Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/280 E. 2022/491 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/280 Esas
KARAR NO: 2022/491
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/12/2017
KARAR TARİHİ: 07/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketi nezdinde davalıya ait —– plaka sayılı aracın —- sigortalandığını, sigortalı aracın —- tarihinde —- ehliyetsiz olduğu saptanmış ve adı geçen sürücünün karakolda verdiği ifadesinde açıkça ehliyeti bulunmadığı ve kaza akabinde mahalden uzaklaştığını kabul, beyan ve ikrar ettiğinin görüldüğünü, kaza sonrası olay mahallinden uzaklaştığından adı geçen sürücünün alkol raporunun tespit edilemediğini,—— uyarınca, sigortalı aracın ehliyetsiz ve / veya alkollü sürücü tarafından kullanımı sonucunda doğan zarardan sigorta ettiren davalı sorumlu olduğu, meydana gelen kaza nedeniyle vefat eden —- tarihinde tediye edilen —- destekten yoksunluk tazminatının davalı borçlu tarafça tazmininin gerektiğini, davalı borçluya—- tarihli rücu mektubu gönderildiğini, ödenen tazminatın rücu’en tazmini talep edilmiş ise de, herhangi bir olumlu yanıt alınamadığını, davalı borçlu aleyhine——-dosyasından icra takibine geçildiğini, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamı ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin olay tarihinde oto kiralama ticari işletmeciliği yapmakta olduğunu, kazaya neden olan sigortalı aracın da bu amaçla —- adlı şahsa kiralanmış bir araç olduğunu, —- tarihinde kazaya sebebiyet veren sürücünün, müvekkilinin sözleşme ile kiraladığı —- adlı şahıs olmadığını, aracı kiralayan —-adlı şahısın bu aracı müvekkilinin bilgisi, rızası dışında ve de kiralama sözleşmesine aykırı olarak kazaya sebebiyet veren —–adlı şahsa kullanması için verdiğini, müvekkilinin bu durumu kaza sonrasından yetkili görevlilerden öğrendiğini, müvekkilinin sadece sigortalı olması ile tazminata konu zararlar arasında rücuen sorumluluğunu doğuracak uygun bir illiyet bağı bulunmamakta olduğunu, bu açıdan talep edilen tazminatın taraflarınca ödenmesinin mümkün olmadığını, öte yandan bu kaza nedeni ile ödenen tazminatın rücuen müvekkilinden talep edilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, ceza davası dosyasında da açıkça görüleceği üzere kazaya sebebiyet veren kişinin —- adlı şahıs olduğunu, burada da bu tazminattan sorumlu şahısların en başta haksız fiilinden kaynaklı olarak zarara sebebiyet veren —–olduğunu, bu açıdan kazan nedeni ile müvekkilinin sorumluluğuna gidilebilmenin madden ve hukuken mümkün olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile davacı sigorta şirketinin 3. Kişilere ödemiş olduğu tazminat bedelini kendi sigortalısına rücusuna ilişkin başalatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı, — plakalı aracın —- tarihleri arasında — sigortalandığını, aracın —- tarihinde karaştığı kaza neticesinde dava dışı 3. Kişilere tazminat ödemek zorunda kalındığını, aracın ehliyetsiz olarak kullanıldığından bahisle —- ödenen tazminatın kendi sigortalısına rücusunu talep ettiği dava öncelikle — dosyasından yargılamasına başlanmış ise de bu mahkemenin ——-Dosyada mevcut sigorta poliçesinde sigortalı ve sigorta şirketinin her ikisi tacirdir. Sigorta sözleşmesine konu edilen aracın ise kiralık araç olduğu açıktır. Yine işbu davanın tarafları da tacirdir. Ayrıca davanın tarafları arasında tüketici işlemi de bulunmamaktadır.’ gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilmiş yukarıdaki esas numarası ile mahkememizde yargılmaya devam edilmiştir.
Yargılama sırasında—- davalının —— istenilmiş olup gelen yazı cevabında davalının — tarihi itibari ile ——- olduğu —- tarihi itibari ile terkin edildiği, kazanın meydana geldiği —tarihi itibari ile işletme usulü defter tuttuğu, kazancının—- belirtilen hadlerin altında kaldığı, diğer bir deyişle davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Bu yönüyle huzurdaki dava ne mutlak nede nispi ticari dava niteliğinde değildir.
—- yine benzer bir olayda —- tarihli kararında —-Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
—- TTK’nın 1483. maddesi gereğince davanın ticaret mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
—– dava tarihinde 6502 sayılı Kanunun yürürlükte bulunduğu ve davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanunun 2. maddesinde; “Bu Kanun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” denilmekte, aynı Kanunun 3. maddesinde “Tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi ifade eder.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır.
6502 sayılı Kanuna göre, davalı sigortalı tüketici, taraflar arasında yapılan sigortacılık hizmeti ise; kanunun tanımladığı anlamda tüketici işlemidir.
6502 sayılı Kanunun; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile, “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini” düzenleyen 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle somut uyuşmazlığa bakma görevi tüketici mahkemelerinin görev alanına girmiştir.
Somut olayda, davacı vekilinin, davalının aracının davacı tarafından ——- sigortalandığı, davalının ehliyeti bulunmadığı halde aracı kullanırken kaza yaptığı, bu nedenle, karşı tarafın zararının şirketlerince ödendiğini ileri sürerek ödenen zararın davalıdan tahsili istemiyle dava açtığı ve dava tarihi olan —- tarihi itibariyle, yürürlüğe girmiş olan,——– uyarınca davaya bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu nazara alındığında, uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.’ şeklinde karar verdiği anlaşılmıştır.
Davalının kaza tarihi itibari ile tacir olmadığı , davanın mutlak ticari dava olmadığı gibi nisbi ticari dava niteliği da taşımadığı ancak kaza tarihi itibari ile ticari faaliyetinin tacir sınırları altında kaldığından esnaf sayılacağı nazara alınarak mahkememizin görevsizliğine HMK 2. Maddesi uyarınca Aliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli —— Asliye Mahkemelerine tevzii edilmesi için —— gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinn yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde —— Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı 07/06/2022