Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/31 E. 2021/727 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/31 Esas
KARAR NO: 2021/727
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/09/2013
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin —- tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında yapılan sözleşme neticesinde müvekkilce yapılan inşaat bedelinden, sözleşmenin davalı tarafın haksız hareketleri sebebiyle feshinden, müvekkillerinden —- yaşadığı elem ve sıkıntıdan nedeniyle manevi zararından kaynaklanan ve müvekkillerin davalıların iş yerinde yapmış olduğu inşaat bedeli, sözleşmeden kaynaklanan cezai şart, iş yerinden haksız uzaklaştırma nedeniyle iş yerinde kalan malların bedeli, müvekkilinin işten haksız el çektirilmesiyle ilgili kar mahrumiyeti gibi maddi alacaklarının öncelikle belirsiz alacak olarak kabulü ile şimdilik —- kısmi alacak olarak kabulüne, müvekkili —- haksız uygulamalar nedeniyle iflas etmesi, sağlığını kaybetmesi ve uğradığı manevi zarar nedeniyle — olmak üzere toplam—- bedelin davalıdan tahsili ile müvekkili yönünden adli müzaheret kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili, —- tarihinde belirsiz alacak ve manevi tazminat taleplerini açıklamaya yönelik dilekçe sunduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın belirsiz alacak davası olmadığını, açılan davanın miktarı biliniyor veya tespit edilebiliyorsa böyle bir dava açılamayacağını, manevi tazminat şartlarının oluşmadığını ve manevi tazminat yönünden zamanaşımına uğradığını, eksik harcın tamamlatılması gerektiğini, adli müzaheret talebiyle ilgili koşulların oluşmadığını, sözleşmenin—- tarihinde tarafların karşılıklı ferih, irade ve beyanlarıyla feshedildiğini, tüm hukuki sonuçları ile ortadan kalktığını, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Sözleşmede cezai şart miktarı belli olduğundan belirsiz alacak şeklinde açılamayacağı kanaatiyle mahkemenin —- tarihli ara kararı ile adli müzaheret talebinin reddine karar verilip eksik harcın tamamlanması için süre verilmesi üzerine davacı vekili — tarihli dilekçesinde; ıslah anlamına gelmemek üzere — cezai şart, — inşaat bedeli alacağı, —- haksız el çektirme nedeniyle kalan malların bedeli ve — kâr mahrumiyeti yönünden talepte bulunduklarını ve harç eksiğini tamamladıklarını bildirmiştir.
Davacılar tarafından dava ıslah edilerek kısmi davaya dönüştürüldüğü anlaşılmıştır.
Davacılar vekili tarafından harcın tamamlanmasından sonra dosyanın heyete tevdi edildiği anlaşılmıştır.
Davacılar vekili tarafından — tarihli dilekçe sunularak; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla inşaat bedeli için — tarihli sözleşme nedeniyle —cezai şart, iş yerinde kalan malların bedeli için — kar mahrumiyeti için —- talep ettiklerini belirterek çelişkili beyanlarda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizden verilen— sayılı kararı ile;
” Davacılardan Şirket yönünden Maddi tazminat istemi ile ilgili davanın —- yıllık hakdüşürücü süre geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle REDDİNE, davacılardan —- yönünden Manevi tazminat istemi ile ilgili davanın koşulları ispatlanamadığından REDDİNE, ” karar verildiği, bu kararın taraflarca İstinaf edildiği,—- Karar sayılı kararı ile; ” Somut olayda, davacı tarafından her iki sözleşmeye dayalı alacak iddiasında bulunulmuş, mahkemece sadece fesihname üzerinde durularak fesihnamenin düzenlendiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında— yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle maddi tazminat istemlerinin ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Oysa —- tarihli sözleşmenin feshi kararlaştırılmış olup, taraflar arasında düzenlenen ve davacının— cezai şart talebine konu düzenlemenin yer aldığı — tarihli sözleşmenin fesihname kapsamında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece — tarihli sözleşme ve bu sözleşmeye dayalı talepler konusunda hiç değerlendirme yapılmaksızın sadece —-tarihli sözleşmenin feshini düzenleyen fesihname üzerinde durularak yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır. ” şeklindeki gerekçesi ile kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
—- Nolu dosyasının incelenmesinde; müşteki — tarafından —– aleyhine iş ve çalışma hürriyetinin ihlali, dolandırıcılık, yağma, tehdit eylemleri nedeniyle şikayette bululduğu, yapılan soruşturma sonucunda müştekinin iddialarının tamamının soyut beyanlardan ibaret kaldığı, taraflar arasında işletme hakkının kullanımı ve feshine ilişkin hukuki bir ihtilaf bulunduğu, gasp eylemlerine ilişkin iddiaların olaydan — gün sonra şikayete konu edildiği gerekçesiyle kovuşturma yapılmasına karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu karara itiraz edildiği,—- sayılı kararı ile itirazın reddedildiği ve takipsizlik kararının kesinleştiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerin örnekleri,——– —– dava konusu yerde teknik bilirkişi ile inceleme yapılmak üzere ve davacı şirketin —- yıllarına ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak üzere — Asliye Hukuk mahkemesine talimat yazılmıştır. Dava konusu yerlerin—–sınırlarında kalması nedeniyle keşif yapılamadığı ancak davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tanığı — mahkemesine —- talimat yazılmıştır.
