Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/264 E. 2020/133 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/264 Esas
KARAR NO : 2020/133 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 11/03/2016
KARAR TARİHİ : 20/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirket ile davalı şirket arasında yoğun bir ticari iş ilişkisi olduğunu 29.316,86 TL bedelli faturaya istinaden davalı tarafından kısmi ödemeler yapıldığını ancak davalının 3.456,38 TL cari hesap borcu bulunduğunu borcun ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün —– esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığının davalının takibe itiraz ettiğini davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. HMK’nun 128. Maddesi uyarınca; Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacı tarafça alacaklı sıfatı ile cari hesap ilişkisinden ve faturadan alacağından kaynaklı icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasından ibaret olduğu görüldü.
Mahkememizden verilen —– sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —— Hukuk Dairesinin —– Karar sayılı ilamıyla Kaldırılmakla, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı görüldü.
Dosyamız arasına alınan İstanbul Anadolu ————-. İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin 12.04.2013 tarihinde icra takibine giriştiği, ödeme emrinin davalı borçluya 05.08.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da 07.08.2013 tarihinde, süresi içinde, takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan 07/08/2013 tarihli itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: Davacı şirketin lehine delil) niteliğine sahip ticari defterlerine göre; Davacı şirket ————– alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır. Davalı şirketin bilirkişi incelemesine defterlerini sunmaması sebebiyle, tarafların ticari defter karşılaştırması gerçekleştirilememiştir. Davaya konu alacağın, davacının davalıya kestiği ——–kaynaklandığı tespit edilmiştir. Söz konusu faturaya ilişkin sevk irsaliyesi, arşivden bulunamadığı gerekçesiyle tarafıma sunulamamıştır. Dava dosyasına ekli olan, davalıya ait — formu ile, davacıdan inceleme sırasında temin edilen —- formu karşılaştırılmıştır. Davalı şirkete ait —- formunda, davalı şirketin kendisine davacı şirketten 24.844,00TL matrah bedelli fatura kesildiğini vergi dairesine beyan ettiği; davacı şirkete ait —-formunda da, davacı şirketin davalı şirkete 24.844,00TL matrah bedelli fatura kestiğini vergi dairesine beyan ettiği tespit edilmiştir. Tarafların ——- formları bu bakımdan birbirleriyle tam uyumludur. Buna göre davalı şirketin, alacağa konu faturayı kabul ettiği, kayıtlarına işlediği ve vergi dairesine beyan ettiği sonucuna varılmıştır. Davalı tarafça dosyaya, bu fatura bedelinin tamamının ödendiğine dair bir belge sunulmadığı yönünde mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporlarının HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporu yeterli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek hükme esas alınmıştır.
İlgili Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılara——– formları celbedilmiş; yapılan incelemede uyuşmazlığa konu faturanın davacı taraföa ——-, davalı tarafça BA bildiriminin yapıldığı anlaşılmışmıştır. Yargıtay ——Hukuk Dairesi —— sayılı kararında;‘’..Sözü edilen faturaların davalı şirket tarafından —— formlarıyla vergi dairesine bildirilmesi halinde faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğinin ve fatura konusu malların da teslim alındığının kabulü gerekir.’ denilmiştir.”İlgili Yargıtay kararına göre —- formlarının vergi dairesine bildirilmesi malın teslim edildiğinin kanıtı olduğunu belirtmiştir. Yargıtay— Hukuk Dairesi —-. sayılı kararında ise;”…(BA) formunun da “dayanak belge” kapsamında mütalaa edilmesi gerektiği, bu belgenin merciinden getirtilmesinden sonra, ispat yükünün (vergi dairesine sunduğu form ile savunması arasındaki esaslı çelişki yaratan) DAVALIYA GEÇTİĞİ …Bilirkişi ek raporunda: davacının iddia ve kayıtlarında geçen mal teslim olgusunun, davalı tarafından ilgili vergi dairesine sunulan —- formlarında da teyit edildiği, bu durumda aksi yönde savunmada bulunan davalının ancak iade faturası ya da düzeltme beyannamesiyle savunmasını ispat edebileceği beyan edilmiştir. belirtilmiştir.- İlgili —– kararına göre ise —- formlarının incelenmesi sonucu uyuşan belge ve Ticari defter incelemeleri sonucunda malın teslimi ile ilgi ispatın davalıya geçtiği ve ilgili vergi dairesine iade faturası ya da düzeltme beyannamesiyle kanıtlayabileceği belirtilmiştir.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğu davacının incelenen defterleri ile sabittir. Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilmesi için HMK’nun 222. Maddesi uyarınca kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. Bilirkişi raporunda davacı taraf defterlerinin defterlerinin HMK 222. Maddesinde belirtilen usulde olduğu tespit edilmiştir. Davacı delil listesi ile ticari kayıtlara dayanmış usulüne uygun ihtarata rağmen davalı taraf defterlerinin ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Davacı tarafça davalı adına icra takibine konu fatura kesilmiş olup; defter incelemesi neticesinde aralarında başkaca bir ticari ilişki olmayıp; kesilen faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. — Hukuk Dairesi ——- Sayılı emsal kararı ile de belirtildiği üzere; davalı ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmış ve davacının ticari defterlerinde faturanın kayıtlı olduğu, tarafların faturayı vergi dairesine —— olarak beyan ettikleri, faturaya istinaden davalının kısmi ödeme yaptığı anlaşılmakla; faturaya konu malların teslimi davacı tarafça ispatlanmış olup, davalı tarafça fatura konusu bedelin ödediği ispat edilemediğinden; davalının icra takip dosyasındaki itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşıldığından; bu bedel yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; işlemiş faiz yönünden faturanın düzenlenmiş olması davalının temerrüde düşürülmesi yönünden tek başına yeterli olmayıp; icra takibinden önce takibe konu faturaya dair davalı tarafın temerrüde düşmediği anlaşılmakla; İstanbul Anadolu——– İcra müdürlüğünün —– esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 3.456,38 TLiçin İİK 67 maddesi gereğince iptaline karar verilmiş; icra inkar tazminatı açısından; İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacağın faturadan kaynaklandığı ve likit olduğu anlaşılmakla; kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN KABULÜ İLE;
1- İstanbul Anadolu —-. İcra müdürlüğünün —- esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın — için İİK 67 maddesi gereğince İPTALİNE, takibin devamına,
2- Alacak likit olmakla ——-%20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 236,10 TL harcın mahkememiz veznesine yatırılan 59,03 TL den mahsubu ile 177,07 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından yapılan 33,80 TL ilk masraf, 59,03 TL peşin harç, 182,50 TL posta-tebligat masrafı, 800,00 bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.075,33 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca ——— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda 6100 Sayılı HMK’nun 341/2 maddesi uyarınca değer itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı