Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/298 E. 2020/457 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/298 Esas
KARAR NO: 2020/457
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/05/2019
KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının ———– tarihli satış sözleşmesi imzaladığını, söz konusu sözleşme ile davalıya satılan vinçlerin teslimi vs. gibi hususların belirlendiği gibi satılan vinçler ile ilgili ödeme takviminin de belirlendiğini, satışa konu vinçlerin ———— tarihli irsaliye ve fatura ile davalıya teslim edildiğini, işbu faturaya davalı tarafça herhangi bir itirazda bulunulmadığını, —– tarihli sözleşmeye göre ödemenin —————- ödeneceğini, ancak müvekkilinin hak ettiği kalan bakiye olan ———— bedelin ödenmesinin montaja bağlı olmadığını, ayrıca bu bedelin montaj bedeli de olmadığını, zira —– bedelinin ayrıca ödeneceğini, sadece ——– zamanına bırakılmış bir bedel olduğunu, müvekkilinin malı teslim etmesinden sonra ——- sene geçtiği halde ödemenin yapılmamasının artık kabul edilebilecek bekleme zamanını geçtiğini, dolayısıyla işbu bedelin müvekkiline ödenmesi gerektiğini, ——– tarihinde davalıya teslim edilen vinçler ile ilgili —– sene geçtiği halde müvekkiline —– için bir başvuru yapılmadığı gibi son bakiye olan montaj zamanı ödenmesi gereken —– kısmın da ödenmediğini, ürünün teslimi üzerinden ——–sene geçmiş ve hala montaj için başvuru yapılmamış olduğunu, ödeme için daha fazla beklenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu düşüncede olan müvekkilinin davalıya ——— yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiğini ve ödemesini talep ettiğini, ihtarın davalıya ———– tarihinde tebliğ edildiği halde müvekkiline bir ödeme yapılmadığı için işbu davanın mahkemenizde açılması gereğinin hasıl olduğunu, öncesinde arabuluculuk yoluna başvursalar da olumlu sonuç alamadıklarını, müvekkilinin hak ettiği ve kanaatlerince yeterli süre beklediği ödemenin müvekkiline yapılma zamanının geldiğini belirterek, davalarının kabulü ile müvekkilinin ————– tutarındaki alacağının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile müvekkili firma arasında akdedilen —– tarihli sözleşmede —— yerleşik ————— bulunan arazide yapılacak fabrikadaki ——- numaralı binada kullanılacak vinçlerin imalatı ve montajı konusunda anahtar teslim bir eser sözleşmesi yapıldığını, eser sözleşmesinin TBK’nun 470. maddesinde düzenlenmiş olduğunu, maddede “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlandığını, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmelerin davacı yanın dilekçesinde ikrar ettiği üzere bir eser sözleşmesi olduğunun tartışmasız olduğunu, TBK’nun 470. maddesi metninden de açıkça anlaşılacağı üzere eser sözleşmesi ile yüklenicinin bir eser meydana getirmesi gerektiğini, davacı tarafından sözleşme gereği yapılıp teslim edilmiş bir eser olmadığını, bu bakımdan müvekkili firmadan bakiye alacak talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yine —————– sayılı bir kararında eser sözleşmesini şöyle tanımladığını; ”Eser sözleşmesi taraflara haklar ve borçlar yükleyen bir iş görme sözleşmesidir. Bu sözleşmede, yüklenici eseri teknik ve sanatsal kurallar ve amaca uygun olarak imal edip iş sahibine teslim etmekle, iş sahibi de eserin bedelini ödemekle yükümlüdür. Yüklenici, eseri teslim aşamasına kadar, eksik ve kusurlu işlerden sorumludur. Teslimden sonra ki dönemde ise garanti sorumluluğu gündeme gelir.” yüklenicinin