Dava konusu yerin — sınırlarında kaldığı tespit edildiğinden keşfen inceleme yapılması için —- Hukuk mahkemesine talimat yazılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen—- tarihli sözleşmenin konusu; işletme sahibi davalıya ait olan —- bulunan, — içerisindeki kamyoncu parkı dahil akaryakıt istasyonu ve içerisindeki market hariç olmak üzere dinlenme tesisinin işletmeciliğinin — yıl süre ile sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren —-arasındaki dönem için günlük cironun —- süreçte cironun — şeklinde, devam eden dönemlerde de sıralı şekilde değişen oranlarda—– işletme sahibine ödenmesi karşılığı davacı işletmeci tarafından işletilmesidir.
Bu sözleşmenin —- “İşletme sahibi hiçbir ihtar veya ihbara gerek olmaksızın sözleşmeyi her zaman tek taraflı olarak feshedebilir, ayrıca işletmecinin sözleşme koşullarını yerine getirmemesi halinde de ihtarata gerek kalmaksızın derhal feshedebilecektir. Sözleşme süresinin bitimi ile de sözleşme kendiliğinden sona erer. Fesih durumunda ve sözleşmenin sona ermesinde işletme sahibi tarafından işletmeciye teslim edilen tüm demirbaş, alet ve teçhizatlar, tam, eksiksiz, ayıpsız ve hasarsız olarak işletme sahibine aynı gün iade edilecektir.” şeklinde düzenleme olduğu anlaşılmaktadır.
Aynı sözleşmenin 5.maddesinde; “Taraflar sözleşme konusu edimleri kısmen veya tamamen yerine getirmediği ve sözleşmeden caydığı takdirde —-tutarında cezai bedeli diğer tarafın talebi üzerine derhal ödeyecektir.” şeklinde düzenleme olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında düzenlenen — sözleşmenin konusu; davalı işletme sahibine ait —-bulunan —tesisleri adresindeki yolun— istikametinde olmak üzere karşılıklı —- tesisinin inşası ve işletilmesine ilişkindir. Bu sözleşmenin—- sözleşmenin belirli şartlarda davalı tarafından tek taraflı feshedebileceği haller düzenlenmiş olup, sözleşmenin — yukarıda ayrıca ve açıkça belirtilen sebeplerle yada başkaca herhangi bir sebeple — feshedilmesi halinde, — bulunmayacağını beyan, kabul ve taahhüt eder. —-yada — uğramış olduğu zarar ve ziyanın yanında ayrıca — ödeyeceğini beyan, kabul ve taahhüt eder.” düzenlemesi olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için yazılan talimat sonucunda; davacının sadece —- yevmiye defteri ve defteri kebiri, —- yevmiye defteri ve defteri kebiri ibraz ettiği, bu defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, onaysız oldukları için sahibi lehine delil niteliği taşımadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın ticari defterlerinde fesih tarihi itibariyle stokta olan malların tutarının tespitinin yapılamadığı, stoklarda görünen malların sözleşme konusu iş yerlerine ait olup olmadığının da tespitinin yapılamadığı, ticari defter ve kayıtlarında bilançoda kayıtlı maddi duran varlıkların sözleşme konusu iş yerinde kullanılıp kullanılmadığının tespitinin yapılamadığı, davacı tarafından sunulan — yılında düzenlenmiş faturaların hangi inşaatlara ait olduğunun anlaşılamadığı, davacı şirketin —- tarihli sözleşme kapsamında zararı olup olmadığının tespit edilemediği anlaşılmıştır.
