Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/378 E. 2019/847 K. 25.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/1507 Esas
KARAR NO : 2019/644

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 13/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı arasında 28.02.2007 tarihli, belirsiz süreli Yetkili Servis Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin imzalanması akabinde, davalı tarafın düzenlediği mimari projeler çerçevesinde satın alınan iki ayrı arsa üzerine——kamyon servis binası, mekanik ve kaporta olmak üzere iki ayrı yapıdan oluşan bina inşa edildiğini ve müvekkil şirketin 2007 yılı sonunda —- kamyon yetkili servis belgesi ile — bölgesinde hizmet vermeye başladığını, davalı şirketin, müvekkili firmaya gönderdiği 02/02/2012 tarihli Kadıköy —-noterliğinin 8979 yevmiye sayılı îhtarnamesiyle 28.02.2007 tarihli sözleşmenin 18.maddesine göre tek taraflı olarak sözleşmenin feshedildiğini bildirdiğini, davalının bu ihtarname ile sözleşmeyi tek taraflı feshetmiş olmakla birlikte ihtarnamede yer alan yeniden yapılandırma çerçevesinde oluşturulan ve ihtarnamedeki internet sitesinde belirtilen şartları yerine getiren halihazırdaki yetkili servisler ile de yeni —- kamyon yetkili servis sözleşmesi imza edileceği yolundaki beyanı ile hali hazırdaki servislik hizmet veren bayilerini yatırım yapmaya teşvik ettiğini, müvekkilinin de yeniden bayilik sözleşmesi imzalanacağına ilişkin vaat ve taahhütlerine İtibar ederek davalının şart ve standartlarına uygun yatırımları yaptığını, davalı şirketin Kadıköy ———.noterliğinden müvekkiline gönderdiği 10.10,2013 tarih 44493 sayılı îhtarnamesiyle, daha önceki feshi bildirimini içeren 02.02.2012 tarihti noter ihtarını tekrar etmek suretiyle yeni yapılanma içerisinde müvekkil şirketle çalışılmasının düşünülmediğini, yetkili servis ilişkisinin 08.02.2014 tarihi itibariyle biteceğini bildirdiğini, müvekkilinin ise 2007 yılında bayi olmak üzere 2 ayrı bina ve 2012 yılında 1 arsa alınmış ve inşa edildiğini, bayiliğin uzun süreli olacağına ilişkin gerek sözleşme ve gerekse davalının söylemlerine güvenerek bu yatırımı yaptığını ve şimdi de atıl kaldığını ve zarara uğradığını, bu binaların farklı bir iş alanında kullanılabilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca müvekkil firmanın yaptığı yatırımlar ve verdiği hizmet sebebiyle kendi gayreti ile büyük bir müşteri portföyü oluşturduğundan TTK 122. maddesi uyarınca tazminat ödemesi gerektiğini öne sürerek, fazlaya ilişkin hakiarı saklı kalmak kaydıyla 100.000 TL maddi ve 300.000 TL manevi tazminatın 08.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 28.02.2007 tarihinden bu yana—————marka ağır ticari araçlara ilişkin yetkiii servisi ve yedek parça bayisi olduğunu, davacı ile müvekkil arasında ———– araçların satışına ilişkin bayilik ilişkisinin kurulmadığını, —- ağır ticari araç pazarında başarıyı yakalamak amacıyla yurtdışı danışmanlık şirketi ile çalışmalar yaptığını, uzun vadeli stratejiler oluşturulduğunu, bu çerçevede şirket yapılanmasında, dağıtım sisteminde ve ürün stratejilerinde ciddi değişiklikler gerçekleştirildiğini, bu stratejik değişiklik çerçevesinde müvekkil şirketin yeniden yapılandırılmaya karar verildiğini, 2012 Şubat ayında —– ticari ağır araç yetkili servisleri İle yürürlükte olan tüm sözleşmelerin fesih süresinin başlatıldığını ve sözleşmenin 18.2maddesi kapsamında ve 18.3 maddesine atıf yaparak ilgili yetkiyi servis sözleşmelerini feshettiğini,Rekabet Kurulu Başkanlığının 21.08.2013 tarih 13-48/671-287 sayılı kararı ve yetkili servis ağının grup muafiyetinden yararlandığına oy birliği ile karar verdiğini ve bu kararın 08.11.2013 tarihinde