Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/207 E. 2021/607 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/207 Esas
KARAR NO: 2021/607
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/04/2019
KARAR TARİHİ : 13/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun müvekkili şirkete olan borcunu süresi içerisinde ödememesi üzerine—— numaralı dosyası ile borcun davalıdan tahsiline ilişkin icra takibi başlatıldığını, davalı yanın taraflar arasındaki ticari ilişkinin altı yıl önce sona erdiğini, aralarında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını ve böyle bir borcun olmadığını, böyle bir borcun varlığı kabul edilse dahi zaman aşımına uğradığını iddia ederek borca itiraz ettiğini,—- tarihli karar tensip tutanağı ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, TTK ilgili madde hükmü gereğince — tarihinde taraflarınca——– tarihinde ilk oturumun yapıldığını, tarafların ikinci bir oturum yapılması konusunda mutabık kaldıklarını, ——– tarihinde ikinci oturumun yapıldığını, yapılan müzakereler sonucunda anlaşmaya varılamadığını, bu nedenlerle huzurdaki davayı açma gereğinin doğduğunu, davacı müvekkili ile davalı borçlu şirket arasında uzun yıllardan beri süregelen ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili şirketin aradaki ticari ilişki gereği borçlunun talep ettiği gıda ürünlerini tedarik ettiğini, davalı borçlu tarafın ise buna karşılık ürün bedellerini ödeyemediğini, taraflar arasındaki ticari ilişki süreklilik arz ettiğinden dolayı davacı müvekkilinin davalı borçludan olan alacaklarını açık hesap şeklinde kaydettiğini, bu kayıtlara göre davalı borçlu şirketin davacı müvekkiline —– borcu bulunduğunu, bu durumun hem icra takip dosyasına sundukları hem de ekte gösterdikleri cari hesap dökümünde açıkça görüldüğünü, davalı tarafın borcu bulunmadığına dair itirazının gerçeğe aykırı ve art niyetli olduğunu, tarafların ticari defter kayıtları incelendiğinde iddialarının doğruluğunun anlaşılacağını, borçlunun zamanaşımına ilişkin itirazlarının haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı borçlunun taraflar arasındaki ilişkinin — yıl önce sona erdiğini ve cari hesap sözleşmesi alacağının—- yıllık zaman aşımına tabi olduğunu iddia ettiğini, TTK 89. madde kapsamında bir cari hesap sözleşmesinin mevcudiyetinin kabulü için bu sözleşmenin yazılı olarak yapılması gerektiğini, oysa ki somut olayda yazılı bir cari hesap sözleşmesinin varlığının söz konusu olmadığını, taraflar arasındaki fatura kayıtlarının açık hesap şeklinde tutulduğunu, açık hesap ilişkisinin ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumu olduğunu—– göre açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba dair hükümlerin uygulanamayacağını, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi olmadığından dolayı icra takibi konusunu oluşturan borcun TTK 101. maddesinde öngörülen beş yıllık zaman aşımı süresine bağlı olmadığını, davalı borçlunun borca itiraz dilekçesinin ikinci paragrafının beşinci satırında taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını açıkça ikrar ettiğini ve devamında cari hesap sözleşmesinden doğan borçların —- yıllık zaman aşımına tabi olduğunu ileri sürdüğünü, davacının da kabul ettiği üzere taraflar arasında cari hesap sözleşmesi olmadığını, icra takibinin konusunu oluşturan alacağın TBK 146. maddesinde düzenlenen — yıllık zamanaşımına tabi olduğunu,—— ışığında yapılan inceleme sonucunda dava konusu borcun ticari ilişkiden kaynaklanan fatura alacaklarının tahsiline ilişkin olduğunun ve —- yıllık zamanaşımı süresine bağlı olduğunun görüleceğini belirterek, haklı davalarının kabulüne, davalı borçlunun —— sayılı takip dosyasında ileri sürdüğü itirazın iptali ve takibin devamına, davalı borçlunun % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalı borçlu üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili aleyhine ——–sayılı icra dosyası ile takip yapıldığını, müvekkilinin davacı alacaklıya böyle bir borcu bulunmadığından takibe konu borcun tamamına ve ferilerine itiraz ile zamanaşımı itirazında bulunulduğunu ve takibin