Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/284 E. 2022/957 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/284 Esas
KARAR NO : 2022/957

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2014
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacının, davalıdan 28/08/2013 tarihinde üretilen —– parti nolu—– karton—– kutu—- satın aldığını, 12/09/2013 tarihinde —–ülkesinde faaliyet gösteren alıcı firmaya davalıdan alınan mal teslim edildiğinde malın bozuk olduğunun taraflarına bildirildiğini, bunun üzerine—–kayıtlı —–Ticaret Müessesine malın —– raporunun çıkartılması talebiyle başvuru yapıldığını, yapılan kontrollerde malın—– halinde olduğu ve söz konusu malların artık kullanılamaz halde olduğunun tespit edildiğini, ayrıca satılan malların üretim tarihinden itibaren en az 6 aylık kullanma süresi olması gerekirken, malların üretim tarihinden itibaren bir ay içinde kullanma tarihlerinin bittiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine davalı şirket yetkilileriyle yapılan görüşmeler sonucunda bozuk verilen malın yerine sağlam malın verileceğinin belirtilmesi üzerine bu sefer daavcıya 28.01.2014 tarihinde üretilen——parti no.lu, —— ürünleri gönderildiğini, gönderilen yeni emtiaların alıcı şirkete 14.04.2014 tarihinde teslim edildiğini, yapılan kontrollerde emtianın bozuk olduğunun tespit edilmesi üzerine—– Ticaret Müessesesine başvurulduğunu, yapılan kontrollerde tamamen —– ve kurumuş bir şekilde olduğunun tespit edildiğini, bu tespitin davalı şirket yetkilisi olan—— huzurunda yapıldığını, davacıya zamanında sertleştirici madde gönderilemediğinden davalıdan alınan ve sertleştirici madde ile birlikte kullanılacak —- bu sebepten dolayı bozulduğunu, —–dolayı ortaya çıkan zararı da davalının karşılaması gerektiğini, —– alınma tarihi dikkate alınarak bilirkişi tarafından düzenlenecek raporlar hangi sürede bozulabileceği tespit edildiğinde müvekkili şirketin söz konusu zararının da ortaya çıkacağını, alınan malların bedellerinin ——nolu çeklerle toplam 134.414 USD ödendiğini, davalı şirket ile yapılan görüşmeler neticesinde yeniden sağlam malların gönderileceğinin belirtildiği ancak gönderilmediğini, bunun üzerine davalı şirkete zararın karşılanması amacıyla —- Noterliğinin 02.07.2014 tarih ve —– yevmiye no.lu ihtarın gönderildiğini, bunun üzerine davalı şirketin, —–Noterliği’nin 11.07.2014 tarih ve——yevmiye no-lu ihtarıyla cevap verdiğini, verilen cevapta, malların bozuk olduğunu davalı şirketin kabul ettiğini, ancak emtiayı göndermemek için olayı saptırıcı beyanlarda bulunduğunu, ayrıca davalı şirketle bu ihtilaf olunca ——İlinde faaliyet gösteren ——- aynı emtialar temin edilmeye başlandığını ve bugüne kadar birden fazla parti ihraç edilmesine rağmen herhangi bir sorunla karşılaşılmadığını, bu sebeple davalı şirketin ihtara verdiği cevapta malların bozulmasını sıcaklığa dayandırmasının, gerçeklikle ilgisinin olmadığını belirtmiş olup, davanın kabulüne, bilirkişi tarafından tespit edilecek zararın 02.07.2014 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte taraflarına ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dilekçesinde, 28.01.2014 tarihinde üretilen ürünleri 14.04.2014 tarihinde —–alıcı şirket olan—— teslim ettiğini beyan ettiğini, ancak malzemelerin—– no.lu beyanname ile 16.04.2014 tarihinde yurt dışı çıkışının onaylandığının görüldüğünü, bu durumda malzemenin nakliye sürecinin de hesap edildiğinde 14.04.2014 tarihinde —–olmasının mümkün olmadığını, anılan malzemelerin, uluslararası test şirketi olan —– isimli firma