Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/255 E. 2019/962 K. 07.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/255 Esas
KARAR NO: 2019/962
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ: 07/05/2019
KARAR TARİHİ: 07/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın ——- yılında kurulduğunu ve reklamcılık sektöründe faaliyet gösterdiğini, ——- tarihi itibariyle sermayesinin —–TL olduğunu ve sermayesinin tamamının ödendiğini, ——-yılında iki büyük proje ile ilgili oluşan sıkıntıların getirdiği yüksek zararın müvekkili şirketin bilanço yapısını ve nakit akışını bozduğunu——- yıllarında ekonomik sıkıntılara girmesi nedeniyle bu dönemde nakit akışını yüksek faizle döndürmek zorunda kaldığını, geçici olarak yaşadığı likidite sıkıntısı yaşadığını, konkordato projesinin kabul edilmesi halinde bütün alacaklıların alacaklarının tamamına sadece faizden vazgeçerek belirli bir vadede kavuşma imkanı yakalayacaklarını belirterek, davacı müvekkilinin ödeme güçlüğüne düşmesi nedeni ile İİK’nun 285 vd. maddeleri gereğince yaptıkları iş bu konkordato taleplerinin kabulü ile, İİK md.286 gereği aranan belgeler dava dilekçesi ekinde mahkemeye eksiksiz olarak sunulmuş olduğundan İİK md.287 gereği müvekkilleri lehine 3 ay geçici mühlet kararı verilmesini, İİK’nun 287. 294. ve diğer madde düzenlemeleri gereği gerekli her türlü tedbir kararının verilerek uygulanmasını, ihtiyati tedbir kararlarının aynen devamı ile yargılama sonrasında kesin mühlet kararı verilmesi ile yargılama neticesinde de konkordatonun tasdikine kararı verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davacı tarafından mahkememizce verilen kesin süre içerisinde iflas avansı, konkordato gider avansı yatırılmış olup, sicil kayıtları celbedilerek ve gerekli ilanlar yaptırılarak—— tarihinde geçici mühlet tedbirlerinin verildiği anlaşılmıştır.
Şirketin ticari defter ve mali tablolarının incelenmesi, hali hazırdaki durumları, sunulan ön projelerin ticari kayıtlarla uyumlu olup olmadığı, eksiklik bulunup bulunmadığı, şirketin borca batık olup olmadığı ve konkordato şartlarını taşıyıp taşımadığı hususunda değerlendirme yapılabilmesi için şirkete geçici komiser heyeti atanmıştır.
Şirketin demirbaşları, stokları, duran mal varlığı, gayrimenkulleri ve taşıtları üzerinde atanan teknik bilirkişi vasıtasıyla rayiç raporu alınmıştır.
Davanın, davacı şirket yönünden ve şirket ortağı dört kişi tarafından birlikte açıldığı, ——- tarihli duruşmada şahıslar yönünden konkordato şartları taşımadıkları için geçici mühlet kararının kaldırılmasına, konkordato talebinin reddine, komiserlerin görevlerine son verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Aynı duruşmada davacı ——– yönünden 2 ay süre ile geçici mühletin uzatılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Komiser heyetinden davacı şirketin kesin mühlet şartları taşıyıp taşımadığı hususunda 2 aylık geçici mühlet süreci yönünden ayrıca rapor alınmıştır.
Komiser heyeti raporunda; ” Borçlu şirket tarafından—— tarihli ön rapordaki borçlu şirketin yeni bir revize ön proje hazırladığı ve projenin uygulanabilirliğine ilişkin revize makul güvence raporu sunulduğunu, Revize makul güvence raporunda kaydi özvarlık ve rayiç özvarlık ——tarihli veriler dikkate alınarak hesaplanmıştır. Yapılan hesaplamada kaydi özvarlık revize öncesi olduğu gibi (+)——-TL olarak hesaplanırken rayiç özvarlık, daha önce olmadığı belirtilen ancak daha sonra şahıslara ilişkin düzenlenen ön projelerde şirkete borç olarak gösterilen ——- TL tutarındaki alacak senedinin gerçekten var olduğu tespitine dayalı revize doğrultusunda —–TL değil —– TL farkla (-) ———-TL olarak hesaplanmıştır. Gerekçeleri ön raporumuzda belirtildiği üzere heyetimizce, —- tarihi itibariyle kaydi özvarlık (-) ——–TL, rayiç özvarlık ise (borçlu şirketin rayiç değerler olarak belirttiği değerler üzerinden) (-)—— TL olarak hesaplanmıştır. —— TL fiktif alacak senedinin sonradan gerçekten var olduğu kabul edildiğinde, yine aynı gerekçelerle ——– tarihi itibariyle kaydi özvarlık (+) —— TL, rayiç özvarlık (borçlu şirketin rayiç değerler olarak belirttiği değerler üzerinden) (-) —— TL olacaktır. Yani Heyetimizce yapılan değerleme ile makul güvence veren değerleme raporunda yapılan değerleme arasında farklılıklar bulunmaktadır. Makul güvence veren Bağımsız Denetim Raporunda bağımsız denetçinin tespitlerine göre, ——–TL olarak kayıtlarda yer alan kasa ——- tarihinde 11.859,00 TL (11.697,88 TL ve 25,50 Euro)Mir. 3.398.970,00 TL tutarındaki (3.410.829,00-11.859,00=) kasa mevcudunun