durduğunu, ödeme emrinde borcun mesnedi olarak —— gösterilmiş ise de; taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı gibi aralarındaki ticari ilişkinin de———- itibari ile sonlandığını ve o tarihten bu yana tarafların ticari ilişkileri de olmadığını, davacının icra takibine yönelik zamanaşımı itirazıları karşısında dava dilekçesinde icra takibinde dayandığı cari hesap alacağı iddiasını fatura kayıtlarının açık hesap olarak tutulduğunu ve cari hesaba ilişkin TTK hükümlerinin uygulanamayacağını ileri sürdüğünü, ancak davanın İİK 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olduğunu, dava dayanağı olan icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı olduğunu, bu sebeple davacının talebi ile bağlı olarak cari hesap alacağı olarak talepte bulunulduğundan, ticari ilişkinin sonlanmasının üzerinden —- da geçtiğinden talebin zamanaşımına da uğradığını, davanın öncelikle zamanaşımı nedeni ile reddinin gerektiğini, davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu cari hesap ekstresinde de görüldüğü üzere taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin —tarihi itibari ile— olarak kapatıldığını, ancak hesap kapatıldıktan ve ticari ilişkinin sonlandığı —- tarihinden sonra ———–olduğu iddia edilen borç tutarının; sözleşmeye dayanmayan, faturaları müvekkiline teslim edilmeyen, hizmet bedelleri ve ——–bir senedin ters kaydı ile alınmak istenen bedel olduğunu, bu bedelleri — kendisine ait —- yansıttığını ancak müvekkili gibi ——- dışındaki farklı işletmelerle alakası bulunmayan, hizmet verilmeyen ve sadece mal alım satım ilişkisi harici; —–denetleme ücreti, aylık reklam bedeli, aylık iç hizmet iletişim bedeli, aylık haşere-kemirgen mücadele bedeli gibi hizmetleri içeren bir bedel olma olasılığının yüksek olduğunu, ancak bu tür hizmetler alınmadığı için bu tür hizmet bedelleri gönderildiği zaman derhal itiraz edildiğini, ticari faaliyet dışında kalan ve verilmeyen hizmetlerden doğduğu iddiasıyla işleme konulmuş böyle bir borç bulunmadığını, hiçbir şekilde sözleşmeye dayanmadığı ve hiçbir şekilde verilmediği açık seçik net olan, faturaları tebliğ edilmeyen ve — tarihi itibari ile sıfır bakiye ile kapatılmış cari hesaba ——yılında ters kayıtla oluşturulan cari hesaba dayalı yapılan takibin haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, haksız, mesnetsiz ve kötüniyetli davanın reddine, davacı aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile tacirler arasında cari/açık hesap ilişkisinden kayynaklı alacak için başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
——- sayılı icra dosyası getirtilerek dosyamız içerisine alınmış ve yapılan incelemesinden; ödeme emrinin — tarihinde tebliğ edildiği davalı borçlunun — tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğu, duran takip üzerine davacının—– tarihinde dava açtığı, itirazın ve davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Usulüne uygun taraf teşkili sağlanarak taraf delilleri toplanmış ve tahkikat aşamasında değerlendirilmiştir. Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında davacı taraf ile cari hesap sözleşmesi olmadığı itirazında bulunmuş, bir alt madde de ise cari hesap nedeniyle kabul anlamına gelmemekle birlikte car hesap alacakları — yıllık zamana aşımına tabi olduğu ve davacı ile ticari ilişkinin —- yıl önce sonlandığı alacağın zamanaşımına uğradığını itirazında bulunmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 89. maddesine göre; “(1) İki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesidir. (2) Bu sözleşme yazılı yapılmadıkça geçerli olmaz.”
101. Maddesine göre ‘ Cari hesabın tasfiyesine, kabul edilen veya mahkeme kararıyla saptanan artan tutara ya da faiz alacaklarına, hesap hata ve yanılmalarına, cari hesabın dışında tutulması gereken veya haksız olarak cari hesaba geçirilmiş olan kalemlere veya tekrarlanan kayıtlara ilişkin bulunan davalar, cari hesap sözleşmesinin sona ermesinden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrarlar.’
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’nın cari hesaba dair hükümleri uygulanamayacaktır.
Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından TTK’nın cari hesaba dair hükümleri uygulanamayacaktır. Bu çerçevede taraflar arasındaki ticari ilişki —- yılında başladığı aralarındaaçık hesap ilişkisi bulunduğu nazara alınarak alacağın genel zamanaşımı olan —- yıllık zaman aşımına tabi olduğu kanaatine varılarak zamanaşımı savunmasına itibar edilmemiştir.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 222 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; Taraf defterleri mali müşavir bilirkişi aracılığı ile incelenmiştir. Bilirkişi raporunun sonuç kısmında ‘ Yukarıda yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmeler neticesinde;
1)Davacı tarafın incelenen —- yıllarına ait yevmiye defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, kebir ve envanter defterleri ibraz edilmediği için incelenemediğinden, açılış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılıp yaptırılmadığı, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığı, defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığının tespit edilemediği,
Davacı tarafın incelenen—– yılına ait yevmiye ve envanter defterlerinin açılış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defterinin kapanış onayının yaptırılmamış olduğu, yevmiye defterinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, envanter defterinin yazdırılmamış (boş) olduğu, kebir defteri ibraz edilmediği için incelenemediğinden, açılış onayının yasal süresi içerisinde yaptırılıp yaptırılmadığı, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığı, defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığının tespit edilemediği,
Davacı tarafın incelenen —– yıllarına ait yevmiye ve kebir defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, bu iki defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, envanter defterleri ibraz edilmediği için incelenemediğinden, açılış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılıp yaptırılmadığı, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığı, defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığının tespit edilemediği, kebir defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmadığı,
2)Davalı tarafın incelenen —– yıllarına ait ticari defterlerinin açılış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defterlerinin kapanış onayının yaptırılmamış olduğu, defterlerin yazdırılmamış (boş) olduğu,
Davalı tarafın incelenen—– yıllarına ait ticari defterlerinin açılış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defterlerinin kapanış onaylarının yaptırılmamış olduğu, yevmiye ve kebir defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, yevmiye ve kebir defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, envanter defterlerinin yazdırılmamış (boş) olduğu, envanter defterleri yazdırılmamış (boş) olduğu için diğer defter kayıtları ile birbirini doğrulayıp doğrulamadığının tespit edilemediği,
3)Davacı ve davalı arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı için taraflar arasındaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olduğu, muhasebedeki cari hesabın, taraflar arasındaki borç alacak ilişkisi ister tek hesapta, ister ayrı hesaplarda izlensin, alıcı satıcı arasındaki borç alacak farkını tutar olarak belirleme tekniği olduğu, davacı tarafın icra takibinde kendi defterlerinde davalı adına takip ettiği cari/açık hesaba dayanmış olduğu,
4)Davacı tarafın icra takibinde talep ettiği cari/açık hesap bakiyesinin dayanağı olan faturaların, en son düzenlenen faturadan geriye doğru, icra takibinde talep edilen cari/açık hesap bakiyesini karşılayacak tutarı içeren faturalar olduğu,
Davacı taraf icra takibinde—— cari/açık hesap bakiyesini talep ettiğinden bu tutarı karşılayacak olan icra takibine konu alacağın dayanağı olan faturaların davacı ——— tarafından davalı ——— adına düzenlenmiş yukarıda 3/a maddesindeki tabloda yer alan —– adet fatura olduğu,
İcra takibine konu alacağın dayanağı olan faturaların ve bu faturalara ilişkin sevk irsaliyelerinin fotokopilerinin dava dosyasında bulunmadığı, söz konusu faturalar ve bu faturalara ilişkin sevk irsaliyelerinin yerinde yapılan inceleme sırasında da davacı tarafından ibraz edilmediği, bu nedenle icra takibine konu alacağın dayanağı olan faturaların bilgilerinin davacı tarafın ticari defter kayıtlarından tespit edildiği,
5)İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —–adet faturada yazılı olan malların/hizmetlerin davalı tarafa teslimine ilişkin dava dosyasında bir belge bulunmadığı, ancak icra takibine konu alacağın dayanağı olan — adet faturadan —adet faturanın davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,
“Faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olması faturalar içeriğindeki malın davalıya teslim edildiğine karine oluşturu——- Bu konudaki hukuki değerlendirmenin Mahkemenizin takdirinde olduğu,
6)İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —–adet faturanın davalı tarafa teslimine ilişkin dava dosyasında bir belge bulunmadığı, ancak icra takibine konu alacağın dayanağı olan —adet faturanın davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu durumun — adet dayanak faturanın davalı tarafından teslim alındığını gösterdiği,
