Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/270 E. 2022/526 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/270 Esas
KARAR NO : 2022/526
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/05/2019
BİRLEŞEN DAVA—– KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2019
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) ve Birleşen Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin turizm yazılımlarının üreticisi ve satıcı olduğunu, davalı şirket ile müvekkili arasında——- tarihli abonelik sözleşmesi imzalandığını ve davalı şirketin— yıl boyunca kendi müşterilerine satacağı bilet ve gerçekleştireceği rezervasyonları müvekkiline ait yazılım sistemi üzerinden gerçekleştirmeyi taahhüt ettiğini ayrıca taraflar arasında —-davalının – süresi olduğu iddia edilen — yıl boyunca her bir sözleşme yılı için belli miktarda minimum rezervasyon yapmayı taahhüt ettiğini ve müvekkilinin de bu taahhüde karşılık —- tarihinde peşin olarak—— adı altında davalı şirkete ödediğini, davalının —- ödemesini peşinen almasına rağmen sözleşme ve protokol ile kabul ettiği yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve taahhüt ettiği minimum —– ulaşamadığını, sözleşme ve protokol gereğinin davalı şirketçe yerine getirilmediğini ve ceza ödemesi gerektiğini bu nedenle davalı şirkete —– düzenlendiğini, ayrıca davalı şirkete protokol ve sözleşmeden kaynaklı bir fatura daha düzenlendiğini ve davalının, yazılımların müvekkili tarafından bakımı ve gözetimi karşılığında ürün bedeli ödemeyi taahhüt ettiğini, davalıya protokol kapsamındaki ürün bedelinin tahakkuk ettirildiğini ve buna ilişkin —- tutarındaki faturanın davalı şirkete gönderildiğini ancak her iki fatura bedelininde davalı şirketçe ödenmediğini ve faturaları müvekkiline iade ettiğini, bunun üzerine—- icra dosyası ile icra takibine başlanıldığını ve davalının takibe itiraz ettiğini, bu nedenlerle müvekkili ile davalı arasında akdedilmiş olan —- tarihli abonelik sözleşmesi ve —– tarihli protokoller gereği ve taraflar arasındaki mevcut ticari ilişki neticesinde davalı yanın sözleşme ve protokol ile kendisine yüklenmiş edimlerini ve taahhütlerini yerine getirmemesi nedeni ile temerrüt tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının —- birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile tahsili talep edilen —— dosyasına yapılan itirazın iptali ve takibin devamına, davalı tarafın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın sistem sonuç raporu olarak sunduğu tablonun somut delil olarak kabul edilemeyeceğini, müvekkil şirketin öngöremediği nedenler dolayısıyla belirlediği hedefe ulaşılamamış olabileceğini ve bu durumun sebebi ile müvekkiline ceza uygulanmasının hukuka ve adalete aykırı olacağını, alacağını faturaya dayandıran davacının fatura içeriğindeki hizmeti verdiğini ve faturaların usulüne uygun tebliğ ettiğini ispatlamakla yükümlü olduğunu, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını ve müvekkili temerrüde düşürülmediğinden faiz talebi ve faiz oranının yerinde olmadığını, kabul etmemekle birlikte dava konusu borcun likit olmadığını ve alacağın yargılamayı gerektirdiğini, huzurdaki davanın dayanağının olmadığını bu nedenlerle, davanın reddine, icra takibi ile huzurdaki davada kötüniyetli hareket eden davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına, %10 dan az olmamak üzere idari para cezasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN —– SAYILI DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında — tarihinde abonelik sözleşmesi imzalandığını, esasen sözleşme imzalanan—–davalı şirketle birleşerek fesholunduğunu, bu sözleşme uyarınca davalının satacağı biletleri ve gerçekleştireceği———– boyunca davacı şirketin ——– yazılım sistemi üzerinden gerçekleştirmeyi taahhüt ettiğini, aynı tarihte yürürlüğe giren protokol uyarınca da davacının belli miktarlarda —– yapmayı taahhüt ettiğini, davacının da davalıya —- imza bonusu ödemeyi kabul ettiğini, ancak davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalının eksik üretim bedelleri tutarı karşılığı fatura düzenlendiğini ve davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirketin ödeme yapmaması üzerine sözleşmenin feshedildiğini, bu kapsamda davalının yerine getirmediği —– yılları karşılığı cezai şart tutarlarını ödemesi gerektiğini, bu nedenle toplam —- cezai şart alacağının fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden davalı şirketten alınarak davacı şirkete ödenmesini, bu alacağa 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca faiz uygulanmasını ve dosyanın daha önce açılan ——esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının sözleşmeyi süresinden önce feshettiğini, davacının sözleşmeye aykırı davrandığını, müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını, mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın yetkili—- Mahkemelerine gönderilmesine, aksi halde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl Dava; davacının——– yıllık Abonelik sözleşmesi ile sunduğu iddialarıyla ödenmeyen fatura bedellerine dayanarak başlattığı takibe itirazın iptali davası olup, Uyuşmazlık; takip tarihi itibariyle davacı alacağı olup olmadığı, varsa miktarı, takipten önce temerrüt olup olmadığı, varsa talep edebileceği işlemiş faiz tutarının ne olacağı noktalarında toplanmaktadır.
Birleşen dava; davacının turizm yazılım hizmetinden ve feshinden kaynaklı cezai şart istemi olup,
Uyuşmazlık; dava tarihi itibariyle davacı alacağı olup olmadığı, varsa miktarı, mahkememizin yetkili olup olmadığı, davalının ileri sürdüğü yetki sözleşmesinin bu davaya konu alacak yönünden geçerli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Asıl davanın konusu —– sonucunda; davacı tarafın — fatura nedeniyle — alacak ve — işlemiş faiz alacağı ile — nolu fatura nedeniyle — asıl alacak, — işlemiş faiz alacağı toplamı —-üzerinden takip talebinde bulunduğu ve ödeme emrinin borçlu tarafa tebliğ edildiği, icra dosyasında bulunan borçlu ve mahkememiz dosyasında davalı taraf olan şirketin—–tarihli borca itiraz dilekçesi sunduğu, borca itirazın yasal sürede yapıldığı, bu davanın yasal sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf Birleşen —- cezai şart alacağı talebini mahkememize sunduğu —- tarihli ıslah dilekçesi ile HMK’nun 180.maddesine göre tam ıslah etmiş, ıslah dilekçesinde; ” davanın tamamen ıslahı ile taraflar arasında akdedilmiş olan —– tarihli abonelik sözleşmesi, — imza tarihli ve —- yürürlük tarihli protokol ile taraflar arasındaki mevcut ticari ilişki neticesinde davalı yanın sözleşme ve protokol ile kendisine yüklenmiş edimlerini ve taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle fazlaya ilişkin tüm haklarını saklı tutmak hakkı ile ödenen imza bonusundan bakiye kalan ve eksik bakiye segment taahhütlerine karşılık olan —- tutarında eksik segment bedeli ile sözleşmenin haklı fesih tarihi olan —- yılından önceki dönem olan — yılı eksik —– karşılığı cezai şart bedeli olan—–olmak üzere toplam —– tutarındaki alacağın fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, ödeme tarihindeki kur üzerinden 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre faiz işletilmesine karar verilmesini ” talep ettiği, daha önce yatırılan harç tutarı nazara alınarak tam ıslah dilekçesi ile yatırılan harç tutarının yeterli bulunduğu, davanın tam ıslahından sonra davalı tarafın cevaplarını sunduğu anlaşılmıştır.
Davacının abonelik sözleşmesini —- yaptığı, daha sonra bu şirketin sicil kayıtlarına göre davalı —–tarihinde birleşmiş olduğu, davalının taraf sıfatının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafın ——-tarihleri arasındaki dönem için düzenlemiş olduğu faturaları davalı tarafa gönderdiği, davalı tarafından bu faturaların iade edildiği ve asıl davaya konu icra takibinin bu faturalara ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Sözleşmede davacının ——-tutum kayıtlarının delil kabul edildiği anlaşılmakla delil sözleşmesi uyarınca bu kayıtlar üzerinde inceleme yapılmıştır.
