Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/260 E. 2022/335 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/260 Esas
KARAR NO:2022/335
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/05/2019
KARAR TARİHİ : 05/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili —- kredi borçlusu —-tutarlı —— imzalandığını, Anılan sözleşmeyi davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, anılan sözleşme kapsamında borçlu şirkete taksitli ticari kredi kullandırıldığını, Anılan —– ödenmeyince, borçlulara ——yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilmiştir. Söz konusu ihtarname uyarınca da borçlular tarafından herhangi bir ödeme yapılmayınca, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, kredi borçlusu ve taşınmaz malikleri hakkında —- dosyaları üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi, müteselsil kefiller hakkında —–dosyası üzerinden genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, Borçlular tarafından,—- dosyası ile talep ediler borcun tamamına ve ferilerine itiraz edildiğini, —— dosyasından başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahmiline karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının huzurdaki davayı ikame etmesinin nedeninin mükerrer tahsilat ve vekâlet ücreti elde etmek olduğunu, Dava konusu yapıları alacağa ilişkin teminat altına alınması amacı ile gayrimerikul teminatları verildiğini, —— ayrı taşınmaz üzerine davacı lehine ipotek tesis edildiğini, Davacının bu ipoteklerin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığını, bu icra takipleri ipoteklerin sonuçlanmadan, rehin açığı kalıp kalmayacağı belli olmadan aynı alacak ilişkisinin tahsili amacıyla yeniden farklı bir icra takip dosyası açılması yeniden avukatlık ücreti ve masrafın müvekkillerden talep edilmesi mükerrer tahsilata neden olacağını, davacının alacağının çok üstünde değere sahip taşınmazlar ile davacının alacağını ——-altına alındığını, bu sebeple huzurdaki davanın konusuz olduğunu, yargıtay’ın içtihatlarında açıkça vurgulandığı üzere; alacaklının—- doğan hakkin kullanmasının — hakkın kötüye kullanılması niteliği taşıdığının belirtildiğini, — yönünden huzurda davanın hukuki dayanağı olmadığını, kefil olarak yer alan — —– olmadığını, imza atması ya da — okuyup anlaması ve imza altına alması hukuken mümkün olmadığını, bu sebeple — yönünden hukuki dayanağı olmadığını, ——– olmadığını, Ayrıca —– na ait olmadığını, kefillik sözleşmesi yapılırken eş muvafaktının alınmadığını, ayni şekilde davalı —- kefillik sözleşmesi yapılırken eş muvafakatının alınmadığını, Zira davalı müvekkiller 3. Bir kişimin borcuna kefil olduğu iddiası bulunmadığını, Bu sebeple borçlandırıcı işlemde eşin tek başına yaptığı işlemin geçerli olması için diğer eşin onay ve/veya icazet vermesi gerektiğini, Bu sebeple kefillik sözleşmesinin geçerli olmadığını, Davaya konu ——- ihtarnamelerin davaya müvekkillerin hepsine tebliğ edilmeksizin yasal işleme başlanmış olduğunu, bu hususun da usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacının işletmiş olduğu faizin de fahiş miktarda olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin ve kötü niyet tazminatının davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile takip tarihi itibariyle kefaletten dolayı davacı bankaya borçları olup olmadığı, varsa tutarı, takipten önce temerrüt olup olmadığı, varsa takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarı, davalıların süre tutum dilekçesinde ileri sürdükleri zamanaşımı, yetki, görev, hakdüşürücü süre itirazlarının yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dosyamız arasına alınan —-icra dosyasının yapılan incelemesinde — tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalılara/borçlulara tebliğ edildiği, davalılar vekilinin —- tarihinde süresinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan—– tarihli itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
—– yazılan müzekkerelere,—– yazılan talimata ikmalen yanıt verildiği müzekkere cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup, bilirkişinin mahkememize hitaben sunmuş olduğu —- tarihli raporunda özetle: İnceleme, tespit ve değerlendirmeler sonucunda, Davacı Bankanın — takip tarihi itibariyle Davalı—- olarak hesaplandığını, —- icra—-,— takibinde yapılan toplam :—- olduğunu, Davacı bankanın takip tarihinden itibaren tamamen ödeninceye kadar yıllık—– temerrüt faizi ve faizin gider vergisini talep edebileceği , Tarafların masraf, vekalet ücreti, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin mahkemenin taktirinde kaldığını sonuç ve kanaatine varıldığını belirten raporunu mahkememize sunmuştur.