7)İcra takibine konu alacağın dayanağı olan ——- adet faturaya davalı tarafından itiraz edildiğine dair dava dosyasında bir belge bulunmadığı,
8)İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —-adet faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,
9)İcra takibine konu alacağın dayanağı olan ——– adet faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,
Davalı tarafın — yılına ait ticari defterleri yazdırılmamış olduğundan, icra takibine konu alacağın dayanağı olan——– adet fatura ile ilgili bir tespit yapılamadığı,
10) Davacı tarafın ———- yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesinde; davacının davalıdan — yıllarına ait yevmiye defteri kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla— alacaklı olduğu,
Davalı tarafın ——yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesinde; davalının davacıya ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla — borçlu olduğu,
Davacının davalı ile olan ticari ilişkisine ait ticari defter kayıtlarının —- tarihinde başladığı, yapılan inceleme sırasında davacı şirketin muhasebe yetkilisi tarafından bu tarihten önceki kayıtların davacının devralmış olduğu ——– defterlerinde bulunduğunun beyan edildiği, ancak bu şirketin ticari defterlerinin davacı tarafından ibraz edilmediği için incelenemediği, söz konusu kayıtların dava dilekçesi ekinde bulunan davacı tarafa ait davalı tarafın hesap hareketlerini gösteren —-tarihleri arası cari hesap ekstresinde yer aldığı, bu kayıtlarda göz önünde bulundurulduğunda davacının davalıdan — hesabından dolay– alacaklı,— hesabından dolayı — alacaklı, nihai olarak davacının davalıdan — alacaklı olduğu,
Davacı vekilinin dava dosyasına sunmuş olduğu —– tarihli beyan dilekçesi ekinde bulunan davalı tarafından düzenlenerek davacının devraldığı —- verilen ve ödenmeyen —- tutarlı bono ile ilgili olarak —– yevmiye numaralı ödememe protestosu düzenlendiği, ödememe protestosunun üzerinde protesto masrafının —olarak yazıldığı,
Söz konusu bononun protesto masrafı olan — davacının yevmiye defterine — tarihinde, ödenmeyen bu bononun tutarı olan — ise davacının yevmiye defterine — tarihinde davalının borcu olarak kaydedilmiş olduğu, söz konusu bononun protesto masrafı olan —davalının ticari defterlerine— tarihinde davacının alacağı olarak kaydedilmiş olduğu, ancak ödenmeyen bu bono ile ilgili olarak davalı tarafından ticari defterlerine davacının hesabına —– tutarında alacak kaydı yapılmamış olduğu, yapılması gereken söz konusu kayıt davalı tarafından yapılmış olsaydı davalının ticari defterlerine göre davalının davacıya olan borcunun — olacağı,
Bu durumda dava dilekçesi ekinde bulunan davacı tarafa ait davalı tarafın hesap hareketlerini gösteren —– tarihleri arası cari hesap ekstresi ile davalının ticari defter kayıtları arasında takip tarihi itibarıyla bir fark bulunmayacağı,
Davacı taraf davalı taraf aleyhine başlatmış olduğu icra takibinde asıl alacak olarak — talep ettiğinden taleple bağlılık ilkesinin göz önünde bulundurulmasının gerekeceği,
11)Davacı tarafın —- asıl alacaktan oluşan takip tutarı üzerinden başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine açmış olduğu itirazın iptali davasında davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini istediği, harca esas değeri — olarak gösterdiği,
12)Mahkemenizce davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olduğuna karar verilir ise; davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık —– 3095 sayılı Kanun’un “Temerrüt faizi” başlıklı 2. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen, ——- kısa vadeli avanslar için uyguladığı avans faiz oranına göre belirlenen, ticari işlerde istenebilecek değişen faiz oranları üzerinden ticari temerrüt faizi uygulanabileceği, yönündeki görüşümü Mahkemenizin takdirlerine saygıyla sunarım ‘ şeklinde mütalaa vermiştir.
Her iki taraf defterleri de usulüne uygun tutulmamıştır. HMK 222/ 4. fıkrasına göre; “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Davalı tarafın —- yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesinde; davalının davacıya ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla —— borçlu olduğu anlaşıldığından taleple bağlı kalınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar tacir olduklarından alacağa avans faizi uygulanması uygun görülmüş, itirazın haksız olduğu anlaşıldığından % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; davalının ——icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin —-üzerinden devamına,
Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki 1.500,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine dair,
3-Alınması gereken 512,33-TL karar harcına karşılık peşin alınan 128,09-TL’nin mahsubu ile bakiye 384,24-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından sarfolunan 1.047,00-TL yargılama gideri ile 128,09-TL harç gideri toplamı 1.175,09-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/07/2021