Birleşen davaya konu alacak talepleri ile ilgili davacının —- tarihli ihtarname düzenleyerek taahhütlerini yerine getirmediğinden bahisle peşin ödenmiş imza ——– tutarı nedeniyle sözleşme ve protokol süresinin geri kalan —— bildirdiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmede temerrüdün düzenlendiği, buna göre fatura düzenlendikten sonra —– içinde ödenmemesi halinde temerrüdün oluşacağına ilişkin hüküm bulunduğu tespit edilmiştir.
Birleşen dosyada yapılan incelemede sözleşmenin haklı nedenle feshinden sonraki dönem için cezai şart istenebileceği konusunda bir düzenleme olmadığı tespit edilmiştir. Davacı taraf da birleşen dosyadaki cezai şart istemine ilişkin talebini tümden ıslah ederek davasını peşin ödediği imza bonusundan bakiye kalan segment bedeli ve sözleşmenin haklı feshi olan —– yılından önceki —– yılı eksik —— karşılığı alacağını talep etmiştir.
Davalı taraf birleşen dosyada tam ıslaha karşı sunmuş olduğu cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunarak taraflar arasında yetki sözleşmesi olduğu iddia etmiş, sözleşmede imza bonusu iadesine ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, davacının ancak sebepsiz zenginleşmeye gidebileceğini ancak sebepsiz zenginleşme yönünden de 2 yıllık zamanaşımının dolduğunu iddia etmiştir.
Davalının birleşen dosyada yetki itirazında —- tarihli abonelik sözleşmesindeki yetki şartına dayandığı, bu tarihin davadan sonraki bir tarih olması sebebiyle ve davaya konu—— tarihli sözleşmede de yetki şartı bulunmadığından davanın genel yetkili mahkeme olan davalının ikametgahı mahkemesinde açılmış olması nedeniyle ön inceleme duruşmasında yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
HMK’nun 180.maddesine göre, birleşen dava tamamen ıslah edilmiş olduğundan davacı tarafa duruşmada, tam ıslah edilen birleşen dava nedeniyle dava şartı olan arabuluculuk yoluna gidilip gidilmediği hususu sorulmuş, davacı ve birleşen dosya davacısı vekili —— tarihli duruşmadaki beyanında; birleşen dosyada ıslahtan önce arabuluculuk yoluna başvuru yapılmadığını ancak ıslahtan önce ilk açılmış bulunan davada başvurulmuş olduğunu, davanın tam ıslahından önce ayrı bir arabuluculuk başvurusu yapmadıklarını beyan etmiştir.
Asıl davada davacı şirketin talebinin, taraflar arasında imzalanan Abonelik Sözleşmesi doğrultusunda —-yılında davalı şirket tarafından taahhüt edilen üretimin yerine getirilmemesi nedeniyle davalı şirket adına düzenlenen —— alacağının tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında —- tarihli ve—– akdedilmiştir. Bu sözleşmeyle davalı/abone kendi müşterilerine satacağı biletleri ve gerçekleştireceği rezervasyonları, davacının. rezervasyon yazılım sistemi üzerinden gerçekleştirmeyi taahhüt etmiştir.
