Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/209 E. 2022/647 K. 07.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/209 Esas
KARAR NO : 2022/647

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 19/04/2019
KARAR TARİHİ : 07/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı/borçlu—— ——-akdedildiğini, sözleşmeye istinaden borçluya farklı tarihlerde birden fazla ticari kredi kullandırıldığını, yine müvekkili kurumun sözleşmeden kaynaklı tüm hak ve alacaklarının teminatı olmak üzere ——- araçlara müvekkili banka lehine —– miktarlı rehin şerhi işlendiğini, davalılardan ….—— borçlu şirketin müvekkili kurum nezdinde doğmuş ve doğacak her türlü hak ve alacağına kefil olmak üzere —-tarihli —— limitli ve 10 yıl süreyle geçerli olmak üzere müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, ancak borçlu tarafından sözleşmelerde belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmediğini ve bu sebeple borçlunun 27.12.2018 tarihi itibariyle kredi hesaplarının kat edildiğini ve borçlu şirkete ve kefile—– yevmiye numaralı ile ihtarname gönderilerek yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini, söz konusu ihtarnamenin davalılara tebliğ edildiğini, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’nin 4.1. Maddesi gereğince borcun vade tarihinde ödenmemesi ile birlikte bütün alacağın muaccel hale geldiğini ve davalıların temerrüte düştüğünü, İhtarnameye yasal süresi içinde itiraz etmeyen, ihtarnameye konu gecikmiş kredi taksit tutarlarının da müvekkili kuruma ödemeyerek sözleşmesel yükümlülüklerini gereği gibi ifa etmeyen borçlu şirkete karşı ——-dosyasından rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçilerek rehinli araçların satış işlemlerine başlandığını ancak borcu karşılamaya yetmeyeceğinin görüldüğünü, bunun üzerine bakiye alacak için borçlu şirket ve müteselsil kefile karşı ——- ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız takibe geçildiğini, davalıların, takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin haksız olarak durdurulmasına sebebiyet verdiğini beyan ederek davalılar tarafından —–. sayılı dosyası ile açılmış takibe ve ferilerine yönelik itirazların davalılardan —— teminat altına alınmış olan — düşülerek—- üzerinden diğer davalı yönünden ise alacağın tamamı üzerinden iptaline, takibin devamına, alacağa takip tarihinden itibaren takip talebindeki oranlar üzerinden faiz işletilmesine, davalılar aleyhine alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ekinde bulunan kredi sözleşmesinin kendilerine tebliğ edilmediğini, Kredi sözleşmesinde kefil olarak yer alan müvekkil .—– sorumlu olduğu tutar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil sıfatı ile yükümlülük altına girdiğine dair el yazısı ile taahhüdü bulunmadığını, bu nedenle geçerli bir kefalet bulunmadığından müvekkili …—- kefil olarak sorumluluğunun bulunmadığını ve müvekkili … yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafça dava dilekçesinde alacağın ———-yevmiye numaralı ihtarname ile kat edildiğini iddia ettiklerini ancak bu ihtarname ve tebliğ şerhi sunulmasından ihtarnamenin tebliğ edilip edilmediği hususu denetlenemediğini, davacı tarafın dava konusu sözleşme gereğince temerrüt faizi talep edebileceği varsayılsa dahi bu hüküm emredici nitelikteki Borçlar Kanunun 88 ve 120. Maddelerine aykırılık teşkil ettiğini, —-kararlarında TBK’nın 88 ve 120. maddelerinin emredici nitelik taşıdığı ve taraflar ileri sürmese de re’ sen gözetileceğinin kabul edildiğini, faize ilişkin TBK’nın 88 ve 120. maddelerinin uygulama şekli irdelenmede emredici nitelikteki BK 88 ve 120.maddelere aykırı hükme dayalı olarak fahiş miktarda faiz talebinde bulunulduğunu, icra takip dosyasında talep edilen oranları kabul etmediklerini ve itiraz ettiklerini, bu yönüyle de fazla talep edilen faiz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ederek kendilerine tebliğ edilmeyen dava dilekçesinde yer alan belgelerin kendilerine tebliğinden sonra beyanda bulunma ve itiraz hakları ile karşı tarafın delillerine karşı ve ek delil sunma hakları saklı kalmak kaydıyla cevap dilekçelerinin ve bir kısım delillerinin dosyaya kabulü ile yapılacak yargılama sonrasında haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, davacı-alacaklının %20’den aşağı olmamak kaydı ile tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davaya konu——Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; davacı/alacaklı tarafından, davalılar/borçlular aleyhine, —– alacağın tahsili için 28/02/2019 tarihinde başlatılan haciz yolu ile ilamsız icra takibi olduğu, davalılar/borçluların itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Dava; Genel Kredi Sözleşmesi nedeniyle asıl borçlular ve müteselsil kefil davalılar aleyhine başlatılan takibe itirazın iptali davası olup, Uyuşmazlığın; takip tarihi itibariyle davacı banka alacağı ve ferileri olup olmadığı, varsa miktarı, bankanın yapılandırması olup olmadığı ve takibin alacağın bir kısmı muaccel olmadan başlatılıp başlatılmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davaya konu kredi sözleşmesi örnekleri, kat ihtarı ve tebliğ şerhleri, icra dosyası celp ve ibraz edilmiş, banka kayıtları ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Davacı banka tarafından —– düzenlendiği, kullandırılan kredilerin ihtarname tarihi itibariyle kat edildiğini, mevcut borcun —- içinde ödenmesini ihtar ettiği anlaşılmıştır. İhtarnamenin davalılara—– tarihinde tebliğ edildiği, davalıların 10/01/2019 tarihinde temerrüte düştüğü anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda; taraflar arasında yapılan borcun yapılandırmasına ilişkin sözleşmeden bahsedildiği anlaşılmakla, davacı banka genel müdürlüğünden davacı banka ile davalı borçlu taraf arasında — yıllarında yapılan yapılandırmalara ilişkin belge ve kayıtlar celp edilmiştir.