tarafından 10.04.2014 tarihinde bizzat kontrollerinin yapıldığını ve bu kontrollere istinaden ——no.lu uygunluk sertifikası ile sevk edildiğini, davacı şirket tarafından bahis edilen —— kendilerinin sahip olduğu alıcı firma olduğunu, dolayısıyla bahse konu bu şirketin tarafsız bir tutum içerisinde olduğunun kabul edilemeyeceğini, yaptırmış olduğu iddia edilen —— raporunun da aynı şekilde geçerli olmasının mümkün olmadığını, davacı tarafından bozulduğu iddia olunan —— ilaçlarının, davacı şirket tarafından müvekkili şirketin adresinden tam ve eksiksiz olarak nakliye firması ile teslim alındığını, müvekkil şirkete gönderilen ihtarnameye cevaben düzenlenen ihtarnameden anlaşılacağı üzere eğer bir bozulma olmuşsa nakliye ve hava koşullarının göz ardı edilmemesi gerektiğini, sertifikalı üretilen ve bu nitelikte teslim edilen malların iklimlendirme imkanı olmayan gemilerle ve sıcak memleketlere sevki sırasında karşılaştığı koşulların bir ihtimal bozulmaya sebebiyet verebilecek olup, her koşulda davalının sorumluluğunun bulunmadığını, davacı firmaya gönderilen malzemeler ile eşdeğerde malların aynı zamanda müvekkili şirketin diğer müşterisi olan —– verildiğini,—— bölgesinde faaliyet gösteren ve —— ihracat yapmakta olan dava dışı şirketten müvekkili şirkete hiçbir şikayet ulaşmadığını belirtmiş olup, davanın reddi ile dava masrafları ve ücreti vekaletin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkememizin 02/02/2016 tarih —– esas ve —– karar sayılı kararı —– Hukuk Dairesi’nin 14/01/2019 tarih ve—– Esas —— Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
—— Noterliği’ne yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü. Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.Dosya Mali Müşavir Bilirkişiye tevdi edilerek aldırılan 29/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının ibraz edilen defterlerinin HMK 222 uyarınca sahibi lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı defterlerine göre dava tarihi itibari ile 159 hesapta davalının 139.361,19 TL’si borçlu olduğu ancak davalının borcuna dayanak olacak belgelerin sunulamadığı, Davacının iş bu daya konu ettiği zarar ile ilgili dava dişi firmaya yapılan ihracat ile ilgili bedellerin dava dışı firmadan tahsil edildiği, davacının ayıp iddiası ile ilgili dayanak belgenin malın satıldığı firma tarafından hazırlanan yazı olduğu, Söz konusu ürünlerde ki zararın davalının kusurundan kaynaklandığına ilişkin olarak ürünler ile ilgili 3. Kişiler tarafından herhangi bir test ve benzeri işlem uygulandığına dair herhangi bir vesaikin bulunmadığı, tüm bu hususlar ve rapor içeriğinde ki açıklamalar ve vesaiklere göre davacının iş bu davada ki zararı ile ilgili maddi tazminat talebinin ispatlanamadığı görüş ve kanaatini bildirir raporunu mahkememize sunmuştur.Dosya—– bilirkişiye tevdi edilerek mali müşavir bilirkişiden ek —– bilirkişiden kök rapor aldırılmıştır.Bilirkişiler 09/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Dosya konusu ayıplı ürünün ticari ismi —- olan—- ilacının —– alıcı tarafından ayıplı olduğu ifade edilerek sorumluluğun kime ait olduğu konusunda bilirkişi tespit talebinde bulunulduğunu, Malı üreten Şirket—— kesilen fatura tarihi 03.04.2014, ilk parti ihracatın Gümrük Çıkış Beyannamesinin tarihi 23.10.2013 numarası—–ve—– ve 50.227,20 kg bürüt, 41.472 kg net ürün ihraç edildiğini, İkinci ihracata ait beyannamenin 16.04.2014 tarihli Gümrük Çıkış Beyannamesinin numarası —– ve —– ve 24.192kg bürüt, 19353,60kg net ürün ihraç edildiğini, beyannameler ile ilgili vermiş oldukları —– ait bu iki resmi beyannamelerden bu ürünlerin ihraç edildiğini, imalatçı davalı —– rapor ekinde bilginize sunulan, ——- İhraç Edilen Mallar İçin —- Uygunluk Belgesi hazırlatılmış —– Bu belgede —– kayıtlı olduğunu, Ekli faturada beyan edilen aşağıda belirtilen malların, ihracat öncesinde laboratuvar testlerine tabi tutulduğunu ve——onaylanmış Teknik Düzenlemelere ve/veya standartlara uygun olduğunun tespit edildiğini, dosyada mevcut ihbar tercümelerinde bozuk olduğu ifade edilen ürünlerin alıcı tarafından teslim alındığında iyi durumda olduğu ve teslim tarihinden bir ay sonra ürünlerin kutusunun üstündeki kırmızı kapaktan havanın girdiğini ve ürünü——-ve kurumuş halde gördüklerini tercüme ettiklerini, fakat nasıl bir analiz yapıldığı ve farklı anlamı olan—– ile kurumuş kelimelerin nasıl tespit edildiği ile ilgili bir belgenin dosyada bulunmadığını, ayrıca bozulan bu ürünlerin iade edildiğine dair dosyada herhangi bir belgede olmadığını, belge ve bilgilerden anlaşılan, bu ayıbın yüklemeden önce sağlam yolda sağlam alıcının deposunda yaklaşık bir ay sonra bozuluyorsa alıcının deposunu kontrol ettirmesi gerektiğini, dolayısıyla ayıptan ve malzemenin bozulmasından alıcı—– Ticaret müessesesinin sorumlu olduğuna dair kanaatlerini belirten raporu mahkememize sunmuşlardır.Bilirkişi heyetine aldırılan 28/12/2021 tarihli ek raporda özetle ; Dosyada davalı ve davacı arasında yapılmış bir teknik şartname uygun ürün numunesinin kendilerine verilmiş olması halinde ürünün bileşenlerini tespit ettirerek ve ürünlerin bozuk olup olmadığını tespit etmelerinin mümkün olabileceğini, dolayısıyla numune ve ambalajı görmeden bir şey söylenemeyeceğini çünkü poliüretan çeşitlerinin oldukça fazla olduğunu, Davacı vekili ——- firmasının analiz raporunun malın ihracı sırasında kutuların içinde bulunan sertleştirici maddenin standartlara uygun olup olmadığını ilişkin olduğunu, Ambalajların doğru ambalaj olup olmadığı ile ilgili olmadığını, uygunluk denetiminin sertleştiricinin niteliğine ilişkin olduğunu demekte ise de—— tasdik edilen yazılarda açıkça bozuk olduğu ifade edilen ürünlerin alıcı tarafından teslim alındığında iyi durumda olduğu ve teslim tarihinden bir ay sonra ürünlerin kutusunun üstündeki kırmızı kapaktan havanın girdiğini ve ürünü —— ve kurumuş halde gördüklerini tercüme ettiklerini, burada önemli olan ürünün kullanılabilir durumda olması olduğunu,—–tasdik edilen belgelerin bir tespit olduğu, analiz sonucu olmadığı, Nitekim belgelerinin altına “İşbu Tasdik Metne Şamil Değildir” ibaresi koyulduğunu, bir anlamda bu metni onaylıyoruz fakat metnin içeriğinden sorumlu değiliz dendiğini, sunacakları tarih kronolojisine dikkat edilirse belge tarihlerinin tutarsız ve gecikmeli olduğunun görüldüğünü, 1.ci Parti Ürünün; davalının davacıya kestiği fatura tarihinin 23.09.2013, davacının İthalatçıya kestiği fatura 23.09.2013 tarihli, Davacı ihracatçının hazırladığı—- 23.10.2013 tarihli(Gümrük çıkış beyannamesi)ve —– ve içinde toplam 41.472kg dan 23.040 adet kutu—– ile sertleştirici bulunduğunu, bu kontenerdeki ürünlerin, (Beyanname ve parti tarihi itibariyle) 28.08.2013 tarihinde üretilen —— parti nolu 576 karton 2304 kutu olduğu, 12.09.2013 tarihinde ithalatçıya teslim edildiğinde sağlam bir ay sonraki kontrolde bozuk olduğu —— tasdik edilen belgeden anlaşıldığını, 17.09.2013 tarihinde üretilen —— nolu parti ürünlerin de 11.552 kutu olduğu, 02.10.2013 tarihinde ithalatçıya teslim edildiğinde sağlam bir ay sonraki kontrolde bozuk olduğu—— tasdik edilen belgeden anlaşıldığını, dikkat