Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/413 E. 2022/269 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/413 Esas
KARAR NO : 2022/269

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/10/2018
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;— tarihinde sürücü — sevk ve idaresindeki — plakalı aracı ile —- istikametinden — istikametine doğru seyir halinde iken — caddesi üzerinde —- önüne geldiğinde aracının ön kısımlarıyla, aynı istikamete giden sürücü— sevk ve idaresindeki — — arkadan çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydan geldiğini, meydana gelen trafik— plakalı aracın sürücüsü konumunda bulunan davacının ağır şekilde yaralandığını, ikame edilen davanın belirsiz alacak davası olduğunu, söz konusu kazanın—- karar numarası ile yargılaması yapıldığını, kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağına göre ve yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporuna göre — sürücüsü — ise kusursuz bulunduğunu,—- plaka sayılı aracın davalı — —- poliçesi olduğunu, davacının belirtilen kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti ile bu maluliyete tekabül eden maddi zararının davalı sigorta şirketinden tazmininin istendiğini, davalı — tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından 15 günlük yasal süre içinde her hangi bir cevap verilmediğini, bu nedenle iş bu davanın açıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, davacı için— kalıcı iş göremezlik— göremezlik tazminatı olmak üzere toplam — tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı — kusuru oranında tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası mı yoksa kısmi alacak davası mı olup olmadığının belli olmadığını, dilekçenin bir kısmında belirsiz alacak davası ifadesi yer alırken sonuç ve istem kısmında kısmi dava gibi hazırlanmış olduğunu, dava konusu trafik kazasının oluşumunda davalı şirket açısından talebin reddi gerektiğini, —sürücüsünün bir anda her hangi bir uyarı vermeden sigortalı aracın sürücüsünün şeridine manevra yapması sonucu kaza meydana geldiğini, söz konusu dosya kapsamındaki kaza tespit tutanağı ve asliye ceza mahkemesi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun tamamen eksik değerlendirme sonucu gelişi güzel düzenlenmiş olduğunu, meydana gelen kazada motosikletin farlarının yanmadığını ve şerit değiştirme kurallarına riayet etmediğini bu nedenle de sigortalı araç sürücüsünün motosikleti fark etme olanağı olmadığı hususlarının değerlendirilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle, davanın öncelikle zaman aşımı, dava şartı ve görev yönünden reddine, aksi takdirde kusur yönünden yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçeside, tedavi belgelerini, ceza dosyasını, kaza ile ilgili tutanakları, poliçeyi, yemin ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; hasar dosyasını tanık ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava,—–kararı sonrası Mahkememize tevzi edilmiştir.
6098 Sayılı TBK’nın 49. maddesine göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlâka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
KTK’nın 85/I. maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesine özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan —–geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir.
22.08.2014 tarihli trafik kaza tutanağına göre, plakası tespit edilemeyen firari sürücünün davacının kullandığı — arkadan çarpmasıyla meydana gelen kazada davacı yaralanmıştır.
Soruşturma sırasında, davacının kullandığı — arkadan çarpan aracın sürücü dava dışı— plakalı araç olduğu anlaşılmıştır.
Davalı sigortacıdan celb edilen hasar dosyasının incelenmesinde; dava dışı—- plakalı aracın davalı — tarafından sigortalandığı, genel şartlar A.3/h maddesi uyarınca teminat dışında kaldığı gerekçesiyle, davacının başvurusunun reddedildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu trafik kazasına ilişkin —– dosyası ile sanık —— aleyhine dava açılmış, sanık —- duruşmada; “—– —- bırakılan —— tamir ettikten sonra———– bir aracın yolda kaldığını söylemeleri üzerine müşterinin aracına binerek —doğru haraket ettim. Aynı zamanda müşteri aracın motorunun açılmasını da istemişti, hemde müşterinin istediği yerine gelmiş olacaktı. — hava kararmak üzereydi. — karşısındaki — yanına geldiğim esnada önümde seyretmekte olan bir — vardı.— üzerinde iki kişi vardı. Ayrıca — arka ışıkları da yanmıyordu. Bu esnada aramızdaki mesaefa yaklaşık — — dönmeye başlayınca kornaya bastım ancak motoru kullanan kişi zannedersem biraz heyecanlanarak hem sol tarafa doğru dönmeye devam etti, hem de sağa sola zigzag yapmaya başlayınca ben de motora vurmamak için önce — kırdım. Ancak öndeki motor da bu tarafa doğru gelince benim aracımın sol ön çamurluğuna motorun arka kısmında bulunan en uç kısımdaki demir kısmı çarptı. Daha sonra motor devrildi ve iki kişi de yere düştü. Ben de yaklaşık 40 m sonra da aracımı durdurdum. Geriye dönüp baktığımda olay yeri kalabalıklaşmaya başlamıştı ve motordaki kişilerin babası da —- imiş. Küfür ettiklerini duyunca korkarak olay yerinden uzaklaştım. Daha sonra aynı gün kendim karakola giderek ifade verdim” şeklinde ifade vermiştir. Ceza yargılaması sonucunda sanığın taksirle birde fazla kişiyi yaralama suçu nedeniyle 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın ertelenmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesini ıslah ederek kazaya karışan sigortalı aracın tamir için bırakıldığını, bu nedenle teminat kapsamı dışında olduğunu savunmuştur.
2918 Sayılı KTK’nın 104. Maddesine göre, “Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibi, gözetim, —-amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı;— Aracın işleteni ve araç için— sigortası yapan sigortacısı bu zararlardan sorumlu değildir.”
Görüldüğü üzere, —- faaliyette bulunan kişiler, bu tür araçların — amacı ile veya buna benzer amaçlarla kendisine bırakılıp, teslim edilen aracın neden olduğu bu yasaya tabi tutulan zararlardan dolayı işleten gibi sorumlu tutulmaktadırlar. Bu şekilde oluşan zararlardan dolayı aracın asıl işleteni veya o araç için —- yapan sigortacısı bu zararlardan sorumlu olmayacakları da bu yasal düzenlemede açıkça belirtilmiş bulunmaktadır. KTK’nın 104. Maddesinde sayılan kişilerin —- işleten olarak sorumlu tutulabilmesi için araç üzerindeki e—- kesin biçimde bu yere geçtiğinin kabulü gerekmektedir. —-.sayılı kararları)
Poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte bulunan—– A.3/h maddesinde; “Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyetlerde bulunan teşebbüslere,— amacı ile veya benzeri bir amaçla bırakılan aracın sebep olacağı zararlara ilişkin her türlü taleplerin” teminat dışında kalacağı belirtilmiştir.
Somut olay ve ilgili yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, davanın uzamış ceza zamanaşımı süresi içinde açıldığı, bu nedenle davalı vekilinin zamanaşımı def’inin yerinde olmadığı, davaya konu trafik kazasının dava dışı—- plakalı aracı kullandığı sırada, — davacının kullandığı ——- araca arkadan çarpmasıyla meydana geldiği, dava dışı sürücü—– yargılaması sırasında aracın kendisine tamir için bırakıldığını, olay sırasında müşterinin isteği üzerine hem aracın motorunu açmak hem de yolda kalan başka bir müşteriye gitmek için aracı kullandığını açıkça ikrar ettiği, KTK’nın 104.maddesi uyarınca meydana gelen trafik kazasından dolayı davalı sigorta sigorta şirketinin sorumlu olmadığı anlaşılmakla, davalının sıfat yokluğu (pasif husumet) nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının sıfat yokluğu (pasif husumet) nedeniyle davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 44,80 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 248,95 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —–göre takdir olunan 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğine yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.