iş görme faaliyetleriyle iş sahibi için bir eser meydana getirmekte olduğunu; iş görme faaliyetlerinin eseri meydana getirmeye yönelik olduğunu; iş görme faaliyetleri ne denli önemli ve değerli olursa olsun ”eseri tamamlama ve teslimle” noktalanması gerektiğini, çünkü eser sözleşmesinin aynı zamanda bir ”sonuç” sözleşmesi olduğunu, eser olarak tanımlanan sonuç meydana gelmediği sürece, sözleşmecilerin sözleşmeyi yapmakta taşıdıkları amacın gerçekleşmeyeceğini, iş sahibinin de, eser tamamlanmış olarak kendisine teslim edildiğinde bunun ücretini ödeyeceğini, eser sözleşmesinin üç temel unsuru olduğunu, bunların: eser meydana getirme, teslim ve ücretten oluştuğunu, eser sözleşmesinin bir iş görme sözleşmesi olmakla birlikte, bu sözleşmede önemli olanın, çalışmanın kendisinden çok, bu çalışmayla ortaya çıkan ve nesnel olarak gözlenebilen sonuç olduğunu, sözleşmenin işin tarifi başlıklı 5.3. maddesinde ——————– belirtilen yerde montaj işini yapacaktır.” olarak düzenlenmiş olduğunu, davacı tarafından halihazırda yapılmış bir montaj olmadığını, dolayısı ile davacının dava konusu alacağı henüz hak edemediğini, montajın yapılması ile davacının sözleşmesel alacağına hak kazanacağını, sözleşmenin 7.1 maddesinde ödeme planının belirtilmiş olduğunu ve ————– montaj ve testin tamamlanmasından sonra—- ödeme yapılacağı noktasında mutabık kalındığını, müvekkili şirketin, davacı şirket tarafından sözleşmeye konu eserler için gönderilmiş olan malzemelerin bedelini delil dilekçeleri ekinde sunmuş oldukları dekont içeriklerinden anlaşılacağı üzere toplamda ——– olmak üzere davacıya ödediğini, işbu durumun uyuşmazlık konusu olmadığını, ancak davacı tarafından taahhüdü gereği inşa edilmiş, montajı yapılmış bir eser olmadığını, teslimi yapılmayan bir eser hakkında müvekkili firmanın ödeme yapma yükümlülüğünün bulunmadığını, montajın yapılamamış olmasının müvekkilden kaynaklı olmadığını, sözleşme konusu işin, sözleşmede taraf olmayan ve ——— faaliyette bulunan ——— firmasına ait olduğunun tarafların kabulünde olduğunu, işin tamamlanmasının firmanın yasal süreçler ve resmi makamlardan alacağı izin ve ruhsatlara bağlı olduğunu, bu hususun sözleşmede açıkça belirtildiğini, ilgili sözleşmenin ————— başlıklı 8. maddesinin 5. bendinde ve diğer maddelerinde açıkça belirtildiğini, sözleşmede işin niteliği itibariyle yasal mercilerin izin ve muvafakatlerine tabi olduğunun tartışmasız olduğunu, sözleşmede de bu husus için gecikmesini makul kılacak nedenler olarak sayıldığını, bahsi geçen sözleşmenin 8.5-V maddesine göre işin “Resmi Makamlar veya Mahkemeler tarafından işin durdurulması” nın mücbir sebep sayıldığını, bu bağlamda —————— firmasının sözleşme konusu malzemeleri montaj alanına getirtebildiği noktasında müvekkili şirkete henüz tarih ve bilgi verilmediğini, montaja ilişkin bilgilerin ve montaj gününün—————- tarafından sözleşme konusu yerin montaja hazır olduğu müvekkili şirkete bildirildiğinde, sözleşme konusu iş ve imalatın montajı davacı tarafından yapılacak iken davacının huzurdaki davayı açtığını, sözleşmeler her ne kadar davacı ile müvekkili ———— — arasında akdedilmişse de sözleşme konusu imalatların ve işlerin sözleşmede taraf olmayan ve —————— firmasına ait olduğunu, bu hususun sözleşmeler ile sabit olduğunu, davacının açıkça kabulünde olmakla bu şartlarla sözleşmenin akdedildiğini, sözleşmeye konu vince ait parçaların hali hazırda dava konusu ürünlerin——— müdürlüğü sahasında