edilirse bu ürünlerin parti numaralarının farklı fakat aynı beyanname ile gittiğinin anlaşıldığını, bu tarihleri taşıyan başkaca bir ——olmadığını, Ürünlerin İthalatçıya teslim tarihlerinin farklı olduğunu, gümrükten bu malı parti parti çektiklerinin anlaşıldığını, esas problemin 23.10.2013 tarihli Gümrük çıkış beyannamesi ile yola çıkan ürünlerin nasıl oluyor da 12.09.2013 ve 02.10.2013 tarihlerinde teslim ediliyor olduğu, bu durumun uluslararası ticarette mümkün olmadığı, böyle hatalı belge düzenlenmiş olamayacağı, olmayan malın teslim edilmiş gibi göründüğünü, ayrıca bozuk olduğu söylenen ürünlerin 02 Temmuz 2014 tarih ve——nolu Noter ihtarnamesiyle bildirildiğini, 2.ci Parti Ürünün Davalının davacıya kestiği fatura tarihi 05.03.2014, Davacının İthalatçıya kestiği fatura 05.03.2014 tarihli, Davacı ihracatçının hazırladığı—— 16.04.2014 tarihli(Gümrük çıkış beyannamesi) ve —-olan—- toplam 19.353.6kg, (16.128 kutu şeklinde) sertleştirici bulunduğunu, bu —–ürünlerin, (Beyanname ve parti tarihi itibariyle) 28.01.2014 tarihinde üretilen —— parti nolu 19.353.6kg, 16.128 kutu şeklinde olduğu, 14.04.2014 tarihinde ithalatçıya teslim edildiğinde sağlam bir ay sonraki kontrolde bozuk olduğu—— tasdik edilen belgeden anlaşıldığı, fakat esas problemin 16.04.2014 tarihli Gümrük çıkış beyannamesi ile yola çıkan ürünlerin nasıl oluyor da 14.04.2014 tarihinde teslim edildiğini, ayrıca bozuk olduğu söylenen ürünlerin diğerleri gibi 02 Temmuz 2014 tarih ve ——- nolu Noter ihtarnamesiyle bildirildiğini, sonuç olarak Uluslararası ticarette bozuk olan veya hatalı olarak ihraç edilen ürünler ayıp süresi geçirilmeden kontrollerinin yapılarak gerekli ise analizlerinin yapıldığını ve ihracatçı firmaya ayıbın bildirildiği, bu bildirimin üç alternatifli olabileceğini, a) Fiyatta indirim, b) İade, c) Bertaraf olmalıyken bu dosyada noter ihtarnamesi ile zararın karşılanması ihtarı olduğunu, Faturalar ve Gümrük Çıkış Beyannamesi karşılaştırıldığında, teslim alınan ürün miktarlarında da bir tutarsızlık olduğunu, 1.ci Partide 23.10.2013 tarihli Gümrük Çıkış Beyannamesi ile 41.472kg dan 23.040 adet kutu —— ile sertleştirici bulunduğunu, Buna mukabil dosyadaki —— tasdikli belgede 576 karton 2304 kutu, 12.09.2013 tarihinde ve 11.552 kutu da 02.10.2013 tarihinde ithalatçı firmaya teslim ettiklerini, dolayısıyla toplamda 2304411.552- 13.856 kutu ettiğini, 23.040 – 13.856 – 9.184 kutu eksik bildirildiğini, bu miktarın sağlam olduğumu anlaşılmalı, 2.ci partide 16.04.2014 Gümrük Çıkış Beyannamesi ile 19.353.6kg, 16.128 kutu şeklinde sertleştirici bulunduğunu, buna mukabil dosyadaki ——tasdikli belgede 14.04.2014 tarihinde ithalatçıya teslim edilen ürünün tamamının—– ve kurumuş bir şekilde olduğunun dendiğini, bu bilgiler göz önünde bulundurulduğunda ne kadar ürünün bozuk ne kadarının sağlam olduğu da eksik bilgi ve belge nedeniyle bilinmediğini, dosyada fiyat indirim teklifi yok, iade ve bertaraf ile ilgili de bilgi olmadığını, iade işleminin ve bertaraf işleminin yapıla bilinmesi için akredite bir laboratuvarın analiz raporuna ihtiyaç olduğunu, dosyada bu tür analiz raporu olmadığı gibi bu ürünleri bertaraf edildiğine dair de bir belge oladığı için bu ürünleri akıbetinin de bilinmediğini, İmalatçı davalı —– İhraç edilen mallar için —– Bu belgede ——kayıtlı olduğunu, vekilinde raporun varlığından bahsettiğini, dolayısıyla ürünün ithalatçıya teslim edildiğinde iyi durumda olduğunu, ayrıca bozulan bu ürünlerin iade edildiğine dair dosyada herhangi bir belgede olmadığını, dosyada ürünlerin imha