Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/370 E. 2020/681 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/370 Esas
KARAR NO : 2020/681
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 25/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait —- — taşıma işini — tarih, —– tarih, ——nolu taşıma senetleri tahtında davalı şirket tarafından üstlenildiğini, taşıma belgelerinde alıcı olarak —— unvanlı —– aldığını, yine aynı taşıma belgelerinde ihbar adresi olarak ——yeri olarak ise,———- yazılı olduğunu, söz konusu taşıma belgelerinin ödemenin alıcı ———– yapılması şeklinde düzenlendiğini, taşıma senedinin ikinci nüshasının gönderilene teslim edilmemiş olduğu hallerde gönderilenin tasarruf hakkına sahip bulunması ancak birinci nüshanın hamili olmasına bağlı olduğunu ve tasarruf hakkının kullanılabilmesi için söz konusu nüshanın ibrazının gerektiğini, ancak davalı taşıyıcı firmanın alıcı bankanın cirosunu aramaksızın emtiaları, ihbar adresindeki firmaya bırakmakla yetindiğini, ihbar adresindeki firma ile çok kereler irtibata geçildiğini ve—— mahkemeleri vasıtasıyla mal bedellerinin tahsili işlemlerinin başlatılmış olsa da bu firmanın faaliyetlerini tadil etmesi ve teslimatın direk alıcı bankaya yapılmamış olması sebebiyle müvekkilinin mal bedellerini bu firmadan tahsil edemeyerek zarara uğradığını, bu zararın tazmini talebini içeren—— nolu ihtarnamesinin müvekkili tarafından davalı şirkete gönderilerek —– tarihi itibariyle tebliğ edildiğini, davalı şirketin temerrüte düşürüldüğünü, ancak ihtarnameye davalı tarafından olumlu herhangi bir yanıt alınamadığını, bunun üzerine —– sayılı dosyası ile — tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalının kendisine tebliğ edilen ödeme emrine rağmen borcunu ödemediğini, —- tarihinde borca, faize ve fer’ilerine itiraz ederek icra takibini durdurduğunundan bahisle, davalının——–dosyasında borca ve faize yaptığı itirazının iptaline, icra takibinin devamına, esas alacağın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıya ödettirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının —– yılında yapılan taşımaların hiçbirinde müvekkiline talimata aykırı hizmet ifa ettiğine dair bir bildirimde bulunmadığını, müvekkili şirketin davacı yana ait malları davaya konu taşımanın evvelinde de bu şekilde taşıdığını, aralarında taşımanın bu şekilde olduğuna dair bir teamül oluştuğunu, davaya konu taşımada, mal teslim edildikten sonra mal bedelinin tahsil edilmediğini, davacı mal bedelini tahsil etmiş olsa idi —– yıllarında da aynı şekilde yapılmış olan taşımalarda olduğu gibi davacı tarafından müvekkilinin sözleşmeye aykırı hareket ettiğine dair bir iddianın olmayacağının aşikar olduğunu, bu durumda davacının müvekkilimizde sağladığı güvenin açıkça ihlal edildiğini, davacı tarafın sahip olduğu dava hakkını hakkaniyete aykırı olarak kullandığından bahisle, davanın reddini, müvekkili lehine %20 den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkememizden verilen ———- ile;
” Bu taşımalara ait CMR’lerde taşınan yükün ödeme şeklinin vesaik mukabili olduğuna dair herhangi bir açıklama olmadığı görülmektedir.Davacı tarafından, davalı taşıyıcının malları mutat uygulamanın dışına çıkarak, CMR alıcısı olan banka emrine yada taşıma belgelerinde gösterilen boşaltma yerlerine değil de; iddia edildiği gibi CMR’lerde ihbar edilecek kişi olarak gösterilen alıcı firmaya teslim ettiğini ispatlayacak herhangi bir belge sunulmamıştır.Ayrıca dosyaya sunulan begelerden davacının mal mukabili ödeme şekli ile —— faaliyet gösteren şirkete ihraç ettiği ürünlerin bedelini tahsil edemediği kısmı yönünden——- davacıya ödeme yaptıktan sonra sigortalısının halefi sıfatıyla——- yerleşik olan ithalatçı aleyhine rücuen tazminat alacağı için takip başlattığı anlaşılmaktadır.
