Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/203 E. 2019/1057 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/203 Esas
KARAR NO: 2019/1057
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 14/06/2012
KARAR TARİHİ: 17/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirket ile davalı arasında —- tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmenin —- tarihinde sona ereceğini, sözleşmenin sona ermesinden önce davacı müvekkilinin — Noterliğinin – —- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıdan olan alacaklarını, davalı —- grup şirketlerine olan borçlarına karşı temellük yoluyla mahsup edilmesini talep ettiğini, mahsup işleminden sonra bakiye alacaklarını söz konusu ihtarnamenin tebliğ gününden itibaren 5 iş günü içerisinde ödenmesi talebinde bulunduğunu, ancak davalı tarafından çekilen — Noterliğinin — tarih ve —- yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesiyle ekte sunulan faturaların kabul edilmeyerek iade edildiğini belirtilmiştir. fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, KDV dahil toplam —- TL’nin en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı savunmasında özetle: davacının dosyaya sunduğu sözleşme incelendiğinde vendör bakım ve hizmetinin davalı … ile değil, — grup şirketlerinden olan —- şirkederi ile imzaladığının açıkça görüldüğünü,—- husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, —- davacının — Noterliğinin — tarih ve — yevmiye numaralı ihtarnamesi uyarınca talep ettiği, grup şirketlerine olan alacak ve borçlanın mahsup işlemini gerçekleştirdiğini, bunun dışında davacı ile ayrı bir sözleşme imzalamadığını, yada mevcut sözleşmeyi devir almadığını, iş bu davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle cari hesaba dayalı alacak istemine ilişkindir.
Davacı, davalı ile sözleşme ile kurulmuş ticari ilişkilerinin olduğunu, kesilen faturalar uyarınca bakiye alacaklarının bulunduğunu, ihtarnameye rağmen bakiyenin ödenmediğini iddia ederek bu davayı açmıştır. Davalı ise, sözleşmenin muhatabının davalı … değil, —- şirketlerinden ——– olduğunu, bu nedenle davayı husumet yönünden itiraz ettiklerini ayrıca esas yönünden de davacıya borçlarının bulunmadığını savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemeleri ile; tarafların usulüne uygun olarak tutuldukları anlaşılan defterleri ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemeleri ile; davacının “bakım, yeni ayar ve tamir bedeli” hizmetine karşılık olarak davalıdan —- TL alacaklı olduğu, bunun dışındaki alacak taleplerinin ispatlanamadığı ve yerinde görülmediği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; kararın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi –Hukuk Dairesi’nin – Esas —- Karar sayılı ilamı ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
İstinaf dairesi anılan kaldırma kararında, “Kararın incelenmesinden, tarafların iddia ve savunmaları, hangi delillere dayanıldığı, hangi delilin diğerine neden üstün tutulduğu gibi gerekçelere ve diğer olması gereken gerekçeye yeterince veya hiç yer verilmediği, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delil değerlendirmesi yapılmadığı gibi, usulü itirazlarında açıklanıp değerlendirilmemiş olduğu kanaatine varılmıştır. Karar görünürde gerekçeli bir karar olmakla birlikte, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında, bu şekilde yazılan bir karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin, kararın gerekçesiz ve delil değerlendirilmesi yapılmadan verilmiş olması nedeniyle kabulüne ve ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesine yer verilmiştir. Kararın kaldırılması üzerine mahkememizce yeniden yapılan yargılamada tarafların esas hakkında beyanları alındıktan sonra yeniden hüküm kurulmuştur.
Davacı ile——- arasında —– tarihinde “otomat makinelerinin işletme sözleşmesi” imzalandığı, sözleşmeye dayanarak davacının belirtilen firmalara ihtarname göndererek —- tarihinden itibaren sözleşmenin yenilenmeyeceği, belirtilen tarih itibariyle kendilerinde bulunan — adet otomat cihazının sağlam olarak kendilerine teslimini ihtar etmiş olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacı tarafından ayrıca davalıya da — tarihinde (– Noterliğinin —-yevmiye numarası ile) ihtarname gönderilerek “Sözleşme kapsamında olan — TL alacağın 5 gün içerisinde ödenmesi ve otomatların teslimi”nin ihtar edildiği sabittir. Davalı tarafından — tarihli (—-. Noterliğinin — yevmiye numarası ile) cevabı ihtarnamesi ile “Şirketlerinden olan alacaklar ile grup şirketlerinden olan borçların mahsup işlemine muvafakat ettiklerini, kendi kayıtlarına göre —TL borcun bulunduğunu, ancak söz konusu ihtarname ekinde iletilen – TL tutarlı, – TL tutarlı ve —TL tutarlı faturaların içeriğinin kabul edilmediğini ve iade edildiğini” davacıya bildirdiği görülmüştür.