olduğunu, sözleşme konusu işin sözleşmede taraf olmayan ve ——– ülkesinde faaliyette bulunan ———- firmasına ait olduğunu, bu durumun davacı tarafın kabulünde olmakla taraflar arasındaki sözleşmeye derç edildiğini, bu bağlamda işin tamamlanıp bitmesinin —- ülkesinde tüm hukuki şartların oluşması ile birlikte mümkün olduğunu, ayrıca işin kontrolünün ————firmasının insiyatifi ve kontrolünde olduğunu, ekte sunmuş oldukları ——–tarafından verilmiş olan belgede ürünlerinin hala ——– muhafazasında olduğunun beyan edildiğini, sonuç itibari ile sebebi ne olursa olsun ortada tamamlanmamış eserler söz konusu olmakla davacı yanın alacak talebinin hiç bir hukuki yada maddi mesnedi olmadığını, davacının sadece ürünü sevk ettiğini, tek bir çivi dahi çakmamış olduğunu, montaj adına hiç bir faaliyette bulunmadığını, davacı yanın müvekkili firmaya ———– sayılı bakiye ödemenin yapılmasına ilişkin ihtarına ilişkin cevaben taraflarınca ———- yevmiye nolu ihtarı ile ”Sözleşme konusu işin yapılacağı, ————- firması tarafından şirketimize montaj günü hakkında yapılacak bilgilendirme akabinde firmanıza yazılı olarak montaj tarihlerinin bildirileceğini, Firmanıza yapılacak iş bu bildirim akabinde en geç 30 gün içerisinde ————işlemine başlamanız ve sözleşme konusu işi sözleşme çerçevesince nihayete erdirmeniz gerektiğini ve bahsedilen ödemenin yapılacak montaj sonrası tarafınıza yine sözleşme mucibince yapılacağını” cevaben bildirildiğini, davacının işbu durumu bildiği halde kötü niyetli olarak hak kazanamadığı halde huzurdaki davayı açtığını, eser sözleşmelerinin aşağıda da tafsilatlı olarak izah edecekleri üzere yapım, bakım, onarım ve yükümlenim edimlerini içeren sözleşmeler olduğunu, davacı şirket ile müvekkili arasında yapım edimi içeren eser sözleşmeleri akdedilmiş olduğunu, davacı şirket tarafından bu edimin yerine getirilmediğini, fatura içeriklerini kabul ettikleri anlamına gelmemek kaydı ile eser sözleşmelerinde faturanın keşide edilmiş olmasının tek başına işin tam olarak yapılıp teslim edildiği anlamına gelmediğini, işin yapılıp teslim edildiğinin yasal delillerle ispatlanması gerektiğini, her türlü izahtan vareste olduğu üzere faturanın ticari işlerde en çok kullanılan vesikalardan birisi olduğunu, faturanın, bir yandan vergi mükelleflerinin kayıtlarının belgelendirilmesine, diğer yandan fatura düzenlemenin sebebi olan akdi ilişkinin icrasının belgelendirilmesine yarayan bir vesika olduğunu, nitekim faturanın bir alacağın ispatı için yeterli olmadığına dair emsal ———————- sayılı ilamını sunduklarını, söz konusu emsal içtihatta vurgulananın fatura keşide edilmiş olsa ve bu faturalar kayda alınsa dahi faturanın alacağı ispata yeterli olmadığı, fatura olmasa da işin yapıldığının ispatı halinde alacağa hükmedilmesi gerektiğinin vurgulandığını, huzurdaki uyuşmazlıkta taraflar arasında bir eser sözleşmesinin mevcut olduğunu, eserin tamamlanmadığının tartışmasız olduğunu, davacı şirketin eseri tamamlayıp eksiksiz ve tam olarak çalışır vaziyette ———– teslim ettiğini ispatlamasının ve bu kapsamda alacak talep etmesi gerektiğinin izahtan vareste olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, davacı hak kazanamadığı ve eseri tamamlayıp teslim etmediği halde bakiye alacak talebinde bulunmuş olduğundan, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalının üzerine düşen ödeme yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmediğinden bahisle açılan alacak davasıdır.