Davacının bu ihracat işlemini vesaik mukabili ödeme şekli ile gerçekleştirdiğini ve satışın vesaik mukabili olduğunu ispatlayamadığı gibi taşıma hizmetini sunan davalının mutat uygulamanın dışına çıkarak edimini kusurlu ifa ettiği yönündeki iddialarını da ispatlayamadığı, bu nedenle davalının CMR Konvansiyonu 21.maddesine göre sorumluluğu bulunmadığı, davacının dosyadaki gümrük belgelerine göre ihracatları mal mukabili ödeme şekliyle gerçekleştirdiği, bu nedenle mal bedelinin ödenmesini garanti altına almaksızın kendi iradesiyle riske girdiği, bu ödeme şeklini benimseyen davacının davalıyı sorumlu tutamayacağı kanaatine varılarak” davanın reddine, davacının kötü niyeti ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı tarafça İstinaf yoluna başvurulmuş, ——— tarihli kararı ile;
” İddia, savunma ve tüm dosya içeriğine göre ithalatın mal mukabili yapıldığı, gösterilen boşaltma adresine davalının malları teslim etmiş olduğu, davalının taraflar arasında teammül haline gelen ilişkiye uygun olarak edimini yerine getirdiği anlaşıldığından, davacının İstinaf başvurusunun esastan reddine ” karar verilmiştir.
İstinaf mahkemesinin kararı davacı tarafça temyiz edilmiş olup———- sayılı ilamıyla;
” … Dava, CMR Konvansiyonuna tabi taşımada davalı taşıyıcının taşıma konusu malları alıcı bankanın cirosunu almadan teslim ettiği, ancak mal bedellerinin nihai alıcıdan tahsil edilemediği iddiasına dayalı alacak için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesinde, taşıma belgelerinin ödemenin alıcı bankaya vesaik mukabili yapılması şeklinde düzenlendiğini, hal böyle iken davalı taşıyıcının alıcı bankanın cirosunu aramaksızın emtiaları ihbar adresindeki firmaya teslimle yetindiğini, kusurlu davranışı ile borca aykırı davrandığını ileri sürmüş; davalı ise cevap dilekçesinde,—- CMR belgesine konu emtianın vesaik mukabili taşındığını,——- yılında yapılan taşımaların da aynı koşullara haiz olduğunu, evraklara göre vesaik mukabili olan teslim şeklinde sevk belgelerinin bankalar aracılığıyla göderilmesi kısmının uygulanmadığını ve orjinal evrakların araç ile birlikte gönderilerek malların boşaltma adreslerine boşaltıldığını, masraf ve bürokratik işlemlerden kendini muaf tutmak isteyen davacının bu şekilde davrandığını, aralarında böyle bir teamül oluştuğunu savunmuştur. Buna göre, dava konusu taşımaların vesaik mukabili gerçekleştirilmiş olduğuna dair taraf iradelerinin uyuştuğu, zira davalının kabulünün bu yönde olduğu, ancak prosedürlerle vakit kaybetmemek için bankanın cirosunu almadan taşımayı neticelendirmiş olduğu yönündeki beyanları da gözetilerek tarafların iddia, savunma ve delillerinin değerlendirilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile dava konusu taşımanın vesaik mukabili olmadığının kabulü ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, dosyada tüm deliller birlikte değerlendirilmek üzere yeniden bilirkişi raporu alınmıştır.
——— Genelgesinde de açıklandığı üzere;—- de satış sözleşmesinde belirlenen kurallar ve uluslararası ticari uygulamalar çerçevesinde aynı şekilde yani ————–şekillerine göre tahsil edilir.
Satışın ——– konşimentoda gösterilmesi suretiyle, vesaik mukabili ödeme esasına göre düzenlenen fatura aslı veya ıslak imzalı suretinin: ihracata konu emtianın çıkış gümrüğünde yasal tüm işlemlerinin satıcı ——- tarafından ——-tamamlanmasından sonra ———de mümkündür. Bu durumda, taşıyıcıdan evrakları alan ithalatçının, aracı banka emrine tanzimli taşıma belgesine———ciro alıp, satın aldığı malı gümrükten çekebilir. Tahsil işlemleri ise Milletlerarası Ticaret Odası’nın 522 sayılı “Tahsiller için Yeknesak Kurallar” isimli broşüründe kayıtlı esaslara tabidir.
