Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/277 E. 2022/194 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/277 Esas
KARAR NO : 2022/194
DAVA: İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 14/05/2019
KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın davacı tarafa borcunun olduğuna ilişkin —- bedelli mutabakat imzalandığını ve davalının borcunu ödememesi üzerine — üzerinden ilamsız takibe başlanıldığını, davalı yanın —miktarı banka yoluyla davacı şirkete havale ettiğini, havale edilen miktarın düşülerek —- bedelli itirazın iptali davası açıldığını, davada alınan bilirkişi raporlarında asıl alacağın —- olduğuna dair görüş bildirildiğini ve davalı tarafın sahte belge düzenleyerek borcu ödenmiş gibi gösterdiğini, davanın kabul edildiğini ve —- alacağın sübut bulduğunu, bilirkişi raporu doğrultusunda — alacağın sübut bulduğunu —alacağın da eklendiğinde toplam —- ödenmesi gerekli miktar olduğunu, davacı tarafın — daha alacağının olduğunu, bu nedenlerle davalı yanın hileli işlemleri ile haberdar olunamayan —- miktar için en yüksek avans faizi ile birlikte davacı tarafa verilmesine, davalının, imzası kendisi tarafından da ikrar olunan ıslak imzalı mutabakat evrakına dayalı alacağın hileli şekilde ödememesi nedeniyle, müvekkilinin haklarının ihlali ile mahrumiyetinin vuku bulması sebepleri ile İİK madde 37 ile İİK madde 177 ve devamı maddeleri uyarınca davalının iflasına karar verilmesine ve iflas kararının ilanına, TTK ve diğer ilgili maddeleri gereği tacir kişi ve şirketlerin iflasına ilişkin İİK’nın 181. maddesinde, ” 159, 160, 164,165 ve 166, maddeler, bu fasıl hükmüne göre vukua gelen iflaslara da tatbik olunur.” düzenlemesi uyarınca, 159. maddedeki muhafaza tedbirlerinin İİK 177. maddeye göre huzurdaki davaya uyarlanmasına, davanın basit yargılama usulüne uygun şekilde görülmesine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin harç ve masraflar ile birlikte davalı yan üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın —-davasında derdest yargılamaya konu olduğunu ve davacının aynı maddi vakıalara dayalı iflas talebi de, ——-sayılı dosyalarında derdest bir dava olarak görüldüğünü, huzurdaki davanın öncelikle derdestlik dava şartı nedeniyle HMK’nun 115. Maddesine göre usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, davacı tarafın soyut iddialar dışında hiç bir hukuki dayanağının bulunmadığını ve davanın esastan reddine karar verilmesini, — esas sayılı karar ile davanın kabulü ile — asıl alacak yönünden itirazın iptaline ve takibin ————– asıl alacak yönünden devamına karar verildiğini, ancak kararın kesinleşmediğini ve bu nedenle kesinleşmiş bir alacağının olmadığını, davacı tarafından dayanak gösterilen bilirkişi raporlarının —- tarihinden önce alışveriş yapan müşterilerin ——- kartlarında yüklü olan rakam bakiyesi olduğunu, bakiyenin davacı şirketin alacağı gibi gösterildiğini, ancak tüketicilerin —– yapacağı —– tüketicilerin —— belli —— yüklendiğini ve tüketicilerin bu ——– alışveriş yaparken kullanabileceklerini, davacının üzerinde alacak iddia ettiği tüketicilerin —— oluştuğunu, bu ——ancak tüketiciler tarafından istasyonda harcanması halinde davacının alacağı olabileceğini, davacının bayiliğinin sona erdiğini ve henüz harcanmamış tüketici puanlarından davacının bir alacak hakkının olmadığını, davacının davalı şirketle imzalandığını iddia ettiği mutabakatın da mesnetsiz olduğunu, davacının dayanak belgelerinin ——uygulamasına ilişkin kayıtlar olduğunu, davacı şirketin davalı şirketten ——- uygulamasından kaynaklanan herhangi bir alacağının kalmadığını bu nedenle davacı şirkete yapılmış——- kısmi bir ödemenin de söz konusu olmadığını, davalı şirkete atfedilecek hileli bir muamelenin söz konusu olmadığını, hileli işlemlerde bulunmak sebebine dayanarak doğrudan iflas talep eden kişinin alacaklı olduğunu ispatlaması gerektiğini ve bu nedenlerle davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine, aksi takdirde hukuki dayanaktan yoksun ve haksız davanın esastan reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı şirket yetkilisi — sunmuş olduğu —-tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini, yapılan incelemeler sonucunda ——– davacı şirket yetkilisi olduğu görüldü.
HMK’nun 307 – 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran, karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan taraf işlemi olmakla; davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Feragat nedeniyle reddine,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
5-Davalı lehine AAÜT uyarınca takdir olunan 5.100,00 TL. maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının ve iflas avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/03/2022