Bilirkişi raporları HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava dilekçesi cevap dilekçesi aşamalarda aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile birlikte yapılan değerlendirmede,davacı ile dava dışı — arasında arasında — tarihli — imzalandığı,diğer davalıların da kefil sıfatıyla —- limitle sözleşmeyi imzaladığı,aynı tarihli genel kredi ek sözleşmesinin davalı kefillerce imzalandığı,davalı kefil —- muvafakatname belgesini imzaladığı,aynı şekilde davalı—– muvfakatnamede imzasının olduğu,——- ise sözleşmenin imzalandığı tarihte şirket ortağı olduğu,dolayısıyla eş rızasının aranmadığı,davalı tarafça—- yönünden okur yazar olmadığı iddiasında bulunulmuşsa da davacı vekilince sunulan dava dışı şirkete ait —- imza sirkülerinde davalı —imzasının bulunduğu,okuma yazmasının bulunmadığına ilişkin iddianın ispatlanamdığı,bu sebeple bu yöndeki savunmalarına itibar edilmediği,davalı —- tarafından kefalet sözleşmesindeki imzanın,ayrıca—– muvafakatnamedeki imzası ile diğer davalı —- muvafakatnamedeki imzasının inkar edildiği,imza inkarlarına yönelik olarak mahkemece taraflara imza örneklerinin alınması ve imzası inkar edilen sözleşmedeki imza tarihlerinden önce ve sonraya ait imza örneklerinin bulunduğu yerleri bildirmek üzere süre verildiği ancak verilen süreye rağmen ara kararların gereğinin yerine getirilmediği,dolayısıyla davalıların imza inkarlarına ilişkin iddialarını ispatlayamadığı,öte yandan davalı tarafça—— kredinin kefili hem de teminat olarak verilen taşınmazların sözleşme tarihi itibariyle maliki olduğu,davalı tarafça ,—- yapılamayacağına ilişkin itirazda bulunulmuşsa da, —— ilgili olarak düzenlenmiş olup, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin “rehni veren” hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçmesini önlemekte ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tâbi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin bulunmakta olduğu, Bir diğer anlatımla, İİK.’nun 45. maddesi asıl borçlu için getirilmiş bir kural olup, kefiller hakkında uygulanamayacağı,Öte yandan, ——– ilamında açıklandığı üzere alacağın rehin tutarı ile karşılanamayacağının anlaşılması ve bunun belirgin olması durumunda tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile alacaklının asıl kredi borçlusu hakkında haciz yolu ile takip yapmasına bir engel bulunmadığı,davacının da —–dosyasıyla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibe geçtiği,dava tarihinden sora —-tahsilatların infazda dikkate alınmasının gerekeceği,bu kapsamda takip tarihi itibariyle davalıların ödenmeyen kredi borcu sebebiyle sorumlu olduğu miktarların denetime elverişli — tarihli bilirkişi raporunda —-olmak üzere toplam——olarak belirlendiği,raporun hükme esas alındığı kanaatiyle davanın kabulüne alacak likit olduğundan asıl alacağın %20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının DAVASININ KABULÜ İLE ile Davalıların — dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE ,takibin —- masrafı olmak üzere toplam —- üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla devamına,dava tarihinden sora—- dosyasına yatan —- sonraki tahsilatların infazda dikkate alınmasına , takip tarihi itibariyle avans faiz işletilmesine ;
Asıl alacağın %20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 33.497,87-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 558.672,13-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 41.569,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan (yatırılan harçtan iadesine karar verilen harç düşüldükten sonra kalan) ; 33.497,87 TL Harc ile 44,40-TL Başvuru Harcı, 750,00-TL Bilirkişi ücreti, 413,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 34.705,27TL’nin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5- Tarafların dava şartı nedeniyle başvurmuş oldukları —– numaralı görüşmeler neticesinde belirlenen 1.320,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
6- Davalıların yapmış oldukları masrafın kendi üzerlerinde bırakılmasına,
7-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde——– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/04/2022