müvekkil şirkete tebliğ edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin kamyon yetkili servislerine gönderdiği 10.10.2013 tarihli bildirim yazısı ile 02.12.2012 tarihli feshi ihbarda belirtildiği üzere taraftar arasındaki iş ilişkisinin 2014 Şubat ayı itibariyle sona ereceğini, bundan sonraki dönemde —- ağır ticari araç yetkili servis ağını seçici niceliksel esaslarda tesis etmeye karar verdiğini duyurduğunu, 2007 yılında davalı taraf ile olan yetkilisi servis ilişkisinin, 2014 yılı Şubat ayı itibariyle sona erdiğini, sözleşmenin fesihe uygun olduğunu, 18.2 ve 18.3 maddeleri kapsamında ihbarhamenin tebliğ tarihinden itibaren iki yıl sonra hüküm ve sonuç doğurmak üzere feshedildiğini, davacının tazminat alacağı olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar barasındaki bayilik sözleşmesi, karşılıklı yazışmalar, ihtarnameler, D.İş dosyası ve raporu, faturalar, hesap dökümleri celp ve ibraz edilmiş, bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Dosya kapsamına göre her ne kadar davacı davalının mailine güvenerek yeni bir tesis inşa etttiğini iddia etmiş ise de, davacının bahsettiği tesisin kendisine gönderilen 23/02/2012 tarihli mailden önceki tarihte 2008 yılında yaptığı anlaşılmıştır. Yetkili servis ilişkisinin Şubat 2013 tarihinde son bulduğu, Temmuz 2014’e kadar sadece yedek parça satışı yaptığı, 1 yıllık kar mahrumiyeti talep etmiş ise de, bunun yedek parça satışı üzerinden hesaplanması gerektiği, yapılan incelemede davacının sözleşmenin feshinden önce %1,8 kar marjı ile satış yaptığı halde, sözleşmenin feshinden sonra %2 kar marjı ile yedek parça sattığı, bu nedenle zarar iddiasının yerinde olmadığı ve kar mahrumiyeti isteyemeyeceği anlaşılmıştır. Feshi ihbar süresi 2005/4 nolu tebliğin 4/4/c hükmüne göre 2 yıl olup, davalı da 2 yıl önceden ihbar bildiriminde bulunmuş bulunduğundan fesih sebebi yeniden yapılandırma olarak açıkladığından, haksız ve süresinden önce yapılmış bir fesih olduğu söylenemeyecektir. Kaldı ki 01/01/2007 den itibaren geçerli olmak üzere imzalanan 28/02/2007 tarihli sözleşmede isteğe bağlı olarak haklı sebep göstermek zorunda olmaksızın sözleşmeyi fesh etme hakkına sahip olunduğu düzenlemesi mevcuttur, Bu nedenle fesihte hukuka aykırılık olmadığı anlaşılmıştır. Davalı taraf sitesinde yapmış olduğu ilanda; satış bayiliği ve satış standartlarının yenilendiğini, standartlara ilanın altında belirtilen linkten ulaşılabileceğini ve satandartlarla ilgili sorular için iletişime geçilebileceğini ilan ettiği, bu ilanın tüm bayilere yönelik şirket sitesinde yayınlandığı, davacıya yönelik sözleşmenin yenileneceği vaadi içeren bir ilan olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca davacıya gönderilen 10/10/20103 tarihili mail de sözleşmenin 2 yıl sonra sona erdirileceğinin ve yeni yatırım yapılamaması ve iş planlanmamasının önemle rica edildiği görülmektedir. Her ne kadar bilirkişi raporunda davacının bir arsa kiraladığından bahsedilmiş ise de, davacının böyle bir kiralamadan bahsetmediği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Reddine,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar harcına karşılık alınan 6.831,00 TL peşin harç ile 47.850,33 TL. Islah harcı olmak üzere toplam 54.681,33 TL. harcın mahsubu ile bakiye 54.636,93 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Vekalet Ücretleri;
I)Maddi Tazminat davası yönünden;
Davalı lehine—– uyarınca taktir edilen 10.750,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
II)Manevi Tazminat davası yönünden;
Davalı lehine —— uyarınca taktir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı , kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.