Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/340 E. 2021/524 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/340 Esas
KARAR NO: 2021/524 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2019
KARAR TARİHİ: 22/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: “Müvekkili şirketin, ——— ticari ilişkiye girdiğini ve sattığı emtia karşılığında çek aldığını, davalı ——– bulunan çekler bankaya ibrazında karşılıksız çıktığını ve bu yönde şerh düşüldüğünü, Karşılıksız çekler ile ilgili olarak,———– sayılı dosyası ile icra takibine girişilmiş ise de, takibin semeresiz kaldığını, Borçlu şirkete ait hiç bir mal bulunamadığını, Bankalara yollanan haciz ihbarnamelerine olumsuz yanıt verildiğini, 5941 sayılı, Çek Yasasının 2. Maddesinde, bankaların çek karnesi verirken basiretli olmaları gereği ile hangi kural ve koşullara riayet edileceğinin açıklanmış olduğunu, bu kapsamda semeresiz kalan icra takip dosyasındaki çeklerin hesap sahibi ile ilgili yeterli araştırma yapılmaksızın verildiğinin anlaşıldığını, Şöyle ki, davalı bankanın çek karnesini vermeden önce yeterli maddi varlığının bulunup, bulunmadığını tahkik etmesi, üçüncü şahısların zarara uğramasına sebebiyet verilmemesi, bankanın vasıta kılınarak dolandırıcılık suçunun işlenmemesi için gerekli özeni göstermesi ve basiretli davranması gerektiğini, oysa bu gerekliliğin yerine getirilmediğini, çek hesabı açılan müşteriye yeterli malı olmamasına rağmen çok yapraklı çek karnesi verildiği gibi, bilançolarının değerlendirilmediği, vergi borçlarının tahkik edilmediği, şirketin merkez adresinin kaç kere değiştiğinin tespit edilmediği ve yerinde olmayan şirketin merkezinde tahkikat yapılarak tutanak tutulmadığının anlaşılamadığını, bu nedenle semeresiz kalan takip borcunun davalı banka tarafından karşılanması gerektiğini, üstelik çek hamillerine verilmesi zorunlu olan adresler de verilmediğini, çek karnesi verilirken yapılan tahkikat bilgileri dahi müşteri sırrı olarak gizlenmiş olduğunu, bu durumda yargılama yapılarak basiretsiz bir şekilde çek karnesi verip, zarara sebep olan bankanın sorumluluğuna hükmedilmesi gerektiğini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik —— davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Çek defteri veren bankalann yükümlülüğünün nelerden ibaret olduğu hususu çek kanunu’nda açıkça düzenlenmiş olup, müvekkili bankanın çek defterinin verilmesine ilişkin kanun’da öngörülen gerekleri ziyadesi ile yerine getirmek suretiyle dava dışı———– çek defteri verdiğini, işlemin devletin resmi ve yetkili makamları tarafından düzenlenmiş/onaylanmış belgelere dayalı olarak gerçekleştirilmiş olması nedeniyle müvekkili —- bir kusur atfedilmesinin mümkün olmayacağını, müvekkil bankanın ibraz edilen belgelerle yetinmeyerek, dava dışı ———– işletmesinin bulunduğunun fiilen ticari faliyetinin varlığını teyit ettikten sonra ve belirli bir inceleme/araştırma sürecinin sonrasında ———- defterinin tahsis edildiğini, dava konusu çek ilişkisinde sadece muhatap banka sıfatını haiz müvekkili bankanın çek bedelini hesapta bulundurma ödeme veya ödenmesini garanti etme sorumluluğu bulunmadığından ödenmeyen çek bedeli nedeni ile müvekkili bankanın herhangibir sorumluluğu bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde bahsettiği ve müvekkili banka için kesinlikle gerçek yanı olmayan/olmayacak tüm iddiaları, esasında kendisinin ne denli basiretsiz bir tacir olduğunu ortaya koyduğunu, müvekkili bankanın ise gereken tüm basireti ve özeni göstererek çek defteri verdiğini, müvekkili bankadaki işlemlerin tamamı hukuka, bankacılık uygulama ve teamüllerine uygun rutin bir bankacılık işlemleri olup, huzurdaki dava nedeniyle müvekkili bankanın bilcümle haklarının saklı tutulduğunu, davacının davasına konu ettiği tazminat kalemleri zamanaşımına uğramış olup, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile dava, davalı banka tarafından dava dışı——– verilmesi sırasında gösterilmesi gereken özen yükümlülüğüne aykırı davranıldığı iddiasıyla uğranılan zararın tazminine ilişkindir.
—— müzekkereye cevap verildiği BA-BS formlarının gönderildiği görüldü.
——— yazılan müzekkereye cevap verildiği görüldü.
——- üzerinden celp edildiği dosyamız arasına alındığı görüldü.
———- müzekkereye cevap verildiği görüldü.
Mahkememiz yargılama aşamasında banka uzmanı bilirkişiden rapor alınmış bilirkişi raporunda özetle; ——– belirtilen belgelerin davalı banka tarafından dosyaya sunulduğu ve tek tek incelendiğindiği, çek karnesinin dava dışı keşideci ——- çek karnesi verildiği, daha önce çek karnesi verilmediğinden, çek ödeme performansının bulunmadığının tespit edildiği, öte yandan çek karnesinin verildiği ——- yılında şirket mali yapısının müsait olduğu, ancak, konunun hukuki nitelemesi, sözleşme ve yasa maddelerinin yorumu, delillerin değerlendirilmesi, ve nihai kararı HMK’nun 266 Md.si; (Mahkeme, Çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.) ——— nazara alınarak, ve ayrıca, 6754 Sayılı Bilirkişilik Kanununun 3/2 ve 3.ncü maddesi (2) Bilirkişi, raporunda çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz; hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz. (3) Genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.] hükmü Uyarınca, mahkemenin takdirinde olduğunu mütalaa etmiştir.