edildiğini gösteren bir belgede olmadığı için ürünlerin kullanılır durumda olduğu ve kapaklarından hava almalarının tek nedeninin de sıcak ortamdan etkilenen ürün buharları dişli kapakların kenarlarından atmosfere karıştığından kaynaklanmakta olduğundan sundukları belge ve bilgilerden anlaşılan, bu ayıp yüklemeden önce sağlam, yolda sağlam, alıcının deposunda yaklaşık bir ay sonra bozuluyorsa alıcının deposunun depolamaya elverişli olmamasından kaynaklandığına dair kanaatlerini belirten raporlarını mahkememize sunmuşlardır.Mahkememiz dosyası Mali Müşavir, —— bilirkişiye tevdi edilerek aldırılan 05/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Ticari Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Dava dosyasında mevcut —– Bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, davacı şirketin 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, Dava konusu yapılan ürünlere ilişkin, davalı şirket tarafından davacı şirket adına, davacı şirket tarafından da dava dışı şirket adına düzenlenen faturaların davacı şirketin defterlerinde kayıtlı olduğu, Davacı şirketin, işbu ürünlere ilişkin davalı şirkete yaptığını beyan ettiği, her biri 33.177,00USD olmak üzere 4 adet toplam 132.708,00 USD bedelli çeklerin dava dosyasına sunulmuş olduğu, mahkemenin davacı lehine hüküm tesis etmesi halinde, Davacı tarafından zararın tazmini olarak talep edilen 132.710,40 USD’nin dava tarihi olan 31.12.2014 dava tarihindeki TL. karşılığının 309.825,70 TL. olacağı, (—–kur: 2,3346), Dava Konusu Ürünlere İlişkin Teknik Değerlendirme: 08.03.2022 tarihli celsede belirlenen hususlar bakımından davaya konu ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıbın gizli olup olmadığı, ayıp söz konusu ise davacı ya da davalı tarafın kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı; malın bozulma nedeninin taşıma veya saklama koşullarından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, yani üründe meydana gelen bozulmanın ambalajlanmasından mı, yoksa muhafaza koşullarından kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda: Teknik açıdan değerlendirme yapıldığında bahse konu malların bozulmasının davalının hatalı üretiminden, kusurundan kaynaklanmadığı; bu durumun alıcı firmanın deposundaki saklama koşullarının uygun olmamasından kaynaklandığı, teknik olarak ayıptan söz edilemeyeceği kanaatine varılabileceği; takdirin, Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, borçlar mevzuatı bakımından değerlendirme yapıldığında: taraflar arasında TBK m. 207 hükmüne göre “taşınır satış sözleşmesi”nin kurulduğu, davacının “alıcı” davalının ise “satıcı” sıfatını haiz olduğu; davacı alıcının, satım sözleşmesinde ayıp iddiasına dayalı olarak “uğradığı zararın giderilmesi”ni talep ettiği, Satım sözleşmesinde alıcının, ayıptan doğan seçimlik haklarını kullanabilmesi için öncelikle TBK m. 223 hükmüne düzenlenen “gözden geçirme (muayene etme) ve ayıbı bildirme (ihbar) külfeti”ni yerine getirmesi gerektiği, kanunun bu hükmünün emredici olduğu, mahkemece (yukarıdaki teknik değerlendirmenin aksine) satılan mallarda “gizli ayıp” olduğu kabul edilir ise bu halde (gizli ayıp halinin düzenlendiği) TBK m. 223/II, son cümle hükmü gereğince alıcı (davacı), ayıbı “hemen” satıcıya bildirmek (ihbar etmek) zorunda olup bildirmez ise satılanı bu ayıpla birlikte kabul etmiş sayılacağından (kanunda düzenlenen “külfet” yerine getirilmediğinden) ayıptan sorumluluk (ayıba karşı tekeffül) hükümlerine gidilmesinin kanunen mümkün olmayacağı, Dosya kapsamı incelendiğinde Sunulan tercüme belgeden davacının davalıdan aldığı malların, 14.04.2014 tarihinde dava dışı (——-) şirkete ulaştığı ve ayıplı olduğunu davacıya bildirildiğinin, Davacı tarafından ise davalıya —- Noterliği’nde 02.07.2014 – tarihinde düzenlenerek gönderilen —— yevmiye numaralı ihtarnamede söz konusu ayıp iddiasına yönelik açıklamalara ve talebe yer verildiğinin, hal böyle olmakla TMK m. 4 hükmünde düzenlenen “hâkimin takdir yetkisi” gereğince TBK m. 223/II, son cümle hükmünce davacı alıcının, ayıbı öğrenip “hemen” davalı satıcıya bildirip bildirmediğini (ihbar edip etmediğini) takdirin, münhasıran mahkeme’ye ait olduğu, eğer Mahkemece davacı alıcının, TBK m. 223/1I, son cümle hükmü gereğince gizli ayıbı “hemen” davalı satıcıya bildirdiği (ihbar ettiği) ve böylece kanundan düzenlenen külfeti yerine getirdiği kabul edilir ise bu halde davacı alı TBK m. 227/1I hükmüne göre ayıba ilişkin seçimlik haklardan “genel hükümlere göre tazminat isteme” yönündeki hak kapsamında talepte bulunduğu görülmekle “genel hüküm” olan TBK m. 112 hükmüne göre olumlu (müsper) zararını talep ettiği kanaatine varılabileceği; bu kapsamda zararın olup olmadığını, miktarını ve zararın tazmininin istenip istenemeyeceğini takdirin, mahkeme’ye ait olduğu, yönündeki kanaatini bildirir raporunu mahkememize sunmuştur.Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, aşamalarda aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile birlikte yapılan değerlendirmede; Davacı şirketin davalı şirketten —– ihraç edilmek üzere bir kısım ürün satın aldığı, —— ülkesinde faaliyet gösteren alıcı firmaya mallar teslim edildiğinde ürünlerin bozuk olduğunun tespit edildiği bunun üzerine, davalı şirket yetkilileri ile yapılan görüşmeler neticesinde, bozuk olan malların yerine yeni malların gönderildiği, alıcı firmaya da 14/04/2014 tarihinde teslim edildiği ancak iş bu malların da bozuk olduğunun tespit edildiği davacı şirkete zamanında sertleştirici madde gönderilmediğinden, davalı şirketten alınan ve sertleştirici madde ile birlikte kullanılacak verniklerin de bu sebeple bozulduğundan bahisle gerek bozuk malların gerekse sonradan zayi olan verniklerin bedelinin tahsili amacıyla davacının mahkememizde dava açtığı, tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak düzenlenen 29/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda teknik bir incelemenin olması sebebiyle dosyanın davaya konu ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği tarafların kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, malların bozulma sebebinin taşıma yada saklama koşullarından kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bu doğrultuda düzenlenen 09/07/2021 tarihli bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı kanaatine varıldığından, dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edildiği, denetime elverişli olduğu için hükme esas alınan 05/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda da vurgulandığı üzere , davaya konu malların bozulmasının davalının hatalı üretiminden veya kusurundan kaynaklanmadığı, bu durumun alıcı firmanın deposundaki saklama koşullarının uygun olmamasından kaynaklandığı, teknik olarak ayıptan söz edilemeyeceği, dolayısıyla davalının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 5.207,05-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden —– göre hesaplanan —— nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten yatıran taraflara iadesine, Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde —–Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.