—Asliye Hukuk mahkemesince teknik bilirkişiler marifetiyle keşfen yapılan incelemede; teknik bilirkişiler tarafından davacı tarafından yapılan ödemelere ait fatura ve irsaliyeler incelenmiş, davacının sunduğu fotoğrafların dava konusu beyan edilen işlerle ilgili herhangi bir fikir vermediği, inşaat işlerine ilişkin faturaların — yılını içerdiği oysa ikinci sözleşmenin—- yapıldığı, iş bedelinin ibraz olunan belgelere göre denetlenebilir şekilde hesaplanmasının mümkün olmadığı, —göre yolun her iki tarafında inşaatı yapılması planlanan inşaatla ilgili dosyaya sunulan belgelerle bir değerlendirme yapılamadığı ancak bilirkişiler tarafından —- yayınlanan yapı maliyetleri cetveline göre bir hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında düzenlenen — tarihli fesihname ile; taraflar arasındaki —- imzalanan sözleşmenin tarafların karşılıklı fesih, irade ve beyanları ile feshedildiği, tüm hukuki sonuçları ile ortadan kaldırıldığı, —- borçlarından kendisinin sorumlu olacağı yönünde düzenleme yapıldığı, bu fesihnamenin davacıya tehditle ve zorla imzalattırıldığına sair somut ve inandırıcı bir delil bulunmadığı, bu nedenle davacının — tarihli sözleşmeye göre yolun iki tarafına yapılması planlanan tesis inşaatı ile ilgili herhangi bir zarar ve ziyan talebinde bulunulamayacağı anlaşılmakla, bu talepler yönünden davanın reddi gerekmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen— sözleşme ile mülkiyeti işletme sahibini ait olan——tesisisin işletilmesi ile ilgili yapılan düzenlemedeki—- bedeli talebi ile ilgili yapılan incelemede; bu sözleşmede davalının mevcut tesisinin işletilmesi işinin davacıya verildiği, sözleşmede belirtilen edimlerin kısmen veya tamamen yerine getirilmediği ve sözleşmeden cayıldığı takdirde —- cezai şartın ödenmesinin karara bağlandığı anlaşılmaktadır. Ancak davacı tarafından sözleşmede belirtilen edimlerin —- tam olarak yerine getirildiğini ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafın edimi ise mevcut tesisin davacıya teslimi olup, sözleşmeye göre teslim ettiği anlaşılmaktadır. Bu sözleşmeye göre de davalının sözleşmeyi her zaman feshedebileceği düzenlenmiştir. Davacının sözleşme konusu tesisi kendisi terk etmiş olup, zorla çıkarıldığı hususunu ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda sözleşmeye konu yeri terk eden ve sözleşmeye göre davalıya ciro üzerinden belirlenen oranda ödemesi gereken tutarları ödediğini ispatlayamayan davacının bu sözleşmeden dolayı cezai şart isteyemeyeceği kanaatine varılmakla, maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacı şahıs yönünden manevi tazminat talep edilmiş ise de; davalının davacı tarafın kişilik haklarına saldırıda bulunulduğuna ilişkin dosyada yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı kanaatine varılarak bu talebin de reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcına karşılık alınan 24,30 TL peşin harç, 1.000,00-TL tamamlama harcı ile 21.181,00-TL tamamlama harcı toplamı 22.205,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 22.146,00-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Vekalet Ücretleri;
a)Maddi Tazminat yönünden; tamamı reddedilen maddi tazminat davası nedeniyle karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/4.maddesi uyarınca taktir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı şirketten alınarak, davalıya verilmesine,
b)Manevi Tazminat yönünden; tamamı reddedilen manevi tazminat davası nedeniyle karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/3.maddesi uyarınca taktir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı şahıstan alınarak, davalıya verilmesine,
5-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/09/2021