Mahkememizin ——–tarihli celsesinde ; ” Dosyanın önceki bilirkişiye tevdii ile bankanın dava dışı şirkete çek karnesi verirken şirketin ve ortakların malvarlıklarına yönelik ekonomik durumlarına yönelik yeterli bir araştırma yapıp yapmadığı, şirketin kar ettiği belirtilse de ——- verilen cevabi yazıda dava dışı şirketin en son —— tarihinde son tescil kaydını yaptırdığı dikkate alındığında çek karnesi verildiği tarihlerde kesinleşmiş bir mizan kaydının olup olmadığı hususlarında ek rapor aldırılmasına ,dosya kapsamı dikkate alınarak ihtiyaç duyulması halinde Bilirkişice talep edilmesi halinde bankanın Ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına,” karar verilmiş olmakla dosya bilirkişiye tevdi edilmiş bilirkişi ek raporunda özetle; Dava dışı şirketin kâr ettiği belirtilse de, —– verilen cevabi yazıda, dava dışı şirketin en son——- son tescil kaydını yaptırdığı dikkate alındığında çek karnesi verildiği tarihlerde kesinleşmiş bir mizan kaydının olup olmadığı hususlarında, davalı banka’dan temin edilen kayıtlar, incelendiğinde; ———- Yılında kurulan,———– oluşmamıştır. Kök rapordaki tespitlerime ek olarak, yeni bir görüşüm oluşmadığını mütalaa etmiştir.
Dava dosyası bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacının dava dış———— ticari ilişki içinde olduğu, sattığı emtia karşılığında çek aldığını, çeklerin karşılıksız çıktığı, davalı bankanın çek karnesi verirken gerekli araştırmayı yapmadığından sorumlu olduğundan bahisle mahkememizde alacak davası açtığı,—– dosyasının incelenmesinde, takip dayanağının davaya konu çekler olduğu, takip çıkışının —- olduğu, takibin semeresiz kaldığının anlaşıldığı, —tarihli cevabi yazısında, dava dışı —– ana sözleşmesini tescil ettirdiği, davalı bankanın dava dışı firma ile — tarihli müşteri işlemleri sözleşmesi imzaladığı ve dava dışı şirkete ——— tarihinde çek karnesini teslim ettiği, bankacı bilirkişi tarafından hazırlanan ek rapora göre banka kayıtları üzerinde yapılan incelemede “müşterinin son iki yıl içerisinde toplam karşılıksız ve ödenen çek adedi 5’ten fazla mı?”, “müşterinin son üç yıl içerisinde ödenmemiş karşılıksız çeki var mı?”, “son bir yılda girilmiş vergi borcu kaydı var mı?”, ” son iki yıl içerisinde icra takip kayıtları toplamı 0 TL’den büyük mü?” gibi dava dışı şirketin ekonomik durumunun belirlenmesine yönelik bankaca sorular yöneltildiği, ancak ek raporda bu sorulara yönelik olumlu sonuçlara ulaşıldığı belirtilmiş ise de, henüz 1 yıllık süreyle faaliyette olan bir şirket hakkında söz konusu sorular bakımından olumlu yada olumsuz bir kanaate varmanın mümkün olmadığı, kaldı ki ek raporda —yılında dava dışı şirketin ——- zarar etmesi sebebiyle kurumlar vergisinin oluşmadığının tespit edildiği, bu hali ile bankanın yoğun ihmal gösterdiği, TTK.’nun 20/2 maddesine göre bankaların bütün faaliyetlerinde basiretli bir tacir gibi hareket etmek zorunda olduğu, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 2. maddesine göre; bankaların çek verilmesi düşünülen kişilerin mali ve sosyal durumlarını mutlaka araştırmaları gerektiği, bankacılık işlemlerinin niteliği gereği bankaların, diğer ticari işlemlerden daha ağır özen yükümlülüklerinin bulunduğu, davalının belirtilen araştırmaları yapmayarak kusurlu davrandığı, davacının ise, ilk defa ve üstelik büyük miktarlarda çek kabul ettiği bir firma hakkında yeterince araştırma yapmadan ve hiçbir teminat almadan çek aldığı, henüz çok yeni kurulmuş olan bir firmanın keşide ettiği yüklü miktarlardaki çekleri kabul ederken yoğun ihmal gösterdiği, bu nedenle davacının müterafik kusuru bulunduğu, bu sebeple içerik olarak bilirkişi raporlarındaki somut sayısal tespitler dikkate alınsa da varılan sonuç itibariyle bilirkişi raporunun benimsenmediği, tarafların hataları ve ihmali davranışları bir bütün olarak değerlendirildiğinde her iki tarafın da zararın doğmasında ağır tedbirsizlik ve özensizlik gösterdikleri, bir tarafın kusurunu diğerinden daha fazla tutmanın mümkün olmadığı vicdani kanaatine varıldığından, taleple bağlı kalınarak davanın ——- üzerinden kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davacının, DAVASININ KABULÜ İLE,
—– bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
1-Alınması gerekli 683,10 TL harcın davacı tarafça yatırılan 170,78 TL peşin harçtan mahsubu ile 512,32 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafça yapılan 170,78 TL harç gideri, 897,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.067,78 TL giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde derhal yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde ——- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2021