Davacı banka tarafından gönderilen kayıtlarla birlikte yeniden bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Davaya konu —-Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin— olduğu, bu takipten önce davacı bankanın ——yevmiye sayılı ihtarnameyi davalılara göndererek ” bankamız nezdinde bulunan ve takip hesaplarında izlenen tüm kredileriniz için ilk 2 ay ana para ve faiz ödemesiz dönem ile toplam 14 ay vadeli olarak %23 faiz oranı ile tekrar yapılandırılması uygun görülmüştür. Teklifimize işbu ihtarnamenin tarafınızca tebliğ alındığı tarihten itibaren en geç 3 iş günü içinde yazılı olarak olumlu-olumsuz bir dönüş yapılmaması halinde tarafınıza sunulan yapılandırma teklifimizin tarafınızca reddedildiği kabul edilerek tazmin sürecine devam edileceği, yasal işlemlere başlanılacaktır. ” şeklinde yapılandırma teklifinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu yapılandırma teklifine karşı davalılar tarafından davacı ——— yevmiye nolu ihtarname ile cevap verildiği ve bu cevabi ihtarnamede ” söz konusu ihtarnamede belirtilen vadelerde ve —-kredi borçlarımızın yapılandırılmasını kabul ediyoruz. Bu kapsamda kredi borçlarımızın yapılandırması yapılarak ödeme planının müvekkillere yazılı olarak verilmesini talep ederiz.” şekline cevap verdiği anlaşılmıştır.
Davacı bankanın ihtarnamesine ve davalıların cevabi ihtarnamelerine göre her iki tarafın açık iradeleri ile tüm krediler açısından yapılandırma yapıldığı ve geçerli bir sözleşme olduğu kanaatine varılmıştır.
Yapılandırma hükümlerine göre, tarafların aynı yöndeki irade beyanları ile yeni bir ödeme planı dahilinde ödemelerin yapılması hususunda anlaşma sağlandığı, bu anlaşmaya göre sözleşme değişikliği olarak vadenin ötelendiği,—— gelmeden davacı banka tarafından davalılar aleyhine 28/02/2019 tarihinde icra takibine başlandığı ve takibe itiraz üzerine bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davasında , takibe konu alacağın yukarıda açıklanan nedenlerle henüz muaccel olmadığı, bu nedenle muaccel olmayan bir alacak için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali şartlarının oluşmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca davacı banka tarafından kendi hür iradesi ile yaptığı yapılandırma teklifinin davalı tarafça kabul edilmesi üzerine oluşan sözleşmeye aykırı şekilde henüz borç muaccel olmadan icra takibi yapılmış olması nedeniyle davacı banka kötü niyetli kabul edilerek davalıların icra inkar tazminat talepleri yerinde görülmüş olmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Reddine,
2-Davacı tarafından muaccel olmayan alacak için takip yapıldığından kötü niyetli olduğu anlaşılmakla davalının kötü niyet tazminatı talebinin kabulü ile takip tutarının %20’si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin alınan 8.286,80 TL. ve icra dosyasında peşin alınan 3.430, 68 TL. toplamı —–mahsubu ile —–. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Tarafların dava şartı olması sebebiyle başvurdukları————— görüşmeleri neticesinde ödenen 1.320,00-TL ücretin davacı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı lehine davanın reddedilen kısmı üzerinden —-uyarınca taktir edilen 93.474,86 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.