Usulüne uygun taraf teşkili sağlanmış ve deliller toplanarak tahkikat aşamasında değerlendirilmiştir.
Taraflar arasındaki —– tarihli sözleşmenin konusunu, ————- şehrinde yapılacak fabrika binasında kullanılacak vinçlerin satışı ve montajı oluşturmaktadır. Bu haliyle dava konusu sözleşme, tacirler arasındaki vinçlerin devri bakımından menkul satışı, vinçlerin montajı bakımından da eser sözleşmesi hükümlerine haiz karma bir sözleşmedir.
Taraflar arasında sözleşme konusu vinçlerin teslim edildiğine dair bir ihtilaf bulunmamaktadır. Bu bakımdan davacının satıcı olmaktan kaynaklanan zilyetliği ve mülkiyeti alıcıya geçirme borcunu ifa ettiği anlaşılmıştır.
İhtilaf, dava dışı 3. Kişi olan ——————resmi makamlarından izin ve ruhsat alamaması sebebiyle, vinçlerin montajının gerçekleşememesinden kaynaklanmaktadır.
———– idareden izin alamama durumu, mahiyeti itibarıyla, dava dışı üçüncü bir kişiden kaynaklanan geçici bir ifa imkansızlığıdır ve idareden izin alınma durumunda ortadan kalkar, fakat geçici ifa imkansızlığı, akde tahammül süresini aşması halinde kesin ifa imkânsızlığı dönüşür.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmede açıkça belirlenmemiş olmasına rağmen, işin bitimi için tespit edilen —— tarihi dikkate alındığında, davacı tarafından çekilen ihtarnameye kadar——-dava tarihine kadar—- geçmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmede, davacının yazılı talebiyle, mücbir sebeplerin süreye ekleneceği, 5. Fıkrasında da, resmi makamlar tarafından işin durdurulmasının mücbir sebep sayılacağı düzenlenmişse de, idareden izin alınmamasından kaynaklanan geçici ifa imkansızlığıyla ilgili sözleşmedeki bu hükmün de, geçen süreler dikkate alındığında, akde tahammül süresini aştığı, geçici ifa imkansızlığının, kesin ifa imkansızlığına dönüşmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşmenin, vinç satışı ile ilgili kısmının ifa edildiği, eser sözleşmesi ile ilgili kısmının ise imkansızlık sebebiyle ifa edilemediği, bu durumda kısmi ifa imkansızlığı sebebiyle, davacının ifa ettiği, satışa konu vinçlerin bedelini davalıdan isteyebileceği anlaşılmıştır.
Bu bedel sözleşmede —— olarak tespit edilmişse de, davacı tarafından sözleşmenin kurulmasından sonra, vinçlerin bedeli için davalıya, ————–fatura gönderilmiştir. Gönderilen faturaya davalı tarafından itiraz edilmemiş ve davalının ticari defter kayıtlarına da bu faturalar geçmiştir. Bu sebeple miktar açısından faturadaki tutarın kesinleşmiştir.
Davalının sözleşme kapsamında davacıya,—— ödemede bulunmuş, bu ödemeler mahsup edildiğinde, davacının ——- alacağı kalmıştır.
Fakat davacı ———- talep ettiğinden taleple bağlı kalınarak, dava tarihi itibarıyla, ——– alacaklı olduğuna, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile;———– bedelin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 6.928,07-TL karar harcına karşılık peşin alınan 1.778,63-TL’nin mahsubu ile bakiye 5.149,44-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından sarfolunan 2.056,20-TL yargılama gideri, 1.778,63-TL peşin harç ve 44,40-TL başvuru harcı toplamı 3.879,23-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 13.585,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/10/2020