Davalının belirtilen cevabi ihtarnamesi ile “grup şirketlerinin sözleşme kapsamındaki alacak ve borçlarını açıkça kabul ettiği” anlaşıldığından, davalı vekilinin husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacının alacak talebini — tarihli – TL tutarlı, – tarihli – TL tutarlı ve — tarihli – TL tutarlı üç adet faturaya dayandırdığı, davalı tarafından ise bu fatura içeriklerinin kabul edilmediği ve bu nedenle dava konusu alacağa itiraz edildiği anlaşılmıştır. Esasen davanın konusunu oluşturan uyuşmazlık, belirtilen 3 adet fatura kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davacı —- ticari defterlerinin talimat yolu ile (—-MMM —-tarafından) incelenmesi neticesinde düzenlenen — tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümünde özetle; “Dava tarihi — tarihi itibariyle davalının davaya konu bu 3 adet (- tarihli, – numaralı KDV dahil – TL. tutarlı, — tarihli, – numaralı KDV dahil — TL. tutarlı, – tarihli, – numaralı KDV dahil — TL. tutarlı) faturalardan dolayı, bu faturalar toplamı — TL. kadar borçlu gözüktüğü” tespit edilmiştir.
Davalı ….’nin ticari defterlerinin incelemesi ile; davalı şirketin – yılı ticari defter kaydında davacı şirketi – satıcılar hesabının ———cari hesap kodlu——- muavin hesabında takip ettiği görülmüştür. Davalı şirketin, —-yılı ticari defter kayıtlarında (yukarıda detay bilgileri paylaşılan) davacı ———–tarafından düzenlenmiş üç adet faturanın kaydına rastlanmamıştır.
Davacının alacağına temel oluşturan faturalardan – tarihli, —nolu, — TL tutarlı fatura ile; aynı tarihli — nolu, – TL tutarlı faturanın ——– ait vendörlerin bakım hizmetlerine ilişkin olduğu görülmektedir. — tarihli Sözleşme’nin 3.1.9. maddesinde — işletmesi dışındaki vendörlerin bakımına karşılık her bir makine için –YTL/ay + KDV ödeme yapar (Heryıl Mayıs ayında —– artış oranında arttırılacaktır).” düzenlemesi yer almaktadır.
Davalı taraf, ——-davacı şirketle organik bağının bulunduğunu, davacı şirketin kendisine ait vendörleri bu şirkete devrettiğini, ——- davacı —– farklı bir şirket sayılamayacağını, bu nedenle —- tarihli sözleşmenin 3.1.9. maddesi gereğince bu fatura bedellerini ödemekle yükümlü olmadığını beyan etmektedir. Davacı taraf ise, dava dışı —-. ile kendilerinin farklı tüzel kişilikler olduğunu, ——- kendilerince hiçbir zaman vendör işletmeciliği hakkı devredilmediğini, faturada bahsi geçen hizmetin konusu oluşturan makinelerin baştan itibaren —– tarafından işletildiğini, fatura konusu makinelerin davalı ile birleşen — tarafından— tahsis edildiğini, — davalı şirket birleştiğinden, hizmet bedellerinin davalıya fatura edildiğini beyan etmektedir. Bu durumda, ——ait vendörlerin bakım hizmet bedelinin —- tarihli sözleşmenin 3.1.9. maddesi kapsamına girip girmediğinin belirlenmesi gerekmektedir.
Davacının vendörlerin işletme hakkını ——— devrettiğini gösterir herhangi bir delil dosyaya sunulmamıştır. Ayrıca yukarıda anılan faturalarda belirtilen makinelerin davalı ile birleşen ——-. tarafından —- tahsis edildiği ve ——-ait kayıtların davalı yanca bilindiği de dosyadan anlaşılamamaktadır. Bu nedenle, tarafların bu yöndeki beyanları dikkate alınmamıştır. Dosyaya sunulan —- nüshalarından, davacı şirket ile ——– ortaklarının bir kısmının aynı olduğu, bunun dışında her iki şirketin de bir diğerinden hisse devraldığı anlaşılmaktadır. Dosya içeriğinde yer alan faturalar incelendiğinde, davacının alacağına dayanak oluşturan — tarihli, —- nolu faturanın —– tarihleri arasını kapsadığı, bir başka deyişle 4 yıllık hizmete ilişkin olduğu; — tarihli, — nolu faturanın ise ——— tarihleri arasını kapsadığı, bir başka ifadeyle 1 yıllık hizmete ilişkin olduğu görülmektedir.