Yine taraflar arasında sözleşmenin eki niteliğinde — tarihli Protokol akdedilmiştir. Bu Protokol’ün ilgili hükmüne göre: davacı, imza bonusu olarak davalı/aboneye — —- yapacaktır. Davacının yapımış olduğu bu ödemenin karşılığı olarak davalı, sözleşmenin her yılında, davacının sistemi üzerinden protokoldeki tabloda belirtilen miktarda yıllık “uygun rezervasyon” gerçekleştirecektir. Davalı, belirtilen bu rezervasyon tutarını herhangi bir sözleşme yılında gerçekleştiremediği takdirde davacıya, gerçekleştiremediği rezervasyon başına –yani cezai şart ödeyecektir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin —- yılını kapsayan ilk 1 yıllık dönemi —- tarihinde sona ermiştir. Yargıtay içtihatlarına göre; davacının —- yılındaki eksik rezervasyonlar (eksik hizmet alımları) nedeniyle davalıdan cezai şart talep etmeye hak kazanabilmesi için en geç — yılına ilişkin —– yıllık sözleşme döneminin sona erdiği —– tarihinden sonra, bir sonraki sözleşme yılına —-ilişkin olarak davalıya hizmet vermeye başlamadan önce —— yılından kaynaklanan cezai şart alacağını talep etme hakkını saklı tutmuş olması gerekir. Ne var ki davacının — sözleşme yılına ilişkin olarak davalıya hizmet vermeye başlamadan önce —– yılından kaynaklanan cezai şart alacağını saklı tutmuş olduğuna dair herhangi bir delil sunulmamıştır. Davacının bu hususu ispata yönelik somut bir deliline rastlanmamıştır. Bu nedenle davacının, —— göre, —–yıllık sözleşme dönemi için davalıdan cezai şart talep etme hakkını kaybettiği kanaatine varılmaktadır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmedeki protokolün ürünler başlıklı maddesinde;—–detayları belirtilen ürünlerin kullanımı için fatura düzenleyecektir ve ilgili faturanın —– tarafından gönderilmesinden sonra Abone tarafından fatura tarihinde ödenecektir…” hükmü yer aldığından, davacının davalıdan —- hizmet bedeli alacağını içeren—— yazılı olan — hizmet bedeli alacağını talebe hak kazandığı, bu tutara temerrüt tarihinden itibaren takipte talep ettiği —– işlemiş faiz isteminin yerinde olduğu kanaatine varılarak asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Tam ıslah edilen birleşen dava yönünden ise, arabuluculuk dava şartı yerine getirilmemiş olduğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle;
A)ASIL DAVA;
1-Davalının itirazının kısmen iptali ile — sayılı dosyasında takibin ——-Alacak üzerinden devamına, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre faiz yürütülmesine,
2-Alacak likit olduğundan alacağın tahsil tarihindeki kur değeri üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
3-Davacının icra takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 138,41 TL harcın, peşin alınan 1.768,91 TL ve icra dosyasında alınan 450,19 TL. toplamı 2.219,10 TL. harçtan mahsubu ile bakiye 2.080,69 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-Davacı tarafından sarf olunan 16.500,00 TL bilirkişi ücreti, 346,70 posta gideri olmak üzere toplam 16.846,70 TL. yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına isabet eden 320,08 TL. si ile 182,81 TL. harç gideri toplamı 502,89 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalanının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarfolunan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
7-Davacı yararına, davanın kabul edilen kısmı üzerinden AAÜT uyarınca taktir edilen 2.026,21 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı lehine, davanın reddedilen kısmı üzerinden AAÜT’nin 13/2.maddesi uyarınca taktir edilen 13.597,71 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurmuş oldukları ——–nolu görüşmeler neticesinde belirlenen 1.320,00 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 25,08 TL’sinin davalıdan, 1.294,92 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
10-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
B)BİRLEŞEN D AVA;
1-Tam ıslah edilen birleşen davada arabuculuk dava şartı yokluğundan HMK’nun 114/2 ve 115. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harcın , peşin alınan 13.187,04 TL ve 59,30 TL. ıslah harcı toplamı 13.246,34 TL. harçtan mahsubu ile bakiye 13.165,64 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 10,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Birleşen davanın ilk açıldığı tarihte yapılan ancak dava tam ıslah edildiği için geçersiz hale gelen——– dosya nosu ile yapılan Arabuluculuk başvuru işlemi yönünden 1.320,00 TL. Arabuluculuk masrafının davacıdan alınarak, hazineye irad kaydına,
7-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair,Davacı/birleşen dosya davacısı vekili ile Davalı/birleşen dosya davalısı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/06/2022