fiilen olmadığı, bu nedenle rayiç değer bilançosu tespitinde aktiften çıkarıldığı belirtilmiştir. ——- tarihinde kayıtlı kasa tutarı ——- TL’dir. Bağımsız denetim raporunda tespiti yapılan fıktif kasa tutarı —– TL dir. Kasa (-) bakiye vermez. Borçlu bakiye verir. En kötü ihtimalle kasa bakiyesi sıfır olur. Normalinde fıktif kasanın kaydi kasadan daha düşük olması gerekir. ———- tarihli kasa bakiyelerinde bu durum mevcuttur. Ancak —— tarihinde kaydi kasa bakiyesi ——- TL dir. Bu tutar bağımsız denetim raporunda tespiti yapılan —— TL tutarındaki fıktif kasanın (3.398.970,06-3.391.828,54=) 7.141,52 TL altındadır. Şirket yetkilileri bu durumu açıklayamamışlardır. Bu nedenle 31.08.2019 tarih itibariyle gerçek kasa tutan (eksi olamayacağı için) hem kaydi özvarlık hesabında hem de rayiç özvarlık hesabında sıfır olarak dikkate alınacaktır. Yine Bağımsız Denetçinin tespitine göre, ticari alacağın ——–TL’lik kısmı gerçek alacak değildir. ——- tarihi itibariyle alacak tutan kaydı ——– TL’dir. Bunun ——TL’lik kısmı aktif alacak olduğundan hem kaydi hem de rayiç değer bilançosunda ticari alacak (5.422.254,03-38.191,00=) 5.384.063,03 TL olarak dikkate alınacaktır. İlk sunulan makul güvence raporunda, ——- TL tutarındaki alacak senedinin fiilen olmadığı belirtilmiştir. Daha sonra sunulan makul güvence raporu revizesinde, bu senetlerin fiilen bulunduğu tespiti yapılmıştır. Bu nedenle heyetimizce ——TL tutanndaki alacak senedi hem kaydi hem de rayiç özvarlık hesabında dikkate alınacaktır. ” şeklinde açıklama olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre; davacı şirketin dosyaya iki ayrı makul güvence raporu sunduğu, bu raporlardan bir tanesi ——— tarihli, diğerinin ise 03/07/2019 tarihli olduğu anlaşılmaktadır. Her iki makul güvence raporunda şirketin rayiçleri üzerinden yapılan hesaplamalar arasında fahiş fark bulunduğu gibi, komiser heyeti tarafından yapılan değerleme arasında da farklılıklar bulunduğu, makul güvence veren bağımsız denetim raporunda kasa mevcudu olarak görünen 3.398.970 TL tutarlı tespiti yapılan bu tutarın fiktif kasa tutarı olarak göründüğü, aysa komiser heyeti tespitine göre kasanın (-) bakiye vermesinin mümkün olmadığı, şirket yetkililerinin bu durumu açıklayamadığı ve komiser heyeti tarafından bu tutarın öz varlık hesabında sıfır olarak dikkate alındığı, bu haliyle makul güvence raporundaki tespitlerin gerçeği yansıtmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca komiser heyeti raporunda bağımsız denetçi raporunda gösterilen 38.191 TL lik ticari alacağın gerçek bir alacak olmadığı tespiti yapılmıştır. Yine ilk sunulan makul güvence raporunda ——-TL tutarındaki alacak senedinin filen olmadığı belirtildiği halde daha sonra sunulan makul güvence raporunda bu senetlerin fiilen bulunduğu tespiti yapıldığı ve bu haliyle makul güvence raporlarının davacı şirketin malvarlığı durumunu çelişkili olarak gösterdiği anlaşılmaktadır.
Konkordato ön projesinin ve makul güvence raporunun davacı şirketin son bilançosu, gelir tablosu, nakit akım tablosu, ara bilançolar ile diğer tarihi finansal bilgilerin dayandığı esasla tutarlı bir şekilde, uygun muhasebe ilkeleri kullanılarak hazırlanıp hazırlanmadığı, hata veya hile kaynaklı önemli bir yanlışlık içerip içermediği yönünden yapılan değerlendirme sonucunda komiser heyetinin yaptığı tespitler nazara alındığında davacı tarafından açıklanamayan farklılıklar ve çelişkiler içerdiği anlaşılmaktadır. Ön proje ve makul güvence raporu davacı şirketin konkordato teklifinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususunda yeterli bir kanaat oluşturması gerekirken bu çelişkiler nedeniyle dürüstlük kuralına aykırı şekilde düzenlendiği kanaatine varılmıştır. Bu durumda davacı şirketin dürüstlük kuralları çerçevesinde konkordato kesin mühleti verilmesi şartlarını taşımadığı kanaatine varılarak davanın reddine, rayiç değerlerine göre borca batık olmadığı anlaşıldığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı şirketin kesin mühlet taleplerinin REDDİNE, borca batık olmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına,
2-Tüm tedbirlerin kaldırılmasına, komiser heyetinin görevine son verilmesine,
3-İİK. nun 288/3 maddesi uyarınca bu kararın ——— ilanına,
4-Bu kararın İİK.nun 288.maddenin 2.maddesi gereğince ilgili kurumlara bildirilmesine,
5-Harç peşin alındığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansı ve iflas avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilleri ile bir kısım alacaklılar vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/10/2019