Ortada adına açılmış bir akreditif olmadan, mal bedelini vesaik mukabili olarak tahsil etmeye karar veren bir ihracatçı, derecesi ne olursa olsun bir riske giriyor demektir. Çünkü malının şevkini, parasının ödeneceğini güvence altına almadan önce gerçekleştirmektedir. Vesaik mukabili işlemlerde taşıma senedinin “yabancı aracı banka emrine” tanzim edilmesinin sebebi de budur. İthalatçının, vesaikte kayıtlı mal bedelini aracı bankaya ödemeden, adına gelen malı varis yeri gümrüğünden çekebilmesine imkân vermeyerek, ihracat bedelinin ödenmeme riskini en aza indirmeye ve mal bedelinin ödenme garantisini sağlamaya yöneliktir.
“Mal mukabili” ödeme şekli ise; satıcının bedelini tahsil etmeden malını sevk ettiği, işleme aracılık eden bankaların bedel transferi konusunda mesuliyet yüklenmedikleri, alıcının fatura bedelini ödemeden satın aldığı malı gümrükten çekebilmesine imkân sağlayan, bu yönüyle de——- olarak da adlandırılan ve dâhili ticarette —– ödeme şeklidir ve bu ödeme şekli beraberinde ihraç edilen ürün bedelinin tahsil edilememe riskini de getirdiğinden; bu riski bertaraf etmek, ihracat gelirinin sigorta koruması altına aldırılmasını da gerektirir. Bu nedenle de——–sigorta şirketlerinin hedef kitlesi “mal mukabili” ödeme şekliyle ihracat yapan ihracatçılardır.
Mal mukabili ——- vadeli işlemler hariç olmak kaydıyla bedeli ödenmemiş malın gümrükten çekilmesi mümkün olmadığından, ithalat aşamasında tescil ettirilen gümrük beyannamesinin ——yer aldığı 28.bölümünde “işleme aracılık eden banka” ve beyanname kapsamı malın “ödeme şekli” yazılır, “Ek bilgi sunulan belgeler/ ön izinler” bölümüne ise belirtilen ödeme şeklini tevsik eden banka yazısı eklenir.
Alıcı ile satıcı arasında açık hesap şeklinde işleyen “Mal mukabili” ödeme şeklinde ise; “ithalatla ilgili gümrük formalitelerinin tamamlanabilmesi için beyanname muhteviyatı eşyanın bedelinin ödenmiş olması” ya da “ödeneceğinin isleme aracılık eden bankaların garantisi altında olduğunun tevsik edilmesi” gerekli değildir.
Somut olay için davacının dava dışı müşterisi adına gönderilen malı gümrükten çekebilmesi için her halukarda elinde malı temsil eden orjinal sevk faturası aslının bulunması şarttır.
İhracata konu malı taşıyan taşıyıcı, araç hamulesi — CMR alıcısının———- İhbar edilecek kişi olarak gösterilen ithalatçının—— — ancak alıcının —— varış yeri gümrüğüne ya da gümrük işlemleri tamamlanana kadar geçecek süre içinde gümrük gözetimi altında geçici olarak muhafaza edileceği gümrüklü depoya —– teslim edebilir.
Gümrüğe intikal eden malın fatura aslı ve faturada kayıtlı kişi adına tanzim edilmiş ya da onun adına ciro edilmiş tasıma belgesi olmadan ——- gümrükten çıkartılması ise mümkün değildir.
Dolayısıyla ——- taşıyıcının banka cirosu almak için satıcının düzenlediği faturada belirttiği ödeme vadesine ve/veya alıcı ile satıcının kendi aralarında kararlaştırdığı bir tarihe kadar beklemeden de üstlendiği taşıma işini; taşıma belgesinde kayıtlı boşaltma verinde: “taşıdığı yükü CMR alıcısının doğrudan kendisine değil onun emrine teslim etmek suretiyle” neticelendirmesi mümkün olup, mutat uygulamanın da bu yönde olduğu anlaşılmaktadır.
Bu bilgiler ışığında dava dosyasına sunulan deliller incelendiğinde;
davanın dayandığı icra takibine konu edilen — bedelli, — tarih, ———- türü emtianın, davacı şirket tarafından—nezdinde adına tescilli ——— beyannamesine kayden (beyannamenin finansal ve bankacılık verilerinde kayıtlı bilgilere göre öne sürüldüğü gibi ——- dava dışı———- şirkete ihraç edildiği, mal mukabili ödeme şekliyle —– tescil sıralı beyannameye kayden ihraç edilen bu malın ——- arası taşıma sorumluluğunu davalının üstlendiği ve taşıma belgelerinde ithalatçının ——— İhbar edilecek kişi, boşaltma yerinin —— posta kodlu ——unvanlı şirket olarak gösterildiği,
Alıcısı —— türü yükün —- tanzim tarihli —–plakalı araçla taşındığı ve yükün —- alicisi emrine boşaltma yerinde—-çekincesiz olarak —- teslim edildiği, davanın dayandığı icra takibine konu edilen ve —-araçtan tahliye edilen —- plakalı—-davacı tarafından—— düzenlenen—— olarak ——–belirtildiği görülmüş,
Ayrıca faturanın — nüshasında — bedelli bu faturanın karşılığının — tarihli —— olarak gösterilmiş olmasına karşın, faturanın altına borç bakiyesinin ——- olarak belirtildiği de tespit edilmiş ve bu durumun, davacı ile İtalya’daki dava dışn müşterisi———– bir dönem açık hesap şeklinde yürütülen uluslararası ticari ilişkinin ——bakımından—- olduğu değerlendirilmiştir.
Taşıyıcının taşıma sorumluluğunu üstlendiği malı alıcısı emrine taşıma belgesinde kayıtlı yere boşaltmak ya da banka cirosu almak için faturada belirtilen ödeme vadesine kadar beklemesi gerekmediği gibi, taşıyıcı varma yerinde araç hamulesini taşıma senedinde belirtilen yere boşaltsa bile alıcı veya onun göstereceği kişi: yükün boşaltıldığı yerdeki emtianın gümrük işlemlerini ——– şekliyle tamamlayabilir.
Bu açıdan davacının İtalya daki müşterisinin alıcı olarak adının kayıtlı olduğu gümrük beyannamesindeki —— finansal verilerin yer aldığı 28. Bölümünde “işleme aracılık eden bankanın gösterilmemiş olması” da; söz konusu beyanname kapsamındaki emtianın —— bedelini alıcının satıcıya ileriki bir tarihte transfer edeceğini, yani bedel transferinin —- ödeme şekli île yapılacağını ifade eden en bariz göstergesi olarak kabul edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında; her ne kadar —– dava konusu taşımaların vesaik mukabili gerçekleştirmiş olduğuna dair taraf iradelerinin uyuştuğu yönünde bir tespit yapılmış ise de, taşımanın tüm aşamalarında teslim ve ödeme aşamalarında fiili olarak ihracat işlemlerinin mal mukabili ödeme şeklinde gerçekleştiği, bu durumda tarafların iradelerinin fiilen gerçekleşen duruma göre değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafın, karşılığını tahsil edemediği dava konusu ihracat işlemlerini davalı taşıyıcının taşıma hizmetini mutat uygulamanın dışına çıkarak kusurlu ifa ettiği, taşıma sorumluluğunu üstlendiği yükü taşıma belgelerine kayıtlı olan teslimat adresinde araçtan boşaltmayıp doğrudan davacının İtalya’daki müşterisine ait ve taşıma belgesinde gösterilen ihbar adresine teslim etmesi nedeniyle tazminat talep ettiği yönündeki iddialarının iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı ve CMR Konvansiyonu’nun 21.maddesinde ön görülen sorumluluk kapsamında kabul edilemeyeceği kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Davacının kötü niyeti ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 54,40 TL karar harcının peşin alınan 8.018,65 TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.964,25 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı lehine AAÜT uyarınca takdir edilen 50.242,56 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/11/2020