptığı, — ton eksik alımının olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay kararları nazara alınarak, bu tarihten sonra da davacı -Yargıtay kararında belirttiği gibi ihtirazi kayıt koymaksızın- mal vermeyi sürdürdüğünden davalının — tarihinden öncesi için -taraflar arasında cezai koşulunun istenemeyeceğine dair haklı bir güven oluştuğundan- cezai şart istenemeyeceği anlaşılmıştır. Nitekim davacının davalıya cari hesap borcunu ödemesi ve cezai şartı ödemesi için çektiği ilk ihtarname de —– tarihinden sonra- keşide edilmiştir.
——- tarihleri arasındaki dönem bakımından ise, sözleşmenin bu dönemin içinde — tarihinde feshedildiği hesaba katılmalıdır. —- tarihi arasında davalı – ton –alımı yapmıştır. —- arasında eksik kalan — ton için cezai şart ödenmesi gerektiği bilirkişilerce mütala edilmiştir.— tarihli bilirkişi heyetince yapılan hesaplamada — tarihinde sözleşmenin feshedildiği gözetilmediğinden bu hesaba mahkemece itibar edilmemiştir. Davalının — tarihinden sonrasında mal alımı yapması mümkün olmadığından Yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince dönem sonu ile fesih tarihi arasında, — ile — arası için cezai şartın hesaplanması gerekir. — tarihine kadar aradaki süre— gündür. — +- hesabıyla aradaki gün sayısı-dir. – gün için – ton alım mecburiyeti olduğuna göre— gün için — ton alım yapılmış olması gerekir. Davalının bu dönemde – ton alım yaptığı bilindiğine göre, — ton davalının eksik alımı söz konusudur. – ton için her bir ton için -den davacının —- cezai şart alacağı olduğu anlaşılmıştır. İkinci bilirkişi heyeti raporunun 8. Sayfasında cezai şartın davalının mahvına neden olmayacağı denetime esas biçimde açıklandığ-ından bu tespite itibar edilmiştir. Davacının cezai şart yönünden — TL olan talebi kısmen kabul edilmekle; — dava tarihinde — — olan — TL’e göre hesaplanan ——–TL ceza şart bedelinin tahsiline karar verilmiştir.
Kar mahrumiyeti yönünden yapılan değerlendirme;kar mahrumiyeti bakımından, bayilik sözleşmelerinde kar mahrumiyetinin cezai şartla birlikte talep edilebileceği açık olduğundan——- davalının bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir.
Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre kar mahrumiyetinin hesaplanmasında akdin feshi tarihinden itibaren aynı bölgede başka bir bayilik tesis edilmiş ise akdin feshi ile sonraki bayinin fiilen satışa başladığı tarih arasındaki dönem için davacının satamadığı yakıt yönünden bir zarar olup olmadığı saptanmalıdır, şayet akdin feshinden sonra aynı bölgede başka bir bayilik kurulmamış ise davacı şirketin aynı mahiyette yeni bir bayilik tesisi için gerekli çabayı göstermesi halinde ne kadar bir süre sonra bayilik tesis edebileceği bilirkişi aracılığı ile belirlenip, davacı zararının bu süre için hesaplanması gerekmektedir. Davacının kar mahrumiyetini — tarihinden sözleşmenin normal şartlarda bitmesi beklenen —- tarihleri arası için talep ettiği anlaşılmaktadır. Davacının fesihten sonra — ilçesi olmasa da aynı bölgede sözleşmenin bitim süresinden önce – bayilik anlaşması yaptığı nazara alınarak (—–arası =- yıl – ay – gün için) istenen kar mahrumiyeti, davacının diğer bayilikleri, —- gelen —- tarihli yazı cevabı, davacı tarafından ara karar doğrultusunda sunulan — ilindeki bayilik listesi, bu tip davalarda makul sürenin -ay olduğu yönündeki emsal Yargıtay içtihatları —- dikkate alınarak mahkemece – ay olarak tespit edilmiştir. Buna göre davacının —- TL kar mahrumiyetinden davacının sorumlu olacağı anlaşılmıştır. ( – yıl – ay- gün=- gün için bilirkişilerce hesaplanan —TL kar mahrumiyeti – ay=- gün için —TL eder) Davacı aynı bölgede bayilik vermemiş olsaydı davacı şirketin aynı mahiyette yeni bir bayilik tesisi için gerekli çabayı göstermesi halinde ne kadar bir süre sonra bayilik tesis edebileceği hususunda mahkemece – ay makul süre olarak kabul edilmiştir. 2. Bilirkişi heyeti raporunun 8. Sayfasında hiç bir değerlendirme içermeden denetime esas olmayacak biçimde, — cevabı ve davacının bayi listesi karşısında – aylık sürenin makul süre olması yönündeki tespite mahkemece itibar edilmemiştir. Mahkememizce kabul edilen makul – aylık süre için dört işlem yoluyla kar mahrumiyeti açıklandığı gibi yapılmıştır. Mahkemece, davacının talebi gözetilerek; HMK 26 kapsamında taleple sınırlı kalınmak suretiyle —– TL kazanç kaybı tazminatına hükmedilmiştir.
Demontaj bedeli yönünden değerlendirme; davacının sunduğu fatura ve belgelere göre bilirkişiler —-Tlnin söküm + nakliye için kadri maruf olacağını belirtmiş olup, sözleşme maddi ve fatura karşısında bu bedelin kadri maruf olduğun tespit eder bilirkişi heyeti tespitine itibar edilmiş, bu tutar üzerinden hüküm kurulmuştur.
Temerrüt yönünden; Davacı davadan evvel — noterliğinden — tarihinde kar mahrumiyeti ile cezai şartın – gün içinde ödenmesi için davalı yana ihtarname keşide etmiştir.— tarihli ihtarnamenin — tarihinde tebliğ edildiği ve verilen – günlük sürenin —- tarihinde dolduğu anlaşılmakla cezai şart ve kar mahrumiyeti yönünden temerrüt tarihi — olarak tespit edilmiştir. İhtarname ile demontaj bedeline ilişkin talep olmadığından; sunulan faturaların tarihlerinin —- olduğu, davadan evvel demontaj bedeli için davalının temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından bu bedel yönünden dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediği anlaşılmakla faiz dava tarihinden başlatılmıştır.
Faiz yönünden; Dava dilekçesi ile temerrüt faizi istenmiş, açıkça ticari faiz veya avans faiz talep edilmediği için mahkemece HMK 26. Madde gereğince talepten fazlasına -ticari faiz veya avans faize- hükmedilemeyeceği için yasal faize hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile
— TL ceza şart bedeli (– USD’nin dava tarihinde—– olan — TL’e göre hesaplanan) ile —TL kazanç kaybı tazminatı toplamı – TL — temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
— TL demontaj bedelinin — dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 1.565,97 TL nin davacı tarafından peşin yatırılan 434,63 TL den mahsubu ile 1.131,34 TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 3.000,00 TL bilirkişi gideri, 146,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 3.146,00 TL nin davanın kabul edilen kısmına isabet eden 2.833,82 TL si ile 466,43 TL harç gideri toplamı olan 3.300,25 TL yargılama giderinin davadan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte A.A.Ü.T.uyarınca 2.750,95 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Red edilen kısım yönünden ; Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 2.525,41 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan kullanılmayan bakiye kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/11/2019