Dosyadaki — tarihli ——– davalı şirket tarafından bu tarihte devralındığı anlaşılmaktadır. Davacının —- tarihine kadar süre için, ——- uyuşmazlık konusu hizmetin tahsili amacıyla fatura düzenlemediği görülmektedir. Yukarıda bahsi geçen hususlar birlikte dikkate alındığında, —– işlettiği makinelere verilen bakım hizmetinden dolayı, davacının (—– tarihli —- TL tutarlı ve — tarihli —– TL tutarlı faturalardan dolayı) davalıdan bedel talep edemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Davacının alacağına temel oluşturan diğer fatura ise —– tarihli, —- nolu, —- TL tutarlı “para tanıma makinelerinin ayar ve bakımına” ilişkindir. Davalı taraf, para tanıma makinelerinin ayar ve bakımı konusunda taraflar arasında bir anlaşma olmadığını, bu konuda açık yasaklama olmasına rağmen davacının bu işi üstlendiğini belirterek, davacının alacak talebini inkar etmektedir. Dosyadaki bu faturaya ilişkin delillerin incelenmesi sonucunda; —- tarihli sözleşmenin 3.2.7. maddesinde — temsilcisi olduğu —para tanımlama ünitelerinin yeni paralara ayarlanması v.s. konusunda firma’ya standart fiyat listesi ürerinden % 50 iskonto uygulamayı taahhüt ettiği gibi yeni alınacak para tanımlama üniteleri ve parçalar konusunda kar amacı gütmeksizin, geçmiş yıllarda olduğu gibi maliyete yakın fiyatlarla firma’nın ihtiyaçlarını karşılamayı da taahhüt eder” düzenlemesi bulunmaktadır. Dosyada —- tarihli, davalının temsilcisinden davacının temsilcisine gönderilmiş e-mail metni yer almaktadır. Bu metinde para mekanizmalarının en az 3 ayda bir kontrol edilip yeniden programlanması talep edilmektedir. Taraflarca inkar edilmeyen bu yazışma mahkememizce delil kabul edilerek, davalının davacıdan “para tanımlama cihazlarının bakımının yapılmasını” talep ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Dosyada ayrıca muhtelif tarihlerde düzenlenmiş para tanımlama cihazlarının bakımına ilişkin faturalar bulunmaktadır. Bu faturalara davalının itiraz ettiğini gösterir belgeler de dosyada mevcut değildir. Dosya içeriğinde (davalının savunmasının aksine) davalının para tanımlama cihazlarının bakımının ve ayarlanmasının yapılmasını yasakladığını gösterir bir delil bulunmamaktadır. Yukarıda anılan sözleşme hükmü, faturalar ve e-mail metni dikkate alındığında, davacının davalıdan para tanımlama cihazlarının bakımı ve ayarlanması karşılığında bedel talep edebileceği ve buna göre —- tarihli —- TL tutarlı fatura bedelinden davalının sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafın “Bu faturanın kendileri adına düzenlenmediği” yönündeki savunması ise; “dosyadaki — tarihli ———- davalı şirket tarafından — tarihinde devralındığı anlaşılmıştır. Bir şirketin bir başka şirketi devralması halinde, katılan şirketin bütün hak ve borçlarının da devralana geçtiğinin kabulü gerekmektedir. Bu nedenle, davacı tarafından — ——- adına kesilen faturadan, devralan şirket durumundaki davalı sorumlu olacaktır.” gerekçesiyle yerinde bulunmayarak, açıklanan fatura yönünden davanın kısmen kabulü yoluna gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü ile, 50.237,37-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli 3.431,71 TL harçtan peşin alınan 2.525,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 906,41 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 3.414,00-TL yargılama gideri, peşin yatırılan 2.525,30-TL ile 21,15-TL başvurma harcı toplamı 5.960,45-TL ret ve kabul oranı dikkate alındığında 1.760,86-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 177,80-TL masrafın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 125,27-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, arta kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Hüküm altına alınan miktar üzerindenn AAÜT hükümlerine göre davacı lehine 5.876,11 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen kısım yönünden davalı lehine AAÜT hükümlerine göre 12.335,18 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/10/2019